Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/941 E. 2020/82 K. 21.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/941 Esas
KARAR NO : 2020/82

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/11/2019
KARAR TARİHİ : 21/01/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; … Alışveriş Hizmetleri Gıda San. ve Tic. A.Ş. (“…”)’nin müvekkili … Ticaret Merkezi A.Ş.(“müvekkili şirket”) tarafından 28.12.2013 tarihli ve 28865 sayılı Resmi Gazetede neşr ve ilan edilen “Birleşme ve Bölünme” tebliği ve diğer mevzuat hükümlerine göre tüm aktifleri, pasifleri, hakları ve vecibeleriyle birlikte kül halinde devralınmış olduğunu, Zeytinburnu Belediyesi Meclisi’nin 2013 yılı için “evsel atık toplama ücreti” belirlenmesine dair 07/12/2012 günlü, 2012/2018 sayılı kararı kapsamında … tarafından davalı idareye 2013 yılı katı atık toplama bedeli olarak 3.600,00 TL ödenmiş olduğunu, davalı idare tarafından …’den tahsil edilen bu ücretin haksız olması sebebiyle iadesine yönelik olarak işbu davanın açılması zorunluluğunun hasıl olduğunu, … tarafından öncelikli olarak İstanbul … İdare Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile davalı tarafından tahakkuk ettirilen katı atık ücretinin fahiş olması sebebiyle tarifenin iptali ve 2013 yılı tahakkukların iadesine ilişkin dava açıldığını, İstanbul … İdare Mahkemesi’nin 05/05/2015 tarih ve 2015/927 sayılı kararı ile 2013 yılı için “evsel atık toplama ücreti” belirlenmesine dair 07/12/2012 günlü, 2012/2018 sayılı Zeytinburnu Belediyesi Meclis Kararlarının iptaline, 2013 yılı için ödenmiş olan katı atık ücretlerinin davalı idarece müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmiş olduğunu ve fakat kararın davalı idare tarafından temyiz edilmesi üzerine, Danıştay … Dairesi tarafından 16/02/2018 gün ve E:…., K:…sayılı kararı ile 2013 yılı için “evsel atık toplama ücreti” belirlenmesine dair 07/12/2012 günlü, 2012/2018 sayılı Zeytinburnu Belediyesi Meclis kararlarının iptaline yönelik kısmının hukuka uygun olması sebebiyle ONANMASINA ve davacı şirkete 2013 yılı evsel katı atık ücreti tahakkuk ettirilmesine ilişkin işlemin iptali ile ödenen bedellerin iadesine yönelik kısmının, talebin özel hukuk hükümlerine tabi olan abonelik sözleşmesinden kaynaklanması sebebiyle çözümünün adli yargı mercine ait olması gereğince BOZULMASINA karar verilmiş olduğunu, İdare Mahkemesi ve Danıştay nezdinde yapılan inceleme sonucu davalı iadre tarafından katı atık ücretine ilişkin belirlenen tarifenin hukuka uygun olmadığı tespit edilmiş olduğundan anılan atık ücretinin müvekkili şirkete iadesine ilişkin olarak hukuki sürecin başlatılması zorunluluğunun hasıl olduğunu beyanla; davanın kabulüne, katı atık tahakkuklarının iptaline yönelik karar gereğince 2013 yılı tüm aylarına ilişkin olan ödenmiş katı atık ücretleri toplamı 3.600,00 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek ticari işlerde uygulanacak temerrüt faizi ile birlikte iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından dava dilekçesinde İstanbul …. İdare Mahkemesi’nin 31/12/2018 tarihli … Esas … Karar sayılı kararının taraflarca temyiz edilmediği için kesinleştiğinin beyan edildiğini, fakat bu hususun gerçeği yansıtmadığını, kararın tebliğini izleyen tarihten itibaren 30 gün içerisinde Danıştay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilmiş olduğunu, bahsi geçen mahkeme kararının 17.04.2019 tarihinde tebliğ edilmiş olduğunu ve 29.04.2019 tarihli dilekçe ile temyiz edilmiş olduğunu, davacının bahsi geçen idari davada işbu dava ile aynı doğrultuda talepte bulunduğu ve anılan kararın henüz kesinleşmemiş olduğu dikkate alındığında derdestlik itirazlarının olduğunu, davanın görev yönünden reddi gerektiğini, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, bu nedenle davanın görev yönünden de reddi gerektiğini, davacıdan tahsil edilen katı atık ücretinin 02.01.2013 tarihli Katı Atık Sözleşmesi’nden kaynaklandığını, işbu sözleşmenin özel hukuk sözleşmesi olduğunu, tamamen tarafların ortak iradeleri ile imza altına alındığını, idarelerince sözleşme uyarınca üzerlerine düşen yükümlülüklerin yerine getirilmiş olduğunu ve karşılığında da davacı tarafından iadesi talep edilen ücretin tahsil edilmiş olduğunu, idarelerince tahsil edilen katı atık ücretinde hukuka aykırılık bulunmadığını, davacının ödeme tarihinden itibaren ticari faiz talebinde bulunduğunu ancak taraflar arasında ticari bir ilişki bulunmadığından bu talebin de reddi gerektiğini belirterek; davanın öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, aksi takdirde görev yönünden reddine, en nihayetinde mahkemece aksi kanaate varılacak olursa davanın esastan reddine ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe;
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan, 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Dava konusu uyuşmazlığın davacı şirketin ticari işletmesi ile ilgili olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Buna karşılık, TTK’nın 16/(2) maddesindeki “Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri … tacir sayılmazlar.” düzenlemesi karşısında, davalı belediyenin tacir olarak kabulü mümkün değildir. Davalı … tacir niteliği taşımadığından, dava konusu da kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmediğinden, 6102 sayılı TTK’nın 4/1 maddesi hükmünce, davayı ticari dava saymak ve Asliye Ticaret Mahkemesini görevli kabul etmek mümkün değildir. Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan mahkememizce davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-6502 sayılı yasa ve HMK.nın 114/1-c maddesi gereğince davacı tarafça açılan davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-Görevsizlik kararının İstinaf yasa yoluna başvurulmadan kesinleşmesi durumunda, kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkiliBakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE; Mahkememizin görevsizliğine dair kararın İstinaf yasa yolundan geçmek suretiyle kesinleşmesi durumunda, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde (HMK 20. maddesi) Mahkememize başvurması halinde ve talep halinde dosyanın görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Süresinde müracaat edilmemesi halinde HMK 20/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme yapılmasına,
5-HMK’ nın 330/2 maddesi gereğince harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/01/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır