Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/877 E. 2022/686 K. 09.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/877 Esas
KARAR NO : 2022/686

DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 09/11/2019
KARAR TARİHİ : 09/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/10/2022
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;07/04/2018 tarihli meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin ağır bir şekilde yaralandığını, kaza sonrası kazaya sebebiyet veren …. plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu kabul edildiğini, kaza sonrası müvekkilinden ortopedik kırıklar ve duyu kaybı meydana geldiğini, davalı sigorta şirketin yaptıkları hasar başvurusunda meydana gelen ortopedik kırıklar sebebiyle taraflarına kısmi ödeme yapılmış olması sebebiyle davalı sigorta şirketine itiraz etmelerine rağmen taraflarına gerekli tazminat ödemelerinin tam olarak yapılmadığını, trafik kazasına sebebiyet veren …. plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS ile sigortalandığını, müvekkilinin ülkemizde mülteci konumunda olması sebebiyle yargılama giderini karşılayabilecek durumda olmadığını, çadır kentte kaldığını beyanla, öncelikle adli yardım taleplerinin kabulüne, …’in yaralanması sebebiyle; ZMMS kapsamında, tahkikat sonucunda müvekkilinin maddi tazminat değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttrılmak üzere şimdilik, sürekli sakatlık için 1.000,00 TL, geçici sakatlık için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL maddi tazminatın teminat limiti ile sınırlı olmak üzere davalıdan kaza tarihi itibariyle işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde bahsi geçen kazaya karıştığı belirtilen, …. plaka sayılı aracın, müvekkili şirkete 24/09/2017-24/09/2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitinin kişi başı 330.000,00 TL olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun, sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, daha önce anlaşma gerçekleşmiş olduğunu, 96.473,42 TL ödemenin zaten gerçekleşmiş olduğunu, davacının kısmi ödeme olarak bahsettiği miktarın aktüerlerce hastane raporlarına uygun olarak hesaplandığını, davacı vekilleri ile mutabık kalınmış tutar olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olacağını, kusur durumunun tespitinin gerektiğini, maluliyete ilişkin maddi tazminat talebi hakkında kanuna ve Yargıtay uygulamalarına uygun değerlendirme yapılması gerektiğini, davacı, maluliyeti8ne rağmen maluliyet halinden etkilenmiyorsa, kazanç kaybına uğramadan hayatını sürdürebiliyorsa, maluliyet tazminatına hükmedilmemesi gerektiğin ya da somut durum tazminat hesabında dikkate alınması gerektiğini, tedavi masrafları bakımından müvekkili şirketin bir sorumluluğunun bulunmadığını, 6111 sayılı Yasa ve Hazine Müsteşarlık tarafından belirlenen Yasa ve sonrası düzenlemeler gereğince tedavi gideri talepler yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, uygulanması istenen faizin başlangıcının hatalı olduğunu, müvekkili şirketin faiz sorumluluğunun dava dilekçesinin tebliğinden 8 iş günü geçmesi ile söz konusu olacağını beyanla, davanın reddine, aksi hüküm kurulacak ise kusur tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine, maluliyet oranı tespiti için davacının Adli Tıp Kurumu …. İhtisas Dairesi’ne veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümü’ne sevkini, talep edilen dolayı zararların, geçici maluliyet tazminatı taleplerini kazanç- efor kaybı taleplerinin ve manevi tazminat taleplerinin teminat dışında kalmasından ötürü davanın bu açıdan reddine, haksız ve hukuki mesnetten yoksun, fahiş ve kabul edilebilir olmayan maddi tazminat taleplerinin reddine, kusurun ve maluliyet oranın tespiti halinde, alanında uzman bilirkişilerce azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek hesaplama yapılmasına, müvekkili şirket temerrüde düşmediğinden, dava tarihinden itibaren taraflar açısından yasal faiz uygulanmasına, aleyhlerine hüküm kurulması halinde, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle, maddi tazminat istemine ilişkindir.
Gerçek kişi tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma yapılmış, davacının hastane kayıtları, SGK kayıtları ile tarafların dayandıkları tüm kayıtlar ilgili yerlerden celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. ve 5. maddeleri gereğince görev kurallarına; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 5 vd. maddelerinde belirtilen yetki kurallarına uygun olarak görevli ve yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmıştır.
818 sayılı Borçlar Kanunun haksız fiili düzenleyen 41. maddesi: “Gerek kasten ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik haksız bir suretle diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur..” şeklindedir. Bu maddenin karşılığı 6098 Sayılı Türk Borçlar kanunun 49. Maddesidir. Bu madde hükmü ise şu şekildedir. “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” Buna göre bir kişi kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle (kasten, ihmal ederek, tedbirsiz davranarak) bir başkasını zarara uğratırsa zarar tazmini ile yükümlüdür. Zararın türü maddi ve manevi olabilir.
6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanununun 54. maddesi ise bedensel zararların kapsamını şu şekilde tayin etmiştir.
“Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.”
Yukarıdaki yasa maddelerinden de görüleceği üzere; trafik kazası sonucu şayet ölüm meydana gelmişse defin ve cenaze masrafları ile vefat eden mağdurun desteğinden yoksun kalan yakınlarının talep edebileceği destek yoksun kalma tazminatı talep edilebilecek zarar kalemlerini oluşturur. Trafik kazası sonucu yaralanma halinde ise tedavi giderleri, tedavi sırasında çalışılamayan günlere ilişkin zararlar, kalıcı bir maluliyet varsa, kalıcı maluliyetin getirdiği maddi gelir kaybı en önemli maddi tazminat kalemleridir. Ölümü halinde ise defin cenaze masrafları ve vefat eden mağdurun desteğinden yoksun kalan yakınlarının zarar talep edebilecek tazminat kalemleridir. Trafik kazasında mağdur olan kişinin kaza sırasında araç kullanıyor olması halinde aracında yada başka bir eşyasında kaza sebebi ile zarar meydana gelmişse bunlarda talep edebilecek tazminat kalemleri arasında sayılacaktır.
Trafik kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle ortaya çıkan zararın tayininde zarar görenin elde ettiği gelir önem arz eden hususlardandır. Zarar miktarı tespit edilirken göz önünde bulundurulacak olan gelir, zarar verici olayın meydana geldiği andaki gelir olmakla birlikte bu gelire zarar görenin ileriki yıllarda elde edeceği terfileri, ücret ve maaş yükselmeleri gibi gelir artışları da eklenmelidir.
Borçlar Kanunu Md. 47’ de ‘Hakim, hususi halleri nazara alarak cismani zarara düçar olan kimseye yahut adam öldüğü takdirde ölünün ailesine manevi zarar namiyle adalete muvafık bir tazminat verilmesine karar verebilir’ denilmiştir.
6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunun bu hükme karşılık gelen 56. maddesi ise şöyledir:“Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
Trafik kazalarında maddi zararın yanı sıra mağdurun manevi zararının da ortaya çıkacağı gerçektir. Kaza gibi asla istenmeyen maddi ve manevi varlığımızı ve bütünlüğümüzü tehlikeye sokan bir durumun bir takım manevi zararları da olacaktır. Çekilen acı, üzüntü, korku, endişe, manevi zarar olarak açıkladığımız olguların başında gelmektedir. Mağdur kaza sonucu yaralanmışsa kaza sebebi ile yaşadığı korkunun üzüntünün çektiği acılar onun manevi varlığında meydana getirdiği zararın tazmini talep edebilir.

Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 14/04/2016 tarih 2016/2010E. 2016/4825K. Sayılı ilamı)
Mahkememizce dosya kusur oranının tespiti için Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş ; Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin …. tarihli raporunda özetle; Davacı sürücü ….’ in % 20 ( yüzde yirmi ) oranında kusurlu olduğu, sürücü …. ‘ ın % 80 ( yüzde seksen ) oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığını bildirdiği görülmüştür.
Dosya davacının trafik kazası nedeniyle varsa iş göremezlik oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu …. İhtisas Dairesi’ne gönderilmiş, düzenlenen 21/05/2021 tarihli raporunda özetle; … oğlu, 14/07/1987 doğumlu ….’in 07/04/2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 11/10/2018 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmekle Grup1 kabul olunarak: Grl xıı ( 22ia…….10)A %14 E cetveline göre %12.2 ( yüzdeonkinoktaoniki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme ( iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 6 ( altı) aya kadar uzayabileceği kanaatinin bildirildirildiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyası mevcut iş göremezlik ve kusur tespitleri dikkate alınarak tazminat miktarının hesaplanması amacıyla aktüerya bilirkişiye tevdi edilmiş, aktüerya bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; hukuki durumun ve delillerin takdiri ve nihai karar Mahkemeye ait olmak üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık noktaları yönünden; Yargıtay … HD 14/12/2020 T., … E. , … K. sayılı kararı nazara alındığında “Özürlülük Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğe Göre” tespit edilecek tüm vücut engel oranının hesaba esas alınması gerektiği kanaatine varılmakla birlikte, Sayın mahkemece hesaplama yapılmak üzere dosya tevdii edildiğinden takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 9612,2 oranındaki meslekte kazanma gücü kaybına göre davacının maddi zararının hesaplandığı, davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik zararının 7.694,98 TL olduğu, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 137.397,63 TL olduğu, ancak; davalı tarafından yapıldığı iddia edilen ödeme gerçekleşmiş ise ödeme tarihinden itibaren işlemiş faiziyle birlikte hesaplanan sürekli iş göremezlik maddi zararından tenzilinin gerekeceği; ödeme makbuzu ibraz edilmediğinden anılan tenzilin ve ödemenin yeterli olup olmadığı incelemesinin yapılamadığının bildirildiği görülmüştür.
Aktüerya bilirkişisi tarafından düzenlenen 21/04/2022 tarihli ek raporda özetle: Yargıtay … HD 14/12/2020 T., … E, , … K. sayılı kararı nazara alındığında “Özürlülük Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğe Göre” tespit edilecek tüm vücut engel oranının hesaba esas alınması gerektiği kanaatine varılmakla birlikte, Sayın mahkemece hesaplama yapılmak üzere dosya tevdii edildiğinden takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 9612,2 oranındaki meslekte kazanma gücü kaybına göre davacının maddi zararının hesaplandığı, davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik zararının 7.694,98 TL olduğu, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 89.127,88 TL olduğu görüş ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Somut olayda yaralama trafik kazası nedeniyle davacı taraf maddi tazminat istemi ile dava açmıştır. Davacı tarafın 20/05/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile 7.694,98-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 89.127,88-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olarak toplamda 96.822,86-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Buna göre dava konusu trafik kazasında; 07.04.2018 tarihinde saat 13.50 sıralarında davacı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile Esenyurt istikametinden Avcılar yönüne seyir halinde iken kaza mahalli olan kavşağa geldiği esnada aracının sol yan kısmıyla; seyir istikametine göre karşı yön bölümünden gelip, sola manevra ile … sokağa dönüş yapmak isteyen Sürücü … idaresinde … plakalı otomobilin sol ön kısımlarıyla çarpması ile neticelenen dava konusu trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmaktadır. Adli Tıp Kurumu’nun … tarihli raporundan anlaşılacağı üzere davacı sürücü … sevk ve idaresindeki motosiklet ile seyri sırasında kavşak üzerinde mahal özelliklerine göre her an tedbir alabilecek şekilde seyretmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, kontrolsüzce manevra yapan otomobile karşı etkin fren ve direksiyon tedbiri almadığı, sürücü …’ın sevk ve idaresindeki otomobil ile olay mahalli kavşaktan dönüşüne başlamadan evvel düz seyrederek gelen motosiklete ilk geçiş hakkını vermesi gerekirken bu hususa riayet etmediği, kontrolsüzce manevrasını sürdürerek davacı sürücü idaresindeki motosikletin seyir yönünü kapatarak karıştığı kazanın oluşumunda kusurlu olduğu, mevcut ihlal ve tutanaklara göre davacı sürücü …’ in % 20 ( yüzde yirmi ) oranında kusurlu olduğu, sürücü … ‘ ın % 80 ( yüzde seksen ) oranında kusurlu olduğu sabittir.
Alınan iş göremezlik raporuna göre %12.2 ( yüzdeonkinoktaoniki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme ( iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 6 ( altı) aya kadar uzayabileceği anlaşılmaktadır. Kusur oranlarına ve Adli Tıp Kurumu tarafından belirlenen iş göremezlik oranlarına göre aktüerya bilirkişi tarafından düzenlenen raporlar ile davacının gelir durumu vd. Hususlar nazara alındığında ve SGK tarafından ödenen bedellerin güncellenerek düşülmesi halinde davacının dava konusu trafik kazası nedeniyle talep edebileceği maddi tazminat miktarının 7.694,98 TL geçici iş göremezlik, 89.127,88 TL kalıcı iş göremezlik olmak üzere 96.822,86 TL olduğu kanaatine varılmıştır. Davaya konu olayda; davalı sigorta şirketinin ise ZMM Genel Şartları hükümleri gereğince sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Davalı sigorta şirketi tarafından davadan önce yapılan ödemeler de dikkate alınarak davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin kısmen yerinde olduğu kanaatine varıldığından maddi tazminat yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili, dosyadaki beyan ve itirazlarında davacıya kaza sebebiyle yaralanmasından dolayı 24/07/2019 tarihinde ödeme yapıldığını ve sorumluluklarının kalmadığını, KTK 111/2 maddesi gereğince 2 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu belirtmiştir.
KTK’nın 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre niteliğindedir.
Şu halde; davalı vekilinin ödeme ve buna bağlı ibranameye yönelik itirazı dikkate alınarak ödeme tarihi, başvuru tarihi ve dava tarihine göre KTK’nın 111. maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin sürekli maluliyet tazminatı bakımından dava tarihi itibariyle geçirilmediği, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin, ödeme tarihi itibariyle yetersiz olduğu, davacıya dava tarihinden önce yapılan ödeme tutarının, davacı için hesaplanan tazminatlardan düşülmesi suretiyle davacının gerçek zararının belirlenmesi gerektiği ve davacı tarafından talep edilen ve bilirkişi raporuyla hesaplanan miktarın gerçek zarar kapsamında olduğu kanaatine varıldığından davalı tarafların bu yöndeki itirazları yerinde görülmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
-7.694,98 TL geçici işgöremezlik, 89.127,88 TL işgöremezlik olmak üzere 96.822,86 TL maddi tazminatın 19/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 6.613,96TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.569,56 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama süresince yapılan tebligat gideri ve posta masrafı olmak üzere toplam 229,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacının adli yardım talebinin kabulü nedeniyle yargılama süresince suç üstü ödeneğinden karşılanarak ödenen bilirkişi ve adli tıp fatura masrafı olan 2.970,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Kabul edilen maddi tazminat miktarı yönünden davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 15.491,66 – TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının ilgili tarafa iadesine,
8-Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde ilgili Mahkemesine iadesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacının ve davalının yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı09/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır