Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/855 E. 2020/834 K. 04.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/855 Esas
KARAR NO : 2020/834

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/11/2019
KARAR TARİHİ : 04/12/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı borçlu şirket arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, ticari defterlerin incelenmesi halinde davalı tarafın müvekkili şirkete borçlu olduğunun görüleceğini, borcun cari hesaptan kaynaklandığını, icra takibine konu edilen alacağa davalı tarafından halksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini, davalı yan Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına sunmuş olduğu 23.02.2019 tarihli itiraz dilekçesinde her ne kadar taraflar arasında davalıyı borçlu sıfatına haiz edebilecek herhangi bir hukuki ilişki olmadığını aksine müvekkili şirketin davalıya borçlu olduğunu iddia etse de dava dilekçesi ekinde sunulan YMM … tarafından düzenlenen karşıt inceleme tutanağında da …’nin dava konusu alacağa ilişkin müvekkilden satın aldığı malları … İthalat İhracat Ltd. Şti’ ye sattığının görüldüğünü, davalı yan ile 20.09.2019 tarihinde dava şartı olan arabuluculuk görüşmesinde bir araya gelindiğini ancak davalı yanın bakiye borcu ödemeyi kabul etmediğini ve bu nedenle anlaşma sağlanamadığını, dava konusu alacağın cari hesap alacağı olduğunu ve likit (muayyen, belirlenebilir) nitelikte bulunduğundan İİK’nın 67/2 maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, icra takibine yapılan itirazın yalnızca süre kazanmak amaçlı olup hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenle icra takibinde 243.642,00 TL.’lik cari hesap alacağına vaki itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davacı şirket ile Ocak 2018 tarihinden itibaren bazı alt işkoluna ilişkin ürün alımı yaparak ticari bir faaliyet yürüttüğünü ancak davacının edim ve yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine Mart 2019 tarihi itibariyle bu ticari faaliyetin sekteye uğradığını, davalının, davacıdan ticari faaliyetlerinin devam ettiği süre zarfında antetli baskılı A4 kağıt, etiket gibi herhangi bir özelliği olmayan ürünler satın aldığını ve tarafların karşılıklı edim ve yükümlülüklerini yerine getirdiğini, bir yıldan fazla süre boyunca davalının, neredeyse her ay davacıya birçok sipariş verdiğini, davacının ise edimini olması gerektiği gibi ifa ettiğini, böylece taraflar arasında güvene dayalı bir ticari ilişki oluştuğunu, davalı firmanın ilgili siparişleri vermesinin akabinde davacı tarafından siparişlerin birkaç haftaya hazır edilerek davalıya teslim edildiğini, fatura ise kurye yahut posta yoluyla davalıya gönderildiğini, Mart ve Nisan 2019 tarihlerinde verilen siparişlerin kriz ve sektörün durgun olması nedeniyle teslimi için davacıya makul bir süre verildiğini, davacının maddi olarak zor durumda olması sebebiyle hem cari hesaptan kalan borçların hem de sipariş verilen ürünlerin ücretlerinin peşin olarak ödendiğini, Haziran 2019 tarihinde sipariş verilen son ürünlere ilişkin ödemenin de de yapıldığını, ancak Mart ve Nisan 2019 siparişleri gibi bu siparişin de teslim edilmediğini, davalının, sipariş edip teslim aldığı her bir ürünün ödemesini yaptığını ancak 05.02.2019 tarihli faturadan sonra davalıya gönderilen 8 faturaya ilişkin herhangi bir mal tesliminin söz konusu olmadığını, malın teslim edildiğine ilişkin ispat yükü satıcı olan davacı tarafta olduğunu, davacının her ne kadar davalıya sevk irsaliyeli faturalar göndermiş olsa da ilgili faturalarda davalının yahut sigortalı bir çalışanının teslim aldığına ilişkin bir imza söz konusu olmadığını, ispat külfeti kendisinde olan davacının, irsaliyeli mala konu olan malı davalıya teslim ettiğini kanıtlamakla yükümlü olduğunu, dosyaya konu olan olayda ise karşı tarafça tanzim edilen faturalar da müvekkilin ya da yanında çalışan bir görevlinin imzasının bulunmadığını, davacının Ocak 2019 tarihindeki faturalara ilişkin karşıt inceleme tutanağını sunmuş olsada uyuşmazlığın bu tarihler arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanmadığını, uyuşmazlığın başladığı sürecin Mart 2019 tarihi ve sonrası olduğunu, işbu nedenle dosyaya sunulan karşıt inceleme tutanağının davayla herhangi bir ilgisinin bulunmadığını beyanla açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının, davalıdan cari hesap ilişkisi nedeniyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, davalının savunmasına göre fatura konusu malların davacı tarafından, davalıya tesliminin yapılıp yapılmadığı hususlarında olduğunun tespitine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplamda 243.642,00 TL’nin tahsiline ilişkin yürütülen takipte davalı takip borçlusunun süresinde itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup bilirkişi sunmuş olduğu raporunda özetle; tarafların ticari defter ve kayıtlarının mevzuat hükümlerine uygun olarak tanzim edildiğini ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı tarafından davalı şirkete antetli baskılı A4 kağıt – etiket vs. ürünlerin satışından dolayı kesilen faturalardan kaynaklanan ticari ilişkiye dayalı cari hesap alacağından kaynaklandığını, davacı ve davalı tarafın ticari defter ve belgelerine göre, davacının hesap ekstresi, resmi defter ve belgeleri karşılıklı olarak incelendiğinde, davalı …’den düzenlemiş olduğu faturalar karşılığında cari hesaba dayalı olarak 243.642,00 TL ana para alacağı olduğunu, taleple bağlı kalınarak 18/07/2019 takip tarihi itibariyle davacı alacaklının faiz talebinde bulunmadığından dolayı temerrüt ve islemiş faiz yönlerinden değerlendirme yapılmadığını, davacı alacağının kabulü halinde davacının 18.07.2019 takip ve 01.11.2019 dava tarihinden itibaren davalıdan 243.642,00 TL asıl alacağı olduğunu, davacının takip öncesi işlemiş faiz talebinde bulunmadığını, taleple bağlı kalınarak asıl alacağa 11.09.2020 takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 (ticari değişen oranlarda) faiz talep edildiğini, 3095 sayılı Kan.Tacirler arasında faiz oranı olması nedeniyle uygun olduğunu, değişen oranlarda uygulnması gerektiğini bildirmiştir.
Taraflar arasında cari hesaba dayalı bir ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacının da cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlattığı icra takibine davalı tarafından yapılan itiraz üzerine işbu davayı açtığı, davalı tarafın savunmasına göre Mart 2019 tarihinde kadar verilen siparişler bakımından taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, davalının iddiasına göre sipariş edip teslim aldığı her bir ürünün ödemesini yaptığı, Mart, Nisan ve Haziran 2019 tarihli siparişlerin bedelini peşin olarak ödediği ancak davacı tarafından teslimin yapılmadığı, ayrıca 05.02.2019 tarihli faturadan sonra da kendilerine gönderilen 8 adet faturaya ilişkin herhangi bir mal tesliminin söz konusu olmadığı, buna göre taraflar arasında davacı tarafından davalıya düzenlenen 05/02/2019 tarihli faturadan sonra ki 8 adet faturaya konu ürünlerin davalıya tesliminin yapılıp yapılmadığı, bu faturalar sebebiyle davalının, davacıya ödeme yapıp yapmadığı, davacı tarafından davalıya düzenlenen 05/02/2019 tarihli faturaya kadar devam eden cari hesap ilişkisinde taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmıştır.
HMK’nın 222/2. maddesine göre ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bu fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz (HMK. 222/3). Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK. 222/4).
Tarafların ticari defter ve kayıtlarının mevzuat hükümlerine uygun olarak tanzim edildiği ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalıdan 443.642,20 TL alacaklı olduğu, ancak davacının 243.642,00 TL üzerinden icra takibine giriştiği ve bu miktarı davaya konu ettiği, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacıya 242.604,40 TL borçlu gözüktüğü, davalı tarafça davacı tarafından kesilen 05.02.2019 tarihli faturadan sonra kendilerine gönderilen 8 adet faturaya ilişkin herhangi bir mal tesliminin söz konusu olmadığı belirtilerek bu faturalara karşı çıkılmış ise de davacı tarafından davalıya kesilen 18/04/2019 tarihli ve … numaralı 47.790,00 TL tutarlı fatura dışında diğer tüm faturaların tek düzen hesap planına uygun olarak davalı tarafından kayıt altına alınması ve davalı tarafından 8 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmemesi sebebiyle kendi ticari defterlerinin aleyhine delil oluşturduğu, çünkü bu durumda faturalar kabul edilerek ticari defterlere işlenmiş ise artık ticari defterlere itibar ederek faturada içeriğindeki ürünlerin bedeli kadar davalının, davacıya borcu olduğunu kabul etmek gerektiği, bu değerlendirmeden yola çıkılarak davalının, davacıya kendi aleyhine delil oluşturan ticari defter ve kayıtlarına göre bu miktar kadar uyumlu olan davacı ticari defter ve kayıtları da dikkate alındığında 242.604,40 TL borçlu olduğu kanaatine varılarak böylelikle icra takibine konu alacağın 242.604,40 TL’sinin tarafların usulüne uygun tutulmuş ticari defter ve kayıtları ile ispatlandığı, hüküm vermeye elverişli olduğu değerlendirilen bilirkişi tarafından sunulan rapor da dikkate alınarak davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yürütülen takipte 242.604,40 TL asıl alacak yönünden davalının itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak likit olmakla icra inkar tazminatına ilişkin talebin kabulüne dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yürütülen takipte 242.604,40 TL asıl alacak yönünden davalının İTİRAZININ İPTALİNE, takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 48.520,88 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 16.572,30 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.942,59 TL ile takip dosyasında yatırılan 1.218,21 TL peşin harcın toplamından oluşan 4.160,80 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 12.411,50 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Yapılan yargılama gideri olarak 44,40 TL başvurma harcı, 2.942,59 TL peşin harç, 1.218,21 TL takip dosyasında yatırılan peşin harç, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 67,40 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 4.972,60 TL’den kabul-red oranına göre (%99,57 kabul, %0,43 red) hesaplanan 4.951,21 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 25.432,31 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 1.038,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

8-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır