Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/649 E. 2019/1347 K. 11.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/649
KARAR NO : 2019/1347

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/08/2019
KARAR TARİHİ : 11/12/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 17/12/2019
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı – borçludan olan cari hesaptan kaynaklı alacağından dolayı taraflarınca Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak işbu takibe, takip konusu borca, faize, tüm ferilerine ve yetkiye karşı itiraz ettiğini, müvekkili ile davalının uzun süredir ticari ilişkisi içerisinde olduğunu, bu ticari ilişki neticesinde muhtelif tarih ve numaralı faturalardan kaynaklanan cari hesap borçlarının bir kısmının davalı tarafça ödenmişse de bakiye 1.989.641,11-TL tutarında borcun müvekkillerine ödenmediğini, yapılan şifahi görüşmeler sonucunda da mevcut bakiye borcun ödenmeyeceğinin anlaşıldığını, bu nedenle icra takibine başvurma zorunluluklarının doğduğunu, ancak taraflarınca Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibinde borçlunun, haksız ve kötü niyetli şekilde borcun tamamına, tüm ferilerine, işlemiş faize, faiz oranına ve yetkiye itiraz ettiğini ve söz konusu takibin durduğunu, TBK uyarınca para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğini, sonuç olarak alacaklı müvekkilinin adresinin ”… Mah. …. Cad. No: …. …/…” olduğunu yetkili icra dairelerinin Bakırköy icra daireleri olduğunu, davalı tarafla yapılan arabuluculuk görüşmelerinde de anlaşma sağlanamadığını, ekte sunulu arabuluculuk son tutanağında uyuşmazlık konusunda anlaşma sağlanamayarak görüşmenin sona erdirildiğini, sonuç olarak alacaklarının halihazırda mevcut olduğunu, borçlu tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığını, tarafların ticari defterlerinde yapılacak inceleme sonucunda müvekkillerinin davalı- borçludan olan alacağının sabit hale geleceğini, borçlunun itirazıyla takibin durduğunu bakiye borcun da ödenmediğini, işbu itirazın iptali davasını açma zorunluluklarının doğduğunu, alacaklarının gerçek ve miktarı itibariyle likit alacak olduğunu, borçlu tarafından gerçek alacak miktarının belirlenebilmesi için tüm unsurların bilinebilir durumda bulunduğunu, borçlu şirket hakkında başlattıkları geçerli bir icra takibinin mevcut olduğunu, borçlunun yaptığı haksız itiraz ile icra takibinin durmasına sebep olduğunu, kötü niyetli olarak alacaklarına kavuşmamızın engellenmesinin söz konusu olduğunu, borçludan % 20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı alınmasına karar verilmesi taleplerinin bulunduğunu, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin adresinin, … Mah. … Cad. No: …. …/… adresi olduğunu, işbu adresin Gaziosmanpaşa Adliyesi yargı yetkisi sınırları içerisinde olduğunu, bu nedenle huzurdaki davada yetkili mahkemenin Gaziosmanpaşa Adliyesinin yargı yetkisine giren ticari davaların görüldüğü İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin olduğunu, yetki itirazları doğrultusunda yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, taraflar arasında, ihracatçı – imalatçı sözleşmesi kapsamında ticari ilişki yaşandığını, yurtdışına ihracat yapıldığını, işbu ticari münasebetlerden kaynaklı alacak borç ilişkisinin cari hesap sözleşmesi ile kayıt altına alındığını, bu çerçevede çalışıldığını, müvekkili şriketin sahibinin ve yetkilisinin 01/11/2018 tarihinde vefat ettiğini, bu tarih itibariyle müvekkili şirketin cari hesap sözleşmesi kapsamında 2.624.171,37-TL alacaklı durumunda olduğunu, müvekkili şirketin yetkilisinin vefatı üzerine ticareti şirketin mirasçılara geçişi ve yetkili organlarının oluşturulması için bir geçiş süreci yaşandığını, bu süreç yaşanırken davacı şirketin harekete geçmek suretiyle müvekkili şirket lehine olan 2.624.171,37-TL cari hesap bakiye alacağını sıfırlamaya kendi lehlerine değiştirme çabasına girdiklerini, müvekkili şirketin davacı şirkete borçlu olmadığının yapılacak yargılama sonucunda ortaya çıkacağını, tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde davacı tarafın hukuka aykırılıklarının gün yüzüne çıkacağını, müvekkili şirketin davacıdan alacağı olduğunun ortaya çıkacağını, müvekkilinin cari hesap bakiye alacağına ilişkin olarak Ticari davalarda zorunlu arabulucuya başvurunun yapılmış olduğunu, ilk toplantı için 07/10/2019 saat 14:00’a toplantı günü verildiğini, anlaşma olmaması durumunda, taraflarınca müvekkilinin alacağı için dava açılacağını, davacı tarafın %20den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı talebinin hukuki mecrada karşılığının bulunmadığını, davacı tarafın iddia ettiği anlamda borcun varlığı ve miktarı itibariyle kabul edilmiş ya da hukuken kabul görmüş gerçek ve likit bir alacaktan bahsedilmesinin mümkün olmadığını, alacağın olup olmadığının varsa ne kadar olduğunun yapılacak yargılama sonucunda ortaya çıkacağını, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin de reddinin gerektiğini, yapılacak yargılama sonucunda davacı tarafça iddia olunduğu anlamda bir alacağın olmadığı ortaya çıkarsa kötü niyetli olduğu ve alacağın %20sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerekeceğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davaya son veren taraf işlemlerinden olan davadan feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.(HMK.307/1) Feragat, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (HMK.309/1) Feragatin hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (HMK.309/2)
Davacı taraf 06/12/2019 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini belirttiği,davalı tarafın da 09/12/2019 tarihli dilekçesi ile vekalet ücreti talebinden feragat ettiklerini beyan ettiği, vekaletnamelerin kontrolünde davadan feragat ve feragati kabul yetkilerinin bulunduğu anlaşıldığından davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
1-Feragat yargılamanın ilk celsesinde vuku bulduğundan Harçlar Kanununun 22. maddesi gereğince 44,40 TL karar ve ilam harcının 1/3’üne tekabül eden 14,8 TL’nin peşin yatırılan 44,40 TL’den mahsubuna, fazla yatırılan 29,6 TL’nin talebi halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
3- Davalılar vekili tarafından ibraz edilen dilekçesinde yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını beyan ettiği anlaşılmakla bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra mahkemece kendiliğinden, yatırılmış olan gider avanslarının kullanılmayan kısmının taraflara iadesine, bu kararın tebliğ giderinin iade edilecek avanstan karşılanmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 17/12/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır