Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/566 E. 2020/407 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/566 Esas
KARAR NO : 2020/407

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 09/07/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça 30.09.2013 tarihi itibariyle mevcut cari hesap alacağının ödenmediğini, toplam 120.637,37 TL alacaklı olduğunu, bunun üzerine Bakırköy…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini beyanla itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket yetkilisi ….’ın müvekkili hakkında dava konusu takip dışında İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunduğunu, bu icra takibinin de mesnedi dava ile aynı olduğunu, yani davacının hem şirketi adına hem de kendi adına asaleten aynı alacak mesnedine dayanarak mükerrer takipler yaptığını, gerçekte müvekkilinin davacı şirket yetkilisinden alacaklı olduğunu, davacı şirket yetkilisi hakkında müvekkilinin alacaklı olduğu Bursa … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunulduğunu, davacının icra takibinden sonra mesnetsiz bir şekilde müvekkili hakkında icra takipleri yaptığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, faturaya dayalı alacağın tahsiline yönelik yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının tetkikinden davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında fatura/cari hesap alacağına istinaden 121.637,37 TL asıl alacak üzerinden ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin …. Esas, … sayılı kararı ve 14/07/2016 karar tarihli ilamıyla; “….davacı tarafından davalı adına düzenlenen 121.637,37 TL tutarlı irsaliyeli faturanın her iki taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı defterlerinde kayıtlı olmayan ancak davalı defterlerinde kaydı bulunan … Şubesi’ne ait 121.637,00 TL tutarlı çekin söz konusu fatura borcu karşılığında davacı tarafından tahsilat makbuzu karşılığında davalıdan teslim alınıp alınmadığı noktasında ihtilaf olduğu, 26.09.2013 tarihli tahsilat makbuzundaki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığının bilirkişi raporu ile tespit edildiği,ayrıca dava konusu irsaliyeli faturada teslim alan olarak isim ve imzası bulunan ….’nün aynı zamanda çeki muhatap bankaya ibraz edip çek bedelini tahsil eden kişi olduğu, davalının fatura bedelini ödediğini ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile %20 icra inkar tazminatına..” karar verildiği, hükmün davalı tarafça süresi içerisinde temyiz edilmesi üzerine Yargıtay, ….. Hukuk Dairesi’nin 27/03/2018 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı ilamıyla “….Taraflar arasında faturaya konu malın teslimine ilişkin uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık, davalı tarafından davacıya yapılan ödeme noktasında toplanmaktadır. Davalı ödemeyi 26.09.2013 keşide tarihli 121.673,00 TL bedelli çekle yaptığını ileri sürmüştür.Sözkonusu çekin incelenmesinde, keşidecinin davalı, lehdarının da davacı olduğu ve çek arkasında davacının lehdar olarak cirosu bulunduğu görülmektedir.Mahkemece söz konusu çekteki lehdar cirosunun davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı hususunda araştırma yapılıp, gerektiğinde bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA,….” dair verilen karar süresi içerisinde davacı tarafça karar düzeltme yoluna başvurulmuş, Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 13/06/2019 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı ilamıyla “…Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE,…” karar düzeltme talebinin reddine karar verilerek dava mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş, bozma ilamında belirtilen davalının ödeme iddiasına konu … bankasına ait 121.637,00 TL bedelli 26/09/2013 tarihli çek aslının ilgili bankadan celp edilerek, dava konusu çek üzerinde davacı adına atılı bulunan imzanın davacı yetkilisinini eli ürünü olup olmadığınını tespiti için grafolog bilirkişisi ….’dan bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, alınan bilirkişi raporunda özetle; İnceleme konusu …. Bankası A.Ş. … Şubesi’ne ait, 26/09/2013 keşide tarihli, … seri nolu, lehtarı davacı şirket olan, 121.637,00-TL’lik çekin arka yüzünde davacı şirkete atfen atılmış imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacı şirket yetkilisi ….’ın eli ürünü olmadığı kanaati bildirilmiştir.
Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi ile çekte cirantalara bakıldığında davacı şirketten sonraki ilk ciranta davacının kardeşi …. olduğu, ….’ın davacı şirket yetkilisinin kardeşi olduğunu ikrar ettiğini, çeki tahsil eden ….’nün tanık olarak dinletilmesini talep etmiş, mahkememizin 09/07/2020 tarihli duruşmasında uyuşmazlığın niteliği nazara alınarak tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiş, tefhimle açık yargılama devam olunmuştur.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirilmiştir. Davacı taraf, icra takibine konu 121.637,00-TL bedelli fatura alacağının tahsili amacıyla icra takibi yapmış, davalının itirazı üzerine duran takibin devamı için işbu dava açılmıştır. Davalı taraf, 121.637,00-TL bedelli çek ile davacıya ödeme yaptığı savunmasında bulunmuştur. Davacı taraf dava konusu çek ve çekin teslimine ilişkin tahsilat makbuzu altındaki imzanın tarafına ait olmadığı yönünde itiraz etmiştir. Mahkememizce bozma ilamından öncesinde imzası itiraza uğrayan tahsilat makbuzu üzerinde imza incelemesi yapılmış, alınan bilirkişi raporunda söz konusu imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı tespit edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu kez Yargıtay bozma ilamında ödeme iddiasına konu çek üzerindeki imzanın da incelenmesi belirtildiğinden mahkememize bozma ilamı doğrultusunda ödeme iddiasına konu çek üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacı adına atılı bulunan imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı tespit edilmiştir. Davalı taraf her ne kadar davacıdan sonraki cirantanın davacı şirket yetkilisinin kardeşi … olduğu, çeki tahsil eden ….’nün davalı şirketi eski çalışanı olduğu, …’nün 18/09/2013 tarihinde yani daha 26/09/2013 tarihli tahsilat makbuzu düzenlenmeden önce davalı şirketle ilişkisinin kesildiğini, bu nedenle son ciranta ….’nün taraflar arasındaki ilişki hususunda tanık olarak dinlenmesi gerektiğini beyanla talepte bulunmuşsa da dava konusu alacağın ve ödeme iddiasına konu çekin değeri nazara alınarak ve davalının da açık muvafakati bulunmadığından tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir. Böylece davalının ödeme iddiasını ispatlayamadığı, davacının icra takibinde haklı olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne, alacak faturaya dayalı olup, likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın kabulüne, davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. E sayılı takibe konu 121.637,37 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık % 13,75’i geçmeyecek şekilde avans faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına,
2-Kabul edilen asıl alacağın % 20’si üzerinden hesaplanan 24.327,47 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 8.309,05-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.469,20-TL ile icra veznesine peşin olarak yatırılan 608,10-TL icra peşin harcının mahsubu ile eksik kalan 6.231,75-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri ile icra veznesine yatırılan peşin harç toplamı olan 2.102,50-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen tebligat ve müzekkere gideri 270,00-TL ile bilirkişi sarf gideri 900,00-TL olmak üzere toplam 1.170,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 15.505,55-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı .09/07/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır