Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/967 E. 2020/377 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/967 Esas
KARAR NO : 2020/377

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2019
KARAR TARİHİ : 02/07/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalı tarafından ödenmeyen 10.07.2019 tarih,… sıra no, 9.086,00 TL miktarlı; 10.07.2019 tarih, …. sıra no, 8.667,10 TL miktarlı; 10.07.2019 tarih, …. sıra no, 41.300,00 TL miktarlı faturalara ilişkin Bakırköy …. İcra Müdürlüğü ….Esas nolu dosyadan icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak takibe, borca, faize ve tün ferilerine itiraz ettiğini, davalı taraf ile yapılan zorunlu arabuluculuk görüşmeleri de olumsuz sonuçlandığını beyan ederek, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü …. Esas Nolu dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, itiraz haksız ve kötü niyetli olduğundan lehlerine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, lehlerine vekalet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın davasında haksız ve kötü niyetli olduğunu, tüm iddiaların hukuki dayanaktan yoksun ve gerçek dışı olduğunu, davacı tarafça düzenlenen icra takibinde takibin dayanağı olarak hiçbir açıklama yapılmadığını, faturalardan bahsedilmediğini, davacı tarafın bu nedenle faturalara dayanarak talepte bulunamayacağını, davacı tarafın açıkça kötü niyetli olarak hareket ettiğini, icra takibinde belirtmediği, açıklamadığı, tebliğe çıkartmadığı hususları talep ettiğini beyan ederek, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine ve takibin iptaline, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Tarafların tacir kaydının bulunup bulunmadığı ve VUK gereği tutmakla yükümlü defterlerin mahkememize bildirilmesi için ilgili vergi dairelerine müzekkere yazılmış, Kocasinan Vergi Dairesi’nden gelen müzekkere cevabının incelenmesinde; davalı …’ın faaliyetinin kira geliri olduğu, VUK gereği defter tutma yükümlülüğünün bulunmadığı bildirilmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen 17/02/2020 tarihli yazı cevabında; davalı … ve davacı …’un gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı mahkememize bildirilmiştir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde mutlak ticari davalar “1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; …. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun …. saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580. maddelerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanununun havale hakkındaki 457-462 ve vedia hakkındaki 463-482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispi nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Somut olayda, fatura alacağına istinaden başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların ikisinin de tacir olmadığı anlaşılmış olup, sırf icra takibinin faturaya dayalı olması Asliye Ticaret Mahkemesini görevli hale getirmez. Tarafların her ikisinin tacir olmadığı, uyuşmazlığın mutlak ticari davadan kaynaklanmadığı anlaşılmakla, bu durumda, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 2016/11566 esas – 2016/11737 karar sayılı ve 05/12/2016 tarihli kararı da bu yöndedir. Bu sebeple HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine, mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nın 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/07/2020

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır