Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/543 E. 2020/310 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/543 Esas
KARAR NO : 2020/310

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/07/2019
KARAR TARİHİ : 16/06/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tacir sıfatıyla doğal gaz altyapısı işlerin (iki adet sıcak su kazanı ve mutfak hattı yedek branşmanı Lng Tesisatı) yapımını üstlenmiş olduğunu, ve vadedilen sürede gerekli ürünleri teminle sözleşmede kararlaştırılan hizmetini tamamen ifa ettiğini, projeye uygun şekilde teslim ve tesellüm ile tüm evrakların karşılıklı mutabakatla imzalanarak doğal gaz altyapı tesisatının hizmete açıldığını, davalı borçlu şirketin aktif olarak bu hizmeti kullandığını, müvekkili şirketin fatura keserek davalıya tebliğ ettiğini ve itirazsız faturanın kesinleştiğini, davalı borçlu şirketin fatura miktarının bir kısımın ödedikten sonra kalan bakiye alacağın tüm sözlü uyarılara rağmen ödenmediğini, ödenmeyen 17.521,00 TL borç için davalı borçlu aleyhine Çatalca İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı borçlunun borçlu olmadığını iddia ederek, borca ve ferilerine itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasına neden olduğunu beyanla; itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek bankalararası avans faizi ile asıl alacağın tahsiline ve takibin devamına, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen herhangi bir sözleşme olmadığını, müvekkil şirket adresinin “…. Bölgesi …. Mah. …. Bulvarı No:…. – …./… adresi olması sebebiyle davanın öncelikle yetki yönünden usulden reddi gerektiğini, yetkili mahkemenin Çatalca Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde fatura alacakları olduğunu, bu konuda icra takibi yapıldığını, takibe itiraz edildiğini beyan ettiğini, ancak, faturaların müvekkili şirkete tebliğ edilmediği gibi tebliğ edildiği varsayılsa dahi kim tarafından alındığının net ve açık olmadığını, müvekkiline ulaşmayan ve mutabakata varılmayan fatura alacağından dolayı huzurdaki davanın açılmasının mesnetsiz olduğunu, davacı tarafından alacaklı olduğunun yazılı delil ile ispatlanması gerektiğini, dolayısıyla talep edilen alacağın nasıl ve ne şekilde hesaplandığının, alacağın hangi kalemlerden oluştuğunun açık olarak ispatlanması gerektiğini, davacının Salt Fatura Alacağı Olduğunu beyan etmesinin tek başına yeterli olmadığını, davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu ve müvekkili firmadan sadır olduğu iddia olunan bilgi ve belgelerde yetkili imzası ve/veya kaşe yer almadığından, talep ve iddia olunan alacağın tespit ve ispatına yönelik olarak söz konusu mutabakat metinlerine itibar edilmesinin mümkün olmadığını, yine dava dilekçesi ekinde sunulan dokümanlar da söz konusu imzaların adı geçen şahıslara ait olduğunun varsayımında dahi bu şahısların imzaya yahut şirketi borç ve taahhüt altına sokmaya yetkili olup olmadıklarının tespiti yapılmadan ve anılan belgelerde müvekkili şirket kaşesinin yer almadığı da açık ve net bir şekilde görüldüğünden, taraflar arasında sözleşme dahi bulunmaz iken iddia olunan işin eksiksiz, ayıpsız ve belirlendi ise belirlenen vadede tamamlanıp tamamlanmadığının, tamamlandı ise ne kadarlık bir bölümün tamamlandığının belirlenmesinin gerektiğini beyanla; öncelikle yetkisizlik kararı verilerek davanın usul yönünden reddi ile dosyanın yetkili Çatalca Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) gönderilmesine ve sair usuli gerekçelerle usulden reddine, neticede esas yönünden işbu haksız davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Çatalca İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya Mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 17.521,00 TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusu vekili tarafından takibe itiraz edildiği anlaşıldı.
Davacının iddiası, davalının icra dosyasındaki itirazı, icra dosyası ile ticari defter ve kayıtlar ile tüm dosya kapsamına göre, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, fatura borcunun ödenip ödenmediği, davacı ve davalı defterlerinde ticari ilişkinin bulunup bulunmadığının, var ise yapılmış bir ödeme olup olmadığı, tahsilin yapılmadığının tespiti için ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, dava konusu hususların tespiti ile bilirkişi raporu tanzimi için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 27/01/2020 günü, saat 14:30’de Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup; Mali Müşavir bilirkişi ….. 09/03/2020 tarihli raporunda özetle; davacı ile davalının arasındaki ticari faaliyetin 16.11.2018 yılında başlamış olduğunu, aralarındaki borç alacak ilişkilerinin cari hesap şeklinde devam ettiğini, davacı ile davalı arasında 13.11.2018 tarihinde yazılı anlaşma yaptıklarını ve 17.12.2018 tarihinde İç Tesisat Kabul Belgesi düzenlendiğini, davacı ile davalının kayıtlı bulundukları vergi dairelerine vermiş olduğu Form BA/BS’lerde fatura adedi (2 adet) ve Mal Hizmet tutarlarında (48.655,00 TL) mutabık olduğunu, davacının davalıya kesmiş bulunduğu faturaların davalıya ve davalının davacıya yapmış olduğu banka havalelerinin davacıya tebliğ edildiğini, davacının 10.12.2019 tarihinde dava dosyasına sunmuş bulunduğu yazılı beyanında “İddia ve Talepleri” ibraz etmiş bulunduğu kendisine ait defter ve belgeleri ile dava dosyasındaki bilgi ve belgeler incelendiğinde, davacının İDDİA VE TALEPLERİNİN HAKLI nedenlere dayandığını, davalının ibraz etmiş bulunduğu kendine ait defter ve belgeleri ile dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin, davacının ibraz etmiş olduğu dava konusu ile ilgili bilgi ve belgeler incelendiğinde, davalının dava dosyasına sunmuş bulunduğu yazılı beyanındaki iddia, talep cevaplarını ispatlayacak ve doğrulayacak nitelikte olmadığının tespit ve kanaatine varılmış olduğunu, davacının davalıdan 17.521,00 TL asıl alacak + 525,63 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam = 18.046,63 TL olduğunu bildirmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Fatura ve dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın m. 23/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. Fatura karşı tarafça ticari defterlerine kayıt edilmiş ise, burada delil olan fatura değil ticari defterlerdir. Ticari defterler uyumlu olmadığı için lehe delil değeri bulunmasa da, karşı çıkılan faturanın ticari deftere kayıt edilmiş olması halinde ticari defter aleyhe delil oluşturacaktır. İtirazın iptâli davasında takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılması mümkün değildir (Örnek: Yargıtay HGK. 14.12.2011 T. 2011/19-617 E. 2011/749 K.). Faturalarda gösterilen işler belli iken fatura kapsamı dışındaki işler esas alınarak hesaplama yapılamaz.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller, bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde, davanın fatura alacağından kaynaklı başlatılan takibi itiraz nedeniyle açılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, tarafların ticari defter ve belgelerine dayandıklarını dava dilekçesinde belirttiği ve belirlenen bilirkişi inceleme gününde ise tarafların ticari defter ve kayıtlarını ibraz ettiği, görülmüştür. Ticari defterlerin delil niteliği yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nun 222.maddesinde;
” (1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” şeklinde düzenlenmiştir.
Dava, faturaya dayalı ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, tarafların incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 17521,00 TL alacaklı olduğu taraf ticari defterlerinin birbirini doğruladığı anlaşılmıştır. Dava konusu faturalara konu hizmetin yapıldığı hususunda ispat yükü davacı taraftadır. Mahkememizce dosyaya celbedilen BA-BS kayıtları ile fatura konusu hizmetin yapıldığı kabul edilmiştir. Davalı tarafça takibe konu miktarın ödendiğine ilişkin belge ve delil ibraz edilmemiştir. Hizmetin gereği gibi yapılmadığı hususunun ise ispata muhtaç olduğu, davalı tarafça ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında 2018 yılında düzenlenen 2 adet faturanın düzenlendiği ve tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, davalının fatura içeriğine süresinde itirazının olmadığı, Ba-Bs kayıtlarının birbirini doğruladığı anlaşılmakla davanını kabulüne karar verilmesi gerektiği, alacak faturaya dayalı olup likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatı verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KABULÜ İLE, Çatalca İcra Dairesi …. esas sayılı dosyasındaki takibin 17.521,00 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
2-17.521,00 TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 1.196,86 TL harçtan peşin alınan 299,22 TL harcın mahsubu ile bakiye 897,64 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 343,62 TL ile bilirkişi, tebligat ve posta ücreti 686,50 TL olmak üzere toplam 1.030,12 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/06/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸