Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/861 E. 2020/26 K. 09.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/861 Esas
KARAR NO : 2020/26

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/11/2019
KARAR TARİHİ : 09/01/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalı taraf Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Talimat sayılı dosyası üzerinden tahliye, haciz ve muhafaza işlemi yapıldığını, bu işlem sonucunda muhafaza altına alınan menkuller alacaklı vekili ile müvekkilin arasında imzalanan 02/02/2019 tarihli yediemin teslim zaptı ücret sözleşmesi uyarınca günlük 35,00 TL bedelle müvekkile teslim edildiğini, davalı taraf ile yapılan tüm şifahi görüşmelerin sonuçsuz kalması üzerine, taraflarca 09/10/2019 tarihinde Büyükçekmece …. İcra müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını, borçlunun itirazı üzerine takip durduğunu, davalı taraf itiraz dilekçesinde borca ve tüm ferilerine ve yetkiye itiraz ettiğini, davalı vekilinin müvekkil ile imzaladığı yediemin teslim zaptı yediemin ücret sözleşmesi uyarınca haczedilen mehkuller, günlük 35,00 TL bedelle müvekkile teslim edildiğini, alacak vekili ile imzalanan sözleşme serbestinin ön gördüğü şekilde düzenlenen sözleşmede açıkça belirtildiğini ancak aradan geçen uzun süreye rağmen, davacı müvekkilin 2.500,00 TL dışında herhangi bir ödeme yapılmadığını, beyan ederek, davalı, icra takibine yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline , takibin devamına, alacak likit olduğundan ve yine yapılan icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğinden, davalının, takip konusunun alacağın %20 ‘dan aşağı olmamak üzere, icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı- borçluya yükletilmesine, karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;6100 sayılı HMK’nun 114. Maddesinde mahkemelerin görevinin dava şartı olduğu hükmü altına alınmış olduğu, huzurdaki dava görev bakımından doğru mahkemede açılmadığını, haciz memurunun gösterdiği yediemine talep ettikleri kesin bedel olarak 2.500,00 TL ödemek zorunda bırakıldığını, bu peşin ödemeye ilişkin davacı- alacaklı vekilinin de “2.500,00 TL yediemin ücreti peşin olarak ödenmiştir.” açıklamasının da mevcut olduğunu, müvekkil adına icra dairesi tarafından alınan kararın infazı kapsamında yine bir icra dairesi tarafından yapılan işlemler nedeniyle düzenlenen tutanağın sözleşme serbestliği ilkesi ile birlikte değerlendirilmek hukuken kabul edilebilecek bir durum olmadığını, halihazırda hacze konu olan malların muhafazasına karar verilen İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde de görüleceği üzere icra takip dosyasındaki alacaklarının toplamı faizleri ile birlikte 3.750,00 TL ve mahcuz malların üzerinde bir yedieminlik ücretinin hesaplanarak talep edildiğinin görüldüğünü, peşinen ödenen bedel üzerinden değerlendirildiğinde , davacı- alacaklının tarife uygulanması halinde taraflarına borçlu olacağının tartışmasız olduğunu beyan ederek, huzurdaki davada görevli mahkeme İcra Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olmaması nedeniyle görev yönünden reddine, HMK 6. Maddesi kapsamında genel hükümler çerçevesinde davalının ikametgahı mahkemesinin İstanbul mahkemelerinin yetkili olması nedeniyle huzurdaki davanın yetkili mahkemede açılmammış olması nedeniyle yetki yönünden reddine karar verilmesini, yedieminlik ücreti olarak takip talebinde belirtilen fahiş bedele ilişkin haksız davanın reddine karar verilmesini, davacı tarafın haksız ve açıkça kötüniyetli kazanç elde etme gayesiyle hareket etmiş olması nedeniyle %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, yedieminlik ücretinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı 6.180,00-TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, takip dayanağının yedieminlik ücret sözleşmesi olduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır
Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen cevaba göre; tarafların ikisinin de gerçek kişi ticari kaydının bulunmadığı, Beşiktaş Vergi Dairesi’nden gelen cevaba göre; davalı …’ın potansiyel mükellef olduğu ve ticari yönden herhangi bir mükellefiyetinin bulunmadığına ilişkin mahkememize bilgi verildiği, Büyükçekmece Vergi Dairesi’nden gelen cevaba göre ise davacı …’ın işletme hesabına göre defter tutan esnaf olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde mutlak ticari davalar “1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; …. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun …. saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580. maddelerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanununun havale hakkındaki 457-462 ve vedia hakkındaki 463-482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispi nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Borçlar Kanununun 561 ve devamı maddelerinde düzenlenen saklama sözleşmesi (vedia akdi), saklayanın, saklatanın kendisine bıraktığı bir taşınırı güvenli bir yerde koruma altına almayı üstlendiği bir sözleşme olarak tanımlanmıştır.
Somut olayda, davacının yediemin işletmesi olduğu, davalı tarafça haciz ve muhafaza işlemi neticesinde davacıya ait depoda saklanmasına rağmen yedieminlik ücretinin ücretinin ödenmediği belirtilerek yedieminlik ücret alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların ikisinin de tacir olmadığı anlaşılmış olup, dava saklama sözleşmesine ilişkindir. Bu durumda, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 2016/11566 esas – 2016/11737 karar sayılı ve 05/12/2016 tarihli kararı da bu yöndedir. Bu sebeple HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine, mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nin 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Harç ve masrafların görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/01/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır