Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/570 E. 2019/1246 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/570 Esas
KARAR NO : 2019/1246

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2018
KARAR TARİHİ : 14/11/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/12/2019

İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı ve 10/05/2019 tarihli yetkisizlik kararı ile dosya Mahkememize gönderilmiş ve yukarıda esas sırasına kaydı yapılmıştır. Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkili ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi nedeniyle 29/04/2018 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme gereği belirlenen ücretin davalıdan tahsil edilememesi üzerine Beşiktaş … Noterliği’nin 19/11/2018 tarihli …. yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiğini, ancak borcun ödenmemesi nedeniyle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, akabinde davalı şirket tarafından icra takibine itiraz edildiğini beyanla; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafı ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacının taraflar arasında 29/04/2018 tarihinde akdedilen sözleşmeden kaynaklanan 35.260,00 TL alacağının müvekkili tarafından ödenmediği iddiasında bulunmuşsa da; davaya konu para borçları taraflar arasında aksine bir hüküm kararlaştırılmadıkça alacaklının yerleşim yerinin ifa yeri olacağı HMK ve Türk Borçlar Kanunda düzenlendiğini, davacı …./… adresinde olup Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinde bu davayı açması gerekirken yetkisizce İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinde işbu davayı açtığını beyanda; davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, tacirler arası hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının iddiasını dayandırdığı 29.04.2018 tarihli taraflarca imzalı belge ile sözleşme kurulup kurulmadığı, söz konusu belgenin davacı teklifi olarak mı kabul edilmesi gerektiği, taraflar arsında sözleşmenin kurulmuş oluğunun kabul edilmesi halinde davacının sözleşme kapsamında davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu hususlarındadır.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası celbedilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı 37.875,53-TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı incelenmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının alacağını dayandırdığı taraflarca imzalanmış belgenin sözleşme sayılıp sayılmayacağı noktasında olup, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren bir harf söz konusu olmadığından bilirkişi incelemesi yapılmamıştır. Davacının sunduğu İngilizce dilinde yazılmış olan belgenin noter yeminli tercüme edilmiş suretinin mahkememizce incelendiğinde; belgenin sekiz sayfadan ibaret olduğu, belge başlığının “Berhayat İçin Kurumsal Kaynak Planlaması ve Satış Noktası” olduğu, davacı hakkında yapılacak işlerle ilgili “Hakkımızda, Yönetim Özeti, Uygulama Metodolojisi ve Kapsamı, Yapılandırma ve Özelleştirme, Donanım ve Çözüm, Destek ve Bakım ile Sonuç” kısımlarını içerdiği, devamındaki son sayfanın başlığının ise “Yerleşme” olduğu, sözleşme içeriğinde ise “Ücret, Ödeme Koşulları, Genel Koşulları” düzenlendiği görülmüştür. Yukarıda belirtilen “Sonuç” kısmında “Yine bu teklifi değerlendirmeniz için sunmaktan mutluluk duyarız. Bu teklifi kabul ettikten sonra aramızdaki projesi sözleşmesi olarak hizmet verecek olan ayrılıklı projesi zaman planı ve proje gereksinimlerine dayalı kapsamlı bir çalışma beyanı hazırlayacağız.” cümlelerinin yazılı olduğu, sözleşme kısmında ise yine genel olarak verilecek hizmetlerin tek tek bedelleri ve ödeme koşullarının yazılı olduğu görülmüştür. Davacı taraf söz konusu belgenin (sözleşmenin) imzalanması ile birlikte, donanım çözüm hizmetleri için 20.000-SAR, destek bakım hizmetleri için 6.000-SAR olmak üzere toplam 26.000-SAR karşılığı 35.620,00-TL nin davalı tarafça kendisine ödenmesi gerektiğinden bahisle davalı aleyhine icra takibi başlatmıştır. Davalı taraf ise, söz konusu belgenin teklif formu olduğunu, her iki tarafa borç yükleyen sözleşmenin söz konusu olmadığını, teklif formunun 7. sayfasının sonuç kısmında belirtildiği üzere “Bu teklifi kabul ettikten sonra aramızdaki projesi sözleşmesi olarak hizmet verecek olan ayrılıklı projesi zaman planı ve proje gereksinimlerine dayalı kapsamlı bir çalışma beyanı hazırlayacağız.” ibaresi ile belirtildiği üzere sözleşme şartlarını belirleyen ayrıntılı beyan hazırlanacağının ifade edildiğini, söz konusu belgenin kurulması istenen sözleşmenin metni olmadığının anlaşıldığını, tarafların müzakere sırasında davacının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesi sebebiyle anlaşamadıklarını ve sözleşme görüşmelerinin sona erdiğini, müvekkiline herhangi bir hizmet verilmemişken ücret talebinde bulunulmasının hukuka aykırı olduğunu beyan etmiştir.
Sözleşme, iki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun surette irade açıklamasıyla meydana gelmekte olup, bir tarafın bir şeyi teklif etmesi (icap-öneri) ve karşı tarafın onu kabul etmesi (kabul) ile sözleşme kurulur. İcap, tek taraflı ve karşı tarafa varınca sonuç doğurabilecek ve sözleşmenin objektif-subjektif yönden bütün esaslı unsurlarını ihtiva etmesi gereken bir irade açıklamasıdır. İcap o kadar tam ve mükemmel olmalıdır ki, karşı taraf hiç bir tereddüde düşmeksizin kabul iradesini açıklayabilsin. Ayrıca icabın, icapçının bir sözleşme yapma konusundaki iradesini “ciddi surette” yansıtması gerekir. Başka bir deyişle, icapçı yaptığı icapla bağlanmak istediğini belli etmeli, yani son sözünü söylemiş olmalıdır. Eğer icapta böyle bir nitelik bulunmuyorsa, bu irade açıklaması icap değil, bir icaba davettir. İcaba davette, bir kimsenin, başkalarının kendisine teklifte bulunmasını sağlayıcı ve sözleşme için görüşmelerin başlamasını amaçlayan beyanda bulunması sözkonusudur. Bunun için, ya icapta bulunması gereken hususlardan bazıları eksik bırakılır ya da teklifle kesin olarak bağlı kalmama niyeti vurgulanır.
Bu açıklamalara göre somut olayımız değerlendirildiğinde; davacı tarafın davalıya sunduğu ve davalının da imzaladığı 29/04/2018 tarihli belgenin tümü ve özellikle 7. sayfasındaki sonuç başlığındaki “Yine bu teklifi değerlendirmeniz için sunmaktan mutluluk duyarız. Bu teklifi kabul ettikten sonra aramızdaki projesi sözleşmesi olarak hizmet verecek olan ayrılıklı projesi zaman planı ve proje gereksinimlerine dayalı kapsamlı bir çalışma beyanı hazırlayacağız.” şeklindeki açıklamalar da nazara alındığında, bu belgenin kurulması istenen sözleşmenin şartlarını içerdiği, fakat teklif kabul edildikten sonra ayrıntılı olarak zaman ve gereksinimlere ilişkin çalışma yapılacağının beyan edildiği, bu yönüyle yukarıda açıklanan tam ve mükemmel içerikte bir icap söz konusu olmadığı, icaba davet olarak kabul edilebileceği değerlendirilmiştir. Her ne kadar söz konusu belgede davalının imzası bulunsa da taraflar arasında kurulacak sözleşmeyle ilgili davacının kendisinin belge içeriğinde kabul ettiği üzere henüz tüm yönleriyle ortaya konulmamış, genel çerçevesi çizilen icaba davet şeklindeki yazılı beyanını davalının imzalamış olmasının söz konusu belgenin sözleşme olarak nitelendirmeyeceği, yukarıda belirtildiği üzere davacının tam ve mükemmel bir icabın söz konusu olmadığından davalının imzasının kabul olarak nitelendirilemeyeceği, nitekim davalının cevap dilekçesinde söz konusu belgenin imzalanmasından sonra taraflar arasında yapılan sözleşme müzakerelerinde tarafların anlaşamaması nedeniyle sözleşmenin kurulamadığının sabit olduğu, aksinin davacı tarafça iddia ve ispat edilmediği anlaşılmakla, taraflar arasında kurulmuş bir sözleşme bulunmadığından, buna dayalı olarak alacak talebiyle yapılan icra takibi haksız olduğundan, davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın reddine,
2-Alınması gereken 44,40-TL’nin harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 418,93-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 374,53-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 4.268,20-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/11/2019
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır