Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/882 E. 2021/415 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/882
KARAR NO : 2021/415

DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 11/11/2019
KARAR TARİHİ : 14/04/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 15/04/2021
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında Beyoğlu …. Noterliği’nce düzenlenen … yevmiye numaralı, 11.8.2015 tarihli Sözleşme ile … – … İş Ortaklığı (“İş Ortaklığı) kurulduğunu, İş ortaklığının kuruluş gayesinin “… İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … Pafta, … parsel üzerinde inşaat yapım işi”nin üstlenilerek, İş Ortaklığı olarak kazanç sağlamak olduğunu, taraflar arasında imzalanan İş Ortaklığı Sözleşmesi’nin 3. Maddesinde “Konu ve Amaç” belirlendiğini, bu kapsamda İş Ortaklığı ile arsa sahipleri …., ….,…., .. arasında Düzce …. Noterliğinin 24.08.2015 tarih, …. yevmiye no’lu Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi (“İnşaat Sözleşmesi”) imzalandığını, buna göre İş Ortaklığı ve İnşaat Sözleşmesi kapsamında taraflar, … İli, …. İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … Pafta, … parsel üzerinde inşaat yapım işi için anlaşıldığını, İş Ortaklığı Sözleşmesinin 7. Maddesinde projenin … Firması Müvekkil Şirket olarak belirlenmiş ve Müvekkil Şirketin tek ortağı ve yetkilisi olan …. temsil etmeye tam yetkili kılındığını, bununla beraber 8. Maddede de iş ortaklığının yönetimi ve dışarıya karşı temsilinin ise Yönetim Kurulu’na ait olduğu belirtilmiş, İş Ortaklığı tarafından verilecek bütün belgelerin ve yapılacak sözleşmelerin geçerli olabilmesi için, bunların İş Ortaklığın unvanı altına konmuş ve İş Ortaklığını temsil ve ilzama yetkili kişilerin imzasını taşıması gerektiğinin belirtildiğini, davalı ortaklığı temsil ve imza yetkisini, ortaklık aleyhine kulladığını, davalı davacı yönetici imtiyazlı ortağın, adi ortaklık işletmesinin yürütülmesi için gerekli sözleşmeleri imzalamadığını, iş ortaklığının belli dönemlerinde payına düşen ödemeleri …’ye yapmadığını, bu ödemelerin davalı şirketlerce davacı adına yapıldıktan sonra, davacı ortak şirket aleyhine yaptıkları icra takibine, davacı şirketin itiraz etmesi nedeniyle, itirazın iptali davaları açıldığını, , bu konuda açtıkları davaların halen devam ettiğini, davacı şirkete gönderilen ihtarların da sonuçsuz kaldığını ve davacının adi ortaklığın faaliyetlerini engelleme çabası içinde olduğunu , TBK.nun 629/1.maddesinde, ortaklık sözleşmesiyle ortaklardan birine verilen yönetim yetkisinin haklı bir sebep olmaksızın diğer ortaklarca kaldırılamayacağı ve sınırlandırılamayacağı kabul edilmekte ise de, aynı maddenin ikinci fıkrasında, haklı bir neden olması halinde diğer ortaklardan her birinin yönetim yetkisini kaldırabileceği , davalılar davacı şirketin ortaklığın faaliyetlerini engellediğini ve üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini, bu davranışlarıyla adi ortaklığın yükümlülüğünde olan işleri yapamaz hale geldiğini savunduklarına göre, mahkemece; davalı ortakların TBK. nun 629. maddesine göre yaptıkları bu savunma üzerinde durulup, dayandıkları ihtarname ve diğer deliller incelenip, gerekli araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, TBK. nun 629. maddesindeki hükümler gözardı edilerek yazılı olduğu gibi hüküm kurulması isabetsiz olduğunu, davalının ortaklığın malvarlığına haciz konulmasına neden olacak şekilde hareket ettiğini, davalının ortaklık mallarını kendi tasarrufuna geçirdiğini, davalının sermaye ödeme borcunu yerine getirmediği gibi üstlenilen inşaat işinin yapılması ile ilgili hiçbir masrafı ödemediğini, davalının ortaklık yönetimine katılmadığı gibi, ortaklık aleyhine arsa sahipleri ile birlikte hareket ettiğini, davalının 10/01/2019 tarihinde taahhüt ettiği yükümlülüklerine de yerine getirmediğini beyanla TBK’nun 629. madde hükmü gereğince yönetim ve temsil yetkisine sahip davalının görevini aşırı ölçüde ihmal etmesi nedeniyle temsil yetkisinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşme ile … İŞ ORTAKLIĞI – … “İş Ortaklığı kurulduğunu, İş Ortaklığı Sözleşmesine göre; projenin … Firması davacı şirket olarak belirlenmiş ve pilot firmayı temsilen ….’e , tam yetki verildiğini, Ortaklığın Yönetim Kurulu üyeleri ise; davacı Şirketi temsilen, …. (Yönetim Kurulu Başkanı) ve davalı müvekkili temsilen, … (Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı) olarak belirlendiğini, sözleşmenin 8. Maddesinde; iş ortaklığının idaresi, temsili, yönetimi ve dışarıya karşı temsilin Yönetim Kurulu’na ait olduğunun belirtildiğini, İş Ortaklığı tarafından verilecek bütün belgelerin ve yapılacak sözleşmelerin geçerli olabilmesi için, İş Ortaklığın unvanı altına konmuş ve İş Ortaklığını temsil ve ilzama yetkili kişilerin imzasını taşıması gerektiğinin belirtildiğini, davacı tarafından, dava dilekçesinin 4. Maddesinde; müvekkilin, temsil ve imza yetkisini, ortaklık aleyhine kullandığı iddia edildiğini, mesnetsiz bu iddianın kabulü mümkün olmamakla belirtmek gerekir ki; 11 Ağustos 2015 tarihinde kurulan “iş ortalığı” ve 24 Ağustos 2015 tarihinde arsa sahipleri ile “Satış Vaadi ve Arsa payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” nin tanzim edilmesiyle, davacı tarafından kendisine verilen yetki ve görevi aradan 4 yıl gibi uzun bir zaman geçtikten sonra 17 Eylül 2019 tarihinde “Kat Karşılığı Şerhi” için başvuru yapılması, davacının ortaklıktan doğan yükümlülüğünü yerine getirmediği sonucunu çıkarmakla birlikte, ortaklık lehine olan Şerh tesisi için neden bunca zaman başvuru yapmadığı sorusunu akla getirdiğini, iddia edildiği gibi Müvekkilim değil, davacının kendisi ortaklık aleyhine kötü niyetli iş ve işlemler gerçekleştirdiğini, ayrıca davacı ortaklıktan mal kaçırmak kastıyla müvekkil ortağın bilgisi dışında, müşterek bir karar alınmadan, 27 Mayıs 2019 tarihinde …. Müdürlüğüne, kendi nam ve hesabına kar elde etmek maksatlıyla 10-16 adet taşınmazın satış işlemi için başvuruda bulunarak, iş ortaklığından mal kaçırma teşebbüsünde bulunduğunu, davacı, dilekçesinde müvekkil hakkında “ortaklık aleyhine hareket etmemekte” ve birçok mesnetsiz iddialarla, TBK 629/1 ve 2 maddesine dayanarak müvekkilin temsil yetkisini kaldırmak amacıyla iş bu dava ikame edilmiş ise de dava dilekçesinde sıralanan asılsız ithamların aksine, davacı; adi ortaklığın unsurlarından olan “…” unsuruna aykırı hareket ederek, müvekkilden habersiz, bilgisi olmadan iş ve işler yaparak ortaklığa zarar verdiğini, keza, İş ortaklığında; idare, temsil, yönetim ve dışarıya karşı temsilin, Yönetim Kurulu’na ait olduğu belirtilmiş olmasına rağmen iş bu yetkileri kullanırken müvekkili yok saymış, tüm işlem ve eylemlerinde tek taraflı hareket ederek yetkilerini aştığını, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi Müvekkil aleyhine başlatılan icra takipleri, iş ortaklığı aleyhine değil, müvekkilin şahına ait olup buna istianeden hissesi üzerine haciz tesisi yapıldığını, müvekkilinin tüm mal varlığının ortaklıktaki hissesinden ibaret olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, derdest olan dosya borçlarını ödeyecek maddi mal varlığına sahip olduğunu, davacının iddia ettiği üzere müvekkilin ne kişisel borçları ne de davacının mesnetsiz iddiaları iş ortaklığına zarar verdiğini, aksine projenin bu aşamaya gelmesine müvekkilin tek başına katkısı olduğunu, davacı; müvekkilin, sermaye borcunu yerine getirmediği, üstlenilen inşaat işinin yapılması ile ilgili hiçbir masrafı ödemediği ve İş Ortaklığı Sözleşmesinin 6. Maddesi göre; İş Ortaklığının sermayesi 100.000,00 TL olarak belirlenmiş, her iki ortağın da 50.000,00 TL sermayeyi nakden ve tamamen ödemeyi taahhüt ettiği, sermayenin 1/4’ünün tescilden önce ve kalanının is İş Ortaklığının tescilini izleyen üç ay içerisinde ödeneceği hüküm altına alındığını, ancak müvekkilimin sermaye borcunu ödemediği iddia edildiğini, yine davacı; ortaklığa konu “inşaat” hakkında hiçbir bilgisi, tecrübesi olmayan ve yine müvekkilin onayı alınmadan, kendi aile fertlerini (oğlu ve gelini) yüksek maaşlar karşılığında işe aldığını, ayrıca; Ortaklığın amacı dışında, faaliyetle ilgili olmayan şahsi harcamaları, tatil masrafları ve buna benzer sair harcamalar ortaklık adına gider olarak gösterildiğini, bu nedenle davacının tek taraflı iş ve işlemlerine ve yine ortaklık adına tek taraflı tuttuğu hesaba güven duyulmadığı, müteaddit talep ve ricalar sonucu açık olmayan hesap bildirimlerinin ise fahiş ve abartılı olması, hesapların gerçeği yansıtmaması yapılan işlerle de orantılı olmaması sebebiyle; müvekkile imzalatılmak istenen bilançolar müvekkil tarafından kabul edilmemiş, imzalanmadığını beyanla Adi ortaklık; bir yönüyle borç sözleşmesi olmasının yanı sıra, bir yönüyle de ortak bir gayenin yerine getirilmesini amaçlayan sosyal bir birlik olduğunu, bu nedenle, ticari ilişkide ortakların şahsı da önem arz ettiğini, davacının; müvekkil aleyhine İleri sürdüğü tüm hususlar batıl olup hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava dilekçesindeki iddiaların tamamı kötü niyetten başka bir anlam ifade etmemekle birlikte iş bu dava ikame edilerek kendi kusur atfını gizlediğini, haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetle açılan iş bu davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davanın TBK’nun 629. Maddesi gereğince açılan temsil yetkisinin kaldırılması istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın yönetici ortağın görevini aşırı ölçüde ihmal edip etmediği, iyi yönetim için gerekli olan yeteneğini kaybedip kaybetmediği hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın tespiti amacıyla tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
YMMM …. ile sektör bilirkişisi Prof. Dr. … tarafında düzenlenen raporda, dava konusunun taraflar arasında iş ortaklığı sözleşmesinden kaynaklı davalıya ait temsil yetkisinin kaldırılması talebinden ibaret olduğu, davacı defterlerini 6102 sayılı TTK m. 64/3, VUK m. 182 uyarınca tutulması zorunlu olan 2015-2016-2017-2018 ve 2019 yıllarına ait yevmiye, defteri kebir ve envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, 2015-2016-2017-2018 ve 2019 yıllarına ait yevmiye defterlerinin kapanış tasdikinin yasal süresi içerisinde yapılmış olduğu, bu itibarla HMK 222 md ve 6102 sayılı TTK 64/3 madde gereğinde mevcut haliyle davacının 2015-2016-2017-2018 ve 2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, inşaat işi için yapılan harcamalara ilişkin finansman kaynağı incelendiğinde, satışlara binaen alınan avanslar dışında İş Ortaklığının taraflarından olan …. Mühendislik Müşavirlik İnşaat Ltd. Şti tarafından gerek doğrudan gerekse …/… / …./ … vasıtasıyla iş ortaklığının banka hesabına, İş Ortaklığının kuruluş tarihinden 31/12/2019 tarihine kadar toplam 6.792.751,70 TL tutarından finansman kaynağının banka yoluyla transfer edildiği, İŞ Ortaklığının taraflarından olan … tarafından İş Ortaklığına yapılan kaynak transferlerine ilişkin talebine karşın herhangi bir belge ibraz edilemediği , davacı tarafından ileri sürülen hususların davalının temsil yetkisinin alınması bakımından haklı sebep teşkil edebileceği belirtilmiştir.
Dava, adi ortaklıkta temsil yetkisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
Adi ortaklık sözleşmesi; İki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir (TBK. 620/1 md; mülga BK m. 520). Adi ortaklıkta alınacak kararlar, kural olarak bütün ortakların, oy birliği ile alınır. Kararların oy çokluğu ile alınacağı kararlaştırılmış ise, çoğunluk ortak sayısına göre belirlenir (TBK m.624). Ortaklığın yönetimi, sözleşme veya alınan kararla yalnızca bir veya birden çok ortağa ya da üçüncü bir kişiye bırakılmış olmadıkça, bütün ortaklar ortaklığı yönetme hakkına sahiptir.Ortaklık, ortakların tümü veya birkaçı tarafından yönetilmekte ise, bunlardan her biri, diğerleri katılmaksızın işlem yapabilir. Ancak ortaklığı yönetmeye yetkili olan her ortak, tamamlanmasından önce işleme itiraz etmek suretiyle, bu işlemin yapılmasını engelleyebilir. Ortaklığa genel yetkili bir temsilci atanması ve ortaklığın olağan dışı işlerinin yürütülmesi için, bütün ortakların oybirliği gereklidir. Ancak, gecikmesinde sakınca olan hallerde, bu konuda yönetici ortaklardan her biri yetkilidir (TBK m.625). Ortaklık sözleşmesiyle ortaklardan birine verilen yönetim yetkisi, haklı bir sebep olmaksızın, diğer ortaklarca kaldırılamaz ve sınırlanamaz. Ortaklık sözleşmesinde yetkinin kaldırılamayacağına ilişkin bir hüküm bulunsa bile, haklı bir sebep bulunması durumunda, diğer ortaklardan her biri yönetim yetkisini kaldırabilir. Özellikle, yönetici ortağın görevini aşırı ölçüde ihmal etmesi veya iyi yönetim için gerekli olan yeteneği kaybetmesi gibi durumlar , temsil yetkisinin kaldırılması için haklı sebep kabul edilir (TBK m. 629).
Türk Borçlar Kanunu’nun 629.maddesine göre; ”Ortaklık sözleşmesiyle ortaklardan birine verilen yönetim yetkisi, haklı bir sebep olmaksızın, diğer ortaklarca kaldırılamaz ve sınırlanamaz. Ortaklık sözleşmesinde yetkinin kaldırılamayacağına ilişkin bir hüküm bulunsa bile, haklı bir sebep varsa, diğer ortaklardan her biri yönetim yetkisini kaldırabilir. Haklı sebepler, özellikle yönetici ortağın görevini aşırı ölçüde ihmal etmesi veya iyi yönetim için gerekli olan yeteneği kaybetmesi durumlarında vardır.”
Buna göre; ortaklık sözleşmesiyle ortaklardan birine verilen temsil ve yönetim yetkisinin haklı bir sebep olmaksızın diğer ortaklarca kaldırılamayacağı ve sınırlandırılamayacağı kabul edilmekte ise de, aynı maddenin ikinci fıkrasında, haklı bir neden olması halinde diğer ortaklardan her birinin yönetim yetkisini kaldırabileceği öngörülmüştür.
Davacı şirket ile … Yapı … arasında imzalanan 11/08/2015 tarihli sözleşme ile adi ortaklığın kurulduğu, sözleşmenin imza yetkileri başlıklı maddesi ile ortaklığı sulh ve ibraya, temsil ve ilzama …’ın yetkili olduğu kararlaştırılmıştır.
Projenin yürütülmesi bakımından müteselsil sorumluluk kabul edilmiş ve sözleşmenin 14.maddesinde kar ve zararın paylaşımına ilişkin hükme yer verilmiştir. Sözleşmede iş ortaklığına temsil yetkisinin sona ermesine ilişkin hüküm bulunmamaktadır.
Mahkememizce alınan ve itibar olunan bilirkişi raporunda, ortaklığın kuruluş amacının yıllara yaygın inşaat işi olduğu, yıllara yaygın inşaat işlerinde gelir ve giderlerin işin tamamlandığı yıl hesaplarına atılarak kar/zarar hesabı yapıldığı ve ortaklığın sona erdiği, anılan ortaklığın kurulduğu 2015 yılından 31/12/2019 tarihine kadar geçen sürede ilgili mevzuat doğrultusunda hareket edilerek gelir ve giderlerin gelir tablosuna aktarılmadığının anılan yıllara ait kurumlar vergi beyannamesi ve eklerindeki mali tablolar ile mizandan anlaşıldığı, geçen süre zarfında alınan inşaat işi için yapılan harcamalara ilişkin finansman kaynağı incelenirken, satışlara binaen alınan avanslar dışında iş ortaklığının taraflarından olan … Mühendislik Müşavirlik İnşaat Ltd.Şti tarafından gerek doğrudan, gerekse …./…./…./…. vasıtasıyla iş ortaklığının banka hesabına, iş ortaklığının kuruluş tarihinden 31/12/2019 tarihine kadar toplam 6.792.751,70 TL tutarında finansman kaynağının banka yoluyla transfer edildiğinin tespit edildiği, banka yoluyla transfer edilen tutar ve …-… İş ortaklığının 31/12/2019 tarihli mizanında Ortaklara Borçlar hesabında yer alan tutar ile …. Mühendislik Ltd.Şti’nin Ortaklıklardan Alacaklar hesabında görünen tutarların karşılaştırılması sonucu uyumluluk oranının yüksek olduğu, bu karşılaştırma neticesinde iş ortaklığına esas finansman desteğinin … Mühendislik Müşavirlik Ltd Şti olduğu tespit edilmiştir.
Davacı yan, temsil yetkisinin kaldırılması talebine ilişkin olarak davalının ortaklığa taahhüt ettiği sermayeyi aktarmadığını, şahsi borçları ile ilgili kasıtlı ve muvazaalı olarak iş ortaklığı malları üzerine haciz koydurttuğunu, kendisine devredilen dairelerin satışından elde ettiği tutarı borçlarının kapatılması için kullanmadığını ileri sürmekte, buna karşılık davalı yan taahhüt ettiği sermayeyi ödediğini, kendisine devredilen 14 dairenin borçların kapatılması için değil, ortaklıktan alacağı kar payı karşılığına istinaden devredilen bağımsız bölümler olduğunu ileri sürmektedir. Davalı taraf, ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesine sunmamış olup, sermaye taahhüdünü yerine getirdiği iddiasını ispat edememiştir. Yine iş ortaklığının taraflarından olan … tarafından iş ortaklığına yapılan kaynak transferine ilişkin belge bilirkişi incelemesine sunulmadığı gibi, mahkememizce 10/03/2021 tarihli celse ara kararı gereği verilen kesin süreye rağmen bu husustaki delil ve belgeler ibraz edilmiş değildir. Davalı, kendisine devredilen 14 adet dairenin alacağı kar payına istinaden verildiğini iddia etmiş ise de, iş ortaklığının kar zarar durumu ancak işin sonlanmasıyla ortaya çıkacağından bu aşamada kar payının verilmesi de söz konusu olmayacaktır. Tespit edilen işbu sebeplerin temsil yetkisinin kaldırılması için haklı sebep teşkil ettiği, TBK’nun 629.maddesinde düzenlenen yönetici ortağın görevini aşırı ölçüde ihmal etmesi halinin oluştuğu anlaşılmakla açılan davanın kabulü ile davalı …’ın … …-… İş Ortaklığı’nın temsil yetkisinin TBK’nun 629. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalı …’ın … …-… İş Ortaklığı’nın temsil yetkisinin TBK’nun 629. maddesi gereğince kaldırılmasına,
2-Alınması gereken 59,30 TL ‘nin peşin yatırılan 44,40 TL’den mahsubu ile eksik bakiye 14,90 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça sarf edilen ilk açılış harç gideri 88,80 TL, tebligat, müzekkere, ve bilirkişi ücreti 2.195,90 TL olmak üzere toplam 2.284,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.14/04/2021

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı