Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/690 E. 2019/1292 K. 29.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/690 Esas
KARAR NO : 2019/1292

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 03/08/2018
KARAR TARİHİ : 29/11/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …..’ın diğer davalı …. San. Ve Tic. A.Ş.’de çalışan olduğunu, davalı şirkete ait …. plakalı minibüsü kullanırken 14/03/2018 tarihinde azami hızın 20-30 km olduğu kasisli yol- okul geçidinin bulunduğu bölünmüş yolda ortalama 60 km hızla seyir halinde giderek yaya halde bulunan müvekkiline çarptığını, müvekkilinin ağır yaralı şekilde, şuuru kapalı, omurilik ve bacakta kırıklar mevcut vaziyette hastaneye kaldırıldığını, müvekkilinin kaza sonucu yaşamasının mucize sayıldığını, sağ bacağına ve omuriliğine platin takıldığını, halen tedavi gördüğünü, ilk ameliyat ile sağ bacağına platin takıldığını, ameliyat bedeli olan 9.000,00 TL’nin davalı şirket tarafından ödendiğini, ancak 2. ameliyatta omuriliğe takılan platin için 14.000,00 TL ile 3. ameliyatta 1. ameliyat ile sağ bacağa takılan platindeki vidanın çıkarılması için 1.200,00 TL ve fizik tedavi ücreti için 300,00 TL’yi müvekkilinin hastaneye ödediğini, fizik tedavisinin halen devam ettiğini, kulak içi bölgesindeki hasar sebebiyle süregelen baş dönmesi yaşadığını, bu sebeple işinin başına dönemediğini, müvekkilinin kalıp ustası olduğunu ve …. adlı bir işletme sahibi olduğunu, işletmesinin kazadan bu yana tüm işlerden geri kaldığını, işçisinin birinin işten ayrıldığını, sipariş aldığı ve sözleşme akdettiği ancak kaza sebebiyle siparişleri zamanında yetiştiremedikleri için sözleşmeden dolayı cezai şart ödeme borcu altına girdiğini, sözleşmeden doğan cezai şart bedeli 150.000,00 TL ile sözleşme gereği sipariş edilen ürünü zamanında teslim edememiş olması nedeniyle 450.000,00 TL mahrum kalınan kazancı bulunduğunu, müvekkilinin 287.760,60 TL müspet zarar ve 450.000,00 TL mahrum kalınan kazanç şeklinde menfi zarar olmak üzere toplam 737.760,69 TL zararı bulunduğunu, iki çocuğu olduğunu ve her ikisinin kazanın yaşadığı koleje gittiklerini, eşi ev hanımı olduğundan eğitim masraflarının nasıl karşılanacağı düşüncesinin aileyi manen yıktığını, davalının aracının zorunlu trafik sigortası ve kaskosunun yapıldığı sigorta şirketlerince henüz bir ödeme yapılmadığını belirterek, şimdilik 5.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı ….. San. Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın okul geçidine gelmeden önce davacının demir parmaklıklar arasındaki boşluktan ana yola aniden çıkması sonucu oluştuğunu, iddianın aksine davacının yaya geçidi ya da okul geçidini kullanmadığını, yayaya açık olmayan yoldan karşıdan karşıya geçmeye çalıştığını, kaza tespit tutanağında yaya yoluna 300 m uzaklıkta olduğunun tespit edildiğini ve sürücüye kusur atfedilmediğini, davalı şoförün hız sınırını aşmadığını, kaza sonucunda hastanede yapılan tetkiklerde davacının alkollü olduğunun tespit edildiğini, davacının kazadan 12 gün sonra verdiği ilk ifadesinde kazadan ötürü kimseden şikayetçi olmadığını bizzat beyan ettiğini, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma dosyası üzerinden başlatılan soruşturmada taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçunun şikayete bağlı suçlardan olması ve davacının şikayetçi olmadığını beyan etmesi üzerine kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, davanın kötü niyetli olarak kazanç sağlamak maksatlı açıldığının ortada olduğunu, davacının kazada tek kusurlu olduğunu, SGK’dan herhangi bir ödeme almışsa bu ödemenin tenkisi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVA:
Davalı-karşı davacı ….. San. Tic. A.Ş. vekili karşı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan davada müvekkili şirkete ve araç sürücüsüne kusur atfedilmeye çalışılsa da kazadan araç sürücüsü ve müvekkili şirketin hiçbir şekilde sorumlu olmadığını, ancak davacının kendisinin sebebiyet verdiği kazada müvekkilinin iyi niyetli olarak davacının 9.000,00 TL hastane masrafını karşıladığını, ödemenin ihtirazi kayıtla yapıldığını, müvekkilinin iyi niyetinin yanında davacının durumu kazanca dönüştürmek amacıyla davayı açtığından ödenen bedelin iadesi gerektiğini belirterek, 9.000,00 TL’nin karşı dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davacıdan tahsiline, müvekkilinin sorumluluğuna gidilmesi halinde ödenen 9.000,00 TL’nin takas ve mahsubuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN KÜÇÜKÇEKMECE ….. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DOSYASINDA;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Küçükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasında, müvekkiline çarpan ve ağır yaralanmasına sebep olan sürücü … ve istihdam eden aleyhine dava açtıklarını, öncelikle dosyanın Küçükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, davalı ….. Sigorta Şirketi’nin … poliçe nolu karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza poliçesi ile teminat altına alınan, …San. ve Tic. A.Ş’ye ait … plakalı aracın karıştığı kazadan doğan sigorta tazminat bedelinin ve davalı …Sigorta A.Ş.’nin … nolu motorlu kara taşıtları zorunlu mali sorumluluk trafik poliçesi ile teminat altına alınan ….San. ve Tic. A.Ş ‘ye ait … plakalı aracın karıştığı kazadan doğan sigorta tazminat bedelinin davalılara ilk müracaat tarihi olan 30/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı …. Sigorta Şirketi A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevli mahkemede açılmadığını, usulüne uygun başvuru yapılmadığını belirterek, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevli mahkemede açılmadığını, usulüne uygun başvuru yapılmadığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini belirterek, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememiz …. Esas sayılı dosyasının 29/11/2019 tarihli duruşmasında verilen ara kararda asıl dava dosyası ve birleşen dava dosyası olan Küçükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas Sayılı dosyasının tefrik edilerek mahkememizin ayrı bir esasına kaydedilmesine karar verilmiş olup asıl ve birleşen dosya Mahkememizin …. Esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Asıl ve birleşen davanın trafik kazasından kaynaklanan maddi manevi tazminat istemine ilişkin olup taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu kazada tarafların kusur durumları, davacının maddi ve manevi zararının bulunup bulunmadığı varsa miktarı, karşı davanın ise … San ve Tic AŞ tarafından davacıya ihtirazi kayıtla ödendiği belirtilen 9.000,00 TL hastane masrafının davacıdan talep edilip edilemeyeceği hususlarında olduğunun tespitine ilişkindir.
Mahkememizin …. Esas sayılı dosyasında asıl dava ve birleşen dava yönünden tefrik yapılmış olup yapılan tefrik işleminden sonra asıl ve birleşen davanın Mahkememizin …. esas sayılı sırasına kaydedildiği, davacı vekilinin bu dosyalar yönünden görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunmadığı dikkate alınarak HMK 20/1 maddesi gereğince işlem yapılmak üzere esas hakkında bir karar verilmeksizin asıl dava ve birleşen davanın (Mahkememizin …. esas sayılı dosyası) Küçükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafından asıl dava dosyasına sunulan cevap dilekçesi ile açılan karşı davada taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı tarafından davalıya ihtirazi kayıtla ödendiği belirtilen 9.000,00 TL hastane masrafının davalıdan talep edilip edilemeyeceğine ilişkin olduğu anlaşılmakla taraflar arasındaki uyuşmazlığın genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu nazara alınarak göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/.1.(c).b,115 maddeleri uyarınca davanın usulden reddi ile kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı – Karşı Davacı … isimli şirket tarafından açılan karşı dava bakımından Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nın 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
Dair davacı karşı davalı birleşen dosya davacı vekili, davalı karşı davacı vekili ve davalı ….’ın yüzlerine karşı, diğerlerinin yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/11/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır