Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/556 E. 2020/578 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/556
KARAR NO : 2020/578

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/07/2019
KARAR TARİHİ : 23/09/2020
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 24/09/2020
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 2012 yılında davalı …. şirketinden 3 adet daire satın aldığını, davalının daireleri vermek yerine ödemiş olduğu 215.000 euro kısmını aralarında organik bağ bulunan … … şirketinin …. … şehrinde yürütmekte olduğu “…” isimli projeden 4 adet konut vermeyi teklif ettiğini, müvekkilinin teklifi kabul ettiğini, aralarında imzaladıkları 21/11/2015 tarihli konut geri alım sözleşmeleri ile Kozapark projesindeki 3 adet daireyi davalıya geri sattığını, daire bedellerinin bir kısmını peşin olarak müvekkiline ödediğini, diğer kısım meblağ olan 215.000 Euro’yu davalı … ile arasında organik bağ bulunan … … … projeye aktarıldığını, 4 adet taşınmaz müvekkiline verilmek yerine müvekkilin 10.000 euro ek ödeme yapması koşulu ile müvekkilin ödemiş olduğu hali hazırda 215.000 euroyu … projesine aktararak müvekkiline taşınmaz verebileceklerini belirttiklerini, müvekkili tarafından 10.000 euro ek ödeme yapıldığını, bu ödeme ile birlikte toplam 225.000 euro ödeme yapıldığını, projenin inşaat ruhsatlarının dahi alınmadığını, halen boş arsa halinde durmakta olduğunu, davalı … ile müvekkili arasında 225.000 euro ödemenin peşinat olarak kabul edileceği, Koza Square projesine ilişkin ön sözleşme imzalanacağı, esas sözleşmenin inşaatın bitiminde aktedileceği, ödemelere ilişkin usulen senet düzenlenmesi gerektiği, hazırlanan ancak imzalanmayan senetlerin imzalandıktan sonra usulen teminat olarak yalnızca kendi uhdelerinde tutulacağı, üçüncü kişilere ciro edilmeyeceği, piyasaya verilmeyeceği, inşaat izninin alınmaması halinde kendilerine iade edileceği hususlarının görüşüldüğünü, davalı … şirketinin işbu meblağı halen kendi uhdesinde tutmakta olup iade etmediğini, projeyi meydana getirecek şirketin …. şirketi olup davalı …’nın aracılık ettiğini, müvekkilinin davalı …’ya karşı sorumluluğu ve yükümlülüğünün bulunmadığını, davalı … şirketi tarafından 60 adet nama yazılı senet düzenlendiğini, müvekkilinin duyduğu güven ile senetleri imzalamadığını, sadece adının ve soyadının başharflerini yazdığını, parafladığını, davalının da senetleri üzerinde imza olmadığını, senetlerin paraflandığını bildiğini, davalı …’nın diğer davalı Tüm Mühendislik şirketine haksız ve hukuka aykırı olarak ciro etttiği 01/12/2017 düzenleme tarihli, 25/11/2018 vade tarihli, 33.750 euro bedelli, 01/12/2017 düzenleme tarihli, 25/12/2018 vade tarihli, 33.750 euro bedelli senetlerin Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası ile 01/12/2017 düzenleme tarihli, 25/02/2019 vade tarihli, 33.750 euro bedelli senedin ise Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası ile takibe konduğunu, müvekkili ile davalı … arasında senetlere ilişkin olarak geçerli bir sözleşme ilişkisi bulunmadığını, düzenlenen senetlerin müvekkilin imzasını taşımaması nedeniyle geçerli bir kambiyo senedi olmadığını, müvekkilinin diğer davalıya hiçbir borcunun olmadığını, nama yazılı senetlerin ciro ile devrinin mümkün olmadığını, icra takiplerinde nama yazılı senetlerin temlikine ilişkin hiçbir belgenin mevcut olmadığını belirterek icra takiplerinin durdurulmasını, borcunun bulunmadığının tespitini, senetlerin ayrı ayrı iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, sözleşme ile yetkili mahkeme olarak Sofya Mahkemeleri yetkili kılınmış olmakla yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davanın esastan reddini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı Tüm Mühendislik vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; icra takiplerine konu senetlerin emre yazılı senetler olup müvekkiline ciro yolu ile teslim edildiğini, müvekkiline teslim edilmiş nama yazılı senet bulunmadığını, kıymetli evrakta mücerretlik ilkesi gereğince senetteki alacağın temel ilişkiden bağımsız olduğunu, davacı tarafın davacı asilin bonolar üzerindeki imzasını değiştirerek attığını beyan ederek kötü niyetli olduğunu ikrar ettiğini, imzaların davacının eli ürünü olduğunun belli olduğunu, davacı tarafın iddialarının kötüniyetli ve haksız olduğunu belirterek davanın reddine ve davacı hakkında tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,İİK 72/3 maddesi uyarınca takibe konu senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davasıdır.
6100 sayılı HMK. 114-(1)-c) maddesi uyarınca; görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. HMK. 1 maddesi uyarınca; mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığı, davanın her aşamasında re’sen araştırılır. Dava şartının bulunmaması halinde, HMK.’nın 115/2. maddesi uyarınca; davanın usulden reddine, karar verilir.
Ticari davalar TTK. 4.maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava sözkoınusu olup, ticaret mahkemesi görev alanı içinde kalacaktır. TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun Tanımlar başlıklı 3/k.maddesine göre; Tüketicinin ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade ettiği,
Kanunun m. 3/l.bendine göre Tüketici işleminin mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi kapsayacağı,
Aynı kanunun temel ilkeler başlıklı 4/5 maddesinde ise tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği, bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olacağı,
Kanunun 83/2.maddesine göre; taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği,
Kanunun 73/1.maddesinde ise; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden anlaşılacağı üzere tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nın 4 ve 5.madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur.
Somut olayda, davacının tacir olmadığı, davaya konu satım sözleşmesi kapsamında verilen nama yazılı senetlerin tüketici senedi olduğu, 6502 sayılı TKHK. 4/5. maddesi gereğince kıymetli evrak niteliğindeki senetlerin sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde düzenlenmesinin gerekli olduğu, tüketici sıfatını haiz ve söz konusu işlemin tüketici işlemi mahiyetinde olduğunun kabulü gerekmiştir. Bu itibarla, tüketici konumundaki davacı tarafından lehdar ve cirantaya karşı açılan işbu davada tüketici mahkemesi görevlidir.(İstanbul BAM 12.H.D E: 2020/221 -K: 2020/234,.Yargıtay 13. HD’nin 28/02/2017 gün ve 2017/561 E.-2017/2628 K. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22.Hukuk Dairesi, 06/07/2020 tarih, 2020/514 Esas, 2020/788 karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesi, 03/06/2020 tarih, 2018/1649 Esas, 2020/545 karar). Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olduğundan (HMK m.1) yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilir. Bu sebeplerle davanın dava şartı yokluğundan reddine, mahkememizin görevsizliğine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 23/09/2020

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı