Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/620 E. 2022/920 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/620 Esas
KARAR NO : 2022/920

DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ : 08/08/2019
KARAR TARİHİ : 15/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalılardan,…. ‘nin ana sözleşmesinin, 04.12.1985 tarihinde onaylanarak, ticaret siciline 20.12.1985 tarihinde tescil edilmiş ve …. tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlanarak, ilanı yapılmış olduğunu, kooperatifin kuruluş amacının; üyelerine konut arsası temin etmek, yapılacak inşaatların altyapı hizmetlerini, bir bütün halinde tamamlayıp, hizmete sunmak olduğunu, … Genel Kurulu’nun, 19.08.1988 tarihli olağan toplantısında, üst kuruluşlara üye olunmasına, kat irtifaklı veya irtifaksız olarak arsaların dağıtımında, kooperatif üyelerinin, kooperatife kayıt sırasında yapacakları tercihe göre tahsis yapılmasına (madde 8) karar vermiş olduğunu, 26.08.1990 tarihli genel kurulda ise, alınacak arsaların, ortaklara, ikişer ve üçer kişilik gruplar halinde verilmesine (madde 7) karar verilmiş olduğunu, davalı kooperatifin, 775 sayılı yasa kapsamında, …. Belediye Başkanlığı’ndan arsa talebinde bulunmuş, …. Belediye Meclisi’nin verdiği yetkiye dayanarak, kooperatif yetkilileri ile Belediye Başkanı arasında, noter onaylı olarak, 03.09.1990 tarihinde, Tahsis Protokolü düzenlenmiş, bu protokol ekinde, liste halinde gösterilen arsaların, 775 sayılı kanun kapsamında, kooperatife devri konusunda anlaşmaya varılmış ve Belediye Başkanlığı tarafından, Kooperatife yazılan, 03.09.1990 Tarih, …. sayılı yazı ile, protokol ekinde yer alan (toplam brüt 1.025.540 m2) arsaların, kooperatife tahsis edildiği, buna göre gereğinin yapılması hakkında bilgi verilmiş olduğunu, belediye ile kooperatif arasında düzenlenen bu protokol kapsamında, …, …. Pafta …. Ada …. Parsel, ….Pafta …. Ada …. Parsel, …. Pafta … Ada …. Parsel, …. Pafta … Ada …. Parsel, …. Pafta …. Ada …. Parsel sayılı taşınmazların, …. Belediye Başkanlığı tarafından, tahsis suretiyle, 1 Mart 1992 tarihinde, …’ne devredilmiş olduğunu, 30.04.1995 tarihli Genel Kurul toplantısında, tahsisen alınan arsaların, alan büyüklüğü ve üye sayısı dikkate alınarak, … üyelerinden bir kısmının, kendilerine tahsis edilen arsaların bulunduğu yere göre, kooperatiflere bölünmesine (madde 10) karar verilmiş olduğunu, …. Belediye Başkanlığı ile yapılan protokol hükümleri doğrultusunda, kooperatife tahsis edilen arsalardan, diğer bir kısmının tapu devir işlemi yapılmadığından, … tarafından, …. Belediye Başkanlığı ve Maliye Hazinesi aleyhine, tapu iptali ve tescil davaları açılmış, bu şekilde, tahsis konusu bir kısım taşınmazların, kooperatif adına, hükmen tescilinin sağlanmış olduğunu, tahsise konu taşınmazlardan bir kısmının ise, imara kapalı olması nedeniyle, bu parseller hakkında açılan tapu iptali ve tescil davasının bedele dönüşmüş olduğunu, davalı,… ’nin ana sözleşmesinin, İstanbul Sanayi ve Ticaret Müdürlüğü’nün, 09/01/1990 tarih, … sayılı oluru ile onaylanarak, ana sözleşme, Noterlikçe tasdik edilmiş ve İstanbul (Büyükçekmece) Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün, …. sicil numarasına tescil ve ilanı yapılarak, tüzel kişilik kazanmış olduğunu, davacının, davalı …. ‘ne üye olan üçüncü şahıslardan, bu kooperatifteki üyelik haklarını devralmak suretiyle, davalı …. ‘nin üyesi olduğunu, davalı kooperatif tarafından, davacıya/selefine, 18.05.1992 tarih, 27 sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile, …., …. ada, …. parsel (…. imar adası, …. imar parseli) sayılı, … mesahalı taşınmazın, tahsis edilmiş bulunduğunu, ancak, taraflarına tahsis edilen taşınmazın bulunduğu bölgede, değişik tarihlerde imar uygulamaları yapılmış bulunduğundan, tahsise konu taşınmazın yeri sabit kalmak kaydıyla, tapu kayıtlarında değişiklikler olduğunu, bu durumun gözetilerek, davalı kooperatif tarafından, taraflarına, yeni tapu kayıt numaralarına göre, yeniden tapu tahsis belgeleri verilmiş olduğunu, ancak; son imar uygulaması ile, taraflarına tahsisli taşınmazın, Ada …., Parsel …. numarayı aldığı ve alanının …. olarak işlendiğinin görülmekte olduğunu, …. Belediye Başkanlığı’nın, 1980’li yılların sonlarında ve 1990’lı yılların başlarında, …. bölgesinde, 775 Sayılı Kanun kapsamında, binlerce dönümlük araziyi, bölgede kurulu çok sayıda kooperatife tahsis etmiş bulunmakta olduğunu, bu tahsislerin büyük bir bölümünün (Brüt: 1.025,540 metrekare), bölgede kurulu davalı … adına yapılmış, bu kooperatif tarafından ise, diğer kooperatiflere, tahsis işlemi gerçekleştirilmiş olduğunu, Belediye tarafından, tahsisen kooperatiflere devri yapılan arsaların tapu maliklerinin, o dönemde, Hazine veya Belediye olduğundan, tapu devir işlemlerinin yapılmasından önce, kooperatiflerin, bu arsalar üzerine yapılacak inşaatlar için, kendi adlarına yapı ruhsatı alamamış olduklarını, tahsis konusu arsalar üzerinde, belediyece imar düzenlemesi yapılması söz konusu olduğundan, tapu devir işlemlerinin zaman alacağı gözetilerek, davalı …’nin başvurusu üzerine, ….. Belediyesi tarafından, bu bölgede kooperatiflere tahsis edilen bütün arsalar hakkında, 28.01.1992 tarihli olarak, … Belediyesinin yapı sahibi, … …. Yapı Kooperatifinin ise, müteahhit olarak adlandırılarak, topluca … Blokluk yapı ruhsatı düzenlenmiş ve bu ruhsatın birer örneğinin, kendilerine arsa tahsisi yapılan kooperatiflere teslim edilmiş; ilgili kooperatiflerin, bu ruhsata dayalı olarak, alt yapı hizmetlerini yerine getirmeye başlamış, kendi üyelerine yaptıkları tahsis işlemi doğrultusunda, üyelerin de, kendi binalarını yapmış olduklarını, davalı ……nin de, belediyeden alınan toplu yapı ruhsat kapsamında, kendi üyelerine arsa tahsis işlemlerini yapmış, bir kısım üyelerin, kooperatifçe kendilerine tahsis edilen arsa üzerine, inşaatlarını, bizzat yapmış olduklarını, müvekkilinin de, kendilerine tahsis edilen arsa üzerine, binalarını bizzat yapan üyelerden olduğunu, 27/06/1992 tarihli, arsa alımı ile ilgili Genel Kurul Kararı’nın alınmasından önce, davalı …. … ile, …. Belediye Başkanlığı arasında düzenlenen, 18/03/1992 tarihli “TAHSİS PROTOKOLÜ” başlıklı protokol kapsamında, …. Belediyesi tarafından, …. Köyü Gecekondu Önleme Bölgesi’nde bulunan …. Ada, …. Parsel ve …. Ada, … Parsel’de yer alan toplam; 69.800 m2’lik alan, 775 sayılı Gecekondu Kanunu hükümleri uyarınca, 389.204.800 TL bedel ile, adı geçen davalı kooperatife tahsis edilmiş olduğunu, tahsis bedeli olarak tespit edilen paranın, …. Belediyesi’nin yönlendirmesi ile, gecekondu önleme bölgesi fonuna yatırılmak üzere, diğer davalı …’nin, … Bankası … Şubesi’nde ki hesabına yatırılmış olduğunu, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede, değişik tarihlerde, çeşitli imar uygulamaları yapılmış, bu uygulamaların, değişik mahkeme kararları ile iptal edilmiş, son olarak, yapılan 28.06.2018 tarihli imar uygulaması ile taşınmazın yeni tapu kaydının, …., … ada, … parsel numarasını almış ve bu numara üzerinden, tapuya tescilinin yapılmış olduğunu, bu hususla ilgili olarak, aynı kooperatif üyesi olan davacı …’ın adına tahsisli ve son tapu kaydına göre … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerine konulan ipotek bedelinin ise 160.808,10 TL olduğunu, son günlere kadar, davacılar ve diğer …. Kooperatifi üyeleri tarafından, tapuların devri konusunda kooperatif yönetimine yapılan çeşitli başvurulardan bir sonuç alınamamış, yönetim tarafından, üyelerin, tapu devir taleplerinin yerine getirilmemiş olduğunu, üstelik davacılar ve diğer kooperatif üyelerinin, yıllardan beri, genel kurul toplantılarına davet edilmemiş olduklarını, davacının, dava konusu taşınmazın tapusunu, 06.05.2019 tarihinde devralmış bulunduğunu, bu şekilde, tapu devrinin yapılmasını takiben, dava konusu taşınmaz üzerine, ….. Belediye Encümenince alınan karar kapsamında, 160.808,10 TL tutarında ipotek konulduğunun görülmüş olduğunu, dava konusu taşınmaz ve diğer bir kısım taşınmazların, 775 sayılı Gecekondu Kanunu kapsamında, …. Belediye Başkanlığı tarafından, ilk olarak, 03.09.1990 tarihinde, davalılardan …. …’ne tahsis edilmiş olduğunu, dava konusu taşınmazın içinde yer aldığı, …. Köyü, …. Ada, …. Parsel ve … Ada, … Parsel sayılı, toplam 69.800 metrekare mesahalı yerin tamamının, …. Belediye Başkanlığı ile, …. … arasında düzenlenen, 18.03.1992 tarihli ”Tahsis Protokolü” başlıklı yeni bir protokol kapsamında, 389.204.800,00 TL bedel ile, adı geçen kooperatife tahsis edilmiş, bu hususun, kooperatif genel kurulunun aldığı, 27.06.1992 tarihli karar ile onaylanmış ve tahsis bedeli karşılığı olan 389.204.800,00 TL, tahsisi yapan …. Belediyesi’nin yönlendirmesi ile, diğer davalı …’nin, … Bankası …. Şubesi nezdindeki hesabına yatırılmış olduğunu, ….. ‘nin, … ‘ne arsa tahsisi işleminden dolayı, hiçbir borcu kalmadığını, …. … , Belediye Başkanlığı ile yapılan protokolde yazılı tahsis bedelini, kendi genel kurulundan geçirerek, üyelerinden tahsil ettiği katılım paylarını, ….. ‘nin banka hesabına yatırmak suretiyle, arsa bedelinin tamamını ödemiş bulunduğunu, esasen, tahsis işleminin yapıldığı tarihten bu yana geçen 27 yıllık süre içinde, bu konuda, …’nin, hiçbir ihtarı ve talebi de olmadığını, dava konusu taşınmaz ve benzeri diğer taşınmazlardan dolayı, … ‘nin, …’nden ve …’nin de, kendi üyelerinden alacağının bulunmadığının, diğer genel kurul kararları ile de sabit olduğunu, nitekim her iki davalı kooperatife ait genel kurul tutanaklarında, hiçbir şekilde, tahsis konusu arsalar nedeniyle, alacaklılık – borçluluk durumundan söz edilmediğini, üstelik, ….’nin, 06.02.2011 tarihli genel kurul tutanağında, tapu alımı için, metrekare başına 10,00 TL harç alınmak suretiyle, tapuların, üyelere dağıtılmasına karar verilmiş olduğunu, bu durumun dahi, ….. üyelerinin, tapu harç bedeli dışında, hiçbir borcunun bulunmadığının izahı bakımından önem arz etmekte olduğunu, …. Belediyesinin ise, genellikle imar uygulamaları sırasında sıkça rastlanan, bedele dönüştürme işleminde, ….’nin veya üyelerinin, tapu kaydına göre hak sahibi görünen ….’ne borçlu olup olmadığı hususunu yeterince araştırmadan, sıradan bir uygulama ile, bedele dönüştürme işlemi yaparak, sırf yasal prosedürü yerine getirmek suretiyle, taşınmaz üzerine ipotek tesisi yoluna gitmiş olduğunu, konulan bu ipoteğin, hiçbir yasal dayanağı ve gerekçesi mevcut olmadığını, bu ipoteğin, tamamıyla karşılıksız olarak tesis edilmiş olduğunu, bir an için, ….’nin, diğer davalı ….’ne borçlu olduğu kabul edilse idi bile, öncelikle, bu borcun kesin miktarının tespit edilip, toplam borcun, bütün üyelere paylaştırılıp, her bir parsel için, kooperatifçe tespit edilecek bedelin, ilgilisinden tahsil edilmesi gerektiğini, dava konusu, Beylikdüzü, …. Mahallesi, …. ada, … parsel nolu taşınmazın, …. Belediye Başkanlığı tarafından, öncelikle davalı … ne tahsis edilen ve daha sonra, aynı belediye tarafından, diğer davalı …..ne de tahsis edilen, tahsis bedeli olan, 389.204.800 TL tutarındaki paranın, üyesi bulundukları kooperatif tarafından, …. Belediyesinin yönlendirmesi ile, … fine, banka kanalı ile ödemesi yapılan bir yer olduğunu, her iki davalı kooperatifin Genel Kurullarında, tahsise konu taşınmazların tapularının üyelere verilmesi konusunda alınan kararlara rağmen, Yönetim Kurullarının, Genel Kurul kararlarını yerine getirmemiş olduğunu,… nin, gerek statüsü, gerekse Genel Kurul kararları kapsamında, hükmen tescil yolu ile aldığı taşınmazları, ilgili kooperatif veya üyelere devretmesi gerektiği halde, bu vecibesini yerine getirmemiş, …’nın, yaptığı imar uygulaması sırasında, Encümen kararından anlaşıldığı üzere, bina sahiplerinin haklarını korumak üzere, … nin, şeklen var görülen haklarını bedele çevirmiş, taşınmaz üzerine ipotek tesis etmek suretiyle, bu taşınmazların tapu kaydını, ….fi adına tescil ettirmiş, arsa bedelinden dolayı bu kooperatifi ve neticeten üyeleri, ”fuzulen” borçlandırmış olduğunu, bu şekilde, bu kooperatif adına tescil ettirilen taşınmazların bütünü üzerinde ipotek bulunduğunu, ….’nin, belediyece yapılan bu hukuka aykırı işleme karşı, tek elden itiraz ederek, üyelerinin haklarını koruyacağı yerde, bu haksızlığa seyirci kalmış olduğunu, kooperatif yönetiminin, bu konuda görevini kötüye kullandığı ve suç işlediğini, davacıya ait taşınmaz üzerine konulan ipoteğin alacaklısının, resmen, … olmakla birlikte, belediye tarafından yapılan yazılı beyanda, tahsil edilecek ipotek bedelinin, …ne ödeneceği bildirildiğinden ve yine …. Belediyesince yapılan işlemde, ….. borçlu gösterildiğinden, hukuki dayanaktan yoksun olarak vaz edilen ipoteğin kaldırılması için, aralarındaki ”zorunlu dava arkadaşlığı” nedeniyle, her üç kurum ve kuruluşa karşı, işbu davanın, birlikte açılması gereği hasıl olduğunu beyanla; davanın kabulü ile, kooperatif üyesi olarak, davacı adına tescil edilen .., …. Mahallesi, …. ada, …. parsel nolu taşınmaz üzerine, İmar Uygulaması işlemi ile konulan ipoteğin karşılıksız olduğunun tespiti ile, hukuki dayanaktan yoksun ipoteğin kaldırılmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin, davalılardan, müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; işbölümü (görev) ve yetki itirazları bulunduğunu, davacı taraf ile davalı müvekkili Belediye tacir olmadığı gibi 3194 sayılı İmar Yasasının 18. maddesine göre belediye encümen kararı ile yapılan imar uygulaması işlemi ile konulan ipotek bedellerinin kaldırılması talebiyle açılan davanın ticari iş niteliğinde olmadığını, bu sebeple görevli ve yetkili mahkemenin davalı … Belediyesinin yargı çevresi olarak bağlı bulunduğu Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davanın başından beri konusu bulunmadığını, zira dava konusu ipoteklerin tesis edildiği 28.06.2018 tarih ve 441 sayılı …. Belediye Encümen Kararının; İstanbul … İdare Mahkemesi’nin 10.07.2019 gün ve E: …., K: …sayılı kararıyla iptal edilmiş olduğunu, dava tarihinden önce idare mahkemesi tarafından iptal kararı verildiğinden huzurdaki iş bu davanın başından beri konusuz olduğunu, dava konusu edilen ipotek işleminin dayanağı idari işlem ve karar (belediye encümen kararı) olduğu için, işlemin temelindeki idari karara davacılar tarafından herhangi bir idari dava açılmayıp iptallerinin istenmediğini, davacıların 3194 sayılı İmar kanununun 18. ve ilgili diğer maddelerine göre tesis edilen ipotek bedelini ipotek tarihinden itibaren faizi ile birliktte müvekkili Belediye veznesi ya da hesabına yatırmamış olduklarını, öncelikle davacı tarafın kendi edimini yerine getirdikten sonra, ipotek bedelini faizi ile birliktte Belediyeye ödedikten sonra, müvekkili belediyeden ipotek terkini edimini yerine getirmesini isteyebileceğini, müvekkili Belediyenin kendine dava açılmasına sebebiyet vermemiş olduğunu beyanla; davanın usulden ve esastan reddi ile mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
HMK’nin 137.maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; taşınmaz üzerine konulan ipoteğin fekki talebi olduğunun tespiti hususlarındadır.
Mahkememizin 15/11/2022 tarihli celsesinde davalılar … ve …. Yapı Kooperatifine karşı açılan davaların esas dosyadan tefriki ile Mahkememiz ayrı esasa kaydına karar verilmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek, davacının kooperatif üyesi olup olmadığı, dava konusu ipoteğin konuluş sebebi ipoteğin fekki koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti için dosya üzerinde 15/03/2021 günü saat 14.30 da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, SMMM bilirkişi … , Kooperatif bilirkişisi… ve İnşaat Mühendisi bilirkişi … 05/08/2021 tarihli raporlarında özetle; Kooperatiflerde; üye olmayan kişilere tapu tahsis edilemeyeceği gibi ferdileşme işlemi ile tapu devrinin de yapılamayacağını, davacı …’ın, davalı …. nin üyesi olduğunu, davacıya üyeliği gereğince T.H.S.S. … yönetim kurulunun 18.05.1992 tarih 27 sayılı kararı ile Büyükçekmece …. Köyü … ada …. parsel … imar adası …. imar parselinde bulunan …. lik arsanın …. Belediye Meclisinin 06.10.1989/76 kararına istinaden tahsis edildiğini, davaya konu taşınmazın önce davalı T.H.S.S. …. adına 17.08.2018 tarih … yevmiye nolu imar işlemi gereğince tescil edildiğini, daha sonra tapu maliki davalı ……. bu kere ferdileşme işlemi gereğince 06.05.2019 tarih …. yevmiye nolu işlemle kooperatif üyesi olan davacı … adına tahsisen tescil edildiğini, davaya konu taşınmaz malikinin davacı olduğunu, davalı …. ile dava dışı …. Belediyesi arasında 18.03.1992 tarihinde yapılan arsa tahsis protokolü ile …. Belediyesi …. köyü Gecekondu önleme bölgesindeki …. ada …. parsel üzerindeki …. ada …. parseldeki …. nolu imar adalarının toplam alanının 69.800 m2 olduğu 775 sayılı kanunun uygulama yönetmeliğinin 13. Mad.si gereğince ……. Kooperatifine tahsis edileceğini, arsa tahsis bedeli tutarı olan 389.204.800.TL nin davalı …. tarafından …. Belediyesi hesabına ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalı … KYK nin üyelerine tahsis edecek olduğu … Mevkii, … Ada …. parsel, …. ada …. parsel de bulunan toplam 69.800.m2 lik arsanın azami 389.204.800.TL bedel ile satın alınmasına 1163 sayılı kanun ve ana sözleşmesi esaslarına uygun olarak genel kurulca karar verildiğini, davalı …. KYK genel kurulunda arsanın azami 389.204.800.TL bedel ile satın alınması kararına uygun olarak arsa bedelinin Büyükçekmece Belediyesi adına ve … hesabına alacak kaydedilmek üzere davalı … KYK tarafından 387.204.800.TL’nin ödendiğinin dosyaya sunulmuş banka dekontunda görülmüş olduğunu, davalı … ile …. Belediyesi arasında düzenlenen 03.09.1990 tarihli tahsis protokolü ile Büyükçekmece İlçesi, …. Köyü, … ada …. parseller, … ada … parsel, …. ada … ve … parsel, …. ada …. parsel sayılı toplam 514043,14 m2 arsanın ,775 sayılı gecekondu kanununa istinaden arsa bedeli karşılığı olan 11.308.949.080.TL ödenmek suretiyle …. kooperatifine …. Belediyesi tarafından tahsis edildiğini, 03.09.1990 tarihli protokol gereği arsa tahsisi yapılan … edimini …. Belediyesine karşı yerine getirdiği halde …. Belediyesinin bu taşınmazlardan 349631,49 m2 lik kısmının rızaen tescil veya hükmen tescil yolları ile … adına tescil ettirdiğini, kooperatif adına tescil edilen arsaların yine kooperatif üyelerine ferdileşme işlemleri gereğince üyelere ve üye kooperatifler adına tescil edildiğini, davalı … ise bu üyelerden biri olduğu sonuca varıldığını, davalı …in de “DAVACININ KALDIRILMASINI TALEP ETTİĞİ İPOTEKLE DAVALI KOOPERATİFİN NE ALACAKLI NEDE BORÇLU OLDUĞUNU, DAVALI KOOPERATİFİN İPOTEĞİN TARAFI OLMADIĞINI, İPOTEK ALACAKLISININ BEYLİKDÜZÜ BELEDİYESİ OLDUĞU yönünde beyanda bulunduğunu, davalı … KYK nin de arsa sebebiyle davacıdan herhangi bir alacağının bulunmadığını beyan ve kabul ettiğini, davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan ipotek bedelinin, önce davalı ……. üzerine imar işlemi ile tescil edilmesi, daha sonra ferdileşme sonucu bu ipotek bedeli tutarının davacıya tahsis edilen …. ada …. parsel sayılı taşınmaz üzerine aktarıldığından taşınmaz üzerine konulan ipotek işleminin sadece imar işlemleri sonucunda davalı … Belediyesince tesis edildiği yönünde sonuç ve kanaate ulaşıldığını, davalı … Belediyesince yapılan imar işlemi sonucu davacı adına üyeliği gereği tescil edilen tapu kaydında tesis edilen, davaya konu ipotek alacağı dayanağının ise davalı … Belediyesi tarafından (alacağın hangi hukuki işlemden kaynaklandığı) açıklanmadığı gibi bu ipoteğe dayanak alacak belgelerinin dosyaya sunulmadığı dikkate alındığında davacının ipoteğin kaldırılmasına dair talebinin yerinde olacağı yönünde sonuç ve kanaate ulaşılmış ise de bu husustaki takdir ve değerlendirmenin mahkememize ait olduğunu bildirmişlerdir.
Beylikdüzü Tapu Sicil Müdürlüğü’nden gelen yazı cevabı doğrultusunda dosyanın ek rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiş olup, kök raporu hazırlayan bilirkişi heyeti 04/07/2022 tarihli ek raporunda özetle; …., …. Parselin : konu olan parselin hisseli olarak dava dışı kişiler adına kaydedilmiş olduğunun görülmekte olduğunu, …. Ada, …. Parselin : konu olan parselin 28.01.2000 tarihli Hükmen İfraz işleminden …. Belediyesi adına kaydedilmiş olduğunun görülmekte olduğunu, …. Ada, …. Parseller ile …. Ada …. Parselin : konu olan parsellerin …. Belediyesi adına kayıtlı iken 24.06.2003 tarihinde Hükmen S.S. ….. adına kaydedilmiş olduğunun görülmekte olduğunu, …. Ada,… Parsellerin : konu olan parsellerin 18.02.2005 tarihli İmar Uygulaması işleminden S.S. …. adına kaydedilmiş olduğunun görülmekte olduğunu, …. Ada, …. Parselin : konu olan parselin 17.08.2018 tarihli İmar işlemi ile T.H.S.S. ….. adına kayıtlı iken, 06.05.2019 tarihli Ferdileşme işlemi ile davacı … adına kaydedilmiş olduğunu, konu olan parsel üzerinde alacaklısı …. Belediyesi, borçlusu T.H.S.S. ….. olan 160.808,10 TL tutarlı ipoteğin 17.08.2018 imar tarihinde tesis edilmiş, sonrasında konu olan ipoteğin 06.05.2019 Ferdileşme tarihinde davacı adına tesis edilmiş olduğunun görülmekte olduğunu, dosyaya gelen yazılar çerçevesinde ipoteğin kaldırılmasına dair davacı talebinin yerinde olup olmayacağı yönündeki takdir ve değerlendirmenin mahkememize ait olacağını bildirmişlerdir.
Mahkememiz 15/11/2022 tarihli duruşmasında Davalılar T.H.S.S. …. ve T.H.S.S. … karşı açılan davaların esas dosyadan tefriki ile Mahkememiz ayrı esasa kaydına karar verildiği görülmüştür.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
İpotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir aynı haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. Maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir.
Somut olayın incelenmesinde davanın ipoteğin kaldırılması istemiyle açılmış olduğu görülmüş ise de, temel ilişkinini dayandığı sözleşmenin mahiyeti incelenerek taraflar arasındaki ihtilafa ilişkin hukuki nitelendirmenin Mahkememizce resen yapılması gerekmektedir. Her ne kadar davacı vekilince dava dilekçesinde davalı … ve … arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu belirtilmiş ise de, ipotek akit tablosunun incelenmesinde yapı kooperatiflerinin yer almadığı görülmektedir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup Mahkememizce re’sen gözetilecektir. Davacının talebi genel hükümlere ilişkin olup ticari dava olarak nitelendirilemeyecektir. Bu durumda davaya bakmaya görevli Mahkeme genel görevli Mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesidir. Açıklanan bu nedenlerle Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nın 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nın 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/11/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸