Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/935
KARAR NO : 2023/626
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 01/11/2017
BİRLEŞEN BAKIRKÖY … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
… ESAS, …. KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA :İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/11/2017
BİRLEŞEN BAKIRKÖY … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
… ESAS, … KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
BİRLEŞEN BAKIRKÖY .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
… ESAS, … KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
BİRLEŞEN BAKIRKÖY .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
… ESAS, … KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 15/06/2023
ASIL DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin 13/10/2017 tarih ve … sayılı kararı ile müvekkilinin davalı şirketin ortaklığından çıkarılmasına karar verildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, alınan kararın müvekkiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, karar altında imzası bulunan ….ün yurtdışında olduğunu imzanın kendisine ait olamayacağını, alınan kararın haksız ve kötü niyetli olduğunu, TTK’nın 245 ve 255. Maddelerine istinaden çıkarma kararı alındığını ancak ileri sürülen sebeplerin yerinde olmadığını, kararda gerekçe olarak müvekkilinin ortaklar kurulunda kolektif şirketin tür değiştirilmesi teklifine olumsuz oy kullanması ve şirkete karşı görevlerini ihlal etmiş, yükümlülüklerini yerine getirmemiş olduğunun ve bu şekilde ihanet ettiğinin ileri sürüldüğünü ancak bu sebeplerin hak neden sayılamayacağını, müvekkilinin kendisine ödenmeyen kâr payı alacağı için takipte bulunduğunu, bunun yasal hakkı olduğunu, TTK’nın 245. Maddesi gereğince kendisinde fesih sebebi doğmuş ortağın dava hakkı bulunmadığının yer aldığını ancak ileri sürülen sebeplerin haklı olmadığını, netice itibariyle alınan kararın usul ve yasaya aykırı bulunduğunu belirterek iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacını bu davayı açmasında hukuki bir yarar bulunmadığını zira ortaklıktan çıkarılan davacıya payın nakden ödendiğini, derdestlik itirazında bulunduklarını zira aynı konuda Bakırköy … ATM’nin … Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, aynı konuya ve aynı sebebe dayanan, aynı taraflar arasında dava açılmasının dava şartları nedeniyle reddi gerektiğini, terditli istemde bulunulduğunu ancak bu konudaki şartları taşımadığını esasına ilişkin olarak da davacının müvekkili şirketin büyümesi ve değişen şartlara uygun hareket etmesine engel olduğunu, kolektif şirket olarak faaliyetini sürdürmesinin ve karar almasının zorlaştığını bu sebeple tür değiştirmesinin gerekli olduğunu ancak davacının tür değişikliğine ilişkin karar almasına engel olmasının iyi niyetli omladığını iş yapılan firmalara karşı güvence verebilmesi için tür değiştirmesinin gerekli olduğunu, davacının art niyetli olarak bu duruma engel olduğunu, davacının şirket ortaklığından doğan görev ve yetkilerini yerine getirmediğini, şirketin menfaatlerine aykırı davranışta bulunarak şirkete ihanet ettiğini, davacının müvekkili şirketin finansal olarak zor durumda bırakmak ve itibarsızlaştırmak için icra takibinde bulunduğunu, TTK’nın 245 ve 255. Maddesi gereğince haklı nedenlerle çıkarılmasına karar verdiğini, davacının ileri sürdüğü sebeplerin yerinde olmadığını, alınan kararda belirtilen haklı sebeplerin gerçekleştiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN BAKIRKÖY … ATM’NİN … E SAYILI DOSYASINDA:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %16,66 pay sahibi ortağı olduğunu, 2016 yılı kâr payının ve geçmiş dönem alacaklarının ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında Çatalca icra müdürlüğünün … E sayılı takip dosyası ile icra takibi yaptıklarını, davalının itiraz ettiğini itirazın haksız olduğunu, zira müvekkilinin TTK 228. maddesi kapsamında davalı şirketten alacaklı olduğunu, bu alacağın bilanço ve beyannamelerle sabit olduğunu, müvekkilinin ödeme emri tebliği üzerine ortaklıktan çıkartıldığını, bu kararın iptali için dava açıldığını ileri sürerek takip konusu alacağın 8.710.536,00 TL’si yönünden itirazın iptaline, takibin devamına ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının hukuki yararının bulunmadığını, davacıya gerekli ödemlerin yapıldığını, derdestlik itirazlarının bulunduğunu, müvekkilinin davacıya bir borcunun bulunmadığını, şirket karlarının davacının bilgisi ve onayı ile şirket yatırımlarında kullanıldığını, davacının faiz talebinin yerinde bulunmadığını, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesi istemiştir.
BİRLEŞEN BAKIRKÖY… ATM’NİN … E SAYILI DOSYASINDA:
DAVA: müvekkilinin ortak olduğu 2006-2016 yılları arasında kar payı dağıtmamış gibi gözükse de ticari faaliyeti sonucunda elde ettiği kar’ın müvekkili dışındaki ortaklara muhasebe hileleri ile aktarıldığını, müvekkilinin babası …’ün vefatı sonrasında ulaşılan bilanço ve kayıtlara göre müvekkiline isabet eden miras hakkının ödenmediğini belirterek müvekkilinin, 2006 ila 2016 yılları arasındaki gerek mirasçı sıfatıyla babası …e düşen kar payı, ….’ün şirkete koyduğu ve çektiği paraların tespiti ve başka isim altındaki ödemelerden gerekse de müvekkilinin kendi hissesine düşen ödemelerden dolayı kar payı ve diğer alacak kalemlerinin tespiti ile belirsiz alacak davası olarak açılan davada alacakların, her birinin doğduğu tarihten itibaren ticari avans faizi yürütülme suretiyle şimdilik 1 Milyon TL’nin tahsiline karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: davacının HMK nın 119/f bendine ve 194. Maddesine aykırı dava dilekçesinin reddi ile davasının usulden reddine, müvekkili şirketin tüzel kişilik olduğunu bu nedenle borç ve taahhütlerinden bizzat sorumlu olduğundan ve TTK 237. Maddesi uyarınca davanın müvekkilleri … ve … e yöneltilemeyeceğini bu nedenle müvekkilleri … ve …. yönünden husumet itirazında bulunduklarını, davacı tarafından daha önce Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas ve Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyalarıyla aynı şekilde kâr payı alacağı talepli, aynı taraflı ve aynı sonucun hedeflendiği davalar ikame edildiğinden derdestlik itirazında bulunduklarını, üç aylık hak düşürücü sürede açılmamış olduğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, dava 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan davacının talepleri yönünden zamanaşımı itirazından bulunduklarını, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin henüz kesinleşmemiş olan … Esas sayılı dosyanın bekletici mesele yapılmasına, kâr payı dağıtılmasını isteyen davacının öncelikli olarak bu talebini Ortaklar Kurulunda sunması gerektiğini, davacının müvekkili şirket nezdinde herhangi hak ve alacağı bulunmadığını, davacının haksız ve kötü niyetli iddialarının kabulü mümkün olmadığından bahisle davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN BAKIRKÖY … ATM’NİN … E SAYILI DOSYASINDA:
DAVA; müvekkilinin ortak olduğu davalı şirketin kar payı olarak ödenmesi gereken gerçek meblağın tespiti ile şimdilik 250.000 TL nin her yıl için kar dağıtım zamanı belirlenerek o tarihten itibaren ticari avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN BAKIRKÖY … ATM’NİN … E SAYILI DOSYASINDA:
DAVA; davalılardan şirketin elde ettiği karın nerede kullandığının, özellikle ortaklara dağıtılıp dağıtılmadığının tespitine, davalı gerçek kişilere hisseleri oranından daha fazla kar payı ödemesi yapılıp yapılmadığının tespitine, davalı gerçek kişilere fazladan kar payı ödemesi yapıldığının tespiti halinde, tespit edilen meblağdan şimdilik 10.000 TL nin kar payı dağıtımının yapıldığı tarihlerden itibaren temerrüt faiziyle müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizden verilen 18/04/2018 tarih ve … Esas … sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, …. Hukuk Dairesi’nin 10/10/2019 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamıyla kaldırılmakla, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiştir.
Asıl dosya ve birleşen ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ve birleşen Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …esas sayılı dosyası ve bu dosya ile birleşen Bakırköy … ATM’nin … E, … E, … E ve … E sayılı dosyalarının tetkiki ile her bir dava dosyasına ilişkin ayrı değerlendirme ile bilirkişi raporu tanziminine karar verilmiştir.
SMM …, YMM …. ve hukuk bilirkişi …. tarafından düzenlenen kök raporda, dava konusunun; Ortaklıktan Çıkarılma Kararının İplali, Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) ve İtirazın İptali davaları olduğu, davacımı taleplerinin 2006 ve 2017 yıllarına ilişkin 12 yıllık süreyi kapsadığı, ancak davalının sadece 2014, 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin defterlerini ibraz ettiği, ibraz edilen defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, ticari defterlerinin davalının lehine delil niteliğinin bulunduğu, işbu Taporun VII ve VII bölümlerinde dava dosyaları bazında detaylı inceleme ve hesaplamalara yer verildiğinden, dosya kapsamının genişliği karşısında bu bölümde sadece sonuca dair görüş ve mali verilere yer verilmesinin daha uygun olacağı, davacının haklı nedenle davalı şirketten çıkarılmasına ilişkin olarak alınan ortaklar kurulu kararının şekli olarak hukuka uygun olduğu; çıkarma kararının alınabilmesi için bir ortağın sahsından kaynaklanan sebeplerle şirketin feshinin istenebilmesini haklı kılacak bir neden bulunması gerektiği; Davalı Şirket’in tür değişlirmesi talebine muhalif kalınmasının Kanun’dan kaynaklanan bir hak olduğu ve Davacı’nın şirket içindeki söz hakkını koruma amaçıyla bu hakkımı kullanımasının haklı neden olarak ileri sürülmesinin mümkün olmadığı; davacı tarafından Davalı Şirket’e karşı başlatılan icra takibine ilişkin olarak alacak talebinin icra yoluyla ileri sürülmesinin kanun ile verilen bir hak olduğu ve tek bir itiraz ile durdurulan ve hakkın mevcudiyeti ispat edilene kadar Şirket açısından herhangi bir sonuç doğurmayan bu talebin şirkctin itibarını sarsmasının mümkün olmadığı dikkate alınarak icra takibinin de çıkarma kararına gerekçe oluşturmasının mümkün olmadığı; Davalı Şirket tarafından iddia edilen davacının şirkete ihanet etmesi, şirketin itibarını sarsıcı eylemlerde bulunması gibi hususların işbu dava dosyasında ispat edilmiş olmadığı gerekçeleri de dikkate alınarak davacının davalı şirketten çıkarılmasına ilişkin kararın haklı nedene dayanmadığı ve bu nedenle iptal edilebilir olduğu; davacının 2016 yılında payına düşen Şirket karını ve geçmiş dönem alacaklarını talep ettiği Birleşen Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E.Sayılı Dosyası kapsamında, kar payı talebinde bulunulması için ortaklar kurulunun bu yönde bir karar almasının zorunlu olmadığı; ilgili döneme ilişkin olarak kar payı dağıtma ya da dağıtmama yönünde herhangi bir karar atınmadığından TK 227 hükmü gereği üç ay içerisinde dava açılmamasının herhangi bir sonucu olmadığı; Davacı’ya ait olan kar paylarının sermayeye eklenmesi yönünde açık bir karara rastlanmadığı, davacının 2017 yılında payına düşen Şirket karını talep ettiği Birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi … E.Sayılı Dosyası kapsamında, Kollektif şirket ortağı hakkında alınan çıkarma kararının kural olarak çıkarma kararının orlağa tebliğinden itibaren hüküm ve sonuçlarını doğuracağı; ancak çıkarma kararı mahkeme taralından iptal edildiği tarihte iptal kararının baştan itibaren hükümsüz olacağı, yani çıkarılan ortağın şirketten hiç çıkarılmamış gibi sonuç doğuracağı; 2017 yılı kar payı talebinin bu ilkeler ışığında değerlendirilmesi gerektiği, yukarıdaki “IX-9” nolu bölümdeki hesaplamanın da bu doğrultuda yapıldığı, davacının 2006 ilâ 2016 yılları arasında kendi payına düşen Şirket karını talep ettiği Birleşen Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E.Sayılı Dosyası kapsamında davalı şirketin zamanaşımı defini ileri sürdüğü; kollektif şirketlerde ortağın kar payı hakkına ilişkin zamanaşımı süresinin beş yıl olduğu; 2013 ve sonraki faaliyet dönemlerine ilişkin olarak zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolmadığı; 2012 ve önceki yıllara ilişkin ise zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının ayrıca değerlendirilmesi gerektiği; ortaklar kurulunca onaylanan şirket bilançolarındaki kar paylarının isler geçmiş yıllar kârlar hesabında takibi, isterse bu hesaptan ortaklar cari hesabına virman edilmesinin hissedarların alacak hakkına ilişkin sonucu değiştirmediği, söz. konusu hususun şirket açısından borcun ikrarı olduğu ve zamanaşımı süresinin kesildiği; yine -rapora ekli banka ödeme dekontlarından da anlaşılacağı üzere- ortaklara yapılan kısmi ödemelerin zamanaşımı süresini kestiği; davacıya kısmen ödeme yapıldığı dikkate alınarak zamanaşımı sürelerinin belirlenmesi gerektiği; davacının vefat cden babası …’ün payına düşen başta kar payı olmak üzere diğer alacak taleplerine ilişkin olarak mirasçılık sıfatının huzurdaki dava kapsamında tartışma dışı olduğu; muris …’ün alacaklarına ilişkin olarak hukuki olarak özellik arz eden hususun zamanaşımı süresi olduğu; davalı şirketin zamanaşımı defini ileri sürdüğü; zamanaşımı süresine ilişkin olarak incelenmesi gercken hususların Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesi … E.Sayılı Dosyası kapsamında yapılan açıklamalar ile paralellik arz ettiği; … tarafından imzalanan ibraname başlıklı belgenin, belge üzerinde yapılan ödemelerin yapıldığına ilişkin makbuz hükmünde olduğu ve belgede yer alan miktarı aşan alacakları talep etme hakkını sona erdirmeyeceği, davalı şirketin 2017 yılı faaliyet dönemine ilişkin olarak 02.05.2018 tarihli ihtarname ile temerrüde düşürüldüğü, bu döneme ilişkin kar payı ulacaklarına işletilecek olan temerrüt faizinin mezkur ihtarnamede verilen 3 günlük sürenin sonunda başlaması gerektiği; Kar talebinin ancak Mahkemenin davacının ortaklığına devum kararı ile mümkün olabileceği, davalı şirkete 2016 yılı ve geçmiş dönem alacakları için ayrıca bir temerrüt ihtarı göndermediği görüldüğünden, söz konusu alacakların talep edildiği icra takibi tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmesi gerektiği,; Kar talebinin ancak Mahkemenin davacının ortaklığına devam kararı ile mümkün olabileceği, davalı şirketin Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dava dosyasına istinaden mali bilirkişi YMM … vce mali bilirkişi SMMM … tarafından davalı şirketin inceleme yeri olarak gösterilen adresine 10.06.2021 tarihinde gidilerek incelemelerin gerçekleştirildiği, raporda V1I-7/b bölümünde yıllar itibariyle karşılaştırmalı olarak verilen karlılık oranlarından da anlaşılacağı üzere, yıllık bazda kârlıilik oranlarının normal düzeylerde seyrettiği, 2017 geçici vergi dönemlerindeki maliyel ve karlılık durumuna ilişkin, 2017 yılının üçüncü döneminde herhangi bir zararın söz konusu olmadığı, ancak düşük bir karlılıktan söz edilebileceği, işletmelerin dönem içerisinde muhtelif nedenlere bağlı olarak karlılık oranlarının değişebildiği, geçici vergi dönemlerinde yapılan işlemlerin nihai hesaplamalarının yıllık beyannamelerde kesinleştiği, bu hususta yapılan incelemelerde eleştiriyi gerektiren bir hususa rastlanmadığı, ortaklık payının hesabında dikkate alınan şirket değerinin, … (…. Hizmeteri A.Ş.) taralından hazırlanan şirket değerinin tespitine yönelik değerleme raporuna istinaden gerçekleştirildiği, anılan raporun da incelenmesi sonucunda uygulanan yöntemler ile stok ve gayrimenkullere yönelik değerleme işleminin usulüne uygun olarak yapıldığı, bu bağlamda değerleme raporuna itibar edilebileceği, Şirket değeri üzerinden hesaplanan (66.892.000,00 x % 16,665) 11.144.207,20 TL’nin ortaklıktan çıkarılma payı olarak …’e ödendiği, önceki yıllara ait dağıtılmamış olup, 2014 yılına devreden kârların bakiye kısmı ve 2014 yılı ile 2015 yılı karlarının ortakların cari hesabına alacak kaydedilmek suretiyle tahakkuk ettirildiği, noksan tahakkuk tespiti ve hesaplamaların tarafımızdan yapıldığı, davacı …’ün cari hesabına noksan tahakkuk ettirilen 260.200,23 TL’lik tutar ve cari hesap alacak bakiyesi olan 569.231,60 TL ile cari hesapta ödenmiş olarak görünüp, ödeme belgeleri ibraz edilemeyen 1.150.000,66 TL olmak üzere toplam (260.200,23 * 569.231,60 * 1.1150.000,66 =) 1.979,432,49 TL’nin; ortaklıktan çıkarılma kararı verilmesi halinde ilave olarak kendisine ödenmesi gerektiği; ortaklığa devam kararı verilmesi halinde ise şirketlen çıkarılma payı olarak davacıya ödenen 11.144.207,20 TL’nin, davacının cari hesabına noksan tuhukkuk ettirilen 260.200,23 TL, cari hesap alacak bakiyesi olan 569.231,60 TL, cari hesaplu ödenmiş olarak görünüp, ödeme belgeleti ibraz edilemeyen 1.150.000,66 TL, 2016 takvim yılına ilişkin davacının hissesine düşen 5.781.264,76 TL kâr payı ve 2017 takvim yılına ilişkin davacının hissesine düşen 5.187.176,21 TI. kâr payı olmak üzere toplam (260.200.23 * 569.231,60 *1.150.000,66 * 5.781.264,76 * 5.187.176,21 =) 12.947,973,46 TL ile mahsubundan sonra kalan (12.947.873,46- 11.144.207,20 =) 1.803.666,26 TL’nin davacı …’e ödenmesi gerekliği belirtilmiştir.
Tarafların rapora karşı itirazları sonucunda aynı heyetten ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Aynı heyetten alınan ek raporda, Kollektif şirketlerde şirket ortağının haklı nedenle çıkarılmasını düzenleyen TK m.245 hükmünde sayılan çıkarma hallerinin sınırlı sayıda olmadığı; Davalı Şirket’in tür değiştirmesine ilişkin karara davacının olumsuz oy kullanmasının çıkarma kararı için haklı neden teşkil etmeyeceği; davacının kar payı alacaklarını talep etmek üzere icra takibi başlatmasının haklı neden olarak değerlendirilemeyeceği; zira icra takibine itiraz edilmesi neticesinde takibin durduğu; icra takibine konu edilen alacağın tahsil edilebilmesi için konu hakkında dava açılması gerektiği ve bir mahkeme kararı neticesinde haklı görülerek alacağını tahsil eden ortak hakkında şirketten çıkarma kararı bakımından haklı nedenin mevcut olduğu değerlendirmesi yapılmasının mümkün olmadığı; davacının görev ve sorumluluklarını yerine getirmediği iddiasına ilişkin olarak, diğer hususların yanında bu iddianın mevcut olduğunun kabulünde dahi davalı şirketin kuruluşundan beri ortak olan Davacı hakkında uzun süre sessiz kalınması nedeniyle haklı nedenle çıkarma kararırın alınmasının mümkün olmadığı; huzurdaki dava davacının şirketten çıkarılmasına ilişkin olarak alınan ortaklar kurulu kararının iptaline ilişkin olduğundan, haklı neden kavramının kararın alındığı an bakımından değerlendirilmesi gerektiği ve bu nedenle sonradan meydana gelen olayların, açılan davaların, ileri sürülen beyanların haklı neden değerlendirilmesinde dikkate alınmasının mümkün olmadığı; Çıkarma kararının hukuka uygun olarak değerlendirilmesi halinde ayrılma payının devam eden şirket değeri üzerinden yapılması gerektiği; Kollektif şirketlerde ortağın kar payını talep edebilmesi için ortaklar kurulu kararının alınmasının zorunlu olmadığı; bu hususun doktrin görüşleri ve Yargıtay kararları ile sabit olduğu; TK m. 227/1 hükmünde kar payı dağıtımına ilişkin olarak ortaklar kurulu kararı alınması halinde bu karara karşı dava açma süresinin düzenlendiği; huzurdaki davada davalı şirket tarafından da bizzat kabul edildiği üzere bu konuda almmış herhangi bir ortaklar kurulu kararı bulunmadığından sona ermiş bir dava açma süresinden bahsedilemeyeceği; TK m. 227/2 hükmünün ise ortaklara ödenecek kar payının belirlenmesinin ortaklardan birine ya da üçüncü kişiye bırakılması halini düzenlediği; davaya konu edilen olayda bununla ilgili herhangi bir durum söz konusu olmadığından TK m. 227/2 hükmünün davada uygulanmasının mümkün olmadığı; TK hükümleri içerisinde kolektif şirketler ortakların kar payı alacağına ilişkin özel bir zamanaşımı süresi yer almadığından, ortakların kar payı alacaklarına ilişkin olarak TK m. 147/1-4 hükmünün uygulanması gerektiği ve bu hüküm uyarınca zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu; zamanaşımının kesilmesi meselesine ilişkin olarak TK’da özel hüküm bulunmadığından TBK m. 154 hükmünün huzurdaki uyuşmazlık bakımından uygulanması gerektiği; bu kapsamda şirket finansal tablolarının onaylanması ve ortaklara kısmi ödeme yapılması hallerinin zamanaşımı süresinin kesilmesine neden olduğu; 10. 05.10.2016 tarihinde vefat eden Muris ….’ün vefat tarihinde davalı şirket nezdinde bulunan payları üzerinde davacının miras payı oranında (1/3) hak sahibi olacağı; aynı şekilde Muris’in davalı şirket nezdinde bulunan kar payı da dahil olmak üzere tüm alacakları üzerinde de miras payı oranında hak sahibi olacağı; davacı hakkında alınan çıkarma kararının iptal edilmesi halinde, davalı şirketin diğer ortaklarının fazladan tahsil ettikleri kar payı mevcut ise fazladan tahsil edilen kar payının iade edilmesi gerekeceği; .2017 yılının üçüncü dönemi kar payı alacaklarını konu edinen .. E. Sayılı dosyada talep edilen kar payı alacağı, davacının davalı şirkette halen ortak olduğu bir döneme ilişkin olduğundan çıkarma kararının akıbetinden bağımsız olarak bu talebin ileri sürülmesinin mümkün olduğu; ancak çıkarma kararının hukuka uygun olarak kabul edilmesi halinde söz konusu kar payının ayrılma payı içerisinde ödenmesi gerektiği , davacının kar payı alacaklarına ilişkin herhangi bir ihtar çekmediği ve bu nedenle temerrüt faizinin muacceliyet tarihi itibariyle değil, takip ya da dava tarihi itibariyle işlemesi gerektiği, Mali yönden görüşümüzde ve hesaplamalarımızda herhangi bir değişiklik olmadığı, kök raporda da belirtildiği üzere; davacı …’ün cari hesabına noksan tahakkuk ettirilen 260.200,23 TL’lik tutar ve cari hesap alacak bakiyesi olan 569.231,60 TL ile cari hesapta ödenmiş olarak görünüp, ödeme belgeleri ibrtaz edilemeyen 1.150.000,66 TL olmak üzere toplam (260.200,23 * 569.231,60 * 1.1150.000,66 =) 1.979.432,49 TL’nin; ortaklıktan çıkarılma kararı verilmesi halinde ilave olarak kendisine ödenmesi gerektiği; Ortaklığa devam kararı verilmesi halinde ise şirketten çıkarılma payı olarak davacıya ödenen 11.144.207,20 TL/’nin, davacının cari hesabına noksan tahakkuk ettirilen 260.200,23 TL, cari hesap alacak bakiyesi olan 569.231,60 TL, cari hesapta ödenmiş olarak görünüp, ödeme belgeleri ibraz edilemeyen 1.150.000,66 TL, 2016 takvim yılına ilişkin davacının hissesine düşen 5.781.264,76 TL kâr payı ve 2017 takvim yılına ilişkin davacının hissesine düşen 5.187.176,21 TL kâr payı olmak üzere toplam (260.200,23 * 569.231,60 * 1.150.000,66 * 5.781.264,76 * 5.187.176,21=) 12.947.873,46 TL ile mahsubundan sonra kalan (12.947.873,46- 11.144.207,20 =) 1.803.666,26 TL’nin davacı …’e ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Mahkememizce her bir dosya için ayrı hüküm kurulması zarureti nazara alınarak dosyanın birleşen dosyaların yeniden tetkiki ile, Birleşen Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyasına konu talep yönünden, takip tarihi olan 11.10.2017 tarihi itibariyle davacının 2016 yılı kar payının, muris … nedeniyle tahakkuk eden kar payı alacağının ayrı ayrı hesaplanması, davacıya ödenen miktarlar içerisinde bu tutarların da bulunup bulunmadığının tespiti ve davacı tarafından dava dilekçesinde ödendiği kabul edilen tutarın mahsubu ile alacaklı olup olmadığının, alacaklı ise miktarının tespiti, birleşen … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, birleşen … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas, Birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyalarında da ayrı ayrı olmak üzere davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacaklı olduğu miktarın tespiti ile rapor alınmasına karar verilmiştir.
Aynı heyetten alınan ikinci ek raporda, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Dava dosyası yönünden; davacının ortaklıktan çıkarılma kararına ilişkin olarak, Davalı Şirket’in tür değiştirmesine ilişkin önerinin
davacı tarafından reddedilmesinin ve davacı tarafından davalı Şirket’e karşı başlatılan icra
takibinin somut olay ışığında ortaklıktan çıkarma için haklı neden oluşturmasının mümkün
olmadığı; davacının Şirket’in işleyişinin engellendiği ve Şirket’e ihanet edildiği iddialarının
da somut veriler ile ispat edilememesi karşısında haklı nedenin mevcut bulunmadığı; bu
nedenle takdir Mahkeme’ye ait olmak üzere davacının davalı Şirket’ten çıkarılması
yönündeki ortaklar kurulu kararının iptal edilebilir olduğu sonuç ve kanaatine ulaşıldığı,
kök raporda da belirtildiği üzere, ortaklık payının hesabında dikkate alınan şirket
değerinin, …. (… Hizmetleri A.Ş.) tarafından
hazırlanan şirket değerinin tespitine yönelik değerleme raporuna istinaden gerçekleştirildiği,
anılan raporun tarafımızdan da incelenmesi sonucunda uygulanan yöntemler ile stok ve
gayrimenkullere yönelik değerleme işleminin usulüne uygun olarak yapıldığı, bu bağlamda
değerleme raporuna itibar edilebileceği,
Ortaklıktan çıkarılma kararı verilmesi halinde, davacı …’ün cari
hesabına noksan tahakkuk ettirilen 260.200,23 TL’lik tutar ve cari hesap alacak bakiyesi olan
569.231,60 TL ile cari hesapta ödenmiş olarak görünüp, ödeme belgeleri ibraz edilemeyen
1.150.000,66 TL olmak üzere toplam (260.200,23 + 569.231,60 + 1.1150.000,66 =)
1.979.432,49 TL’nin ilave olarak kendisine ödenmesi gerektiği;
Ortaklığa devam kararı verilmesi halinde ise şirketten çıkarılma payı olarak davacıya
ödenen 11.144.207,20 TL’nin, davacının cari hesabına noksan tahakkuk ettirilen 260.200,23
TL, cari hesap alacak bakiyesi olan 569.231,60 TL, cari hesapta ödenmiş olarak görünüp,
ödeme belgeleri ibraz edilemeyen 1.150.000,66 TL, 2016 takvim yılına ilişkin davacının
hissesine düşen 5.781.264,76 TL kâr payı ve 2017 takvim yılına ilişkin davacının hissesine
düşen 5.187.176,21 TL kâr payı olmak üzere toplam (260.200,23 + 569.231,60 + 1.150.000,66
+ 5.781.264,76 + 5.187.176,21 =) 12.947.873,46 TL ile mahsubundan sonra kalan
(12.947.873,46- 11.144.207,20 =) 1.803.666,26 TL’nin davacı …’e
ödenmesi gerektiği,
Birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Dava dosyası yönünden;
Davacı …’ün hissesine düşen kâr payının 2016 hesap dönemi için
(34.687.589,92 TL x %16,66=) 5.781.264,76 TL olarak hesaplandığı,
Defter kayıtlarından alınan (Kök Rapor Ek:7) 331-Ortaklar cari hesabında görüleceği üzere
Ortaklıktan çıkarılma payı haricinde 2017 yılında davacı …’e toplam
4.125.611,88 TL ödendiği, ayrıca 13.10.2017 tarihinde çıkarılma payı olarak …’ün cari hesap alacağına 11.144.207,20 TL tutarında alacak tahakkuku yapılarak
akabinde bu tutarın da kendisine ödendiği, bu durumda 2016 yılı kârının tamamının (miras
payı ile birlikte) kendisine ödenen tutarın içinde yer aldığı,
dolayısıyla bu dava dosyası kapsamında, davacının 2016 yılı kârına yönelik herhangi bir
alacağının bulunmadığı, Birleşen Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Dava dosyası yönünden;
Şirket karının davacı dışındaki diğer ortaklara dolanlı muhasebe hileleriyle aktarıldığına ilişkin
bir emareye rastlanmamış olup, davacının kar payları Bakırköy …. Asliye Ticaret
Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında hesaplandığından, bu dava dosyası
kapsamında kâr payı alacağı bulunmadığı, Birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Dava dosyası yönünden;
Gerek tarafımıza ibraz edilen defter ve belgeler, gerekse de tarafımızdan gerçekleştirilen
hesaplamaların ortaklar tarafından verilen yıllık gelir vergisi beyannameleri ile
karşılaştırılmasında davacı dışındaki diğer ortaklara fazladan bir ödeme yapıldığına ilişkin
herhangi bir emareye rastlanılmadığı, ortaklara ilişkin cari hesap dökümleri kök raporun ekinde sunulan, anılan cari hesap hareketlerinde borç ve alacak seyrinin makul düzeylerde
gerçekleşmiş olduğu, Özetle bu dava dosyası kapsamında şirket karının davacı dışındaki diğer ortaklara fazladan
ödendiğine dair bir emareye rastlanmamış olup, davacının kâr payları Bakırköy … Asliye
Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında hesaplandığından, bu dava dosyası
kapsamında kâr payı alacağı bulunmadığı , Birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Dava dosyası yönünden;
tarafların ibraz edilen ticari defter, belge ve beyannamelerin incelenmesi neticesinde davalı
şirketin faaliyetleri sonucunda elde ettiği karın, diğer ortaklara dolanlı muhasebe hileleri ile
aktarıldığına dair herhangi bir emareye rastlanmadığı, 05.10.2016 tarihinde vefat eden
…’ün vefatı sonrası bilanço ve kayıtlardaki göre hissedarlara isabet eden
miras hakkının tahakkuk ettirildiği, kök raporda belirtilen nispeten düşük tutarlı beşeri hatalar
dışında, hissedarlar arasında eşitsizliğe neden olacak herhangi bir işleme rastlanmadığı,
davacının kendi hissesine düşen kâr payı ve diğer alacak kalemlerinin kök raporda açık bir
şekilde tespit edildiği, vefat tarihi itibariyle …’ün 69.174,13 TL
tutarındaki cari alacağının, mirasçılar arasında üç eşit parçaya bölünerek 01.06.2017 tarihinde
her bir hissedarın alacağına (69.174,13 TL / 3 Kişi=) 23.058,04 TL olarak tahakkuk ettirildiği,
miras olarak kalan hisselerin devir işlemlerinin de eşit bir şekilde tescil ettirildiği, 31.12.2016
tarihi itibariyle ortakların şirketten alacaklı oldukları tutarlara bakıldığında davacı
…’ün 4.671.785,44 TL alacaklı olduğu, ortak …’ün
5.333.501,92 TL alacaklı olduğu, ortak …’ün 29.606.931,32 TL alacaklı
olduğu, alacak tutarları kıyaslamasında davacının iddialarını doğrulayacak bir veriye
ulaşılamadığı, ayrıca tarafımıza ibraz edilen defter, belge ve beyannameler üzerinde yapılan
incelemelerde, beşeri hatalardan kaynaklanan, ancak görüşümüzü etkileyecek nispette olmayan
hesap hataları dışında, davalı şirketin hesap işlemlerinde eleştiriyi gerektiren bir hususa
rastlanmadığı,
bu dava dosyası kapsamında, davacının 31.12.2016 yılı cari hesabında her ne kadar
4.671.785,44 TL olarak alacağı görünüyor ise de, 2017 yılında davacıya toplam (4.125.611,88
TL Cari hesaptan + 11.144.207,20 TL Çıkarılma Payı =) 15.269.819,08 TL tutarında ödeme
yapıldığı, dolayısıyla davacının bu dosya kapsamında herhangi bir alacağının bulunmadığı belirtilmiştir.
Asıl dava dosyasında terditli olarak ödenmemiş çıkma payının talep edildiği, birleşen dosyalarda ise genel itibariyle kar payı alacaklarının davaya konu edildiği, bilirkişi ek raporunda yapılan hesaplamanın ise genel olarak ödenmesi gereken alacak miktarından ödenmiş tutarın çıkarılması suretiyle asıl dosya üzerinden yapıldığı anlaşılmakla dosyanın yeniden ek rapor için bilirkişi heyetine tevdii ile (çıkma kararının iptal edilip edilmeyeceği hususu mahkememizce resen değerlendirileceğinden bu husus inceleme dışında bırakılarak) asıl dosyada çıkma payının değerlendirilmesi, birleşen dosyalar yönünden ise talep edilen alacak kalemlerine ilişkin olarak ödenmiş ve ödenmesi gereken tutarların ayrı ayrı değerlendirilmek suretiyle ek rapor tanzimine karar verilmiştir.
Aynı heyetten alınan üçüncü ek raporda, Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Dava dosyası yönünden; davacının ortaklıktan çıkarılma kararı Mahkemenin takdirlerinde olup, kök raporda da belirtildiği üzere, ortaklık payının hesabında dikkate alınan şirket
değerinin, … (…. Hizmetleri A.Ş.) tarafından
hazırlanan şirket değerinin tespitine yönelik değerleme raporuna istinaden gerçekleştirildiği,
anılan raporun tarafımızdan da incelenmesi sonucunda uygulanan yöntemler ile stok ve
gayrimenkullere yönelik değerleme işleminin usulüne uygun olarak yapıldığı, bu bağlamda
değerleme raporuna itibar edilebileceği, çıkarılma payı hesaplanırken doğal olarak bilançolarda
görünen 2015 ve öncesine ait kâr payları ile 2016 takvim yılı ile 30.06.2017 tarihli bilanço
dikkate alındığı, 2016 yılı Kârı olan 34.687.589,92 TL ve 01.01.2017-30.06.2017 dönemine ait 12.975.000,00
TL’lik kâr, Şirket değeri olarak tespit edilen 66.892.000,00 TL içinde bulunduğu, davacı …’e ortaklıktan çıkarılma payı olarak (66.892.000,00 x %
16,66=) 11.144.207,20 TL ödendiği, ibraz edilen banka dekontundan ve dosya içeriğinden
anlaşıldığı, ancak davacının cari hesaptan alacağı bulunduğu da dikkate alınması gerektiği, Çıkma payı
hesaplanırken davacının cari hesaptan alacağı tutar dikkate alınmadığı, Hesaplama sanki
bütün borçlar hissedarlar dışındaki 3. Kişilere olan borçlarmış gibi yapıldığı, dolayısıyla kök
raporunda detaylı olarak hesaplandığı üzere davacı …’ün cari
hesabına noksan tahakkuk ettirilen 260.200,23 TL’lik tutar ve cari hesap alacak bakiyesi olan
569.231,60 TL ile cari hesapta ödenmiş olarak görünüp, ödeme belgeleri ibraz edilemeyen
1.150.000,66 TL olmak üzere toplam (260.200,23 + 569.231,60 + 1.150.000,66 =)
1.979.432,49 TL’nin de ilave olarak kendisine ödenmesi,
Ortaklığa devam kararı verilmesi halinde ise, anılan tutarın 2017 sonrası kâr veya zararlar
da dikkate alınmak suretiyle davacının cari hesabına yansıtılması gerektiği, Birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin …E. Dava dosyası yönünden;
Davacı …’ün hissesine düşen kâr payının 2016 hesap dönemi için
(34.687.589,92 TL x %16,66=) 5.781.264,76 TL olduğu, kök raporun ekinde sunulan
cari hesap ekstreleri ve banka ödeme dekontlarından da anlaşılacağı üzere, tamamının
ödendiği, davacı …’ün bu dava dosyası kapsamında herhangi bir
alacağının bulunmadığı, Birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Dava dosyası yönünden;
Şirket karının davacı dışındaki diğer ortaklara dolanlı muhasebe hileleriyle aktarıldığına ilişkin
bir emareye rastlanmamış olup, kök raporumuzda izah edildiği üzere, 2013 yılı ve öncesine ait
bakiye kârlar hissedarların cari hesabına alacak olarak yansıtıldığı, heyetçe 2014 yılına ilişkin yasal defterler, belgeler, detaylı mizan ve mali tabloların
incelenmesinden, davalı şirketin 2014 faaliyet yılını 18.321.527,31 TL kârla kapattığı, şirket
ortaklarından %60 hisseye sahip … ile %10 hisseye sahip …’ün hisselerine düşen kar paylarını doğru bir şekilde yıllık gelir vergisi
beyannamelerine intikal ettirdikleri, yıllık gelir vergisi beyannamelerinde yer alan mali
tabloların, tarafımıza ibraz edilen mali tablolarla uyumlu olduğu, Davacı
… ve vekili tarafından yıllık gelir vergisi beyannamesi tarafımıza ibraz
edilmediğinden karşılaştırma yapılamadığı, bu durumda davacı ….
’ün hissesine düşen kar payı 2014 hesap dönemi için (18.321.527,31 TL x %10=)
1.832.152,73 TL olarak hesaplandığı, aynı şekilde 2015 yılında Davalı Şirket’in anılan faaliyet yılını 13.667.390,06 TL kârla
kapattığı, şirket ortaklarından %60 hisseye sahip … ile %10 hisseye sahip
….’ün hisselerine düşen kar paylarını doğru bir şekilde yıllık gelir vergisi
beyannamelerine intikal ettirdikleri, yıllık gelir vergisi beyannamelerinde yer alan mali
tabloların, tarafımıza ibraz edilen mali tablolarla uyumlu olduğu, Davacı
… ve vekili tarafından yıllık gelir vergisi beyannamesi tarafımıza ibraz
edilmediğinden karşılaştırma yapılamadığı, bu durumda davacı …’ün hissesine düşen kar payı 2015 hesap dönemi için (13.667.390,06 TL x %10=) 1.366.739,01 TL olarak hesaplandığı, heyetçe ibraz edilen beyanname ve mali tablolarda davacı …’ün
hissesine düşen kar payı 2016 hesap dönemi için (34.687.589,92 TL x %16,66=)
5.781.264,76 TL olarak hesaplandığı, davacı …’e 2014, 2015, 2016 ile 2014 yılı öncesine ait cari hesaba
alacak olarak yansıtılan kâr Paylarının tamamının ödendiği, bu husus
kök raporun ekinde sunulan cari hesap ekstreleri ve banka ödeme dekontlarından da
kolaylıkla anlaşıldığı, neticeten davacı …’ün bu dava dosyası kapsamında herhangi bir
alacağının bulunmadığı, Birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Dava dosyası yönünden;
Gerek tarafların ibraz edilen defter ve belgeler, gerekse de heyetçe gerçekleştirilen
hesaplamaların ortaklar tarafından verilen yıllık gelir vergisi beyannameleri ile
karşılaştırılmasında davacı dışındaki diğer ortaklara fazladan bir ödeme yapıldığına ilişkin
herhangi bir emareye rastlanmadığı, Ortaklara ilişkin cari hesap dökümleri kök raporun ekinde sunulmuş, anılan cari hesap hareketlerinde borç ve alacak seyrinin makul düzeylerde
gerçekleşmiş olduğu, Özetle bu dava dosyası kapsamında şirket karının davacı dışındaki diğer ortaklara fazladan
ödendiğine dair herhangi bir emareye rastlanmadığı, Birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Dava dosyası yönünden;
tarafların ibraz edilen ticari defter, belge ve beyannamelerin incelenmesi neticesinde davalı
şirketin faaliyetleri sonucunda elde ettiği karın, diğer ortaklara dolanlı muhasebe hileleri ile
aktarıldığına dair herhangi bir emareye rastlanmadığı, 05.10.2016 tarihinde vefat eden
…’ün vefatı sonrası bilanço ve kayıtlardaki göre hissedarlara isabet eden
miras hakkının tahakkuk ettirildiği, kök raporda belirtilen nispeten düşük tutarlı beşeri hatalar
dışında, hissedarlar arasında eşitsizliğe neden olacak herhangi bir işleme rastlanmadığı, vefat
tarihi itibariyle …’ün 69.174,13 TL tutarındaki cari alacağının, mirasçılar
arasında üç eşit parçaya bölünerek 01.06.2017 tarihinde her bir hissedarın alacağına (69.174,13
TL / 3 Kişi=) 23.058,04 TL olarak tahakkuk ettirildiği, miras olarak kalan hisselerin devir
işlemlerinin de eşit bir şekilde tescil ettirildiği, alacak tutarları kıyaslamasında davacının
iddialarını doğrulayacak bir veriye ulaşılamadığı, ayrıca tarafımıza ibraz edilen defter, belge
ve beyannameler üzerinde yapılan incelemelerde, beşeri hatalardan kaynaklanan, ancak
görüşlerini etkileyecek nispette olmayan hesap hataları dışında, davalı şirketin hesap
işlemlerinde eleştiriyi gerektiren bir hususa rastlanmadığı,
heyetçe 2014 yılına ilişkin yasal defterler, belgeler, detaylı mizan ve mali tabloların
incelenmesinden, davalı şirketin 2014 faaliyet yılını 18.321.527,31 TL kârla kapattığı, şirket
ortaklarından %60 hisseye sahip … ile %10 hisseye sahip …’ün hisselerine düşen kar paylarını doğru bir şekilde yıllık gelir vergisi
beyannamelerine intikal ettirdikleri, yıllık gelir vergisi beyannamelerinde yer alan mali
tabloların, tarafımıza ibraz edilen mali tablolarla uyumlu olduğu, Davacı
… ve vekili tarafından yıllık gelir vergisi beyannamesi tarafımıza ibraz
edilmediğinden karşılaştırma yapılamadığı, bu durumda davacı …’ün hissesine düşen kar payı 2014 hesap dönemi için (18.321.527,31 TL x %10=)
1.832.152,73 TL olarak hesaplandığı, aynı şekilde 2015 yılında Davalı Şirket’in anılan faaliyet yılını 13.667.390,06 TL kârla
kapattığı, davacı …’ün hissesine düşen kâr payı 2015 hesap
dönemi için (13.667.390,06 TL x %10=) 1.366.739,01 TL olarak hesaplandığı, heyete ibraz edilen beyanname ve mali tablolarda davacı …’ün
hissesine düşen kar payı 2016 hesap dönemi için (34.687.589,92 TL x %16,66=)
5.781.264,76 TL olarak hesaplandığı, davacı …’e 2014, 2015, 2016 ile 2014 yılı öncesine ait cari hesaba
alacak olarak yansıtılan kâr Paylarının tamamının ödendiği kök rapor ekinde sunulan cari hesap ekstreleri ve banka ödeme dekontlarından anlaşılacağı , neticeten davacı …’ün bu dava dosyası kapsamında herhangi bir
alacağının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Öncelikle asıl dava yönünden uyuşmazlık değerlendirilmesi yerinde olacaktır. Davacı, davalı kolektif şirketin ortağı iken 13/10/2017 tarih … karar sayılı karar ile ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmiştir. Alınan karar noter aracılığıyla davalıya tebliğ edilmiş, davalı tarafından TTK’nın 255/2 maddesi gereğince hak düşürücü süre içerisinde dava açılmıştır.
Alınan karardan TTK’nın 245/1 maddesine dayanılmış gerekçe olarak da; bir ortağın şirketin yönetim işlerinde veya hesaplarının çıkarılmasında şirkete ihanet etmiş olması ve bir ortaığın kendisine düşen asli görevleri de borçları yerine getirmemesi sebeplerine dayanılmıştır.
TTK’nın 255. Maddesi gereğince bir ortağa kendisinden kaynaklanan sebeplerden dolayı şirketin feshinin istenebileceği durumlardan, diğer ortakların tümü o ortağın şirketten çıkarılmasına ve şirketin devamına karar verebilirler. Aynı yasanın 245. Maddesinde ise haklı sebepler sayılmıştır. Davalı şirket bu maddenin a ve b bentlerine dayanmıştır. A bendinde; bir ortağın şirketin yönetim işlerinde ve hesaplarının çıkarılmasında şirkete ihanet etmiş olması, b bendinde ise; bir ortağın kendisine düşen asli görevleri ve borçları yerine getirmemesi gösterilmiştir. Maddeye baktığımızda a,b,c,d bentlerinin örnek kabilinden sayıldığı, haklı sebep olarak genel bir belirlemenin yapıldığı, bunun da şirketin kuruşluşuna yol açan fiili veya kişisel sebeplerin şirketin işletme konusunun elde edilmesini imkansız kılacak veya güçleştirecek şekilde ortadan kalkması olarak tanımlandığı anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki yasal dayanak dikkate alınarak davalı şirketin, davacının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin kararın yterinde olup olmadığı, haklı sebebin gerçekleşip gerçekleşmediğinin değrlendirlmesi gerekmektedir. Alınan karara baktığımızda 245/1 maddesindeki a ve b maddesine dayanılırken bir takım sebepler ileri sürülmüştür. Bu sebeplerden ilki şirketin tür değiştirilmesine ilişkin alınan karara davacının katılmamasıdır. İkinci sebep ise davacının şirketin yönetim işlerinde şirkete karşı görevlerini ihlal etmiş olması, yükümlülüklerini yerien getirmemesi ve şirketin menfaatine aykırı davranışta bulunmnası gösterilmiştir. Bu maddenin açıklamasında ise davacının eşi …’ün ortak olunan başka şirketteki görevinden çıkarılması, grup şirketinde kolektif şirketin ortakların haklarına karşı aykırı harekette bulunması sebebiyle davacının şirkete karşı icra takibinde bulunması gerekçe gösterilmiştir.
İleri sürülen hususların yukarıda belirtmiş olduğumuz TTK’nın 245. Maddesindeki genel haklı sebep ve örnek olarak verilen a ve b bentleri yönünden değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalı şirket bir kolektif şirket olup, TTK’nın 211. Maddesi gereğince gerçek kişiler arasında kurulan ve ortaklarından hiçbirisinin sorumluluğu şirket alacaklarına karşı sınırlanmamış olan bir şirkettir. Bu niteliği dikkate alındığında ortaklara güven ilişkisnin önemli olduğu, ortakların şahsi durumlarının öne çıktığı, ticari ilişkide ortakların sorumluluklarının belirli olduğu bir şirket yapısı olduğu gözden uzak tutulmamalıdır. Bu yönüyle bakıldığında ortakların şahıslarının ön planda olduğu, tür değşitirme hususunun da bu niteliği dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalı şirket çıkarılmaya ilk sebep olarak tür değiştirmeye engel olması ileri sürülmüştür. Kolektif şirketin bu niteliği ve 245. Maddedeki haklı sebebin tanımı dikkate alındığında, tür değiştirmeye muhalif olunmasının haklı sebep olarak değerlendirilmeyeceği açıktır. Zira şirketin kuruluşuna yol açan fiili veya kişisel sebeplerin şirketin işletme konusunun elde edilmesini imkansız kılacak bir durum söz konusu değildir. Davacı şirketin gerekçe olarak ileri sürdüğü a bendinde ise şirketin yönetim işlerinde veya hesaplarında çıkarılmasına şirkete ihanet edilmesi ileri sürülmüştür. Dosyaya sunulan kayıtlar, esas sözleşme ve kararları dikkate alındığında, şirket yetkililerinin … olduğu anlaşılmaktadır. Kolektif şirkette tüm ortakların temsil yetkisi bulunabilecekken sözleşme ile ortaklardan birine veirlmesi de mümkündür. Davalı şirkette de …’e verilmiştir. Dolayısıyla yönetim işlerinde veya hesaplarının çıkarılmasında iahnet etmesinin ileri sürülmesi gerçekle bağdaşmamaktadır. Yine davacının eşinin grup şirketlerinden birisinde yönetim zaafiyeti oluşturduğu, bir takım sıkıntıların yaşandığı ileri sürülmüş ise de davalı şirketin ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin haklı neden olarak ileri sürülmesi mümkün değildir. Davalı şirketin faaliyetiyle herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır. Davacının, davalı şirkete karşı icra takibinde bulunması da ortaklıktan çıkarılması için haklı neden olarak değerlendirilemeyecektir. Yukarıda belirtildiği üzere 245. Maddede sayılan haklı neden şirketin amacının gerçekleşmesinin imkansız kılacak veya zor duruma getirecek bir fiil olması gerekmektedir. Ortaklardan birisinin kâr payı alacağı bulunduğu gerekçesiyle takipte bulunmasının şirketin amacının gerçekleşmesine engel olduğu söylenemeyecektir. Açılan dava veya takibin haklı olup olmadığının bu hususta bir önemi bulunmamaktadır. Haklı sebebin gerçekleşmesi için açılan dava veya takibin 245. Maddede sayılan haklı nedenlerden olması ve bu fiilin şirketin amacının gerçekleşmesini engellemesi veya zorlaştırması gerekmektedir. Haklı veya haksız bir dava veya takipte bulunmasını bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün değildir. Dava anayasal bir hak olup bu hakkın kullanılması 245 kapsamında değerlendirilemeyecektir. Tüm bu hususlar dikkate alındığında asıl davada dile getirilen davacının şirket ortaklığından çıkarılmasına ilişkin alınan kararın, TTK’nın 245. Maddesine aykırı olduğu, haklı nedenin gerçekleşmediği anlaşıldığından alınan kararın iptaline karar vermek gerekmiştir.
Birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası yönünden, davacının hissesine düşen kar payının 2017 yılı hesap dönemi için 5.781.264,76 TL olduğu, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere cari hesap ekstreleri ve banka ödeme dekontlarından tamamının ödendiğinin ve davacının bu dosya kapsamındaki talebi yönünden alacağının bulunmadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyası yönünden, bilirkişi raporu ile şirket karının davacı dışındaki diğer ortaklara dolanlı muhasebe hileleriyle aktarıldığına dair bir emareye rastlanmadığı, 2013 yılı ve öncesine ait bakiye karların hissedarların cari hesabına alacak olarak yansıtıldığı, davacının hissesine düşen kar payının 2014 hesap dönemi için 1.832.152,73 TL olarak, 2015 hesap dönemi için 1.336.739,01 TL olarak, 2016 hesap dönemi için 5.781.264,76 TL olarak hesaplandığı, 2014, 2015, 2016, 2014 yılı öncesine ait cari hesaba alacak olarak yansıtılan kar paylarının tamamının ödendiğinin tespit edildiği ve davacının bu dosya kapsamındaki talebi yönünden alacağının bulunmadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası yönünden, yapılan incelemelerde davacı dışındaki diğer ortaklara fazladan ödeme yapıldığına ilişkin bir emareye rastlanmadığının tespit edildiği anlaşılmakla bu dosya kapsamındaki talebi yönünden alacağının bulunmadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası yönünden, şirket karının davacı dışındaki diğer ortaklara dolanlı muhasebe hileleriyle aktarıldığına dair bir emareye rastlanmadığı, 05/10/2016 tarihinde vefat eden …’ün vefatı sonrası bilanço ve kayıtlarda hissedarlara isabet eden miras hakkının tahakkuk ettirildiği, vefat tarihi itibariyle …’ün 69.174,13 TL tutarındaki cari alacağının mirasçılar arasında 3 eşit parçaya bölünerek 01/06/2017 tarihinde her bir hissedarın alacağına 23.058,04 TL olarak tahakkuk ettirildiği, miras olarak kalan hisselerin devir işlemlerinin de eşit bir şekilde tescil ettirildiği, davacının kar payı yönünden de bu dosya kapsamında alacağının bulunmadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Asıl dava dosyası yönünden davanın kabulü ile davacının davalı şirket ortaklığından çıkarılmasına ilişkin DAVALI ŞİRKETİN 13/10/2017 tarih ve … sayılı kararının İPTALİNE,
Birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin …, …, … esas sayılı davaların REDDİNE,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN:
1-Alınması gereken 179,90-TL harçtan peşin alınan 31,40-TL harcın, mahsubu ile bakiye 148,50 -TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 62,80-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafça sarf edilen bozma öncesi yapılan tebligat ve müzekkere gideri 230,90-TL ile bozma sonrası yapılan 32.437,50 TL olmak üzere toplam 32.668,40 TL’nin birleşen dosyaların reddine ilişkin kararlarda dikkate alınarak kabul-red oranı üzerinden hesaplanan 10.889,46 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin birleşen dosyaların reddine ilişkin kararlarda dikkate alınarak 47,25 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
BİRLEŞEN BAKIRKÖY …. ATM … E SAYILI DAVA YÖNÜNDEN:
1-Alınması gereken 179,90-TL harçtan, peşin alınan 101.049,79-TL harcın mahsubu ile bakiye 100.869,89-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına takdir olunan 325.105,36-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
BİRLEŞEN BAKIRKÖY … ATM … E SAYILI DAVA YÖNÜNDEN:
1-Alınması gereken 179,90-TL harçtan, peşin alınan 4.269,38 -TL harcın mahsubu ile bakiye 4.089,48-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına takdir olunan 38.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
BİRLEŞEN BAKIRKÖY … ATM … E SAYILI DAVA YÖNÜNDEN:
1-Alınması gereken 179,90-TL harçtan, peşin alınan 170,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 9,12-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
BİRLEŞEN BAKIRKÖY … ATM …. E SAYILI DAVA YÖNÜNDEN:
1-Alınması gereken 179,90-TL harçtan, peşin alınan 17.077,50 -TL harcın mahsubu ile bakiye 16.897,60 -TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına takdir olunan 128.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.14/06/2023
Başkan … Üye .. Üye … Katip …
E-imzalıdır. E-imzalıdır. E-imzalıdır. E-imzalıdır.