Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/88 E. 2020/526 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/88 Esas
KARAR NO : 2020/526

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/05/2014
KARAR TARİHİ : 15/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30.09.2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında oluşmuş ticari ilişki neticesi ile müvekkil şirketten 18.517,03 TL cari hesap dökümü ile sabit 2011 yılından bu yana devam eden fatura alacağının bulunduğunu, mevcut alacağın Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında ilamsız takibe konu edilmesi ile beraber davalı şirkete gönderilen ödeme emrine karşılık, davalı şirket vekilince 30/04/2014 tarihinde itirazda bulunulduğunu ve takibin durdurulduğunu, davalı şirketin mevcut borca karşılık 2012 yılında müvekkili şirkete senet verdiğini ve bu senedin 2012 yılında Kadıköy …. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile işleme konulması üzerine senette tahrifat yapıldığından bahisle itirazda bulunulduğunu ve Anadolu … İcra Mahkemesinde aleyhlerine sonuçlanan bu davada da davalı tarafın kötü niyetini gösterdiğini belirterek bilirkişi incelemesi, cari hesap kayıtları ve tüm ticari defterlerinde alacak olarak tespit edeceği ve görünecek takip konusu miktarın tahsil edilebilmesi için itirazın iptalini, durdurulan takibin devamını ve davalının %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın Bakırköy …. icra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile müvekkil şirket aleyhine cari hesap ve ilgili faturalar diyerek ilamsız ödeme emri göndermiş olduğunu, davacı şirketin cari hesap adı altında tamamen keyfi biçimde düzenlediği ve bilgisayar çıktısını dosyaya sunduğu hesap özetini kabul etmediklerini, ayrıca müvekkil şirkete gönderilmiş ve müvekkil şirketçe tebliğ edilmiş faturalar olmadığı gibi müvekkil şirkete sunulmuş bir hizmette olmadığını bu nedenle yapılan icra takibinin ve açılan davanın hukuksal dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek davanın reddini ve davacının %20 oranında icra inkar tazminatına çarptırılmasını ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, davalı ticari defter ve belgelerini sunmadığından sadece davacının defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
SMMM …. tarafından sunulan raporda davacı şirketin 2010-2011 ve 2012 yıllarına ait ticari defterlerinin, usulüne uygun olarak süresi içinde açılış ve kapanış onaylarının yapıldığı dolayısıyla davacı şirketin defterlerinin sahibi lehine delil olarak kullanılma vasfına haiz olduğunu, davacı şirketin yasal defterlerinin yazdırılmış olduğu, defter kayıtlarının, dayanağı belgelerle uyumlu olduğu, yasal defterler üzerinde herhangi bir silinti, kazıntı ve karalamanın olmadığının tespit edildiğini, davalı şirketin belirlenen gün ve saatte dava konusu yıllara ait ticari defterlerini incelemeye ibraz etmediğini, davalı ile davacı şirket arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davacı tarafından davalı tarafa tanzim edilen faturaların V.U.K. 229,230 ve 231 maddelerine göre uygun tanzim edilmiş olduğu, dava dosyasında bulunan davacının davalıya düzenlediği faturalara davalı 6102 sayılı TTK’nun 21/2 maddesi gereği süresinde itiraz etmediğini, bu nedenle faturaların içeriğini kabul etmiş sayıldığını, davalı şirkete 2010-2011 ve 2012 yıllarında toplam 9 adet fatura kesildiği, bu faturaların 6 tanesinin ihraç kayıtlı mal teslimi olarak faturalandırıldığı ve ilgili dönem KDV beyannamelerinde Tecil Terkin işlemlerinin yapılmış olduğu ve dolayısıyla malların davalı tarafından ihraç edildiğini, davacı tarafından 213 sayılı VUK’nun 396 nolu Genel Tebliği çerçevesinde mal alım, satımlarına ait Ba ve Bs formlarının ilgili dönemlerinde Beylikdüzü Vergi Dairesi Müdürlüğüne kanuni süresinde verilmiş olduğu, davacı firmanın hesap incelemelerinde kayıtlarında bulunan davalı’nın süresinde faturalara itiraz ve iade etmediği tespit edilmiş olup, davalı şirketin 18.517,03-TL anapara borcu olduğunu, taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüt ile ilgili herhangi bir sözleşme veya davacı tarafından davalı’ya gönderilmiş herhangi bir borç ihtarnamesi bulunmadığını belirtmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Davanın taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklı fatura ve geçmiş günler faizine ilişkin olarak yapılan ilamsız takibe davalı borçlu tarafından süresinde itiraz edilmesi üzerine duran takibe yönelik itirazın iptali davası olup, bu yönde tarafların delilleri toplanmış olup davacının dayanmış olduğu defter ve belgelerin yukarıda izah edildiği üzere bilirkişi tarafından incelenmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor içeriğine göre davacı tarafın defter ve belgelerin anılan yıllar itibariyle açılış ve kapanış tastiklerinin yapıldığı, bu hali itibariyle sahibi lehine delil niteliğinde bulunduğu ancak davalı tarafın defter ve belgelerin ibraz edilmediği, söz konusu alışverişe ilişkin olarak 9 adet faturanın kesildiği, bunların 6 adedinin ihraç kayıtlı mal teslimine ilişkin olduğu davacı tarafından Ba ve Bs formlarının vergi dairesine süresinde bildirildiği ve toplam alacak miktarının 18.517.03-TL olduğu tespit edilmiştir.
Ancak davalı taraf söz konusu malların kendilerine teslim edilmediği, faturaların kendilerine ibraz edilmediğini beyan etmiş olup, bu konuda davacı tarafa teslim konusunda yemin tekliflerinin olup olmadığı hatırlatılmış ancak yemin teklif etmiyeceklerini bildirmişlerdir.
Açıklanan tüm hususular doğrultusunda her ne kadar davacı tarafın defter ve belgelerinin usulüne uygun tutulmuş ve defter kayıtlarına göre davalı taraftan alacak kayıtları gözükmekte ise de, davalı tarafın söz konusu malların kendilerine teslim edilmediği savunmasında bulunmuş, söz konusu malların davalı tarafa teslim edildiğine dair herhangi bir maddi delilin yer almadığı, bu konuda yemin teklif edip etmeyecekleri sorulmuş, yemin teklif etmeyeceklerini de beyan etmeleriyle alacağa konu malların teslim edildiğini ispatlayamadıklarından davacının davasının reddine, her ne kadar davalı taraf kötü niyet tazminat talebinde bulunmuş ise de, davacının takibinde hem haksız hemde kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından bu yöndeki talebinin de reddine karar verilmiştir.
Mahkememizden verilen 11/07/2016 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı ilamı temyiz edilmiş olmakla; Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 03/12/2018 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı ilamı ile; “Mahkememizce davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de mahkememizce alınan bilirkişi raporu içerisinde bahsedilen belgeler ve tespit üzerinde durulmamış olduğu, bilirkişi raporunda bazı faturaların ihraç kaydıyla verildiği ilgili dönem KDV beyannamelerinde tecil ve terkin işlemlerinin yapılmış olduğu ve dolayısıyla malların ihraç edildiği belirtilmiş, yine mahkememizce istenen BA-BS formlarında mal alım satımlarına ait bildirimlerin bulunduğu tespit edilmiş, ancak mahkememizce bu hususlar üzerinde durulmamış ve tartışılmamış olduğu, ayrıca taraflar arasındaki ticari satıma ilişkin düzenlenen bazı faturalarda teslim alan kısmında kaşe ve imza bulunup bu husus üzerinde de durulmamış olduğu, mahkememizce belirtilen tüm bu hususlar dikkate alınmaksızın ve değerlendirilmeksizin davacıya yemin hakkı hatırlatılarak yemin teklif etmediği ve davayı da ispatlayamadığı şeklinde eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmemiş olduğu bu nedenle; hükmün davacı yararına BOZULMASINA” karar verilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 03/12/2018 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve yargılamaya devam edilmiştir.
Dosyanın mali müşavir bilirkişi Turan Korkmaz’a tevdii ile, ilgili Yargıtay kararındaki hususlarında ayrıca ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, rapor tanziminin istenmesine, bazı faturaların ihraç kaydıyla verildiği ilgili dönem KDV beyannamelerinde tecil ve terkin işlemlerinin, BA BS formlarında mal alım satımlarına ait bildirimlerin hangi faturalara ilişkin olduğunun açıklanması ve düzenlenen faturalarda teslim alan kısmında kaşe ve imza bulunup, bu faturaların ayrıntılı dökümünün yapılmasının istenilmesine, bilirkişi için 650,00 TL ücret takdiri ile bilirkişi ücretinin davacı tarafça mahkememiz veznesine depo edilmesi hususunda iki haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde yatırılmadığı taktirde bilirkişi delilinden vazgeçmiş sayılacağının ihtarına (ihtarat yapıldı), davacının iddiası, ticari defter ve kayıtlar ile tüm dosya kapsamına göre tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 06/01/2020 günü, saat 15:00’de Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup; Mali Müşavir bilirkişi … 24/02/2020 tarihli raporunda özetle; davacı şirketin 2010-2011-2012 yıllarına ait ticari defter ve belgeleri üzerinde şirket adresinde inceleme yapıldığını, davacı tarafından dosyaya sunulan cari hesap dökümü, yasal kayıtların tutulduğu bilgisayar ortamında takip edilen muavin defter dökümleri ile mukayeseli olarak incelenmiş olduğunu, satış faturaları ve davalı ödemelerinin usulünce kayıtlara yansıtıldığının tespit edilmiş olduğunu, taraflar arasında 2009 yılından itibaren ticari ilişkin olduğunu, davacının imalatını yapmakta olduğu musluk ve vana ürünlerinin satışını yaptığını, 2009 yılından devreden 218,41 TL hesap bakiyesine ilaveten, 01.04.2010 tarihinden itibaren 02/03/2012 tarihine kadar davalıya 9 adet fatura ile 39.413,38 TL’lik mal satışı yapıldığını, 6 adet faturada “Mal alıcıya 3065 sayılı kanunun 11.mad. C bende hükmü gereği ihraç edilmek kaydı ile teslim edildiğinden KDV tahsil edilmemiştir.” ibarelerinin bulunduğunu, bu satışlarla ilgili olarak tahakkuk eden 5.800,19TL KDV tutarının hesabın alacağına yazılarak toplam alacaktan düşüldüğünü, önceki yıldan devreden 218,41 TL ile birlikte davalının ödemesi gereken tutarın 33.831,60 TL olduğunu, buna karşılık davalı şirket tarafından 15/09/2010 – 05/03/2012 tarihleri arasında 6 farklı tarihte olmak üzere toplam 15.314,57 TL ödeme yapıldığını, bu ödemenin mahsubu ile, 05.03.2012 tarihi itibariyle davacı şirketin davalıdan 18.517,03 TL alacaklı olduğunun tespit edilmiş olduğunu, davalı şirket tarafından dosyaya herhangi bir belge ve bilgi sunulmamış olduğunu, şirket kayıtlarının yerinde incelenmesi hususunda da bir talep olmayışı sebebiyle, davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamamış olduğunu neticeten; davacı şirketin 23.11.2018 tarihi itibariyle davalı şirketten 18.517,03 TL alacaklı durumda olduğunu, icra takibinde gösterilen 18.517,03 TL asıl alacak tutarının, defter ve belgelerde tespit edilen tutarla uyumlu olduğunu, icra takibinde 8.877,89 TL geçmiş gün faizi gösterilmişse de takip tarihinden önce davalıya gönderilmiş bir ihtarnamenin bulunmaması sebebiyle takipten öne faiz hesaplanamayacağını, takibin devamına karar verilmesi halinde davacının talep edeceği asıl alacak tutarının 18.517,03 TL olacağını bildirmiştir.
Davacı iddia ve delilleri, davalı savunma ve delilleri, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 03/12/2018 tarih ve …. Esas … .Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davanın, taraflar arasındaki ticari satımdan kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, her ne kadar mahkememiz eski tarihli kararında davanın reddine karar verilmiş ise de, ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bazı faturaların ihraç kaydıyla verildiği ilgili dönem KDV beyannamelerinde tecil ve terkin işlemlerinin, BA BS formlarında mal alım satımlarına ait bildirimlerin hangi faturalara ilişkin olduğunun açıklanması ve düzenlenen faturalarda teslim alan kısmında kaşe ve imza bulunup, bu faturaların ayrıntılı dökümünün yapılması için dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, alınan bilirkişi raporu ile davacı şirketin davalı şirketten 18.517,03 TL alacaklı durumda olduğu, icra takibinde gösterilen 18.517,03 TL asıl alacak tutarının, defter ve belgelerde tespit edilen tutarla uyumlu olduğunu, icra takibinde 8.877,89 TL geçmiş gün faizi gösterilmişse de takip tarihinden önce davalıya gönderilmiş bir ihtarnamenin bulunmaması sebebiyle takipten öne faiz hesaplanamayacağının belirtildiği, bilirkişi raporunda yer alan tespitlerin dosya arasına alınan taraflara ait BA-BS formları ile de uyumlu olduğu ve davalı tarafın takip öncesi temerrüte düşürüldüğüne dair herhangi bir delilin dosyamız arasında yer almadığı, tüm bu nedenlerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar vermek gerektiği
Her ne kadar kısa karar ile mahkememizce verilen kararın istinaf yasa yoluna tabi olduğu belirtilmiş ise de, dosyanın öncesinde Yargıtay incelemesinden geçmiş olduğu, bu nedenle temyiz yasa yoluna tabi olduğu kanaati ile aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibinde davalı tarafından yapılan itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin 18.517,03 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20’sine tekabül eden 3.703,406 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 1.264,90 TL harçtan peşin alınan 179,35 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.085,55 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 204,55 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça sarf edilen bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 1.612,05 TL yargılama giderinin kabul oranı (%67,59), ret oranı (%32,41) dikkate alınarak hesaplanan 1.089,58TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize müracaatla YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 15/09/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸