Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/808 E. 2020/133 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/808 Esas
KARAR NO : 2020/133

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/12/2015
KARAR TARİHİ : 06/02/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;…. ili … ilçesi …. bölge …. Belediyesi …. ada, … parselde kaim … Evleri isimli projedeki daireyi 15.09.2005 tarihinde daalı … Yapı Kooperatifinden satın aldığını, kooperatifin anlaşma yapmış olduğu …. İnşaat- …. tarafından dairelerin ve sitenin kat maliklerine teslim tarihini geçirmiş ve temerrüde düştüğünü, dairenin ve yapılması taahhüt edilen sitenin bedelini peşin olarak ödediğini, davalı kooperatifin ve anlaşması olan yüklenicinin taahhütlerini yerine getirmemesinden dolayı zamanında evine taşınamadığını, oturmuş olduğu evi satmış olduğu için yeni sahibine evde oturmaya devam ettiği için kira ödemek zorunda kaldığını, yaşanan bu süreçte Büyükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesinde …. E sayılı dosyası ile …. Yapı Kooperatifi ve Yüklenici …. İnşaat- ….’e karşı maddi ve manevi tazminat davası açtığını, davalı kooperatifin bu süreçte tasfiyeye girdiğini, Büyükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesinde … E sayılı dosyası yönünden reddedilerek dosyanın görevli Büyükçekmece … AHM’nin …. Esasına kaydedildiğini, halen süren bir tazminat davası olmasına rağmen durumdan haberdar olan davalı kooperatifin tasfiye memurlarının, davanın sonuçlanmasını beklemeden tasfiyeyi tescil ettirerek kooperatifin tüzel kişilğinin sonlandırıldığını, Büyükçekemece … AHM’nin … E sayılı dosyasının sonrasında Büyükçekmece …. AHM’nin …. Esasına kaydedildiğini, Büyükçekmece ….AHM’nin …. E sayılı dosyasında kooperatif ortağı olması sebebiyle bu talebinin öncelikle davalı koporetiften talep etme gerektiği yönünde tefrik kararı verildiğini, davalı kooperatifin tasfiyesini canlandırmak için Bakırköy .. ATM’nin … E sayılı dosyası numarası ile ihya davası açtığını, ihya davasının halen derdest olduğunu beyanla fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla 28.500 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizil ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesine, davalıların 6.000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte tazmininin hüküm altına alınmasına, davalı kooperatifin ve anlaşması olan yüklenicinin taahhütlerini yerine getirmemesinden dolayı zamanında evine taşınamadığını ve satmış olduğu evinin yeni sahibine sattığı evde oturmaya devam ettiği için ödediği 1 aylık kira tutarı olan 500 TL ve dava sonuna kadar ki yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekili cevap dilekçesi ile yönetim kurulu üyeleri ve tasfiye kurulu üyelerinin fiillerine karşı dava … Yapı Kooperatif tüzel kişiliğine karşı açılması gerektiğini, davanın husumet nedeniyle yanlış açıldığını ve reddini talep ettiğini, davacının bizzat kooperatifin kararının alındığı genel kurula katıldığını, ancak tasfiye kararın ticaretsicil gazetesinde yayınlandığı tarih olan 31.08.2007 tarihinden itibaren 1 ay içinde genel kurulun iptali için dava açmadığı gibi 1 yıl içerinde tazminat davası açmadığını, 818 sayılı Borçlar Kananuna göre en geç bu tarihten itibaren tazminat davası açması gerekirken davacının 2015 yılında eldeki davayı açtığını, bu nedenle davanın zaman aşımına uğradığını, davacının kooperatife açtığı davadan vazgeçmiş olup, tasfiye memurlarına karşı haksız yere dava açtıığını, davacının yüklenici ve kooperaitfe 06/04/207 tarihinde karşı açtığı maddi ve manevi tazminat davasının dahi Büyükçekemece …ATM’nin …. E …. K sayılı kararıyla davacı aleyhine sonuçlandığını, mahkeme kararına yani kesin hükme rağmen dürüstlük kuralına aykırı ve hukuksuz olarak müvekkile karşı davacının açtığı tazminat davasının reddi gerektiğini, tasfiyeye girişin bizzat davacının kararıyla oluştuğunu, davacının kendi iradesini dava edemeyeceğini, tasfiye memurlarının sorumluluğunu gerektirecek bir durum olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile dava konusu talebin zaman aşımına uğradığını, davanın husumet yönünden reddilmesi gerektiğini, davanın … Yapı Kooperatifi hakkında açılması gerekirken tasfiye memurları hakkında açılmasının yasanın emredici hükmüne aykırılık teşkil ettiğini, huzurdaki dava konusu olayda haksiz fiilin olmadığını, zararla fiil arasında nedensellik bağı bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile huzurda bulunan davanın kooperatif tüzel kişliği aleyhine açılması gerekirken müvekkili ve diğer tasfiye memurları hakkında açılması yasanın bu emredici hükmüne aykırılık teşkil ettiğini, bu nedenle huzurdaki davanın öncelikle husumet yönünden reddini talep ettiğini, dava konusu talebin zaman aşımına uğradığını, dava konusu olayda haksız fiilin olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; Kooperatifler Kanunun 98. maddesinin atfıyla TTK’nın 553 maddesinden kaynaklanan usulsüz tasfiye nedeniyle tasfiye memurlarının sorumluluğuna dayalı tazminat davasıdır.
Mahkememiz …. Esas …. Karar sayılı ve 15/06/2017 karar tarihli ilamında; davanın; davalıların tasfiye memuru oldukları …. Yapı Kooperatifinden satın alınan dairenin zamanında teslim edilmediği iddiasına dayalı maddi ve tazminat ile ödenen kira bedelinin iadesi istemine ilişkin olduğu, davacının anılan kooperatifin ortağı olup, davaya dayanak taşınmaz satışı davacı ile kooperatif arasında olduğu bu nedenle davacının davasını söz konusu kooperatife yöneltmesi gerekirken kooperatifin tasfiye memularına karşı açmış olması nedeniyle davalıların pasif husumetlerinin bulunmadığı gerekçesi ile maddi ve manevi tazminat davaları ile ödenen kira bedelinin iadesi davasının usulden reddine karar verilmiş, davacı tarafça süresinde istinaf edilmiş olup, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … Esas …. Karar sayılı ve ilamında; “… Davacının sunmuş olduğu dava dilekçesinde; kooperatiften satın aldığı dairenin zamanında ve istenilen şekilde teslim edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini için kooperatif ve yüklenici aleyhine Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesinde açmış olduğu davayı tasfiye memurlarına bildirmesine ve tasfiye memurlarının bu durumdan haberdar olmasına rağmen davanın sonucu beklenmeden tasfiyenin sonuçlandırıldığı ve kooperatifin tüzel kişiliği son bulması nedeniyle uğranılan zararın tazmini için açılan bu davada husumet tasfiye memurlarına yöneltilmiş ise de kooperatifin ihyasında sonra açılmış olduğu görülmüştür. Dava dilekçesinin içeriğinden davanın, doğrudan, ihya edilen kooperatifin sorumluluğuna dayalı tasfiye memurlarına yöneltilmiş tazminat mı yoksa Kooperatifler Kanunun 98. maddesinin atfıyla TTK’nın 553 maddesinden kaynaklanan usulsüz tasfiye nedeniyle tasfiye memurlarının sorumluluğuna dayalı tazminat davası mı olduğu tam olarak anlaşılamamaktadır. 04.06.1958 gün 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında vurgulandığı gibi; bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hakimin görevidir. Diğer bir deyişle; hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında HMK’nın 31. maddesinde düzenlendiği gibi bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukukî nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. Anılan yasal düzenlemeye göre ” hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz ya da çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil göstermesini isteyebilir.” Davayı aydınlatma görevinin mahkeme hakimine ait olmasına göre uyuşmazlığın çözümüne ilişkin hukuki nitelendirmede doğru yapılmalıdır. Bu durumda mahkemece, HMK.nun 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde, davacı tarafa maddi vakıayı ve talebini açıklattırılarak, usulsüz tasfiye nedeniyle dayalı tasfiye memurlarının sorumluluğuna dayalı tazminat davası mı yoksa ihya edilen kooperatifin sorumluluğuna dayalı açılan tazminat davası mı olduğu belirlendikten ve tarafların tüm delilleri toplandıktan sonra talebe uygun bir karar verilmesi gerektiğinden davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. …” gerekçesi ile mahkememiz hükmünün kaldırılmasına, daire kararına uygun şekilde yargılama yapılarak ve yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkememize iadesine karar verilmiş, dosya mahkememizin yukarıda esas sırasına kaydı yapılmıştır.
İstinaf mahkemesinin kaldırma kararından sonra davacı vekili sunduğu 18.12.2019 tarihli beyan dilekçesi ile; özetle davanın Kooperatifler Kanunun 98. maddesinin atfıyla TTK’nın 553 maddesinden kaynaklanan usulsüz tasfiye nedeniyle tasfiye memurlarının sorumluluğuna dayalı tazminat davası olduğunu beyan etmiştir.
Davalı … vekili ile, davalı … vekilinin İstinaf mahkemesi kaldırma kararı sonrasındaki beyan dilekçelerinde zamanaşımı itirazında bulundukları görülmüş, Davalı … vekili, davalı … vekili ve davalı … vekilinin sundukları cevap dilekçelerinde süresinde zamanaşımı defi’ni ileri sürdükleri anlaşılmıştır. Bu nedenle zamanaşımı defi’nin incelenmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklandığı üzere, dava; Kooperatifler Kanunun 98. maddesinin atfıyla TTK’nın 553 maddesinden kaynaklanan usulsüz tasfiye nedeniyle tasfiye memurlarının sorumluluğuna dayalı tazminat davası olduğuna göre, zamanaşımı açısından uygulanacak hüküm, TTK nın İkinci Kitabının (Ticaret Şirketleri), Dördüncü Kısmının (Anonim Şirket), Onbirinci Bölümünde ( 549 ila 561 maddelerinde yer alan Hukuki Sorumluluk) yer alan zamanaşımı başlıklı 560. maddesidir.
V – Zamanaşımı
MADDE 560- (1) Sorumlu olanlara karşı tazminat istemek hakkı, davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki ve her hâlde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Şu kadar ki, bu fiil cezayı gerektirip, Türk Ceza Kanununa göre daha uzun dava zamanaşımına tabi bulunuyorsa, tazminat davasına da bu zamanaşımı uygulanır.
Büyükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesi …. E. sayılı dosyasında davacı tarafından kooperatife ve …. İnşaat- …’e karşı kooperatiften satın alınan dairelerin geç teslimi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların tahsili için tazminat davasının açıldığı, bu mahkemece görevsizlik kararı veriliği, devamında, Büyükçekmece …. Asliye Hukuk Mahk…. E. sy dosyasında ve İstanbul …Tüketici Mahkemesi …. E. Saılı dosyasında da görevsizlik kararı verildiği, daha sonra davaya son alarak, B.Çekmece ….Asliye Hukuk Mahk… E. Sayılı dosyasında bakıldığı, yargılama sırasında 01.06.2010 tarihli duruşma zaptında, davalı kooperatifin 01.09.2009 tarihinde Tasfiye olduğuna ilişkin bilgi ve belgelerin dosyaya ibraz edildiği ve 14.09.2010 tarihli duruşmada davacı “kooperatifin inşaatının sona erdiğini biliyorum, kooperatife yönelik olarak davayı yürütemeyeceğimi biliyorum ancak …. İnşaat yönelik davama devam etmek istiyorum” beyanında bulunduğu, Büyükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesi …. E. Sayılı dosyaında 04.02.2014 tarihli (1) no.lu duruşma zaptında “davacı vekiline kooperatifin ihyası için yetki verilmesine “ ara kararı oluşturulduğu, 15.04.2014 tarihli (2) no.lu duruşma zaptında ise “Davacı …ın dosyaya dilekçe verdiği, kooperatife yönelik olarak davayı yürütmeyeceğini ve davalı …. İnşaat-…’e yönelik olarak devam edeceğini bildirdiği ve kooperatifin ihya edilmesi kararından dönülmesini talep ettiği görüldü.” ve devamında “GD: Davalı kooperatif yönünden davanın yürütülmeyeceği bildirildiğinden HMK.150/1 maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına , … davanın reddine karar verildi.” şeklinde ara karar kurulduğu, sonuç itibariyle davalı kooperatif yönünden davanın işlemden kaldırılmasına, diğer davalı yönünden sorumluluğu bulunmadığından reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin itiraz dilekçelerinde belirttikleri üzere; Davacının bizzat hazır bulunduğu Kooperatifin 12.08.2007 tarihli Genel Kurulunda “Kooperatifin Feshi ve Tasfiyesi işlemlerine başlanılması, tasfiye memurlarının seçimi vb..yetki verilmesi” gündemi kabul edilerek, tasfiye kararı alındığı ve aynı zamanda YK üyesi olan kişiler tasfiye memuru kuruluna seçildiği, (T.Sicil Gazetesi -31.08.2007 ; Bakırköy ….ATM …. E. BK. raporu – …. Shf); yine 05.02.2009 tarihli Genel Kurulunda “Yönetim,Denetim ve Tasfiye Kurulunun ibra edilmesi, tasfiye ilanlarının 21.11.2007 , 28.11.2007 , 05.12.2007 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı ve aktif ve pasifinin olmadığı kaydedilerek kooperatifin terkin edilmesine karar verildiği, Ticaret Sicil Memurluğuna 28.08.2009 tarihinde tescil ettirilen bu kararın 01.09.2009 tarih ve 7388 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı (T.Sicil Gazetesi -01.09.2009 ; Bakırköy … .ATM …. E. BK. – …. Shf), davacının , yukarıda belirtilen tarihlerde yapılan Genel Kurul toplantılarına ait ortaklar cetvelinde (Hazirun listesi) ortaklar arasında yer aldığı anlaşılmıştır.
Ticaret siciline yapılan kayıtlar kaydı yapılan hususların açıklanması ya da hukuken varlık kazanması açasından önemli oldukları gibi üçüncü kişiler bakımından da önem taşırlar. Tescil ve ilanı zorunlu olan bir husus tescil ve ilan edilmiş ise üçüncü kişiler bu hususi bilmediklerini iddia edemeyecekleri gibi, kaydı gerekli olmasına rağmen kayıt ve ilan edilmeyen bir hususunda üçüncü kişilerce bilinmedikleri kabul olunur. Ticaret sicilinin bu fonksiyonu, sicilin üçüncü kişiler açısından etkisi veya dış etkileri ya da olumlu- olumsuz etkisi olarak adlandırılmaktadır.
TTK’nun 36/1.maddesinde sicil kayıtlarının etkisinin üçüncü şahıslar açısından başlangıcı düzenlenmiş; ticaret sicilinin dış etkilerine ise aynı maddenin 3. fıkrasında ”Üçüncü kişilerin kendilerine karşı sonuç doğurmaya başlayan sicil kayıtlarını bilmediklerine ilişkin iddiaları dinlenemez” hükmüne yer verilmiştir. Benzer düzenleme, 6762 sayılı TTK’da da yer almaktadır.
… Yapı Kooperatifi’nin tasfiye sonucu terkin edildiği hususu 01.09.2009 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanmıştır. Şu halde davacının kooperatifin terkinine ilişkin ilanı bilmediğini ileri sürmesi mümkün olmadığından, davacının davalıların TTK 541. ve devamı maddelerinde öngörülen yükümlülüklerini ihlal ettiğini öğrendiği tarih ilan tarihi olan 01.09.2009 tarihi olarak kabul edilmelidir. Kaldı ki; yukarıda belirtilen davacının kooperatife ve yüklenici …. İnşaat- ….’e karşı açtığı davada, yargılama sırasında 01.06.2010 tarihli duruşma zaptında, davalı kooperatifin 01.09.2009 tarihinde Tasfiye olduğuna ilişkin bilgi ve belgelerin dosyaya ibraz edildiği ve 14.09.2010 tarihli duruşmada davacı “kooperatifin inşaatının sona erdiğini biliyorum, kooperatife yönelik olarak davayı yürütemeyeceğimi biliyorum ancak …. İnşaat yönelik davama devam etmek istiyorum” beyanında bulunduğu, bu durumda tasfiyeden haberdar olduğu anlaşılmaktadır. Bu tarihlerden itibaren, iş bu davanın açıldığı tarih olan 09/12/2015 tarihine kadar TTK.’nın 560.maddesinde belirlenen 2 ve 5 yıllık zamanaşımı süresi geçmiştir. Bu nedenle davanın Türk Ticaret Kanununun 560. maddesi gereğince zamanaşımından reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine,
2-Alınması gereken 54,40-TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 597,72-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 543,32-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar … ve …. kendilerini ayrı ayrı vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine,
4-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … tarafından yapılan 10,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı asilin ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı, diğerlerinin yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/02/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır