Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/763 E. 2020/620 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/763
KARAR NO : 2020/620

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 02/10/2019
KARAR TARİHİ : 07/10/2020
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 08/10/2020
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 10.11.1997 tarihinde kurulduğunu ve şirketin on yıl süreyle görev yapmak üzere ortaklarından … ‘ın 23.11.2017 tarihinde davalı şirketin müdürlüğüne atandığını, …’a, Beyoğlu … Noterliğinden 02.08.2019 tarihinde …. yevmiye numarası ile keşide edilen “Fazlaya değgin haklarımız saklı kalmak üzere ekte sunduğumuz 03.04.2019 tarihli itirafnamede belirtilen makinelerden … karşılığı 117.000 € alacağın ödenmesi” hususlu ihtarnameye …, Silivri … Noterliğinden 09.08.2019 tarih … yevmiye numarası ile cevabi ihtarname göndermiş ve “herhangi bir alacağın olmadığı ve ekinde tebliğ edilen yazıdaki maddi vakıalar gerçeği yansıtmamaktadır” dendiğini, bunun üzerine İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, müvekkiline haber verilmeden bankalardan kredi çekilmesi, çekler alınıp kırdırılması, müvekkiline haber verilmeden tüm planlama iş alım maddi para toplama ve ödemelerinin yapıldığını, müvekkiline sadece geçineceği para yardımı yapıldığını, müvekkilinin bilgisi dışında şirketin yönetilmesi haklı sebepleri ile davalı ortağı müvekkilimin payının gerçek değerinin ödenmesi ve müvekkilinin ortağın şirketten çıkarılmasına karar verilmesini mümkün olmaması halinde davalı şirketin feshine karar verilmesini ve yönetim işlerine atanacak bir kayyım aracılığıyla gerçekleştirilmesine kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davanın, limited şirket ortaklığından çıkma, çıkma payının ödenmesi, mümkün olmaması halinde şirketin feshi istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1 maddesinin birinci fıkrasında, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu hususu açıkça hükme bağlanmış, HMK 114/2 maddesinde ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.
7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ….” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesindeki “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü gereğince arabuluculuğa tabi davalarda dava açılırken, arabulucuya başvurulması ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi gerekir. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilecektir.
Öte yandan 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 1/2 m. uyarınca, arabuluculuk, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanır.
Somut olaya döndüğümüzde, dava, limited şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının ödenmesi, mümkün olmaması halinde şirketin feshi istemine ilişkin olup, çıkma payının ödenmesi istemi nedeniyle ticari bir alacak davası niteliğini haiz olduğu uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri bir işleme ilişkin olduğu, dolayısıyla bu davada arabuluculuğa başvurmuş olmanın bir dava şartı olarak kabul edilmesi gerektiği (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 12.Hukuk Dairesi, 25/06/2019 tarih, 2019/890 Esas 2019/867 karar sayılı ilamı) ve bu dava şartının yerine getirilmediği sonuç ve kanaatine varılmış olup davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-7155 sayılı yasayla değişik TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A maddesinin 1. Fıkrası uyarınca arabuluculuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL harçtan, peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 10,00-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının ilgili davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2020

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı