Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/816 E. 2020/368 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/816 Esas
KARAR NO : 2020/368

DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 02/07/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;taraflar arasında müvekkili şirketin binalarında bulunan klimaların yıllık bakım onarım ve montaj işlemlerinin yapılması için 10.05.2010 tarihli Klima Bakım Onarım Sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin faaliyeti gereği ateşli silah ve mühimmat satışı ile atış poligonu işlettiğinden dolayı klimaların sorunsuz çalışması gerektiğini, sözleşmeye göre davalının, müvekkil şirketin merkez ve şubesindeki tüm klimaların 7 gün 24 saat aktif ve sorunsuz çalışır halde ve klimalarla ilgili çıkabilecek her türlü sorunu en geç 12 saat içinde gidereceklerini taahhüt ettiğini, bu taahhütlerin yerine getirilmemesi halinde cezai şart olarak sözleşme bedelinin 2 katını ödemeyi kabul ettiğini, davalının sözleşmeden kaynaklanan edimleri yerine getirmeyip klimaların bakımlarını yapmaması nedeniyle müvekkilinin maddi manevi zarara uğramasına sebep olduğunu, sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedeli 5.600 TL ile verilen çeklerin iadesinin ihtarname ile talep edildiğini, davalıya karşı bu hususta Bakırköy …. ATM’nin …. Esas sayılı dosyasında dava açtıklarını, davanın takipsiz bırakılması üzerine davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, akabinde Bakırköy …. ATM’nin …. Esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını ancak bir önceki dava kesinleşmeden açıldığı için bu davanın da reddedildiğini, müvekkillerinin sözleşmeye konu işi başka bir firmaya yaptırmak zorunda kalarak 5.000 TL + KDV ödediklerini, yaz sıcağında çalışmayan klimalar nedeniyle müşterilerin alışveriş yapamadan ayrıldıkları gibi ayrıca poligonların çalıştırılamadığını, pek çok atış eğitimlerinin, iş görüşme ve toplantılarının bir kısmının ertelenip bir kısmının iptal edildiğini, müvekkil şirketin cirosunda önemli ölçüde düşüş meydana geldiğini, ayrıca müvekkil şirket ile dava dışı firmalar arasında yapılan sözleşmelerin davalıdan dolayı feshedildiğini ve şirketin zarara uğradığını beyanla davacının maddi ve manevi zararının toplamı olan 29.681,61 TL’nin 03.08.2010 tarihli ihtarname tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin eser sözleşmesi olduğunu, Borçlar Kanununun 363. maddesinde eser sözleşmelerine uygulanacak zaman aşımının düzenlenmiş olduğunu, noter tespiti yaptırdığı tarih itibari ile iddia ettiği ayıbın farkında olup, bu tarihten itibaren 1 yıl içerisinde dava yoluyla bu hakkını ileri sürmesi gerektiğini, aradan 3 yıl geçtiğinden dolayı davanın zaman aşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, ayrıca davacının müvekkiline gönderdiği ihtarnamede sözleşmeyi feshettiklerini, verdikleri çekleri geri istediklerini ve 5.600 TL cezai şart talep ettiklerini, başka hiç bir talepte bulunmayarak haklarını sınırladıklarını, ayrıca müvekkilinin sözleşmeye göre tek sorumluluğunun klima bakımı olduğunu, üretici firma olmadıklarını, davacıya ait iş yerinin kapatılması ve davacı ile bir çok çalışanının tutuklanması nedeni ile de davacı firmaya hizmet verilemediğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, sözleşme yükümlülüklerinin ihlal edildiği iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Mahkememizin …. Esas, … Karar ve 08/12/2015 Karar tarihli ilamıyla; “Maddi ve manevi tazminat davası ile ilgili olmak üzere; Davanın kısmen kabulüne, 5.600 TL cezai şart alacağı ile 748 TL fazla ödemeye ilişkin toplam 6.348 TL’nin 13.08.2010 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiş, kararın süresi içerisinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Esas, …. Karar sayılı ve 11/03/2019 tarihli ilamıyla; “….1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmediği, 2) Taraflar arasında imzalanan Klima Bakım Onarım Sözleşmesinin 2.3 maddesine göre “Sözleşme konusu klimalarda ilgili soğutmayla ilgili ortaya çıkacak tüm arıza ve sorunlar ile her türlü ilk müdahale ve arızalar; Silah Dünyası’nın bildiriminden itibaren Çözüm Teknik tarafından en geç 12 saat içinde arıza giderimi sağlanacak aksi halde bu süre içinde giderilmemesi durumunda; Çözüm Teknik sözleşme konusu hizmetlerin bedeli olan ve Silah Dünyası tarafından ödenmiş olan ücretin 2 katı miktarındaki bedeli Silah Dünyası’na cezai şart olarak ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir. ” şeklinde kararlaştırılmıştır. Davacı taraf davalıya yükümlülüklerini yerine getirmediğini bildirerek 03/08/2010 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini bildirmiş olup, aynı ihtarnamesinde ise anılan hükümde yer alan cezai şart isteminde bulunmuş ve hizmet bedelinin ödenmesini istemiştir. Kural olarak, (sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa) seçimlik cezanın istenebilmesi için akitten dönülmemesi yani sözleşmenin yürürlükte olması gerekir. Sözleşmeden dönen taraf, döndüğü yani ortadan kaldırdığı sözleşmenin artık yürürlükten kalmış olan hükmüne dayanarak, bu cezayı isteyemez. Diğer anlatımla, feshedilen sözleşmede kararlaştırılan ceza bu sözleşmeye dayanılarak istenemez. Bu açıklamalar doğrultusunda davacının sözleşmeyi feshettiği halde cezai şart talep edemeyeceği gözetilmeksizin cezai şart talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediği, 3) Davacının temyizi açısından; Davacı sözleşmeyi feshettikten sonra yeni bir şirketle klima bakımı için sözleşme imzaladığını beyanla bu iki sözleşme arasındaki farkı talep etmiştir. Sözleşmenin feshinde davalı tarafın kusuru kabul edildiğine göre bu talepte bulunmaya hakkı vardır. Bununla ilgili deliller üzerinde durularak menfi zararların tespit edilerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediği, neticeten; (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına bozulmasına,…” karar verilmiş, Yargıtay ilamına karşı davacı vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuş, Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı ve 18/09/2017 tarihli ilamında; “…Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerektiği, neticeten; davacı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine,…” karar verilerek dosya mahkememize gönderilmiş ve yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak, bozma ilamı doğrultusunda ek inceleme yapılması için, bozmaya konu hususlar yalnızca makine mühendisinin incelemesi gerektirdiğinden önceki bilirkişi heyetinden makine mühendisine tevdi ile ek rapor alınmasına karar verilmiş, 16/03/2020 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Yargıtay ilamına uygun olarak hesaplanan menfi zararın 3.100-TL olduğu ancak davacı tarafından 2.900-TL talep edildiği dikkate alındığında, davacının menfi zararının 2.900-TL kısmını ödeme tarihi 08/08/2010 tarihi itibariyle avans faizi ile talep edebileceğinin mahkemenin takdirinde olduğu, dava konusu iş bedelinin ilkbaharda ve yazın 5.900-TL olduğu; anlaşmanın komple 1 yılı kapsadığı; 2010 yılı için 2.800 fiyatının ve %50 den fazla indirimin mümkün olamayacak ve inanılamayacak kadar ucuz olduğu; basiretli bir tacirin bu kadar ucuz bir sözleşmenin gerçekleşmeyeceğini(ayıplı çıkacağını) bilmesi; kabul etmemesi; sözleşme şartları yerine getirilmeyince de şaşırmaması gerektiği; dava konusu sözleşmenin uygulanmasının mümkün olmadığı; davacı tarafından talep edilen hizmetin gerçek değerinin KDV dahil 5.900-TL olduğu; davacı tarafından dava dışı Isısan’a 5.900-TL ödendiği ve karşılığı olan hizmetin alındığı; davacının kullandığı hizmetin bedelini ödediği; davacı tarafından kullandığı hizmetin bedelinin bir kısmının menfi zarar olarak talep edildiği ve katılmadığını; dosyada bulunan mevcut raporlardaki görüşünü koruduğu kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirilmiştir. Davacı taraf, taraflar arasında imzalanan klima bakım onarım sözleşmesindeki yükümlülükleri davalı tarafça yerine getirilmediği iddiasıyla; a) cezai şart bedelinin, b) davalının çalışmayan klimalardan bir tanesinin komplesörünün tamiri için götürüp geri getirmemesinden dolayı alınmak zorunda kalınan yeni klima bedeli olan 600,00-TL’nin, c) davalıya ödenen 1 yıllık sözleşme bedeli 2.800,00-TL’den sözleşmenin başlangıç tarihi ile davalının temerrüde düştüğü ihtarname tarihi arasındaki 3 aylık süre dikkate alınarak sebepsiz zenginleşme hükümlerince iade edilmesi gereken 9 aylık bedel olan 2.000,00-TL’nin, d) davalının yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle klimaların çalışmadığının tespiti için notere ödenen 414,94-TL’nin, e) davalının yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle yaz ortasında 5.000,00-TL + KDV gibi yüksek bir fiyata başka bir firmaya iş yaptırması nedeniyle uğradığı zarar olan 2.900,00-TL’nin, f ) klimaların çalışmaması nedeniyle dava dışı başka bir firmaya karşı atış ve eğitim sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirememesi nedeniyle 4.166,67-TL cezai şart ve 4.000,00-TL kazanç kaybı olmak üzere toplam 8.166,67-TL’nin ve g) 10.000,00-TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkememizce verilen bozma öncesi kararda, bilirkişi raporu esas alınarak a bendindeki ceza şart alacağına ilişkin talep gibi, c bendindeki sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacağına ilişkin ise 748,00-TL üzerinden kısmen davanın kabulüne, diğer bentlerdeki talepleri yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Bozma ilamında yukarıda belirtildiği üzere taraflar arasındaki sözleşmeden dönüldüğü, sözleşmenin ortadan kaldırıldığı, dolayısıyla yürürlülükten kalkmış bulunan sözleşme yükümlülüklerine dayanılarak cezai şart talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle cezai şart yönünden verilen mahkememiz kararın bozulmasına, yine davacının feshedilen sözleşme sonrası yeni bir şirketle klima bakımı için sözleşme imzalaması, dava konusu sözleşmenin feshinde davalı tarafın kusurlu olduğunun kabul edilmiş olması nedeniyle davacının 2 sözleşmesi arasındaki farkı talep edebileceği belirtilerek reddedilen bu kısım yönünden de mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiş, tarafların bunun dışında kalan diğer temyiz itirazlarının yerinde görülmediği belirtilmiştir. Mahkememizce bozma ilamına uyulduğuna göre daha önce reddine karar verilen ve bozma ilamı kapsamı dışında kalan talepler yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Bozma sonra cezai şart yönünden yapılan değerlendirilmede bozma ilamında belirtildiği gibi taraflar arasındaki sözleşmeden dönme nedeniyle yürürlülükten kalkan sözleşme yükümlülüklerine göre cezai şart talep edilemeyeceğinden cezai şarta ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir. Bozma sonrası alınan ek bilirkişi raporunda her ne kadar davacı tarafça dava konusu sözleşme ile davacının daha sonra dava dışı şirketle yaptığı sözleşme bedelleri arasındaki farkın talep edilemeyeceği belirtilmişse de mahkememizce bilirkişi ek raporu bu yönüyle esas alınmamış, Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere ve taraflar arasındaki sözleşmenin feshinde davalının kusurlu olduğu, davacının feshedilen sözleşme sonrasında 5.900-TL bedelle yeni bir sözleşme imzaladığı, önceki sözleşme bedelinin 2.800,00-TL olduğu, buna göre davacının 3.100,00-TL menfi zarar talebinde bulunabileceği, davacının talebine bağlı olarak 2.900,00-TL menfi zarar talebinin kabul edilmesi gerektiği anlaşılmakla, bu talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacının yukarıda belirtilen c bendine konu davalıya ödenen 1 yıllık sözleşme bedeli 2.800,00-TL’den sözleşmenin başlangıç tarihi ile davalının temerrüde düştüğü ihtarname tarihi arasındaki 3 aylık süre dikkate alınarak sebepsiz zenginleşme hükümlerince iade edilmesi gereken 9 aylık bedel olan 2.000,00-TL’lik talebi yönünden yapılan incelemede ise bozma öncesi kök bilirkişi raporunda belirtildiği üzere 1 yıllık sözleşme bedeli olan 2.800,00-TL’ye göre sözleşmenin yürürlülükte kaldığı 85 gün için davalının 652,00-TL’lik sözleşme bedeline hak kazandığı, davacı tarafın sözleşme bedelinin 1.400,00-TL’ye davalıya ödediğini ispatladığı, ödenen 1.400,00-TL’den 652,00-TL çıkarıldığında davacının fazla ödenen 748,00-TL’yi talep edebileceği anlaşılmakla bu talep yönünden bozma öncesindeki karar gibi talebin kısmen kabulüne karar verilerek, sonuç itibariyle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın kısmen kabulüne, 2.900 TL menfi zarar alacağı ile 748 TL fazla ödemeye ilişkin toplam 3.648 TL’nin 13.08.2010 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Maddi tazminat davasına ilişkin 249,19-TL karar ve ilam harcı ile manevi tazminat davasına ilişkin 54,40-TL karar ve ilam harcının (toplam 303,59-TL) davacı tarafından yatırılan 433,63-TL’den mahsubu ile bakiye kalan 130,04-TL’nin karar kesinleştikten sonra ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 24,30-TL başvurma harcı ile maddi tazminata ilişkin mahsup edilen 249,19-TL olmak üzere toplam 273,49-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan davetiye, müzekkere ve tanık gideri olan 266,00-TL ile 2.000,00-TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.266,00-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre hesaplanan 278,49-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 90,60-TL yargılama giderinin red olunan kısım üzerinden hesaplanan 79,46-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat davasına ilişkin olmak üzere AAÜT’ne göre takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Manevi tazminata ilişkin davacı tarafa vekalet ücreti takdir edilmediğinden ve davacı tarafın vekalet ücreti miktarını geçemeyeceğinden davalıya manevi tazminat davası yönünden vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davalı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize müracaatla YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 02/07/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır