Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/565 E. 2020/769 K. 18.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/565
KARAR NO : 2020/769

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2016
KARAR TARİHİ : 18/11/2020
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 25/11/2020
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan( bozma öncesi … Esas ) iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalının işyerinde iksa ve forekazık yapmak üzere davalı ile anlaştığını, fore kazık delgisi sırasında zeminde yıkılma yoksa muhafaza borusuz, zeminde yıkılma varsa muhafaza borusu kullanılarak imal edileceği konusu görüşülüp karara bağlandığını, iş yapılırken taraf temsilcilerinin yapılan kazıkları ve hangi kazıklarda geçici muhafaza borusu kullanıldığını, kaç metre muhafaza borusu kullanıldığını tutanağa geçirmişlerdir. Taraflar arasında yapılan fore kazık miktarı ve metrajı, hangi fore kazıkta kaç metre geçici muhafaza borusu kullanıldığını konusunda anlaşmazlık olmadığını, taraflar arasında bahsi gecen hükmün yorumunda anlaşmazlık olduğunu, müvekkilinin anlaşmanın bu hükmünü 5 metreye kadar muhafaza borusu kullanılmış ise hiç fark alınmayacak ancak 5-18 metre aralığında geçici muhafaza borusu kullanılmış ise o kazığın işçilik bedelini hesap ederken kazığın boyunun her metresi için 20-TL fark ödeneceği şeklinde işçilik bedelini hesap ederken kazığın boyunun her metresi için 20-TL fark ödeneceği anlamına geldiği şeklinde yorumladığını, bu hükmün davalının öne sürdüğü gibi yorumlanacağını, zira bu durumda bu birim fiyat yalnızca geçici muhafaza borusu kullanılan fore kazıklarda geçerli olacaktır hükmünün anlamı kalmayacağını, davalının belirttiği gibi anlaşılması için 20-TL farkın kazığın muhafaza borusu sürülen kısmına uygulanacağının açıkça yazılması gerekeceğini, muhafaza borusu kullanılmayan kazık miktarının 1269,60 metre olduğu ile ilgili davalı açısından bir fark olmadığını, davalının 5451,54 metre kazıkta kullanılan boru miktarının 1866,90 metre olduğunu, bunun kalan 3584,64 metresi iin fark ödemeyeceğini beyan ettiğini, ancak davalının daha önce kestiği 90.644,16-TL teminatı ve kendi hesabına göre de ödemesi gereken 45.532,40-TL +KDV yi de ödemediğini, tarafların fark ödemesinde anlaşamadıkları toplam metrajın 3295,50 + 3584,24 metre olup bunun fark bedelinin de KDV dahil 161.476,86-TL olduğunu, bu suretle müvekkiline ödenmesi gereken meblağın 305.853,98-TL olduğunu belirtmişler ve de sonuç olarak davanın kabulü ile 305.853,98-TL alacağın işin teslim tarihi olan 31/10/2015 tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerini yanlış yorumlamakta olduğunu, davacının konu olan hükmü 5 metreye kadar muhafaza borusu kullanılmış ise hiç fark alınmayacağı, ancak bir kazıkta 5-18 metre aralığında geçici muhafata borusu kullanılmış ise o kazığın işçilik bedelini hesap ederken, kazığın boyunun her metresi için 20-TL fark ödeneceği şeklinde yorumladığını, aslında sözleşmenin bu hükmünden 5-18 metre aralığında geçici muhafaza borusu kullanılması halinde 5-18 metre aralığında fark için işçilik birim fiyatının 20-TL/metre arttırılacağının kararlaştırıldığını, sözleşmenin Birim Fiyatlar ve Keşif özeti başlıklı 19. Maddesinde fore kazık işçiliğinde azami 5 metre ağız borusu kullanılacağı ve yine temel altı fore kazık işçiliği için de azami 5 metre ağız borusu kullanılacağının belirtildiğini, davacının sözleşmeyi yanlış yorumlayarak haksız talepte bulunduğunu, bu sebeplerle davanın reddini talep ettiklerini, taraflar arasında yapılan sözleşme gereğince davacı şirkete tüm hakedişlerinin ödendiğini, karşılıklı mutabakat ile hakedişlerin imzalanmış olduğunu, söz konusu hakedişlerden huzurdaki davada talep edilen fark bedelinin davacı tarafından kabul edilerek onaylandığını, bu hakedişlerin eki imalat formlarında sözleşmeye uygun olarak 5 metre düşülmüş muhafaza borusu uzunluğu olarak yapılan hesapların davacı tarafından imzalanarak onaylandığını, bu nedenle davacının onayladığı işin sözleşme hükmünü yanlış yorumlayarak müvekkilinden ek bedel talep etmesinin hukuki dayanağı bulunmadığnıı, sözleşme gereğince yapılması gereken kesin hesap mutabakatının davacının haksız ve sözleşmeye aykırı talepleri nedeniyle yapılmadığını, bu sebeple de davacıya teminat tutarının ödenememekte olduğunu, davacı şirket tardafından huzurda açılan davanın hukuki dayanağı bulunmadığından reddini talep ettiklerini belirtmişler ve de netice ve talep olarak da yukarıda açıklanan nedenlerle haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememiz … Esas …. Karar sayılı 18/10/2017 tarihli karar ile;”Dosya kapsamı, cevap dilekçesi ve davalı tarafın beyanları ile sabit olduğu üzere yapılan işler, metrajlar, kullanılan muhafaza boruları, yapılmış ödemeler ve son hakedişten bakiye kalan 45.536, 40 TL+ KDV 53.732,95 TL ve cari hesap alacağı 90.644,16 TL olmak üzere toplam 144.377,11 TL’nin davalı tarafça ödenmesi gerektiği konusunda uyuşmazlık bulunmamakta olup, uyuşmazlık taraflar arasındaki Sözleşmenin 19.maddesinin taraflarca farklı yorumlanmasından kaynaklanmaktadır. Davacı taraf, 5 metreye kadar muhafaza borusu kullanılması halinde hiç fark alınmayacağı, bir kazıkta 5-18 metre aralığında geçici muhafaza borusu kullanılması halinde işçilik bedeli hesaplanırken her metre için 20 TL fark ödeneceği, davalı taraf ise ilk 5 metreye kadar fark alınmayacağı, 5-18 metre aralığı için ise birim fiyatın 20 TL olacağı şeklinde sözleşme hükmünü yorumlamaktadır. Sözleşmenin birim fiyatlar ve keşif özeti başlıklı 19.maddesinde birim fiyatlar belirlenmiş, Not:1 kısmında ise fore kazık imalatları sırasında, zemin yapısı ve yeraltı suyu nedeniyle kazık çeperinin stabil olmaması durumunda 5-18 m aralığında geçici muhafaza kullanılması gerektiği, bu durumda işçilik birim fiyatının 20 TL/m arttırılacağı, bu fiyatın yalnızca geçici muhafaza kullanılan fore kazıklarda geçerli olacağı ibaresi bulunmaktadır. Sözleşme hükümleri değerlendirildiğinde, uyuşmazlığa konu kısımda tarafların 5-18 metre aralığında geçici muhafaza borusu kullanılması halinde uygulanacak ek birim fiyatlarını belirlediği, belirtilen birim fiyatların sadece geçici muhafaza borusu yapılacak metraj için geçerli olduğu, aksi düşüncenin birim fiyatların belirlenmesine ilişkin anlaşma hükümleri ile çelişeceği, geçici muhafaza borusu kullanılan ilk 5 metre için ayrıca ek birim fiyat istenemeyeceği kanaatine varılmakla davacı tarafın fark bedeli talebine konu 161.476,86 TL bakımından davanın reddine, taraflar arasında ihtilaflı bulunmayan toplam 144.377,11’nin 31/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ” karar verilmiştir.
Mahkememiz iş bu kararı taraf vekillerince istinaf edilmiş ve dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15.hukuk Dairesi ‘ne gönderilmiş olup bu dairece verilen 2018/104 Esas 2019/820 Karar sayılı 27/06/2019 tarihli ilam ile “Mahkemece alınan bilirkişi raporunda ve mahkeme çoğunluk görüşünde de bu şekilde değerlendirme yapılmıştır. Ancak, taraflar arasında kesin kabulün yapılmadığı ve kesin hakedişin çıkarılmadığı, mahkemece de bilirkişiden bu hususlarda rapor almadığı, anlaşılmaktadır. Davacının ayırca bakiye hakediş ve teminat alacağına ilişkin talepleri de bulunmaktadır. Teminat alacağının “Teminat ve Teminatın İadesi” konusunu düzenleyen sözleşmenin 6. Maddesine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Gerek teminat alacağı, gerekse hakediş alacağı ile fore kazıktan kaynaklanan alacak talebine ilişkin hesaplamalar ancak taraflar arasında kesin hakediş yapılması ile mümkün olacaktır.Bu durumda mahkemece, konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulundan, taraflar arasındaki kesin hakedişin çıkarılarak, dava dilekçesindeki alacak talepleri ve teminat alacağı yönünden, tüm dosya kapsamı, sözleşme hükümleri ve yukarıda yapılan açıklamalar da dikkate alınarak, davacının alacak talepleri değerlendirilip, davalı tarafça tutulan teminatın miktarı ile iadesi gerekip gerekmediği, teminatın iade şartları oluşmuş ise, ödenmesi gereken alacak miktarı ile iade edilecek teminat miktarı tespit ettirilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar göz önüne alınıp değerlendirilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin usul yönünden kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6.bendi gereğince kaldırılarak, yukarıda belirtilen şekilde inceleme yapılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine” karar verilerek dosya mahkememize gelmiş ve mahkememiz esasının …. kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 07/01/2020 tarih … Esas …. Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve bir mali müşavir, bir finans uzmanı ve bir hukukçu bilirkişiye tevdii edilmiş bilirkişi heyetince sunulan 06/01/2020 tarihli rapor ile; Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 6. Md. Dava konusu hakedişlerden kesilen nakdi teminatın işin geçici kabulünden sonra iade edileceğinin yazılı olduğu ancak sözleşmede geçici ve kesin kabul ile ilgili özel düzenlemelerin yer almadığı, davalı şirkete 2015 yılı ekim ayı içinde teslimatın yapıldığı, bu tarihten dava tarihine kadar geçen süre içinde davalı şirketin davacı tarafından gerçekleştirilen işlerde eksik ve ayıplı imalatlar olduğu taraflarca düzenlenen ve onaylanan 1-4 ayrı hakedişte maddi hatalar yapılarak davacı yükleniciye fazladan ödeme yapıldığına ilişkin iddia ve dosyaya sunulan kanıt bulunmadığı dolayısıyla dava konusu işin tesliminden sonra davacı yüklenicinin işten kaynaklı her türlü sorumluluktan kurtulduğu ve sözleşme uyarınca yaptığı işin bedeli için taraflarca çekişmesiz olarak belirlenen kalan iş bedelini ve sözleşme uyarınca hakedişlerden kesilen geçici teminat tutarının da kendisine ödenmesini isteyebileceği bu durumda işin tasfiyesi koşullarının oluştuğu, davacının dava tarihinden önce kalan alacakları için davalı şirketi direnime düşürdüğüne ilişkin dosyaya sunulan bir kanıt bulunmadığından işin teslim edildiğinin kabul edildiği 30/10/2015 tarihinden itibaren faiz istenip istenemeyeceği hususunun mahkeme takdirinde olduğu sonuç olarak davacı yüklenicinin muhafaza borusu konulan fore kazık imalatlarında yapılan kazı uzunluğunca sözleşmede belirlenen birim fiyatların 20TL/m. Artırılarak hesaplanması gerektiğine ilişkin istemine iştirak edilemediği, sözleşme hükümleri farklı yorumlandığı takdirde davacı yüklenicinin bu kalem alacağının KDV hariç 136844,80TL KDV dahil ise 161476,86TL alacağının bulunduğu, davacı şirketin bu alacağa ilişkin fatura düzenlemediği, davacının yaptığı işlerden ötürü çekişmesiz 45539,40TL+KDV cari hesap alacağının bulunduğu, davacı taraflar arasında imzalanarak kesinleşen 4 ayrı hakedişte sözleşmenin 6. Md uyarınca hakedişlerden kesilen toplam 90644,16TL iş bedelinden kaynaklı çekişmesiz alacağı bulunduğu ve bu çekişmesiz alacakları ile ilgili istenen faizin başlangıç tarihi hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu hususunda rapor sundukları görülmüştür.
Taraflar arasında düzenlenen 01/05/2015 tarihli “… Projesi İksa ve Fore Kazık İşleri Sözleşmesi” ile, davalının üstlendiği … Projesi inşaatının iksa ve fore kazık işlerinin davacı tarafından yapılması kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin “Birim Fiyatlar Ve Keşif Özeti” başlıklı 19. Maddesinde yer alan keşif özeti tablosunda “2-Fore kazık uygulaması yapılması (D=80 CM) 2.1 Fore kazık işçiliği (azami 5 m ağız borusu kullanılarak) 6.245 mt x 52,70 TL = 329.164,20 TL” olduğu belirtilmiş, not kısmında ise “NOT 1: Fore kazık imalatları sırasında zemin yapısı ve yeraltı suyu nedeniyle kazık çeperinin stabil olmaması durumunda 5-18 mt aralığında geçici muhafaza borusu kullanılması gerekecektir. Bu durumda işçilik birim fiyatı 20,00 TL/mt artırılacaktır. Bu birim fiyat yalnızca geçici muhafaza borusu kullanılan fore kazıklarda geçerli olacaktır.” hükmü düzenlenmiştir. Bu hükme göre, her fore kazıkta azami 5 metre ağız borusu kullanılması maddede belirtilen 52,70 TL’lik birim fiyata dahildir. Maddenin “Not 1” kısmında ise, fore kazıkların yapımı sırasında zeminin yapısından ve yeraltı suyundan dolayı kazık çeperinin stabil olmaması halinde, (azami ilk 5 metre için ağız borusu kullanılacak olduğundan ve bu kısım birim fiyata dahil bulunduğundan) ilk 5 metre ile 18. Metre arasındaki kısım için geçici muhafaza borusu kullanılacağı, bu kısmın işçilik birim fiyatının her metresi için 20,00 TL olarak hesaplanacağı belirtilmektedir. Ancak bu birim fiyat yalnızca geçici muhafaza borusu kullanılan fore kazıklarda geçerli olup, geçici muhafaza borusu kullanılmaması halinde uygulanmayacaktır.
Mahkememizin önceki kararında da sözleşme bu yönde yorumlanmış olup, çözümlenmesi gereken husus davacının bakiye hakediş ve teminat alacağına ilişkin talepleri yönünden davacının alacaklı olup olmadığı hususudur. Esasen davacının, yapılan işlerden kaynaklanan 45.536,40 TL ve hakedişlerden kesilen toplam 90.644,16 TL işe bedeli miktarında davalıdan alacaklı olduğu hususu çekişmesizdir. Davalı yan, yargılama safahatında, ibraz ettiği dilekçelerinde bu hususa işaret etmiş, davalı vekili mahkememizin 11/10/2017 tarihli celsesinde 45.536,40 TL+KDV kesin hakediş alacağı ile 90.644,16 TL alacağı bulunduğunu, fore kazıklar ile ilgili niza nedeniyle alacaklarının ödenmediğini belirtmiştir. Mahkememizce uzman bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporu ile de işin tamamlanarak davalı şirkete 2015 yılı Ekim ayı içerisinde teslim edildiği, yapılan işin eksik veya ayıplı olduğu yönünde bir iddianın bulunmadığı, davacının sözleşme uyarınca yaptığı işin bedeli ile sözleşme uyarınca hakedişlerden kesilen geçici teminat tutarının iadesini isteyebileceği, bu tutarın bilirkişi raporunda da hesaplandığı gibi 144.377,11 TL olduğu anlaşılmakla açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 144.377,11 TL’nin 31/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-144.377,11 TL’nin 31/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gereken 9.862,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 5.223,23TL nin mahsubu ile eksik kalan 4.639,17 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Dava ilk açılış harç gideri olan 5256,73 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yapılan yargılama gideri olarak toplam 5380,20TL (5100,00TL bilirkişi ücreti 280,2TL posta müzekkere gideri)’den kabul-red oranına göre(%47 kabul) hesaplanan 2539,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 14300,17 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 15638,61 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.18/11/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır