Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/807 E. 2020/790 K. 24.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/807 Esas
KARAR NO : 2020/790

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/10/2019
KARAR TARİHİ : 24/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı/borçlu arasında ticari iş ilişkisi kurulmuş olup cari hesap alacağı tahsil edilemeyince buna istinaden müvekkili şirket adına Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü …… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olduğunu, davalı/borçlu tarafından takibe itiraz edildiğini ve takibin durmuş olduğunu, davalı/borçlunun itiraz dilekçesinde, müvekkili şirkete herhangi bir borcu olmadığını belirtmiş ve alacağın tamamı ile faize ve tüm ferilerine itiraz etmiş olduğunu, davalı/borçlunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında cari hesap ilişkisi mevcut olduğunu, bu ilişkiye göre davalı/borçlunun toplam borcunun 13.430,77-TL olduğunu beyanla; fazlaya ilişkin hak ve alacaklar saklı kalmak kaydı ile 13.430,77-TL asıl alacağa, faize, masraf ve avukatlık ücretine yönelik itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olduğunu, müvekkili tarafından başlatılan icra takibine itiraz edilmiş olduğunu, müvekkili tarafından yapılan itirazın yerinde bir itiraz olduğunu, müvekkilinin davalı şirkete karşı herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı şirketin müvekkilinden olan alacağını ispatlaması gerektiğini, müvekkili ile davacı şirket arasında ticari ilişki söz konusu olup cari hesaplar incelendiğinde davacı şirketin müvekkiline 30.000,00 TL borcu bulunduğunu beyanla; davanın reddine, %20den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına, avukatlık ücreti ile yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsiline ilişkin başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup, davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 13.430,77 TL cari hesap alacağına istinaden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusu tarafından takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu görülmüştür.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü cevabi yazısı, Beylikdüzü Vergi Dairesi cevabi yazısı, Marmara Kurumlar Vergisi Dairesi cevabi yazısı ve delil niteliğindeki tüm bilgi ve belgeler dosyamız içerisine alınmıştır.
Davacının iddiası, davalının icra dosyasındaki itirazı, icra dosyası ile ticari defter ve kayıtlar ile tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, tahsili yapılamayan fatura ve cari hesap alacağının ne olduğu, var ise yapılmış bir ödeme olup olmadığı, tahsilin yapılmadığının tespiti için ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, dava konusu hususların tespiti ile bilirkişi raporu tanzimi için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 27/01/2020 günü, saat 15:30’de Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Mali Müşavir bilirkişi …… 07/07/2020 tarihli raporunda özetle; davacı yan tarafından incelemeye sunulan 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğunu ve sahibi lehine delil teşkil edebileceği kanaatine varıldığını, davalı yan tarafından incelemeye sunulan 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmamış olduğunu ve sahibi lehine delil teşkil etmeyeceği kanaatine varıldığını, davacı yanın kendi ticari defterlerinde davalı yandan takip tarihi olan 25/02/2019 tarihi itibari ile 13.430,77 TL alacaklı olduğunu, davalı yanın incelenen ticari defterlerinde, davacı yandan 25/02/2019 takip tarihi itibariyle bir alacak veya borç bakiyesinin olmadığını, davalı tarafından davacı tarafa düzenlenmiş toplam değeri 861.417,77 TL olan tüm faturaların davacı tarafa düzenlenmiş toplam değeri 861.417,77 TL olan tüm faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacı yanın davalı yana ……. Bankası aracılığı ile toplam 830.902,73 TL ödeme yapmış olduğunu, davacı yan tarafından davalı yana düzenlenmiş toplam değeri 43.945,81 TL olan 19 adet faturanın, 7.217,07 TL (5 adet)’sinin davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, toplam değeri 36.728,74 TL olan 14 Adet faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, kalan 14 adet faturadan 12 adet toplamı olan 28.435,45 TL’lik E-Arşiv faturanın davalı yana mail yolu ile gönderilmiş olduğunu, toplam tutarı 8.293,29 TL olan, 18/01/2016 tarihli …… numaralı 1.017,98 TL’lik ve 31/10/2016 tarihli …… numaralı 7.275,31 TL’lik kağıt faturanın davalı tarafa kargo ile gönderilmiş olduğunun davacı tarafından beyan edilmiş olduğunu, ancak kargodan davalı yana teslim belgesinin temin edilip sunulamamış olduğunu, davalı yan BA bildirimlerinde davacı tarafın düzenlemiş olduğu hiçbir faturanın bildirilmemiş olduğunu, davacı ticari defterlerinde davalı tarafından 20.02.2017 tarihinde davalı taraftan değişik vadelerde toplam değeri 13.000,00 TL olan 7 adet senet alınmış olduğunu, işbu senetlerin davalı tarafından ödenmediği için farklı tarihlerde davalı tarafa çıkış yapılmış olduğunun görülmüş olduğunu, işbu senetlerin davalı taraftan teslim alınmış ve davalı tarafa iade edilmiş olduğuna ilişkin bir belge sunulmadığını, davacı ticari defterlerine göre davacının davalı yandan alacağının 13.430,77 TL olduğunu, ancak davacı yan tarafından davalı yana düzenlenmiş toplam tutarı 8.293,29 TL olan 2016 yılına ait 2 adet faturanın davalı yana teslim edildiğine ilişkin bir belgenin davacı tarafından kargodan temin edilememiş olması sebebiyle davacının belgeli alacağının (13.430,77 TL – 8.293,29 TL) 5.137,48 TL hesaplanmış olduğunu, davacı yanın aksini ispat etmek istemesi halinde kargo teslim alındığı fişlerini dosyaya sunması gerektiğini, davalı şirket ile davacı şirket arasında düzenlenen bir sözleşmeye dosya münderecatında rastlanmamış olduğunu, davacı yanın 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 25/02/2019 tarihinden itibaren, davacının takip talebinde belirtmiş olduğu gibi alacağına, yıllık %9 reeskont faizi (değişen oranlardaki faizi ile) talep edebileceğini bildirmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından verilen ……. tarihli müzekkere cevabında davalı tarafın gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı belirtilmiştir.
Beylikdüzü Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından verilen …….. tarihli yazı cevabında davalı tarafın 20/10/2018 tarihinde mükellefiyeti terk olduğu bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı tümel olarak değerlendirildiğinde, iş bu davanın açıldığı …….. tarihi itibari ile Beylikdüzü Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün cevabi yazsında belirtildiği üzere davalı tarafın, mükellefiyetinin bulunmadığı, yine İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün cevabi yazsısına davalı tarafın gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı, davanın açıldığı tarihteki şartlar itibari ile değerlendirilmesi gerektiği, bu hali ile dava konusunun ticari iş olarak değerlendirilemeyeceği, ticari olmayan davalarda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması, Asliye Hukuk Mahkemesi ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisi olması, göreve ilişkin usul kurallarının HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartı olması hususları bir arada değerlendirildiğinde mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerektiği kanaati ile aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nın 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair tarafların yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/11/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸