Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/727 E. 2019/1295 K. 26.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/727 Esas
KARAR NO : 2019/1295

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/01/2015
KARAR TARİHİ : 26/11/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 19.10.2012 tarihli Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yazdığı dava dilekçesinde, ……. plakalı aracın 05.01.2008 tarihinde davacıya çarparak yaraladığını, aracın sürücüsünün davalı ……, malikin …… ve sigorta şirketinin ise ….. AŞ olduğunu, davalının tam kusurlu olup 60.000,00 TL daimi sakatlık zararı, 1.000,00 TL çalışamama zararı ve 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren faiziyle tahsilini talep etmiştir (sigorta şirketinden sadece 60.000,00 TL daimi sakatlık zararı talep edilmiş).
Davalı …… vekili cevabında, kazada davacının dikkatsizliği sonucu meydana gelip davacının kusurunun daha fazla olduğunu, davacının kazadan sonra çalışamadığı iddiasının gerçek olmadığını, ücrete ilişkin iddiasının da doğru olmadığını, davalı …….’un iyiniyet göstergesi olarak belirli zamanlarda yardım yaptığını, taleplerin zorunlu sigorta şirketine yönlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek istemin reddini talep etmiştir.
Diğer davalılar cevap vermemişlerdir.
Bahçelievler İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün cevabi yazısında kaza tarihinde aracın davalı ……adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Küçükçekmece …… Asliye Ceza Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosyasının uyapta kayıtlı evrakı gönderilmiş, katılanların davacı …… ve dava dışı ….. olduğu, sanığın davalı … olup mahkemec 03.12.2009 tarihli kararığnda davalı … hakkında taksirle birden fazla kişiyi yaralamaktan dolayı hüküm kurulduğu, mahkemece 23.01.2009 tarihinde keşif yapıldığı, bilirkişinin …….’un asli kusurlu, davacının ve …….’ın kusursuz olduğunu belirttiği, Adli Tıp kurumundan alınan 24.07.2009 tarihli raporda …’in asli derecede, mağdur yayalar davacı ve ……’ın tali derecede kusurlu oldukları belirtilmiştir. Mahkemenin hükmü Yargıtay 12.CD tarafından düzeltilerek onanmıştır (dosya sureti Küçükçekmece ……Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyasındadır).
Bakırköy …Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …..Esas sayılı dosyasında alınan 29.01.2014 tarihli maluliyet raporunda adli tıp davacının %66 oranında malul olduğunu belirtmiştir. Anılan dosyada davacı tarafından davalı sigorta şirketine karşı açıldığı, davalı sigorta şirketinden çalışamama nedeniyle tazminat talebinde bulunulduğu (davamızda ise sigorta şirketinden sadece sakatlık zararı talep edilmiş olup derdestlik durumu bulunmamaktadır), davacının 19.01.2015 tarihli dilekçesiyle sigorta şirketi ile anlaştıklarından dolayı feragat ettiği, mahkemece 20.01.2015 tarihinde feragatten istemin reddine karar verildiği görülmüştür.
İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında da davacı … sigorta şirketi hakkında tedavi masrafları için talepte bulunulduğu, mahkemece alınan rapora göre davacının kusursuz olduğunun belirtildiği, mahkemece istemin kısmen kabulüne 27.01.2010 tarihinde karar verildiği görülmüştür.
Bakırköy ….Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 27.11.2014 tarih … sayılı kararında ticaret mahkemelerinin görevsiz olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, karar 14.01.2015 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Davacı 10.12.2014 tarihinde görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmiştir.
Davacı 12.12.2014 tarihli dilekçesinde, davalı sigorta şirketi ile anlaştıklarını, sigorta şirketi yönünden feragat ettiklerini, diğer davalılar yönünden taleplerinin devam ettiğini yazmıştır. Davalı sigorta şirketi 15.12.2014 tarihli dilekçesiyle davacı ile tazminat konusunda anlaştıklarını, 155.544,80 TL ödeme yapıldığını, ödeme nedeniyle anlaşıldığını, davacıdan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını yazmıştır. Ekinde de sigorta şirketi ile davacı arasında yapılan sulh protokolü eklendiği görülmüştür.
SGK tarafından yazılan cevabi yazısında davacının bir maluliyet başvurusunun olmadığı belirtilmiştir.
Kazada yaralanan dava dışı … tarafından Küçükçekmece …Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılan … esas sayılı dosyası getirtilmiş, davacının …, davalıların mahkememizin dosyasında da davalı olan … ve … olduğu, mahkemece yapılan yargılama sonunda 05.04.2013 tarihinde verilen kararda maddi ve manevi tazminata hükmedilmiştir. Karardan sonra davacının feragati nedeniyle Yargıtay tarafından bozulmuş, mahkemece feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına kararı vermiştir. Mahkemece alınan raporlarda davacının %25 kusurlu sayılmasına karar verildiği bu şekilde rapor alındığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce aynı olaya ilişkin olarak kazada yaralanan diğer mağdur …… tarafından açılan Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki raporu düzenleyen bilirkişiden rapor aldırılmıştır. Bilirkişi raporunda davacının alınan adli tıp kurumu raporuna göre 05.01.2008 tarihniden itibaren 18 aya kadar iyileşmesinin uzayabileceği, bu döneme ilişkin %100 malul, daimi olarak da %66 oranında malul kaldığını, PMF tablosuna göre kaza tarihinde 24 yıl aktif, 9 yıl pasif yaşam süresinin olacağını, davacının kazanç durumuna ilişkin belge ibraz etmediğini, sendika tarafından bildirilen emsal ücretin esas alındığını, aktif ve pasif döneme ilişkin zararlarının hesaplandığını, zararının 319.434,57 TL olduğunu, davacının olayda %25 kusurlu olduğunun sayıldığını, sigorta şirketi tarafından ödenen miktarın da güncelleştirilmiş olarak nazara alındığında 155.005,36 TL olduğunu, bunun düşümü sonucu 164.429,21 TL zararının olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili rapora itirazında sendikanın emsal ücret bildiriminde sigortasız çalışma ve bahşişlerin nazara alınmadığını iddia ederek rapora itiraz etmiş, kusur oranına bir itirazı olmamıştır.
Davacı tarafça 15.12.2015 tarihinde madddi zararına ilişkin talebini 61.000,00 TL’den 164.429,21 TL’ye çıkartarak bu kısmı ıslah etmiştir.
Yapılan yargılama sonucu taraflar arasındaki uyuşmazlığın 05.01.2008 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralanıp malul kaldığı iddiasına dayalı olarak araç sürücüsü, maliki ve zorunlu sigorta şirketinden maddi ve manevi tazminat talep edip edemeyeceği konusunda olduğu anlaşılmıştır. 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49.ve devamı maddelerinde haksız fiilden kaynaklanan tazminat düzenlenmiştir. BK’nun 54.maddede bedensel zararların talep edebilecekleri yazılmış, 56.maddesinde de manevi tazminat talebinde bulunabileceği yazılmıştır.
Somut olayda, davalı sigorta şirketi tarafından davacının maddi tazminat talebi ödendiği, bu nedenlerle davacının sigorta şirketi yönünden talebinden feragat ettiğini bildirdiği, davalı sigorta şirketinin de 15.12.2014 tarihli dilekçesiyle davacıdan feragat nedeniyle masraf ve vekalet ücreti talep etmediklerini beyan ettiğinden davalı sigorta şirketi yönünden feragatten karar verilmiş, bu konuda davacı aleyhine karar verilmemiştir.
Küçükçekmece ….Asliye Ceza Mahkemesi’nin Yargıtay denetiminden geçip kesinleşenen …. Esas sayılı dosyasında alınan Adli Tıp kurumu raporuna göre davacının tali kusurlu, davalı …’un ise asli kusurlu olduğu belirtilmiştir. Her ne kadar keşif sonucu alınan raporda davacının kusursuz olduğu belirtilmişse de hükme esas alınan adli tıp kurumunda davacının da tali kusurlu olduğu belirtilmiştir. Aynı konuda diğer mağdur … tarafından açılan Küçükçekmece ….Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki davada da davacının %25 kusurlu olduğu kabul edilmiş, buna göre hesaplama yapılmıştır. Her ne kadar İstanbul ….Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki davada davacının kusursuz olduğuna ilişkin rapor alınmışsa da mahkememizde alınan raporda davacının %25 kusurlu olduğu belirtilmiş, Küçükçekmece ….Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki raporda da aynı oran üzerinden hesaplama yapılmış ve davalı sürücü hakkında kesinleşen ceza yargılamasında da davacının tali kusurlu olduğu yönündeki rapor hükme esas alındığından davacının olayda %25 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı da zaten kusur oranına itiraz etmemiştir.
Davacının, Bakırköy ….Sulh Hukuk Mahkemesi’nce Adli Tıp Kurumu’ndan alınan maluliyet raporunda %66 oranında malul olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenlerle yargılama uzamaması açısından mahkememizce bu oran üzerinden hesaplama yaptırılmıştır.
Mahkememizce Yargıtay bozma kararından önce yapılan yargılama sonunda, “Davacının maddi tazminatları konusunda alınan raporda bilirkişi davacının aktif ve pasif çalışma dönemlerine ilişkin Yargıtay tarafından da kabul edilen PMF tablosuna göre hesaplama yapmıştır. Raporda davacının ücreti konusunda davacının belge sunamaması üzerine sendikadan alınan emsal ücrete göre hesaplama yapılmıştır. Dosya içeriğinden alınan davacı hakkındaki sosyo-ekonomik durum araştırması, tüm belgelere göre davacının garson olarak görev yaptığı anlaşılmış, emsal ücrete göre hesaplama yapılmasında (davacı tarafından belge sunulmadığından) bir usulsüzlük görülmemiştir. Davacının sigorta şirketinden aldığı tazminatta düşülerek yapılan hesaplamada davacının 164.429,21 TL karşılanmamış tazminat alacağının olduğu anlaşılmış, bu miktara hükmetmek gerekmiştir. Olay haksız fiile dayandığı için faize de kaza tarihinden itibaren hükmedilmiştir. Davacı davalılardan ayrıca manevi tazminatta talep etmiştir. Alınan raporlarda davacının 36 yaşında yaşadığı trafik kazası nedeniyle %66 oranında malul kaldığı, garson olarak görev yaptığı, maluliyet nedeniyle işini bir daha gereği gibi yapamayacağı ya da hiç yapamayacağı, tarafların kusur durumu, sosyo-ekonomik durumları, iyileşme sürecinin 18 aya kadar uzayabileceği, bu sırada yaşadığı elem ve ızdırap durumları gözönünde bulundurulmuştur. Ayrıca hükmedilecek manevi tazminatın davacının sebepsiz yere zenginleşmemesine de dikkat edilmiştir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmış, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılarak 15.000,00 TL yönünden kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davada yargılama giderleri sadece maddi tazminat yönünden yapılmış olup manevi tazminat yönünden bir gider olmadığı, maddi tazminat yönünden istemin tamamıma hükmedildiğinden yargılama giderlerinin de davalı gerçek kişilerden tamamının alınmasına karar verilmiştir.” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Mahkememizden verilen 25/04/2016 tarih ve …. Esas … Karar sayılı ilamı temyiz edilmiş olmakla; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 18/04/2019 tarih ve 2016/12899 Esas 2019/5003 Karar sayılı ilamı ile “davalı …….’in kendini vekil ile temsil ettirmiş ve cevap dilekçesi ibraz etmiş olduğu, ancak, hükme esas alınan eldeki davacının eldeki davalı sigorta şirketine karşı açtığı geçici iş göremezlik tazminatı talepli Bakırköy ….Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas Sayılı dosyasından alınan %66 maluliyet oranı tespit eden 29.01.2014 tarihli ATK raporunun davalı … vekiline tebliğ edilmemiş olduğunu, Mahkemece, davalı tarafa, davalı …’in taraf olmadığı bir başka dosyadan alınan 29.01.2014 tarihli ATK raporu tebliğ edilip, anılan bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazda bulunma hakkı verilmeyerek davalı tarafın savunma hakkı kısıtlanmış olduğu, bu durumda mahkemece anılan bilirkişi raporunun davalı … vekiline tebliği ile rapora karşı beyan ve itirazlarını bildirmesi hususunda süre verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde savunma hakkının kısıtlanmasının doğru olmadığı, bu husus yerine getirilmeden hüküm kurulmasının, savunma hakkının kısıtlanmasına yönelik esaslı usul hatası olduğundan hükmün bozulması gerektiği, Mahkemece, kaza ile ilgili olarak kusur raporu alınmaksızın karar verilmiş ise de; 2918 Sayılı KTK’nın 83. maddesine göre düzenlenen trafik kaza tespit tutanağı ve ayrıca dava konusu kaza ile ilgili diğer dosyalarda alınan kusur raporlarının hiçbirinde tarafların kusur dağılımının matematiksel olarak belirlenmediği ve davalı tarafın kusuru bulunmadığına yönelik savunması, davalı sürücünün hiç kusurunun bulunmadığına ilişkin raporun varlığı gözetildiğinde raporlar arasında çelişkiler mevcut olup bu raporların tarafların kusurları bakımından hüküm kurmaya yeterli olmayıp, bu durumda kusur durumununun belirlenmesinin önemli ve gerekli olduğun, 6100 sayılı HMK’nin 266-287 maddeleri gereğince Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek bilirkişi heyetinden, tüm dosya kapsamı incelenmek ve ceza dosyası ve diğer dosyalardaki kusur belirlemeleri de irdelenmek suretiyle kusur belirlemeleri arasındaki çelişkiyi gideren, ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık bir rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesinin doğru görülmediği bu nedenle; davalı … vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA” karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamından sonra, dosya Mahkememizde … Esas alarak yargılamaya devam edilmiş ve Davacı vekili ve davalı … vekili 26/11/2019 tarihli celsede sulh olduklarını, karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiş olmakla; davanın sulh nedeniyle konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Taraflar sulh olduğundan dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer OLMADIĞINA,
2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 255,45 TL harç ile 355,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 610,45 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 566,05 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Taraflarca yapılan masrafların kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
4-Taraflarca vekalet ücreti ve masraf talebinde bulunulmadığından bu hususta karar verilmesine yer OLMADIĞINA,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, tarafların yüzlerine karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize müracaatla YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 26/11/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır