Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/749 E. 2020/563 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/749 Esas
KARAR NO : 2020/563

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/09/2019
KARAR TARİHİ : 22/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19.10.2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …’ın davalılardan …’in adına kayıtlı davalı … yönetimindeki …. plakalı araç ile 02/10/2018 tarihinde haksız fiile uğramış olduğunu, aracı kullanan davalı …’in müvekkili …’ı öldürme kastı ile hareket etmiş olduğunu, nitekim müvekkilinin bedeninde pobis kırığı, kalça kemik kırıkları meydana gelmiş olduğunu, ..’in sürücü olduğu için sorumlu olduğunu, annesi diğer davalı …’in ise … plakalı aracın sahibi olduğu için kusursuz sorumlu olduğunu, yine davalılardan ….’nin ise Zorunlu Mali Trafik Sigortası Poliçesi ile sorumlu olduğunu, davaya konu olayda müvekkillerinden …’ın ağır şekilde yaralanmış olduğunu, müvekkilinin uzun zaman yürüyememiş tedavi görmüş yatmak zorunda kalmış olduğunu, halende sakat kalma riski altında olduğunu, halen başkalarının desteğine ihtiyaç duymakta olduğunu, hiçbir şekilde ağır bir şey kaldıramaz durumda olduğunu, müvekkillerinden …’ın bu kazadan dolayı kaza tarihinden bu yana çalışmamakta olduğunu, müvekkilinin evli ve 3 çocuk sahibi olduğunu, ailesinin idamesinin akemete uğramış olduğunu, çok zor ve müşkül bir duruma düşmüş olduklarını, müvekkillerinden …’ın kaza tarihinde aylık 5.000,00 TL ye çalışmakta olduğunu, … ve diğer müvekkillerinin tedavi için özellikle yol ve taksi parası olarak büyük paralar harcamış olduklarını, müvekkillerinden …’ın kazadan sonra İstanbul ….Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile … hastanesinde tedavi altına alınmış olduğunu, Adli Tıp Kurumunun 03/10/2018 tarihli raporuna göre kırıkların hayat fonksiyonlarını olumsuz etkileyen en yüksek düzeyde AĞIR (5) olduğunun rapor edilmiş olduğunu, maddi kısımlar yönünden mevzuat gereğince dava açmadan önce davalılardan ….’ye başvurulmuş ancak çok kısmi bir ödeme (37.151,58TL) yapmış olduklarını, müvekkilinin maddi kaybının bundan çok daha fazla olduğunu, davaya konu maddi kısımlar yönünden bir belirsizlik söz konusu olduğunu, müvekkillerinin yargılama giderlerini ödeyecek maddi durumu mevcut olmadığını, hatta müvekkillerinden ….’ın halen cezaevinde olduğunu, bu nedenle adli yardımdan yararlanmak istediklerini beyanla; adli yardım talebinin kabul edilerek, … için geçici iş gücü kaybı için 1.000,00 TL, sürekli iş gücü kaybı için 1.000,00 TL, tedavi ve yol giderleri için 300,00 TL, bakım bakıcı yardımı için 200,00 TL olmak üzere toplam 2.400,00 TL maddi tazminatın, kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yaşadıkları buhran, derin ızdıraptan ve yaşayacakları derin ıstırap nedeniyle; … için 50.000,00 TL manevi tazminata, eş … için 20.000,00 TL manevi tazminata, çocukları … için 10.000,00 TL, anne … için 10.000,00 TL baba ….. için 10.000,00 TL manevi tazminata olmak üzere, toplam 102.400,00 TL maddi ve manevi tazminatın 24.11.2014 olan olay tarihinden itibaren avans faizi ile beraber davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, vekalet ücreti ile yargılama masraflarının davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … kendi adına ve diğer davalı … adına vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; olaya karışan …. plaka sayılı aracın adına ruhsatlı olması dışında meydana gelen olay ile hiçbir ilgisi alakası olmadığını, olay yerinde dahi olmadığını, bu nedenle sadece araç ruhsat sahibi olması nedeni ile kusur ve sorumluluğu olmadığını, Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılarak sonucunun beklenilmesi gerektiğini, davacı …’ın ağır bir şekilde yaralanmamış olduğunu, hayati tehlikesi bulunmadığını, 2.derece kemik kırığı oluşmuş olduğunu, davalı …’in olayın başında davacı …’in de yer aldığı 10-15 kişilik grup tarafından üç diş kırığı kulaklarında ödem ve tüm yüz vücut bölgesinde ekimozlar oluşur tarzda TCK’nun 86/1 kapsamında yaralandığını ağır ceza dosyasındaki adli rapor ile sabit olduğunu, davalı …’in linç edilmiş olduğunu ve canını kurtarmak için olay yerinden kaçarken davacı …’in koşarak aracın önüne atladığı yerdeki kaskı alıp araca vurduğunun ağır ceza mahkemesindeki kamera kayıtları ile de sabit olduğunu, yaralanmasına davacı …’in kendi kusurlu hareketi ile sebep olduğunu, zira linçten kaçan canını kurtarmak için olay yerinden uzaklaşan davalı …’in kullandığı aracın önüne zarar vermek kastı ile atlayanın davacı … olduğunu ve kusurlu olduğunu, dava dilekçesinde 16.bentte 5.derece kemik kırığı raporunun davacı …’e ait olmadığını, …. isimli şahsın adli raporu olduğunu, bir an için …’ın olayda kusursuz olduğu kabul edilse dahi ne kendisi nede yakınları için manevi tazminat taleplerinin hukuka uygun olmadığını, şahsı tacir olmadığı için avans faizi de istenemeyeceğini, davacı …’ın maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı olmadığını, aracının sigorta şirketinden zararlarını almış ve bunun üstüne ayrıca … esas sayılı dosyadaki zararlarına karşı kendileri tarafından ödeme yapılmış ve karşılığında davacı … tarafından 18/07/2019 tarihli ibraname alınmış olduğunu, davacının şahsından ve diğer davalı olan …’den maddi manevi zararlarının giderilmiş olması nedeni ile tazminat davasından vazgeçtiğini ve Ağır ceza dosyasında sanık olarak yargılanan davalı … hakkındaki şikayetinden vazgeçtiğini belirtmiş olduğunu beyanla; davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından huzurda görülen davadan önce müvekkili şirkete başvurulmuş ve şirket nezdinde … numaralı hasar dosyası açılmış olduğunu, dosya kapsamında yapılan incelemeler sonucunda sigortalı aracın kusur oranı da dikkate alınarak 25/03/2019 tarihinde 37.151,58 TL tazminat tutarının davacıya ödenmiş olduğunu, yapılan ödeme ile müvekkili sigorta şirketinin davaya konu edilen poliçeden doğan sorumluluğunun sona ermiş olması sebebi ile huzurda görülen davanın öncelikle açıklanan sebeple reddi gerekmekte olduğunu, sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğu gözönüne alınarak öncelikle davacı tarafından müvekkili şirket sigortalısı araç sürücüsünün kusuru bulunduğunun ispat edilmesi gerektiğini, meydana gelen kazada sigortalı araç sürücüsünün kusurunun belirlenmesinde hayati önemi olan hususların yeniden değerlendirerek Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini, ayrıca mahkemece dava konusu kaza sırasında rücuya ilişkin bir durumun mevcut olup olmadığının araştırılmasını talep ettiklerini, davacının sürekli sakatlık durumunun adli tıp kurumu …. ihtisas dairesi’nden alınacak rapor ile ispatlanması gerektiğini ve maluliyetin tespiti halinde tazminat hesabının aktüer sıfatına sahip bilirkişi tarafından yapılması gerektiğini, bilirkişi incelemesi yapılırken ödeme tarihindeki verilerin dikkate alınması gerektiğini ve ödeme tutarının güncellenmesi gerektiğini, tedavi giderleri ve tedavi gideri kapsamındaki geçici iş göremezlik, bakıcı giderlerinden müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, sosyal sigortalar kurumu tarafından davacı lehine, herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının (rücuya tabi bir gelir bağlanıp bağlanmadığının) sorulmasını talep ettiklerini, sgk tarafından davacıya yapılmış bir ödeme var ise bu tutarın yapılacak tazminat hesabında dikkate alınması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale gelmiş olduğunu, bu sebeple mahkemece faize hükmedilmesi halinde hükmedilecek faizin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz olduğunu beyanla; öncelikle usule ilişkin itirazlarının kabulü ile davanın usulden reddine, aksi halde esasa ilişkin itirazları kapsamında davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, trafik kazası nedeniyle davacıda meydana gelen sürekli ve geçici iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar tarafından adli yardım talebinde bulunulmuş olup, mahkememizce dosya kapsamında yapılan araştırmalar neticesinde; davacı … adına kayıtlı taşınmazların ve araç kaydının bulunduğu, davacı … adına kayıtlı taşınmazlar bulunduğu anlaşılmakla; davacıların adli yardım talebinin reddine karar verilmiş, karara itiraz edilmiş olmakla itirazen inceleme yapan Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından itirazın reddine kesin olarak karar verilmiştir.
Mahkememizin 06/01/2020 tarihli ara kararı ile; 1.750,44 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı ve şimdilik 200,00 TL gider avansını yatırmaları için davacı taraflara iki haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde harç ikmal edilmediği takdirde dosyanın işlemden kaldırılacağı, gider avansı yatırılmadığı taktirde davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verileceği ihtarına karar verilmiş, davacılara tebliğ edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 114. madesinin “g” bendinde gider avansının yatırılmış olması dava şartları arasında sayılmış, anılan kanunun 115. maddesinin 2. fıkrasında bu şartın noksanlığı tespit edilirse davanın usulden reddine karar verileceği belirtilmiştir. HMK’nun “Harç ve Avans Ödemesi” başlıklı 120. maddesinin birinci fıkrası avansların dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacağı, avansın yeterli olmadığının anlaşılması durumunda davacıya iki haftalık kesin süre verileceği düzenlenmiştir.
Delil ikamesi için avans başlıklı HMK’nun 324. maddesinin birinci fıkrasında ise; “Taraflardan herbiri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin sürede yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler.” hükmü düzenlendikten sonra ikinci fıkrasında; tarafların bu yükümlülüğü yerine getirmemesinin hukuki sonucu olarak delil ikamesinden vazgeçmiş sayılacağı belirtilmiştir.
Davacı taraflar, verilen kesin süre içerisinde harç ikmal etmemiş ve gider avansını yatırmamışlardır. Gider avansı yatırılmadığından, gider avansının dava şartları arasında sayılmış olmasından dolayı davanın gider avansı yatırılmadığından dava şartı yokluğundan reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacıların davasının HMK.114/1-g ve 115.maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı taraflarca sarf edilen yargılama giderinin davacılar üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı …. ve … kendilerini vekille temsil ettirdiğinden bu davalılar yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak bu davalılara VERİLMESİNE,
4-Davacı taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansı bulunmakta ise karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara İADESİNE,
Dair davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/09/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸