Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/883 E. 2023/129 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/883 Esas
KARAR NO : 2023/129

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/11/2019

MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN BAKIRKÖY … ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ’NİN …. ESAS …KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/06/2021
KARAR TARİHİ : 14/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA: Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; öncelikle müvekkili şirketin unvanının … San. ve Tic. Ltd. Şti. iken unvan değişikliği sonrasında yeni unvanın … San. ve Tic. Ltd. Şti. olduğunu, müvekkili şirket ile davalı … İnşaat A.Ş. arasında 08.12.2014 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi imzalanmış olup işbu sözleşme uyarınca İstanbul İli …. İlçesi …. Mah. … Çitliği … Pafta … Ada … Parselde bulunan 6, 11 ve 32 nolu 3 adet villanın 2.400.000,00.-TL bedel karşılığında anahtar teslim satışı taahhüt edilmiş ve 14.02.2017 tarihinde söz konusu taşınmazların tapuda müvekkiline devri işlemi gerçekleştirilmiş olduğunu, müvekkili şirket tarafından ortaklarının kullanımına tahsis edilen bu taşınmazlarda zaman içerisinde bir takım eksiklikler, kusurlar olduğu tespit edilmiş işbu ayıp ve noksanlardan ötürü mağduriyet söz konusu olduğunu, nitekim ortaya çıkan ayıpların Küçükçekmece …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş dosyasında alınan bilirkişi raporu ile de tespit edilmiş olduğunu, mahalinde keşif yapılarak bilirkişi raporu düzenlenmiş olduğunu, işbu rapor ile; mantolama uygulamalarında kalitesiz sıva ve sıva filesi kullanımı, işçilik hataları ve yalıtım levhalarının hızlı ısı değişimi sonucu boyut değiştirmesi sonucu oluşabileceği, binalar cephesindeki sıva ve boya çatlağının bu nedenlerden olduğunun, dış cephede bulunan mermer kaplamaların, derz fugaları üzerinde durmakta olup derz araları doldurulmadığı, mimari bir zorunluluk yoksa eksik ve ayıplı bırakıldığı, bu haliyle fuga aralıklardan yağmur suyu aldığının, çatıda bulunan baca diplerindeki kiremit baca birleşimlerinde tecrit işlerinin yetersiz olduğunun, yapılarda ferdi elektrik aboneliğine geçilmediği, yüklenici firma eğer varsa üzerine düşen eksiklikleri tamamlaması gerektiğinin, balkon önlerimde bulunan cam kokuluk imalatlarının fennine ve tekniğine uygun yapılmadığı ve ayıplı iş olduğunun, binaların içlerinde sürekli olarak pis koku yayıldığı söylendiği, pis su giderinin toplanıp rögara bağlandığı bölgede pis su gideri yanından koku fermatürü olarak bir dirsek çıkışı yapıldığı, pis su gider sisteminde oluşan bu gazların dışarıya çıkması için tesisat ayarlanması gerektiği, su gider tesisatı olan binalarda binanın çatıya kadar yeterli çapta havalandırma borucuna ihtiyacı olduğu, binanın içinden çıkan bu borunun çatı arasına çıkarılıp orada bırakılması halinde bütün binayı saran lağım kokusu problemine neden olduğu ve bulunması zor olduğu, keşfe konu binalarda bu durumun tespit edildiği, yapılan imalatların ayıplı olduğunun, yapıların bahçesine gömülü olan fiber su tanklarının delik ve patlak olduğu beyan edildiği, söz konusu su tankının malzeme cinsi nedeniyle bu kadar kısa sürede delip patlamaması gerektiği, sitede bulunan villalarda bu durumun olmadığı, bu imalatlarda gömme ve montaj aşamasında imalat ve montaj hatası olduğunun, söz konusu bodrum katlarında nem ve rutubetin olduğu, villa içerisinde bulunan asansör kabini kuyusunda su birikintisi gözlemlendiği, yapıların temel altına yapılması gereken ve … duvarlara yapılması gereken su tecridi ve drenaj sisteminin fennine ve tekniğine uygun yapılmadığı, ayıplı iş olduğunun, camekan ve doğrama montajlarında işçilik hataları nedeniyle içeri su aldığının, yapıların bulunduğu site içi yollarda çökmelerin oluşması alt yapıda yeterli çalışma yapılmadığının tespit edilmiş olduğunu, netice itibariyle yukarıda sayılan işlerin işçilik hatalarından ve malzeme sınıfından kaynaklandığının, fennine ve tekniğine uygun olmadığının, ayıplı işler olduğunun tespit edilmiş olduğunu, söz konusu ayıplardan davalı şirketin sorumlu olup bu kapsamda davalının, müvekkil şirketin ayıp sebebiyle ortaya çıkan zararlarını tazmin etmesi gerektiğini, taşınmazlarda zaman içerisinde birçok ayıp ortaya çıkmış olduğunu, raporda da tespit edildiği üzere söz konusu taşınmazların ayıplı ifasında davalının kusurunu bulunduğunu, bu halde müvekkili şirketin TBK 227/f.2 uyarınca genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı bulunduğunu, bu kapsamda davalının, söz konusu ayıplar sebebiyle müvekkili şirketin uğramış olduğu maddi zararları gidermekle yükümlü olduğunu, arabuluculuğa başvuru yapıldığını, ancak anlaşma sağlanamamış olduğunu, müvekkili şirketin dava konusu alacağının belirsiz alacak olması, yargılamaya muhtaç olması ve bedelin hesaplanmasının mümkün olmaması sebebiyle işbu davayı HMK’nın 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak açtıklarını, müvekkili şirketin alacağının gerçek miktarını şu anda belirlemelerinin mümkün olmadığını, dolayısıyla şu anda işbu davayı belirsiz alacak davası olarak açmakla birlikte dava değerini geçici olarak harca esas alınmak üzere belirlemiş bulunduklarını, yapılacak araştırma ve bilirkişi incelemelerinden sonra ortaya çıkacak gerçek alacak miktarlarını talep etme haklarını saklı tuttuklarını beyanla; davanın kabulüne, müvekkili şirketin, dava konusu gayrimenkullerin ayıplı ifasından kaynaklanan alacağının belirsiz alacak olması, yargılamaya muhtaç olması ve bedelin hesaplanmasının mümkün olmaması nedeniyle, ileride bilirkişilerce gerçek değer belirlendiğinde dava değerinin H.M.K’nın 107. maddesi uyarınca tespiti ile henüz belirsiz olan maddi tazminat alacak taleplerinin şimdilik 1.000,00 TL tutarının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVA: Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının netice-i talebi açık olmamakla, talep olunan 1.000 TL maddi tazminatın her bir daire için ayrı ayrı mı talep edildiğinin, 3 adet bağımsız bölüm için toplam 1.000 TL talep edilmiş ise de hangi bağımsız bölüm için ayrı ayrı ne kadar maddi tazminat talep edildiğinin açık olmadığını, dolayısıyla davacıya kesin süre verilerek, açık bir şekilde talep sonucunun belirtilmesini talep ettiklerini, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davacı her ne kadar dava konusu tazminatın HMK 107 gereğince belirsiz alacak davasına konu edilebileceğini iddia etmiş ise de, söz konusu tazminat davacı tarafından belirlenebilir durumda olduğundan davanın usulden reddini talep ettiklerini, davacının, davaya konu projede üç adet bağımsız bölümün maliki olup, talep hakkının sadece kendi bağımsız bölümüne ilişkin hususlarla sınırlı olduğunu, dolayısıyla talepleri kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı ….ın dava dilekçesindeki taleplerinin sadece kendi bağımsız bölümü kapsamında olması gerektiğini, davacının diğer hususlarda taraf ehliyeti bulunmadığını, bu talepler yönünden davanın usulden reddi gerektiğini, dava konusu projenin müvekkili şirket tarafından projelere ve sözleşmelere uygun olarak inşa edilmiş olup alıcılara eksiksiz ve ayıptan ari bir şekilde teslim edilmiş olduğunu, iskan ruhsatı alınmış olduğunu, davacıların taleplerine yönelik zamanaşımı itirazları bulunduğunu, ayrıca davacı tarafından yasa gereği yapılması gereken ayıp ihbarlarının yapılmamış olduğunu, davacının ayıp ihbarında bulunmak bir yana, bağımsız bölümü eksiksiz ve kusurusuz teslim aldıklarını beyan etmiş olduğunu, davacının dava konusu bağımsız bölümleri yerinde görüp beğenerek teslim almış, eksiksiz ve kusursuz olduğunu beyan etmiş olduğunu, davacının teslim zamanında bağımsız bölümü gezmiş, görmüş incelemiş incelemiş dolayısıyla ifayı çekincesiz bir şekilde kabul etmiş olduğunu, bu nedenle davacının maddi tazminat talep hakkı bulunmadığını, sözleşmeye konu bedelleri ödeyerek işbu daireyi satın alma niyetinde olan alıcının dava konusu taşınmazlara ilişkin itirazlarını sözleşmeye şerh edebileceğini, itirazı kayıt koyabileceğini, davacı bağımsız bölümleri teslim alırken herhangi bir eksik iddiasında bulunsa idi, bu hususların ivedilikle giderilecek olduğunu, kaldı ki davacının davaya konu taşınmaza ilişkin bir kısım tadilatlar talep etmiş, talepleri doğrultusunda tadilatların yapılmış olduğunu, jeolojik, dış etkenler, hava şartları ve kullanım kaynaklı problemlerin müvekkili şirkete yükletilemeyeceğini, zaman içinde kullanımdan kaynaklı bir takım problemlerin çıkmış olması ihtimalinde işbu hususların müvekkili şirkete yükletilemeyeceğini, hayatın olağan akışı düşünüldüğünde toplu yapının yıllar içerisinde maruz kaldığı dış etkenler (hava şartları vs) ile toplu yapının yer aldığı bölgenin mevcut durumunun etkisi (jeolojik) ve bir fiil kullanım dikkate alındığında toplu yapının bir fiil aynı kalmasının beklenemeyeceğini, kaldı ki söz konusu yönetim ve diğer maliklerin taşınmazda başkaca değişiklikler de yapmış olduklarını, kabul anlamına gelmemekle birlikte söz konusu taşınmazdaki sorunlar var ise de bu hususlarda müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu veya kusuru bulunmadığını, nitekim site yönetiminin işleyişinden kaynaklı bazı problemlerin de müvekkili şirkete yükletilemeyeceğini, ayrıca sözleşme gereği müvekkili şirketin taahhüdünde olmayan hususlarında müvekkili şirkete yükletilemeyeceğini, dış cepheye ilişkin iddiaları kabul etmediklerini, yatılımın müvekkili şirket veya taşeronlar tarafından yapılmış olduğunu, buna ilişkin iddiaların da gerçeği yansıtmadığını, kaldı ki yalıtım yapılmadan proje teslimi inşaat işinin teamülüne aykırı olup, müvekkili şirketin hiç bir projesinde söz konusu olmayacağını, su armatürlerinin ve bataryaların, pencere doğramaların ve sair tüm malzemelerin teslim zamanında yeni malzeme olup, sıfır bir şekilde alınmış montajlarının yetkili firmalara yaptırılmış olduğunu, taşlarda olduğu iddia edilen çökmeler, var ise kullanımdan kaynaklı problemler olduğunu, balkon önündeki cam korkuluk iddialarının da gerçeği yansıtmamakta olup gerekli ölçüler alınarak alanında uzman firmalara yaptırılmış olduğunu, olası bir problemde yine kullanım hatası söz konusu olacağını, izolasyona ilişkin iddiaların da gerçeği yansıtmadığını, dolayısıyla davacının teknik hususlardaki iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, taşınmazdaki olası problemlerin de kullanımdan kaynaklı problemler olduğunu, yine davaya konu taşınmazda yapı kullanım belgesinin sözleşmedeki süre ve esaslara uygun bir şekilde alınmış olup, elektrik ve su konusundaki beyanların tamamının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesindeki teknik hususlar da dahil olmak üzere aleyhe hususların tamamına itiraz ettiklerini, Küçükçekmece …. Sulh Hukuk Mahkemesi … D. İş dosyasına sunulan bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerini de aynen tekrar ediyor olduklarını beyanla; davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan 08.12.2014 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu İstanbul İli … İlçesi … Mahallesi … Çiftliği … Pafta … Ada … Parselde kayıtlı bulunan 6, 11 ve 32 nolu 3 adet villanın ayıplı ifasından dolayı taşınmazların dış cephe boya, tadilat ve yalıtımının yenilenmesi sebebiyle ödenen bedelin fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL’lik maddi tazminat talebi ve dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsilini talep ettikleri ve işbu davanın aynı ayıplı fiilden kaynaklanması sebebiyle ikame edilen Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas Sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilerek, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle derdestlik itirazları bulunduğunu, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyanın konusunun İstanbul İli … İlçesi … Mahallesi … Çiftliği … Pafta … Ada … Parselde kayıtlı bulunan 6, 11 ve 32 nolu 3 adet villanın ayıplı ifa iddiasından dolayı maddi tazminat olup işbu birleşen dosyada da aynı taşınmazlara ilişkin ayıplı ifa iddiasından dolayı maddi tazminat talep edilmiş olduğunu, birleşen dosyada sadece ayıp iddiasının niteliği açıklanmış dış cephe boya, tadilat ve yalıtım olarak belirtilmiş olduğunu, bu nedenle dava konusu aynı olduğundan derdestlik itirazlarının kabulü ile birleşen davanın reddi gerektiğini, dava konusu projenin müvekkili şirket tarafından projelere ve sözleşmelere uygun olarak inşa edilmiş olup alıcılara eksiksiz ve ayıptan ari bir şekilde teslim edilmiş olduğunu, iskan ruhsatı alınmış olduğunu, davacıların taleplerine yönelik zamanaşımı itirazları bulunduğunu, ayrıca davacı tarafından yasa gereği yapılması gereken ayıp ihbarlarının yapılmamış olduğunu, davacının ayıp ihbarında bulunmak bir yana, bağımsız bölümü eksiksiz ve kusurusuz teslim aldıklarını beyan etmiş olduğunu, davacının dava konusu bağımsız bölümleri yerinde görüp beğenerek teslim almış, eksiksiz ve kusursuz olduğunu beyan etmiş olduğunu, davacının teslim zamanında bağımsız bölümü gezmiş, görmüş incelemiş, dolayısıyla ifayı çekincesiz bir şekilde kabul etmiş olduğunu, bu nedenle davacının maddi tazminat talep hakkı bulunmadığını, sözleşmeye konu bedelleri ödeyerek işbu daireyi satın alma niyetinde olan alıcının dava konusu taşınmazlara ilişkin itirazlarını sözleşmeye şerh edebileceğini, itirazı kayıt koyabileceğini, jeolojik, dış etkenler hava şartları ve kullanım kaynaklı problemlerin veya davacının kendi tercihi doğrultusunda yaptığı lüks harcamaların müvekkili şirkete yükletilemeyeceğini, zaman içinde kullanımdan kaynaklı bir takım problemlerin çıkmış olması ihtimalinde işbu hususların müvekkili şirkete yükletilemeyeceğini, hayatın olağan akışı düşünüldüğünde toplu yapının yıllar içerisinde maruz kaldığı dış etkenler (hava şartları vs) ile toplu yapının yer aldığı bölgenin mevcut durumunun etkisi (jeolojik) ve bir fiil kullanım dikkate alındığında toplu yapının bir fiil aynı kalmasının beklenemeyeceğini, bu nedenle kullanımdan kaynaklı problemlerin ve lüks harcamaların müvekkil şirkete yükletilemeyeceğini, ayrıca sözleşme gereği müvekkili şirketin taahhüdünde olmayan hususlarda müvekkili şirkete yükletilemeyeceğini, davacı tarafından sunulan fatura ve sözleşme içeriklerini de ayrıca kabul etmiyor, itiraz ediyor olduklarını, fahiş bir şekilde yapılan işbu anlaşmanın ve faturanın müvekkili şirkete yükletilmesinin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının taleplerine ilişkin zamanaşımı itirazları bulunduğunu, dava dilekçesindeki teknik hususlar da dahil olmak üzere aleyhe hususların tamamına itiraz ediyor olduklarını, Küçükçekmece…. Sulh Hukuk Mahkemesi … D. İş dosyasına sunulan bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerini de aynen tekrar ettiklerini, asıl davadaki aşamalardaki beyanlarının tamamını tekrar ettiklerini beyanla; davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında akdedilen taşınmaz sözleşmesi kapsamında satın alınan taşınmazın ayıplı çıkmasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
13/10/2020 tarihli celsede davacı tanığı …. hazır. Usulen yemini yaptırıldı. Tanık beyanında; ben dava konusu site içerisinde yer alan dairelerden birinde oturmaktayım. Dava konusu işler yapılırken bende bu işlerin nasıl yapıldığına tanık oluyordum, biz daireler içerisinde yaşamaya başladıktan sonra bir takım hatalar olduğunu gördük, su tesisatları, elektrik tesisatlarında bir kısım hatalar olduğunu gördük, su tesisatındaki hatadan dolayı ev içerisinde kötü kokular olduğunu, elektrik tesisatındaki hatalar nedeniyle bazı beyaz eşyalarda yanmalar olduğunu gördük, dış cephede yer alan hatalar nedeniyle yağmur yağdığı zamanlarda binanın cephesinde çatlaklar oluştuğu, yağmur sularının içeri girdiğine şahit olduk, 6 nolu dairede yer alan boru çatlaması nedeniyle faturalarda artış olduğunu, boruda yer alan suların bir kısmının asansör boşluğuna dolması nedeniyle asansör arızası meydana geldiğini gördük, 6 nolu dairede ve benim kendi dairemde klozetlerin duvara montalanmış kısımlarından düştüğüne şahit olduk, aynı zamanda 6 nolu dairede bulunan balkon su giderinden diğer dairelere sızıntı olduğunu gördük. Davacı vekilinin talebi üzerine tanıktan soruldu: biz binaya taşındığımız zamanlarda elektrik faturasını şantiye tipi şeklinde ödedik, bu nedenle yüksek miktarda elektrik faturası ödediğimiz zamanlar oldu. Davalı vekilinin talebi üzerine tanıktan soruldu: 6 nolu daire için belirttiğim hususlar sadece 6 nolu daire için geçerlidir. Belirttiğim diğer hususlar ise kendi dairem ve diğer tüm daireler için geçerlidir. Dedi. Beyanı okunarak imzası alındı.
20/04/2021 tarihli celsede davalı tanığı … hazır: Usulen yemini yaptırıldı. Soruldu. Tanık beyanında: ben davalı …. inşaat’ta proje sorumlusu olarak çalışıyordum. Davalı tarafından 3 adet taşınmaz satın alınmıştı. Biz çalışmalarımız sırasında herhangi bir eksiklik veya arıza bildirildiğinde hemen arızayı ve eksikliği gidermeye çalışırdık. Davacı tarafın satın almış olduğu villalarla ilgili tarafıma yapılmış herhangi bir ihbar yoktu. Buna ilişkin görgüm ve bilgim bulunmamaktadır. dedi. Beyanı okunarak imzası alındı.
04/06/2021 tarihli celsede davalı tanığı … hazır: Usulen yemini yaptırıldı. Soruldu. Tanık beyanında: ben davalı … İnşaat’ta satış danışmanı olarak çalışıyordum. Davacı firma bizden 3 adet villa satın almıştı. Ben davacı şirketi ve sahiplerini yakından tanırım. Satın alınan villalarla ilgili problemler olduğunda bize iletilir iletilmez problemler giderildi. Bu problemler evin dış yapısında boya çatlakları veya banyo ve lavabolarda tıkanma vs. Kolay halledilebilecek problemler olabiliyordu. Biz yapılan bildirim üzerine hemen arızayı gideriyorduk. Herhangi bir arıza olduğunda biz yapılan bildirim üzerine hemen arızayı gideriyorduk. dedi. Beyanı okunarak imzası alındı.
Davacının iddiası, davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ve davalı arasında yer alan sözleşmeye göre davalı tarafından üstlenilen işin eksiksiz olarak teslim edilip edilmediği, yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği, ayıp olup olmadığı, ayıp var ise gizli veya açık ayıp mı olduğu, davacı tarafça süresinde ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı, ayıbın niteliğine göre varsa davacının zararının miktarı, tazminat alacağının bulunup bulunmadığı, bu kapsamda davacının alacağının olup olmadığı hususlarının tespiti açısından tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde ve 12/07/2021 günü saat 14:00’da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, aynı gün uyuşmazlık konularının tespiti açısından mahkeme hakiminin katılımı olmaksızın HMK’nun 278/ son maddesi uyarınca bilirkişiye yetki verilmek suretiyle keşfen bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, Mali Müşavir bilirkişi … ve İnşaat Mühendisi bilirkişi … 04/10/2021 tarihli raporlarında özetle; dava dosyasına sunulan ve davalı şirket tarafından davacı şirkete kesilmiş olduğu görülen 14.02.2017 tarihli 3 adet faturanın davaya konu 6, 11 ve 32 nolu villaların malzemeli tadilat işleri açıklaması ile kesilmiş olduğunun görülmekte olduğunu, dava dosyasına sunulan 14.02.2017 tarihli üç adet Tapu Senedinden; davaya konu 6, 11 ve 32 nolu Havuzlu Tripleks Villaların Tamamı davalı .. İnşaat adına kayıtlı iken Satış İşleminden davacı şirket adına – tescil edilmiş olduğunun görülmekte olduğunu, yine Başakşehir Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğü tarafından Mahkeme’ye gönderilen … tarihli yazı ekinde yer alan tapu kayıtlarından; Başakşehir İlçesi, …. Mahallesi, … Ada, … Parselde yer alan Havuzlu Tripleks Villa nitelikli 6, 11 ve 32 nolu bağımsız bölümlerin Tam hisselerinin davacı …. Ayakkabı şirketi adına kayıtlı olduğunun görülmekte olduğunu, davacı şirket tarafından Küçükçekmece … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. D.İş nolu dosyasında yaptırılan tespitte; inşaat mühendisi bilirkişi tarafından yerinde yapılan incelemeler neticesinde sunulan 10.04.2019 tarihli tespit raporunda; “28.03.2019 tarihinde dava konusu yerde tespit çalışmaları yapılmış Tespit mahallinin kapsamlı olması nedeniyle 03.04.2019 tarihinde tespit mahalline tekrar gelinerek tespitler tamamlandı. .. keşif tarihi itibari ile tapu kaydına göre taşınmazlar 2 yaşındadır. Maliklerin beyanına göre ise 3 adet taşınmazı Mayıs 2017 tarihinde teslim aldıkları beyan etmişlerdir. Yapıların dış cephe boyalı bölgelerde kılcal çatlaklar ve patlamalar oluşmuştur. Dış cephe mermer kaplamalarında imalat aşamasında kullanılan plastik derz artıkları durmakta ve derz aralıkları açık konumdadır. Çatıda bulunan baca diplerinden çatıya ve baca çevresine su almaktadır. Dava konusu villalar müstakil aboneliğe geçemediğinden fiilen şantiye elektriği kullandıklarını, bu sistemin de hem pahalı hem de çok sık arızalara ve kesintilere sebep olduğu söylenmektedir. Yapıların balkon önünde cam parapet ve korkuluk imalatı yapılmıştır. Cam korkutuklar birleşme noktalarından ayrılarak insan sağlığı için tehlike oluşturmaktadır. Konutların içerisinde sürekli pis koku yayılmakta olduğu gözlemlenmiştir. Yapılar bahçesinde gömülü olan fiber su tanklarının patlak olduğu ve kullanılmadığı beyan edilmiştir. Tanklar toprak altında gömülü olduğundan tespit imkanım olmamıştır. Ancak su fatura miktarlarından anlaşılmaktadır. Yapıların genellikle bodrum kallarında özellikle toprakla temas olan bölgelerde zeminden yaklaşık 60-70 cm yüksekliklerde nemlenme ve kabarmalar oluşmuş bazı bölgelerde duvar kağıtları kalkmıştır. Yapı içerisinde bulunan asansör kabini ait boşluğunda, asansör kuyusunda su birikintisi oluştuğu görülmüştür. Yapılarda bulunan doğrama aksesuarlarında bozulmalar olduğu ve kanat sistemlerinin düzgün çalışmadığı, doğrama ile duvar birleşimlerinde nemlenme olduğu gözlemlenmiştir. Yapıların bulunduğu sitenin iç yollarında bulunan taş kaplamalarda çökmeler ve yollarda bulunan menfezlerin kullanılamaz konumda olduğu gözlemlenmiştir. Yapıların hepsinde bulunan yüzme havuzları su kaçakları oluşmuş, bu kaçakların onarımı davacı tarafından fatura karşılığı giderildiği beyan edilmiştir.” tespitlerinin yapılmış olduğunun görülmekte olduğunu, dava dosyası içerisinde davaya konu villaların davacı tarafa hangi tarihte fiili olarak teslim edildiğini anlamamıza yarar bir Teslim Tutanağı bulunmadığını, yukarıda alıntılanan sözleşme ve davacı tarafından yaptırılan tespit raporundaki bilgiler göz önüne alındığında; sözleşmede davaya konu villaların 31.12.2016 tarihinde tesliminin vaad edilmiş olduğu, yine sözleşmede belirtilen 6 aylık ek sürenin eklenmesi ile (31.12.2016 + 6 ay) 30.06.2017 tarihine varılmakta olduğu, davacılar tarafından yaptırılan tespitte raporu düzenleyen bilirkişiye fiili teslimin Mayıs 2017 tarihinde yapılmış olduğunun belirtilmiş olduğu ve de sıralanan bu bilgiler ışığında davaya konu villaların fiili teslim tarihi olarak Mayıs 2017 tarihinin alınması gerekeceği görüş ve kanaatine varılmış olduğunu, taşınmazların dış cephesinde hava koşulları (yağmur, kar vb.) sebebiyle oluşan dökülmelerin; davacı tarafça villaların teslimi sırasında tespiti mümkün olmayıp sonradan ortaya çıkan gizli ayıp olarak nitelenmesi gerekeceği, konu olan gizli ayıbın en geç Mayıs 2017 tarihli filli teslimden 1 yıl sonraya gelen Mayıs 2018 tarihinde ortaya çıkabileceği; farkedilebileceği, konu olan ayıbın davacı tarafça yaptırılan tespite ait 10.04.2019 tarihli tespit raporunda belirtilmekte olduğu, dava dosyasına sunulan …. İnşaat ve Taşımacılık ile yapılan sözleşme, bu şirket tarafından davacı tarafa kesilmiş fatura ve Mahkeme Heyeti ile birlikte taraflarınca yerinde yapılan tespitlerden; davaya konu villaların dış cephe tadilatlarının davacı tarafça 2020 yılında yaptırılmış olduğu, taşınmazlarda şantiye tipi elektrik kullanımının; davacı tarafça villaların teslimi sırasında tespiti mümkün olmayıp sonradan ortaya çıkan gizli ayıp olarak nitelenmesi gerekeceği, konu olan gizli ayıbın en geç Mayıs 2017 tarihli fiili teslimden 6 ay sonraya gelen Kasım 2017 tarihinde ortaya çıkabileceği/farkedilebileceği, konu olan ayıbın davacı tarafça yaptırılan tespite ait 10.04.2019 tarihli tespit raporunda belirtilmekte olduğu, mahkememiz heyeti ile birlikle taraflarınca yerinde yapılan keşifte elektriğin normal abone kullanımına geçtiğinin anlaşıldığı, taşınmazlara ait yalıtımın; davacı tarafça villaların teslimi sırasında tespiti mümkün olmayıp sonradan ortaya çıkan gizli ayıp olarak nitelenmesi gerekeceği, konu olan gizli ayıbın en geç Mayıs 2017 tarihli fiili teslimden 1 yıl sonraya gelen Mayıs 2018 tarihinde ortaya çıkabileceği/farkedilebileceği, konu olan ayıbın davacı tarafça yaptırılan tespite ait 10.04.2019 tarihli tespit raporunda belirtilmekte olduğu, dava dosyasına sunulan …. İnşaat ve Taşımacılık ile yapılan sözleşme, bu şirket tarafından davacı tarafa kesilmiş fatura ve mahkememiz heyeti ile birlikte taraflarınca yerinde yapılan tespitlerden; davaya konu villaların yalıtımlarının davacı tarafça 2020 yılında yaptırılmış olduğu, taşınmazlardan 6 nolu villada su deposunda çatlağın; davacı tarafça 6 nolu villanın teslimi sırasında tespiti mümkün olmayıp sonradan ortaya çıkan gizli ayıp olarak nitelenmesi gerekeceği, konu olan gizli ayıbın en geç Mayıs 2017 tarihli fiili teslimden 6 ay sonraya gelen Kasım 2017 tarihinde ortaya çıkabileceği:farkedilebileceği, konu olan ayıbın davacı tarafça yaptırılan tespite ait 10.04.2019 tarihli tespit raporunda belirtilmekte olduğu, Mahkememiz heyeti ile birlikte taraflarınca yerinde yapılan keşifte 6 nolu villadaki çatlak su deposunun değiştirildiğinin anlaşıldığı, taşınmazlarda bulunan su alma, rutubet ve kabarmalar ile alt kata su sızıntısı ayıplarının; davacı tarafça villaların teslimi sırasında tespiti mümkün olmayıp sonradan ortaya çıkan gizli ayıp olarak nitelenmesi gerekeceği, konu olan gizli ayıbın en geç Mayıs 2017 tarihli fili teslimden 1 yıl sonraya gelen Mayıs 2018 tarihinde ortaya çıkabileceği/farkedilebileceği, konu olan ayıbın davacı tarafça yaptırılan tespite ait 10.04.2019 tarihli tespit raporunda belirtilmekte olduğu, dava dosyasına sunuları … İnşaat ve Taşımacılık ile yapılan sözleşme, bu şirket tarafından davacı tarafa kesilmiş fatura, yine …. Dekorasyon şirketi tarafından davacı tarafa kesilmiş duvar kağıdı faturası ve Mahkememiz heyeti ile birlikte taraflarınca yerinde yapılan tespitlerden, davaya konu villalarım yalıtımlarının ve deforme olan kısımlarının davacı tarafça yaptırılmış olduğu, buna rağmen villalardaki çeşitli mahallerde kusma, kabarma ve dökülme sorunlarının bulunmakta olduğu, site içine döşenen taşlarda çökmeler meydana gelmesi ayıbının; davacı tarafça villaların teslimi sırasında tespiti mümkün olmayıp sonradan ortaya çıkan gizli ayıp olarak nitelenmesi gerekeceği, konu olan gizli ayıbın en geç Mayıs 2017 tarihli fiili teslimden 1 yıl sonraya gelen Mayıs 2018 tarihinde ortaya çıkabileceği;farkedilebileceği, konu olan ayıbın davacı tarafça yaptırılan tespite ait 10.04.2019 tarihli tespit raporunda belirtilmekte olduğu, mahkememiz heyeti ile birlikte taraflarınca yerinde yapılan tespitlerde davaya konu villaların ön tarafında bulunan yollarda bölgesel çökmelerin bulunduğu, keşifte villa bahçesindeki taşların davacı tarafça tekrar yaptırıldığının beyan edildiği, taşınmazlarda bulunan pencere doğramalarındaki ayıbın; davacı tarafça villaların teslimi sırasında tespiti mümkün olmayıp sonradan ortaya çıkan gizli ayıp olarak nitelenmesi gerekeceği, konu olan gizli ayıbın en geç Mayıs 2017 tarihli fiili teslimden 6 ay sonraya gelen Kasım 2017 tarihinde ortaya çıkabileceği;farkedilebileceği, konu olan ayıbın davacı tarafça yaptırılan tespite ait 10.04.2019 tarihli tespit raporunda belirtilmekte olduğu, mahkememiz heyeti ile birlikte taraflarınca yerinde yapılan keşifte villalardaki kapı pencere doğramalarından bazılarında sorunların devam etmekte olduğunun görüldüğü, taşınmazlarda bulunan su armatürlerinde yeralan ayıpların; davacı tarafça villaların teslimi sırasında tespiti mümkün olmayıp sonradan ortaya çıkan gizli ayıp olarak nitelenmesi gerekeceği, konu olan gizli ayıbın en geç Mayıs 2017 tarihli fiili teslimden 6 ay sonraya gelen Kasım 2017 tarihinde ortaya çıkabileceği;farkedilebileceği, mahkememiz heyeti ile birlikte taraflarınca yerinde yapılan keşifte villalardaki bataryaların bazılarının davacı tarafından değiştirilmiş olduğu ve bataryaların bir kısmında da yerine sabitleme probleminin devam etmekte olduğu tespit, görüş ve kanaatine varılmış olduğunu, yukarıda detaylı olarak sıralanan bu gizli ayıplar sebebiyle de davaya konu villaların değerinde azalma yaşanacağı, gizli ayıplar sebebiyle dava konusu villalardaki değer azalmasının hesaplanmasında yüce Yargıtay’ca benimsenen yöntemin Nispi Hesap Yöntemi olması sebebiyle, dava konusu villaların gizli ayıplar olmasaydı erişeceği piyasa değeri ile gizli ayıplı şekildeki piyasa değeri, villaların bulunduğu semt, mevkii, villaların büyüklüğü, villaların mimarisi, villaların bir site içinde ve yeni inşa edilmiş bir yapıda bulunması, villaların arsa payı, villaların önünün açık olup olmaması ve manzara durumu, villaların inşaat ve dekorasyon kalitesi, bu bölgede bu türden bir konuta olan talep durumu, villaların şehrin merkezi noktalarına ve ana trafik arterine olan mesafesi, villaların belediye ve altyapı hizmetlerinden yararlanma durumu, bu bölgede bu türden gayrimenkullerin emsal satış değerleri, sıralanan gizli ayıpların villa rayiç bedeline olan etkisi, değerleme tarihindeki piyasa koşulları ve değerine tesir eden tüm etkenler hep birlikte değerlendirilerek belirlenmiş ve bu değerlerin oranlanması yolu ile gizli ayıplar sebebiyle villaların satıldığı tarihte ortaya çıkan değer azalması hesaplaması yapılmış olduğunu, gizli ayıplar sebebiyle oluşan değer azalması hesabının; Villaların gizli ayıplar olmaması durumundaki piyasa doğeri (A) = 2.500.000.-TL, villaların satış sözleşmesindeki satış değeri (B) = 2.400.000.-TL, villaların gizli ayıplar olması durumundaki piyasa değeri (C) = 2.300.000.-TL, gizli ayıplar sebebiyle villaların satıldığı tarihte ödenmesi gereken bedel (D) D=BxC/A = 2.208.000.-TL, gizli ayıplar sebebiyle villaların satıldığı tarihte ortaya çıkan değer azalması (E), E=B – D=192.000-TL olduğunu SONUÇ OLARAK; davacı ve davalı tarafından sunulan ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. Hükümleri doğrultusunda sahipleri lehine delil niteliğine haiz olduğunu, ticari ilişki dolayısıyla oluşan cari hesap özetinde kayıtlı faturaların ve ödeme belgelerinin her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacı ve davalının ticari defterlerine göre borç ve alacak bakiyesinin kalmadığını, davacı şirket ve davalı şirket arasında yer alan 08.12.2014 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine göre davalı şirket tarafından üstlenilen işin eksiksiz olarak teslim edilmemiş olduğunu, davalı şirket tarafından yükümlülüklerin yerine getirilmemiş olduğunu, davaya konu villalarda gizli ayıpların bulunmakta olduğunu, davacı tarafın söz konusu gizli ayıplar ile ilgili olarak davalı tarafa yasal süresi içinde ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı ile ilgili takdirin mahkememize ait olacağını, sıralanan gizli ayıplar sebebiyle villaların satıldığı 08.12.2014 tarihinde ortaya çıkan değer azalmasının 192.000,00-TL kadar hesaplanabileceğini bildirmişlerdir.
Dosyanın birleşen dosyada yer alan iddialar ve tarafların itirazları hususunda ek rapor tanzim edilmek üzere bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiş olup, kök raporu hazırlayan bilirkişi heyeti 07/02/2022 tarihli ek raporlarında özetle; Kök raporlarında sıralanan tüm ayıpların davaya konu villaların inşaatının Teknik Şartnamelere uygun olarak yapılmamasından kaynaklanmakta olduğu, konu olan ayıpların site yönetimi işleyişi, jeolojik etkenler ve davacı tarafça villaların kötü/hor kullanımı sonucu oluşmadığı, yine villaların çatı, toprak altı ve dış cephelerinde Teknik Şartnamelere uygun izolasyon ve imalatın yapılması durumunda villaların içinde dış etkenler ve hava şartları gibi sebepler ile yağmur ve zemin suyu girişi oluşup konu olan kabarma, dökülme vb. ayıpların ortaya çıkmayacağı, yine davalı tarafça villa bahçelerinde ve yollarında Teknik Şartnamelere uygun (kademe kademe yapılan sıkıştırma ile birlikte) bir zemin dolgusu yapılmış olması halinde villa bahçesinde ve yollarda oluşan çökmelerin yaşanmayacağı, bu sebeplerle konu olan ayıplar ile ilgili sorumluluğun Teknik Şartnamelere uygun olarak inşaatı yürütmeyen davalı müteahhit tarafta olduğu görüş ve kanaatine varılmış olduğunu, kök raporda da çok detaylı açıklamalar eşliğinde belirtildiği üzere davaya konu villalarda yer alan ayıpların villaların teslimi sırasında tespiti mümkün olmayıp, sonradan (6 ay, 12 ay) ortaya çıkan gizli ayıplar olarak nitelenmesi gerekeceğini, konu olan gizli ayıpların bazılarının en geç Mayıs 2017 tarihli fiili teslimden 6 ay sonraya gelen Kasım 2017 tarihinde ve bazılarının da en geç Mayıs 2017 tarihli fiili teslimden 12 ay sonraya gelen Mayıs 2018 tarihinde ortaya çıkabileceği/farkedilebileceğini, dava dosyasında davacı tarafın konu olan gizli ayıpları davalı tarafa ihbar ettiğini ispatlar bir ihtarnameye rastlanmadığını, davalı tanığı …’ın; “Ben davalı …. İnşaatta satış danışmanı olarak çalışıyordum. Davacı firma bizden 3 adet villa satın almıştı. Ben davacı şirketi ve sahiplerini yakından tanırım. Satın alınan villalarla ilgili problemler olduğunda bize iletilir iletilmez problemler giderildi. Bu problemler evin dış yapısında boya çatlakları veya banyo ve lavabolarda tıkanma vs. kolay halledilebilecek problemler olabiliyordu. Biz yapılan bildirim üzerine hemen arızayı gideriyorduk. Herhangi bir arıza olduğunda biz yapılan bildirim üzerine hemen arızayı gideriyorduk.” beyanında bulunmuş olduğunu, konu olan ayıpların davacı tarafça yaptırılan tespite ait 10.04.2019 tarihli tespit raporunda belirtilmekte olduğunu ve de sıralanan tüm bu bilgiler ışığında; davacı tarafın söz konusu gizli ayıplar ile ilgili olarak davalı tarafa yasal süresi içinde bildirimde bulunup bulunmadığı ile ilgili takdirin mahkememize ait olacağı görüş ve kanaatlerinin aynı şekilde korunduğunu, kök raporda detaylı olarak sıralanan bu gizli ayıplar sebebiyle de davaya konu villaların değerinde azalma yaşanacağı, gizli ayıplar sebebiyle dava konusu villalardaki değer azalmasının hesaplanmasında yüce Yargıtay’ca benimsenen yöntemin Nispi Hesap Yöntemi olması sebebiyle, bu yöntem ile ve D = B x C/A , E – B = D şeklinde tüm formülizasyonu da verilmek suretiyle denetime açık bir şekilde huzurdaki dava ve birleşen dava bir arada olmak üzere sıralanan tüm gizli ayıplar sebebiyle davaya konu 3 adet villada villaların satıldığı 08.12.2014 tarihinde ortaya çıkan değer azalması hesaplaması yapılmış olduğunu, konu olan 3 adet villanın 2.400.000.-TL bedelle satılmış olması ve kök raporda çok detaylı olarak sıralanan gizli ayıplar göz önünde bulundurulduğunda; kök raporda yüce Yargıtay’ca benimsenen yöntem olan Nispi Hesap Yöntemi ile yapılan değer azalmasının fahiş olmadığı ve aynı şekilde korunması gerekeceği görüş ve kanaatine varılmış olduğunu NETİCETEN; nihai takdiri ve hukuki değerlendirmesi mahkememize ait olmak üzere yerinde keşif, dosya mevcudu belge, bilgi, davalı ve davacı…a ait ticari defter -belgeleri ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde, ek raporları içerisinde açıklanan nedenlerle; kök raporlarında taraflarınca dilegetirilen kanaatin ve yapılan hesaplamaların aynı şekilde korunması gerekeceği görüş ve kanaatine varılmış olduğunu bildirmişlerdir.
Dosyanın yeniden bilirkişi heyetine tevdii ile tarafların beyan ve itirazları hep birlikte değerlendirilerek ve ayrıca birleşen …. Esas sayılı dosyası bakımından inceleme yapılarak ek rapor tanziminin istenilmesine, tanzim olunacak ek raporda yapılan tadilatın asıl dosya konusu ve miktarına etkisi hususunun da irdelenmesinin istenilmesine karar verilmiş olup, kök ve ek raporu düzenleyen bilirkişi heyeti 18/07/2022 tarihli 2.ek raporlarında özetle; kök raporda detaylı olarak sıralanan gizli ayıplar sebebiyle davaya konu villaların değerinde azalma yaşanacağı, gizli ayıplar sebebiyle dava konusu villalardaki değer azalmasının hesaplanmasında yüce Yargıtay’ca benimsenen yöntemin Nispi Hesap Yöntemi olması sebebiyle, bu yöntem ile ve D = B x C/A , E = B – D şeklinde tüm formülizasyonu da verilmek suretiyle denetime açık bir şekilde huzurdaki dava ve birleşen dava bir arada olmak üzere sıralanan tüm gizli ayıplar sebebiyle davaya konu 3 adet villada villaların satıldığı 08.12.2014 tarihinde ortaya çıkan değer azalması hesaplaması yapılmış olduğu, konu olan 3 adet villanın 2.400.000.-TL bedelle satılmış olması ve kök raporda çok detaylı olarak sıralanan gizli ayıplar göz önünde bulundurulduğunda; kök raporda yüce Yargıtay’ca benimsenen yöntem olan Nispi Hesap Yöntemi ile yapılan değer azalmasının fahiş olmadığı ve aynı şekilde korunması gerekeceği görüş ve kanaatine varılmış olduğunu NETİCETEN; nihai takdiri ve hukuki değerlendirmesi mahkememize ait olmak üzere yerinde keşif, dosya mevcudu belge, bilgi, davalı ve davacı …a ait ticari defter -belgeleri ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde, 2. ek ve ek raporları içerisinde açıklanan nedenlerle; kök raporlarında taraflarınca dilegetirilen kanaatin ve yapılan hesaplamaların aynı şekilde korunması gerekeceğini, mahkememiz tarafından huzurdaki dava ve dış cepheden su girmesi sebebi ile oluşan zararların talep edildiği birleşen dava için ayrı ayrı bedel indirimi hesaplaması yapılması gerekeceği kararına varılması durumu için : huzurdaki davaya konu gizli ayıplar sebebiyle oluşan değer azalmasının : 120.000.-TL kadar hesaplanabileceğini, birleşen davaya konu gizli ayıplar sebebiyle oluşan değer azalmasının : 72.000.-TL kadar hesaplanabileceğini bildirmişlerdir.
Davacı vekili 02/12/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile; asıl dava bakımından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1.000,00 TL olarak talep etmiş oldukları maddi tazminat alacağı taleplerini 119.000,00 TL arttırarak 120.000,00 TL olarak belirlediklerini, kısmi dava bakımından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; 1.000,00 TL olarak talep etmiş oldukları maddi tazminat alacağını 71.000,00 TL artırıp toplamda 72.000,00 TL olarak ıslah ettiklerini beyanla; yukarıda beyan ettikleri maddi tazminat alacak kalemlerinin farklarının dava dilekçesinde talep ettikleri miktarlara eklenerek; asıl dava yönünden 120.000,00 TL, birleşen dava yönünden 72.000,00 TL maddi tazminatı dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Esas dosya yönünden; davacının talebi davalıdan satın almış olduğu taşınmazların ayıplı olmasından kaynaklı oluşan zararının tazmini talebine ilişkindir. Dava dilekçesi ekinde sunulan ve tarafların kaşe ve imzalarını taşıyan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca üç ayrı taşınmazın davacı tarafa satılmış olduğu ve taşınmazların tapuda yapılan satış işlemi neticesinde davacı adına tescil edildiği hususu sabittir. Dava dilekçesinde bentler halinde sayılan ve dava açılmadan önce alınan tespit raporunda, Mahkememizce yapılan keşifte ve dinlenilen tanık beyanlarında yer alan tespitler uyarınca taşınmazlarda bulunan ayıplar gizli ayıp mahiyetindedir ve teslim sırasında ve olağan bir gözden geçirme ile tespit edilemeyecek niteliktedir. Dinlenilen tanık beyanlarda da yer aldığı üzere taşınmazlarda yer alan ayıplar kullanım sırasında anlaşılabilecek ayıplardır. Dosya kapsamı ve duruşmada dinlenilen tanık beyanları dikkate alındığında taşınmazdaki ayıpların muhtelif zamanlarda ortaya çıktığı ve ayıpların ortaya çıkmaz çıkmaz davalı tarafa bildirildiği hususu anlaşılmakta olup ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu ve ayıp ihbarının süresinde yapıldığı kabul edilmiştir. Dosya kapsamına uygun ve denetlenebilir gerekçeli bilirkişi raporu ile davacı tarafın taşınmazda yer alan ayıplardan kaynaklı talep edebileceği zararın 192.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Belirsiz alacak olarak açılan davanın davacı vekilinin ıslah ve bedel artırım dilekçesi dikkate alınarak 120.000,00 TL olarak belirtildiği ve harcın bu bedel üzerinden yatırıldığı görülmekle taleple bağlı kalınarak açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Birleşen dava yönünden ise, davacı tarafın talebinin satın alınan taşınmazlarda yer alan ayıplardan dolayı yaptırılan dış cephe boya, tadilat ve yalıtım yenilenmesi sebebi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olduğu, davacı vekilinin 22/11/2022 tarihli duruşmada alınan beyanında da birleşen dosyanın yapılan harcamaların masraflarının hesaplanmasına ilişkin olduğuna yönelik beyanı dikkate alındığında birleşen dosyanın esas dosyada yer alan taleplerin örneklendirilmiş şeklinde ilişkin olduğu, daha açık bir ifade ile esas dosyanın satın alınan taşınmazlarda bulunan ayıp sebebi ile oluşan zarar tazminine ilişkin ise, birleşen dosyanın satın alınan taşınmazlarda bulunan ayıp sebebi ile yaptırılan dış cephe boya, tadilat ve yalıtım yenilenmesi sebebi ile oluşan zararın tazminine ilişkin olduğu, taleplerin kısmen farklı olması sebebi ile derdestlik itirazının yerinde görülmediği, açılmış ve görülmekte olan bir dava varken ayrı bir dava ile yalnızca örnekleme yolu ile zarar tazmininin istenilmesinde davacı tarafın hukuki yararının bulunmadığı kanaati ile açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalı vekili tarafından süresinde verilen cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunulduğu görülmüş ise de sehven itirazın değerlendirilmediği, TBK’nın 223. maddesine göre satılanın ayıbından doğan her türlü davanın satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl içerisinde zamanaşımına uğrayacağı, taşınmazların Mayıs 2017 tarihinde davacı tarafa teslim edilmiş olduğu, iş bu dava açılmadan evvel alınan delil tespiti raporunun 2019 Mart ayında alınmış olduğu görülmekle , davalı tarafın itirazının reddine karar vermek gerekmiş ve 28/07/2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmi Gazedete yayınlanarak yürürlüğe giren değişiklik kapsamındaki HMK 305/A gereğince hükme “Zamanaşımı itirazının reddine,” ibaresinin eklenmesine karar verilerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere:
Zamanaşımı itirazının reddine,
Davalı vekilinin zaman aşımı itirazının REDDİNE,
ESAS DOSYA YÖNÜNDEN;
1-Açılan davanın kabulü ile 120.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 8.197,20 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL peşin harç ile ıslah harcı 2.087,50 TL olmak üzere toplam 2.131,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.065,30 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 88,80 TL ile ıslah harcı 2.087,50 TL olmak üzere toplam 2.176,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça sarf edilen bilirkişi, tebligat, keşif ve posta masrafı 4.542,40 TL yargılama giderinin 1/2’sine tekabül eden 2.271,20 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı tarafça sarf edilen 57,00 TL yargılama giderinin 1/2’sine tekabül eden 28,50 TL yargılama giderinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 19.000,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
BİRLEŞEN BAKIRKÖY … ATM … ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Alınmasın gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 59,30 TL peşin harç ile 1.212,50 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.271,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 1.091,90 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
4-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafça sarf edilen 57,00 TL yargılama giderinin 1/2’sine tekabül eden 28,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı tarafça sarf edilen bilirkişi, tebligat, keşif ve posta masrafı 4.542,40 TL yargılama giderinin 1/2’sine tekabül eden 2.271,20 TL’nin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 11.520,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin (e-duruşma ortamında) yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/02/2023

Katip …
¸

Hakim ….
¸