Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/919 E. 2020/598 K. 25.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/919 Esas
KARAR NO : 2020/598

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/05/2017
KARAR TARİHİ : 25/09/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; :Müvekkilinin davalı … Barkası …. Şubesinde TR …. ıbon nolu hesabı bulunduğunu, ilgili hesapta ki 70.000 TL 17/04/2017 tarihinde hiçbir bilgisi ve rızası olmadan aynı davalı bankasının … şubesindeki başka bir hesaba telefon ile aranmak kaydıyla havale edildiğini, 17/04/2017 tarihinde müvekkili tahsisli, şirket hissedarı ve müdürü olduğu … Yayıncılık ve Dağıtım Ltd Şti’ne kayıtlı olan … A.Ş’ye ait olan …. nolu SIM kartı, davalı …’nen bayisi konumunda olan …. İletişim İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin …. daki mağazasında müvekkili adına düzenlenen sahte kimlik, sahte ve filigransız imza sirküleri, sahte vergi levhası kullanmak suretiyle değiştilidiğini ve yeni bir … Sim kartı aldığını, işlem sırasında, işlemi yapan yetkililer sahte evrakların incelenmesi hususunda gerekli dikkat ve özeni göstermediklerini, bu hat ile davalı bankanın telefon bankacılığı hattını arayarak hesabındaki 70.000 TL’nin …. şubesinde ki başka bir hesaba aktarılmasını sağladığını ve de parayı aynı saatte hesaptan çektiklerini, bu işlem sırasında müşteri temsilcisinin güvenlik kontrolü dair arayan kişinin … olduğunu teyit amaçlı olarak sadece müvekkilinin annesine ait kızlık soyadını sorduğunu, bu konu üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı …. soruşturma numaralı dosyası ile şikayette bulunulduğunu, tahkikatın halen devam ettiğini, davalıların olaylar ve yaşanılan mağduriyet zincirinde müterafik kusuru olduğunu, ortaya çıkan zarardan müteselsilen sorumlu olduklarını, müvekkilinin uğradığı zararın tazmin edilmesi ve işlemin sulh ile çözümü açısından davalılara Bakırköy … Noterliğinin 24/04/2017 tarihli …. ev …. yevmiye numaralı ihtarname gönderildiği buna rağmen davalıların hiçbiri ödeme yapmadığı, yukarıda açıklanan nedenlerle müvekkilinin uğradığı 70.000 TL bedelin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline verilmesini, manevi taziminat talebi ile birlikte davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş vekilinin cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında özetle :Görev itirazlarının olduğunu ve haksız hukuka aykırı davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Bankası Türk A.Ş vekilinin cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında özetle ::Görev itirazlarının olduğunu ve haksız hukuka aykırı davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının rızası ve bilgisi olmaksızın davalı banka nezdindeki hesabından başka hesaplara para aktarıldığı iddiasıyla aktarılan miktarın davalılardan tahsili istemine ilişkin olup, uyuşmazlık paranın aktarılması işleminde davacının ya da davalıların kasti, kusurlu ya da ihmali davranışının etkili olup olmadığı, davalıların aktarılan miktar bakımından sorumluluğunun olup olmadığı, var ise miktarı hususlarına ilişkindir.
Bakırköy …. Tüketici Mahkemesinin 13/05/2019 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı görevsizlik kararı ile gönderilen dosya Mahkememizin işbu esasını almıştır.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun Tanımlar başlıklı 3/k.maddesine göre; Tüketicinin ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade ettiği,
Kanunun m. 3/l.bendine göre Tüketici işleminin mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi kapsayacağı;
Kanunun 83/2.maddesine göre; taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği,
Kanunun 73/1. maddesinde ise; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden anlaşılacağı üzere tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nın 4 ve 5. madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur.
Yukarıda da belirtildiği şekilde dava, davacının rızası ve bilgisi olmaksızın davalı banka nezdindeki hesabından başka hesaplara para aktarıldığı iddiasıyla aktarılan miktarın davalılardan tahsili istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın paranın aktarılması işleminde davacının ya da davalıların kasti, kusurlu ya da ihmali davranışının etkili olup olmadığı, davalıların aktarılan miktar bakımından sorumluluğunun olup olmadığı, var ise miktarı noktasında toplandığı, Vakıfbankın 19/03/2018 tarih ve 33 sayılı müzekkere cevabına göre banka nezdindeki hesabın davacıya ait olduğunun bildirildiği, davacı vekilinin de duruşmada hesap sahibinin müvekkilinin olduğunu belirttiği, bu haliyle taraflar arasında Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde çözümlenebilecek bir uyuşmazlık bulunmadığı, Bakırköy … Tüketici Mahkemesinin 13/05/2019 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı görevsizlik kararı TTK 4/1-f maddesi gereğince dosyadaki işlemin bankacılık işlemine ilişkin olması sebebine dayalı olsa da atıf yapılan madde hükmü ile somut olayın zaten birbiri ile örtüşmediği, mevzuatta bankacılık işlemlerine konu olan her türlü uyuşmazlık sebebiyle Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğuna dair bir hüküm bulunmadığı, yukarıda ortaya konulan hükümlerden de anlaşılacağı üzere önemli olan hususun görevsizlik kararında belirtilenin aksine bankacılık işlemi olmayıp uyuşmazlığın tüketici işlemi olup olmamasına dayandığı, bu haliyle somut uyuşmazlık kapsamında taraflar arasında tüketici işlemi olup bu davalara bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğu, HMK’nın 1, 114/1-c, 115/1-2 maddeleri uyarınca Mahkemenin görevsiz olduğu durumlarda görevsizlik kararı vermesi gerektiği, görev kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese bile mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerektiği anlaşılmakla açılan davanın HMK’nun 115/2 , HMK’nun 114/1-c maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, davaya bakmaya görevli mahkemenin Bakırköy 2. Tüketici Mahkemesi olduğunun tespitine, Mahkememiz nezdinde verilen görevsizlik kararının İstinaf denetiminden geçmeden kesinleşmesi halinde olumsuz görev uyuşmazlığının halli bakımından dosyanın yargı yerinin belirlenmesi amacıyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine dair karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın HMK’nun 115/2 , HMK’nun 114/1-c maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
1-Davaya bakmaya görevli mahkemenin Bakırköy … Tüketici Mahkemesi olduğunun tespitine,
2-Mahkememiz nezdinde verilen görevsizlik kararının istinaf denetiminden geçmeden kesinleşmesi halinde olumsuz görev uyuşmazlığının halli bakımından dosyanın yargı yerinin belirlenmesi amacıyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK nun 331/2.maddesi gözetilerek davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece karara bağlanmasına,
Dair davacı vekili ile Davalı … Vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalının yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 25/09/2020
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır
İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır