Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/758 E. 2020/659 K. 16.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/758
KARAR NO : 2020/659

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/10/2019
KARAR TARİHİ : 16/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davalı taraf aleyhine taraflarından Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin borçluya gönderildiğini, borçlu tarafından borca itiraz edilerek takibin durduğunu beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davalı müvekkilinin, alacaklı görünen davacı tarafa her ne nam ve ad altında olursa olsun herhangi bir borcu olmadığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında somut uyuşmazlığa ilişkin herhangi bir sözleşme olmadığı gibi davacı şirket tarafından da müvekkili şirkete yönelik sunulan herhangi bir mal veya hizmet bulunmadığını, davacı şirketin sunmadığı bir mal veya hizmet için ücret talep etmesinin açıkça hukuka aykırı ve kötü niyetli olduğunu beyanla, davanın reddine, müvekkili aleyhine başlatılan Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı icra takibinin iptaline, davacının takip miktarının %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın taraflar arasındaki ticari ilişkisi bulunup bulunmadığı, davacının, davalıya satıp teslim ettiğini iddia ettiği ürünler ve hizmetler karşılığında cari hesap ilişkisi nedeniyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu hususlarına ilişkin olduğu anlaşıldı.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, davalının ticari defterlerini ibraz etmemesi üzerine sadece davacı şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
SMMM bilirkişisi … tarafından sunulan 04/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı yan vekili tarafından incelemeye sunulan, 2018 ve 2019 yıllarına ait tüm E-defter beratlarının süresi içinde alınmadığı için Ticari defterlerinin 6102 sayılı yeni TTK. Mad.64 ve V.U.K 182 gereğince usulüne uygun tutulmamış olduğunu, davalı yan tarafından ticari defterlerin incelemeye sunulmamış olması sebebiyle davalı yan ile ilgili bir inceleme imkanı olmadığını, davalı şirket ile davacı şirket arasında düzenlenen bir sözleşmeye dosya münderecatında rastlanmadığını, davacı yanın kendi ticari defterlerinde, davalı yandan takip tarihi olan 24/06/2019 tarihi itibari ile 4.126,79 TL alacaklı olduğunu, davacı ve davalının bağlı olduğu vergi dairelerinden gönderilen yazı eklerinde bulunan BA- BS bildirimlerine göre davacı yan ve davalının 2019 yılı BA-BS bildirimlerinde bir fark bulunmadığını, 2018 yılında davalı tarafından davacı yana düzenlenmiş olan aylık toplam faturaların BA-BA bildirim sınırının altında kaldığı için BA-BS formlarında tespitinin yapılamamış olduğunu, ancak davacı tarafından davalı yandan yapılan 2018 yılı alımlarının karşılığının banka aracılığı ile ödenmiş olduğunun tespit edildiğini,, davalı yanın aksini iddia etmesi halinde ticari defter ve belgelerini incelemeye sunması gerektiğini, davacı yanın davalı yandan mal alımları yapmış olduğunu, davacı yanın yapmış olduğu ve yapacağı alımlara istinaden 13/02/2019 tarihinde davalı yana 30/04/2019 vadeli 20.000,00 TL’lik çek keşide etmiş olduğunu, 20.000,00 TL’lik çeke karşılık davalı yandan toplam 16.115,11 TL alım yapmış olduğunu, davalı yana E-defter portalından toplam 241,90 TL iade faturası düzenlemiş olduğunu, işbu alımlar ve iade faturalardan sonra davacının alacağının (20.000,00 TL – 16.115,11 TL + 241,90 TL) 4.126,79 TL kalmış olduğunu, davacı yanın alacak bakiyesinin kalmasına neden olan davacı tarafından davalı yana keşide edilmiş avans niteliğindeki 20.000,00 TL’lik çekin … Bankası çeki ve çek numarasının …. olduğunu ve 30/04/2019 tarihinde takastan çekin ödenmiş olduğunu, davacı yan 24/06/2019 tarihli icra takibinde asıl alacağına 21,82 TL işlemiş faiz talep etmiş olduğunu, ancak taraflar arasında faiz yönünden bir sözleşme bulunmadığını, dosya içeriğinde davacı tarafından davalı yana 10/06/2019 tarihinde gönderilmiş olan ihtar niteliğinde mail sunulmuş olduğunu, ancak noter kanalı ile gönderilen bir ihtarnamenin bulunmaması nedeniyle işlemiş faiz hesabı yapılmamış olduğunu, davacı yan lehine karar alınması durumunda, davacı yanın 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 24/06/2019 tarihinden itibaren asıl alacağına takip talebinde belirtmiş olduğu gibi yıllık %19,50 Avans faizi ve değişen oranlardaki faizi talep edebileceğini, tarafların inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkememizin takdirinde olduğunu bildirmiştir.
HMK 222 madde gereğince ;mahkeme ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.Kanuni şartlara uygun olarak tutulan ticari defter ve kayıtların sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabulü gerekmektedir.Zira kanuni şartlara uygun tutulduğu anlaşılan tarafın ticari defter ve kayıtları ancak karşı tarafın kanuna uygun tutulduğu anlaşılan ticari defter ve kayıtlarının incelenmek suretiyle hükümden düşürülebilir.
Davalının ticari defterlerini ibraz etmemesi üzerine sadece davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığı, davacı tarafından incelemeye sunulan 2018 ve 2019 yıllarına ait tüm E-defter beratlarının süresi içinde alınmadığı için ticari defterlerinin 6102 sayılı yeni TTK. m. 64 ve V.U.K 182 gereğince usulüne uygun tutulmamış olduğu, buna göre incelemeye sunulan davacıya ait ticari defterlerin HMK. 222. maddesi uyarınca davacı lehine delil olarak kabul edilemeyeceği, dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelere göre de davacının davasını ispatlayamadığı, davacı tarafın dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış olmasına rağmen 16/10/2020 tarihli celsede yemin deliline dayanıp dayanmayacağı sorulduğunda dosyanın mevcut haliyle karara çıkarılmasının talep edildiği ve böylelikle yemin deliline de dayanılmadığı anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL’ nin mahsubu ile eksik kalan 10,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır