Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/990 E. 2021/946 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/990 Esas
KARAR NO : 2021/946

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/04/2017
KARAR TARİHİ : 19/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yaklaşık 15 yıldır Rusya da ikamet etmekte ve ticaret yapmakta olduğunu, müvekkilinin daha önceki yıllarda 2012 senesinde Rusya’daki iş yerleri için mal almak üzere davalı şirkete çekler vermiş olduğunu, bu çeklerin karşılığında davalı şirketten herhangi bir mal teslim almamış olduğunu, malları teslim alamayan müvekkilinin çekleri davalı şirketten geri istediğinde ise davalı şirketin bu çeklerin tarihi geçti işlem yapmamız mümkün değil Türkiye ye geldiğinde sana teslim ederiz diyerek müvekkilini oyaladığını, aradan geçen süreden dolayı müvekkilinin Rusya da ikamet ettiği için Türkiye ile bağının çoğu zaman kopmuş olduğunu, müvekkilinin Rusya da yaşamasına fırsat bilen davalı tarafın müvekkilinin tarafından keşide edilen 30/06/2013 tarihli 25.000,00-USD bedelli, 30/11/2013 tarih 25.000,00-USD bedelli, 30/11/2013 tarihli 25.000,00-USD bedelli, 30/12/2013 tarihli 25.000,00-USD bedelli çekler ile ilgili Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … eski(….) esas yılı dosyasından takibe başlanmış olduğunu, herhangi bir işlem yapılmayan icra dosyasından 2,5 yıl sonra alacaklı vekilince yenilenmiş ve müvekkilinin 2 adet taşınmazına el konulan hacizler karşılğında müvekkilinin taşınmazlarının satılmaya çalışırketn müdahele edilmiş ve satışın iptal edilmiş olduğunu, davacı ile davalı şirket arasında daha önceki yıllarda ticari ilişki olmuş oludğunu, davalının daha önce sattığı ürünlere ilişkin olarak fatura kesmiş ve tahsilatını da müvekkilinin çek ile ödeyerek kapatmış olduğunu, satış ve ödemeler karşısında taraflar arasında oluşan ticari ilişki güven nedeni ile müvekkilinin davalı şirkete icra takibine konu edilen çekleri teslim etmiş olduğunu, bu nedenle de icra takibine konu edilen çeklerden dolayı ve icra takibinden dolayı müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını, davalı tarafından tacir olduğunu, ticari kayıtlarından alacağını ispat etmek durumunda loduğunu, müvekkilinin tamamen ticari güven gereği güvenerek verdiği çeklerin müvekkilinin haberinin dahi olmadan ve usulsüz tebligatlarla icra takibine konu edildiğini, 2013 tarihinde yazılan çeklerin 2016 tarihine kadar işllem yapılmadan bekletilmesinin mümkün olmadığını, 100.000,00-USD gibi bir rakamın alacaklısının bunca yıl beklemesinin mümkün olmadığını, İİK 72. Madde uyarınca takibin yargılama sonuna kadar durdurulmasını, davalının asıl alacağın %20’sinden az olmamak şekilde icra tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, taraflar arasındaki satım sözleşmelerinden kaynaklanan ticari ilişkilerin karşılığı olarak davacı tarafından müvekkiline çekler verildiğini, çeklerin keşide tarihlerinde ödenmemesi üzerine davacı aleyhine icra takipleri başlatılmış olduğunu, davacı, süresi içerisinde icra takiplerine ilişkin herhangi bir itirazları bulunmamasına rağmen, taşınmazların satış süreci başlaması üzerine, zaman kazanmak amacıyla haksız nitelikte işbu davayı ikame etmiş olduğunu, çekin ödeme aracı olduğunu, davacının borcun bulunmadığını ispat etmesi gerektiğini, müvekkili lehine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına konu çekler nedeniyle davacının borçlu olup olmadığının tespitine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası icra müdürlüğünden fiziki olarak celbedilmiş, dosyanın tetkikinde, alacaklı …. Konfeksiyon İnşaat San ve Tic Ltd Şti tarafından borçlu …’a karşı çeke dayalı olarak toplam 118.156,85-USD bedelli takip talebinde bulunulmuş, haciz işlemi gerçekleştirilmekle tahsil edilen para icra veznesine depo edilmiştir.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme günü tayin edilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi ibraz etmiş olduğu 13/02/2018 tarihli raporunda özetle; taraflarca ibraz edilen defterlerin davacı lehine delil niteliğinde bulunduğunu, davalı tarafça tanzim edilen faturaların davacı işletme defterlerinde kayıtlı olduğunu, davalı defterlerinde davaya konu çekler ile ilgili davacının borçlu olduğuna dair herhangi bir tespit yapılamadığını, davalı tarafça tanzim edilen 118.724,40-TL’lik fatura ile ilgili davacı tarafın 25.000,00-USD’lik iki ödeme toplamı 88.020,00-TL ödeme yapıldığının ispat edildiğini, davalının işbu vesaiklere göre kalan alacağının 30.704,40-TL olduğunu, davacı tarafından başkaca ödeme belgeleri sunulduğu takdirde hesaplanan davalı alacağından mahsup edilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Davacı taraf, verdiği çeklere karşılık malların teslim alınmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuştur. Kural olarak asıl olanın peşin satış olup çek ödeme aracı olduğundan, ileride teslim edilecek mallara yönelik olarak bu çeklerin avans olarak verildiğinin ispat külfeti davacıdadır. Tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde tanzim olunan bilirkişi raporu dosyamız arasındadır. Davacı vekili ibraz ettiği dilekçesinde raporda bahsedilen ve davalı ile davacı arasındaki daha önceki ticaret konusu faturaların ve çek ödemelerinin işbu davanın konusunu oluşturmadığını belirtmiştir. Çeklerin avans olarak verildiği iddiası davacı tarafça yazılı delil ile ispatlanamamış olup, yemin teklifinde bulunmadıklarını beyan etmiştir. Bu haliyle sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 04/06/2018 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı ilamı İstinaf edilmiş olmakla; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 14/11/2019 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile; “Kural olarak çekin bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun ödenmesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerektiği, her iki tarafın davaya konu çekin ticari ilişki kapsamında verildiğini beyan etmiş ve çekin her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığının görülmüş olduğu, bu doğrultuda davaya ve takibe konu edilen çeklerden dolayı davacının davalıya borçlu olup olmadığının takip tarihindeki taraflar arasındaki cari hesabın bakiyesinin bitimi ile mümkün olduğu, (TBK. 101,102 Madde) bilirkişi raporundaki tespitlere göre, davacının işletme defterine göre 118.724,40 TL.lik davalı tarafından kesilen faturaların davacı defterinde kayıtlı olduğu, işletme defterinin niteliği itibariyle yapılan ödemelerin kayıtlı olmadığı, davalının ticari defterlerine göre davalı nezdindeki davacı hesaplarında 2014 yılına devir olan davacı borcunun bulunmadığı, davaya konu çeklerin davalı defterlerinde kayıtlı olmadığının belirtildiği, davaya konu çekler ile ilgili herhangi bir tespitin olmadığının belirtilmiş olduğu, davalı tarafça uyuşmazlığa konu çekler karşılığı davacıya malların teslim edildiği hususunda fatura ve irsaliye ibraz edilmediği, kendi ticari defterlerinde davaya konu çeklerin kayıtlı olmadığı, Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Esas – … Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere davalının malların teslim edildiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerektiği, davalı vekili tarafından uyap sisteminden gönderilen 06/03/2018 tarihli dilekçe ekinde gönderilen fotokopi belgede davacının 503 mal aldığı,425.000 çek verdiği, 78.000 içinde 31.01.2014 de 25.000 USD, 28/02/2014 de 25.000 USD, 31/03/2014 de 28.000 USD miktarlı çeklerin verileceği belirtilip altında davacının isim ve imzasının olduğu, bu belgenin davacı tarafa gösterilip imzanın kendisine ait olup olmadığının sorulmadığı ve bu belgenin değerlendirilmediği görülmekle, davalı taraftan belge aslı istenerek davacıya söz konusu belge eklenmek suretiyle usulüne uygun isticvap davetiyesi çıkartılıp belge içeriği ve altındaki imzanın kendisine ait olup olmadığı hususunda beyanının alınmadığının görülmüş olduğu, bu nedenle, mahkememizce söz konusu belgede değerlendirilerek tarafların 2012-2015 yılları arası ticari defter ve kayıtları da uzman bilirkişiye inceletilerek takibe konu çeklerden dolayı davacının davalıya borçlu olup olmadığı net bir biçimde belirlenmesi gerekirken, davanın esası ile ilgili deliller toplanmadan ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmış olduğu, tarafların davada ileri sürdükleri iddia ve savunmalarının bir kısmının hiç bir şekilde değerlendirilmemiş olması halide HMK’nın 353/1-a-6 maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği Sonuç itibariyle, mahkememizce uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli ve esasa etkili olan delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kabulüne, mahkememizin 04/06/2018 tarih ve … Esas – … Karar sayılı kararının HMK 353/1-a6 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA, belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkememize GÖNDERİLMESİNE” karar verilmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek, davacı tarafın icra takibine konu çekler nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığının tespiti için tarafların 2012-2015 yıllarına ait Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 15/03/2021 günü, saat 15.00 da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Mali Müşavir bilirkişi … 15/06/2021 tarihli raporunda özetle; davacının 2012, 2013, 2014 ve 2015 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacı yanın incelenen 2012, 2013 ve 2015 yılları İşletme Hesabı Defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulmakla beraber, İşletme Hesabı Defterinin yapısı itibarıyla, gerçek borç – alacak ilişkisi tespite imkan vermeyen bir ticari defter olduğunu, bu nedenle davacının 2012, 2013 ve 2015 yılları İşletme Defterinden davalı ile olan borç /alacak miktarının tespit olunamadığını, 2012, 2013, 2014 ve 2015 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalının ticari defterlerine göre; dava tarihi itibariyle davalının davacıdan alacağının bulunmadığını, davalı şirket tarafından davacı şirkete 07.02.2012 tarihinde 40.122,00 TL, 23.03.2012 tarihinde 42.314,40 TL ve 05.10.2012 tarihinde 36.288,00 TL olmak üzere toplamda 118.724,40 TL satış faturası düzenlediğini ve bu faturaların davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davalı şirket ticari defterlerinden; davalı şirket tarafından düzenlenen satış faturaları öncesi davacı şirketin 20.01.2012 tarihinde 164.509,40 TL çek ile ödeme yaptığına ilişkin kaydın davalı şirket ticari defterlerinde bulunduğunu, çek ödemelerinden 45.785,00 TL’lik kısmımın 28.05.2012 tarihinde yapılan “çek iade alındı” işlemi ile davalı tarafından dava dışı Adina … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne iadesinin yapıldığını, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı şirket tarafından düzenlenen satış faturalarından davacı şirket tarafından daha önce çekler ile yapılan ödemeler ve davalı şirket tarafından iade edilen 45.785,00 TL’lik bedel mahsup edildiğinde taraflar arasında borç/alacak ilişkisinin kalmadığının davalı ticari defterlerinden tespit edildiğini Neticeten; dava konusu çeklerin davacı şirket tarafından davalıya verildiğinin tarafların kabulünde olduğunu, ancak taraf ticari defterlerinde çeklerin giriş/çıkışlarının tespit edilemediğini, davalının ticari defterlerine göre dava konusu çekler haricinde de davacıdan alacağının bulunmadığını, bu itibarla takip konusu çeklerin karşılığının davalı yanca mal/hizmet olarak davacıya sunulduğu cevap dilekçesinde ifade edilmekle birlikte dava konusu çeklere ilişkin davalı yanca mal/hizmet sağlandığına ilişkin dayanak (fatura/sevk irsaliyesi vb) bulunmadığı anlaşıldığından davacının takip konusu çeklerden kaynaklı borçlu olmadığının anlaşıldığını bildirmiştir.
Davacı asil … 29/03/2021 tarihli celsede hazır; davacı asilin Bölge Adliye Mahkemesi kararı uyarınca isticvap konusundaki hususlarda davacı asilden soruldu; davacı asil beyanında; tarafıma gösterilen çek fotokopisi altında yer alan beyan ve imza bana aittir. Ancak belgenin sağ tarafında 425.000 çek ve 78.000 – , 503.Mal Almış yazıları bana ait değildir. Bana ait olan kısımlar altındaki yazı ve imzadır. Ben davalı tarafa vermiş olduğum belgenin fotokopisini çekmiştim. Mahkemenize sunuyorum. Dava konusu icraya konulan çekler 2013 tarihli çeklerdir. Ancak bu belgede geçen çekler 2014 tarihli çeklerdir. Bu belgede yer alan çekler davayla alakalı değildir. Belgede yer alan 3 çeki iade almıştım. Bu belgede yer alan çekler karşılığında herhangi bir mal almadım dedi. Belge fotokopisi Alındı, okundu dosyasına konuldu. Beyanı okunarak imzası alındı.
Dava, takibe konu çekler nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 14/11/2019 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere davalı tarafından sunulan belgeye ilişkin davacı tarafa isticvap davetiyesi tebliğ edilerek beyanı alınmıştır. Davacı asil bahse konu belgenin, takibe konu çeklerin belgede yer alan çekler olmadığı, bu belgede yer alan çeklerin iş bu dava ile alakası olmadığını beyan etmiştir. Davacı asilin beyanı dikkate alınarak bahse konu belge hükme esas alınmamıştır. Taraf defteri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Tarafların ticari defterlerinde çeklerin giriş ve çıkışlarının tespit edilmediği, davacı tarafın dava konusu çekler haricinde davalı taraftan alacağının bulunmadığı tespit edilmiştir. Davalı taraf, çeklerin teslim alındığını ve karşılığında mal veya hizmet olarak davacıya sunulduğunu cevap dilekçesi ile belirtmiş olmakla sunulan mal veya hizmetin ifa edildiğine dair dayanak belge sunamamıştır. Dosya kapsamı itibari ile ispat yükü davalı taraftadır. Açıklanan bu nedenlerle açıklanan bu nedenlerle açılan davanın kabulüne karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır. Yargılama aşamasında icra dosyasına 365.014,00 TL ödendiği anlaşılmakla bu tutarın davalıdan istirdatı ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın KABULÜ İLE;
1-Davacının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına konu çekler nedeni ile davacının davalı şirkete borçlu olmadığının TESPİTİNE, icra dosyası kapsamında ödenen 365.014,00 TL’nin davalıdan istirdatı ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 24.934,11 TL harçtan peşin alınan 4.406,73 TL harcın mahsubu ile bakiye 20.527,38 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 4.438,13 TL ile bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 1.545,75 TL olmak üzere toplam 5.983,88 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davalı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 34.000,98 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/10/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸