Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/502 E. 2019/1273 K. 26.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/502 Esas
KARAR NO : 2019/1273

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/07/2019
KARAR TARİHİ : 26/11/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından kızı ……’un LYS sınavlarına hazırlanabilmesi için davalı şirkete ait eğitim kurumu ile önce 2014/2015 sezonunun ikinci yarısı için anlaşılmış olduğunu, müvekkilinin kızının bu yarım sezonluk eğitimini, yani 2015 Ocak/Haziran arasındaki bölümünü davalı şirkete ait bulunan ve … Dershanesi … Şubesi olarak bilinen kursta tamamlamış olduğunu, ve bu kısım ile ilgili tüm ödemelerin de yapılmış olduğunu, bu yarım yıllık eğitim sonrasında bu sefer müvekkilinin davacı kurum ile 2015/2016 yılı LYS hazırlık sezonu konusunda kızı için tam sezon olarak (2015 Eylül/2016 Haziran arası) anlaşmış olduğunu ve bu bölüm ücreti olarak 13.690,00 TL’de mutabık kalındığını, davacı kurumun müvekkilinden teminat amaçlı olarak 10.000,00 TL lik bir bono almış olduğunu, müvekkilinin hem şahıs olarak nakit ve hem de şahsı adına bulunan …. Sağlık Malzemeleri San. Ve Tic. Ltd. Şti. adına verilmiş bulunan müşteri çeklerini davacı kuruma ciro etmek suretiyle 2015/2016 yılı ödemelerini gerçekleştirmiş olduğunu, bu suretle davalı şirkete 2015/2016 yılı eğitim/öğretim yılı ücreti olarak 13.690,00 TL ödemesi gereken müvekkilinin;15.01.2016 vadeli 4.000,00 TL bedelli, 30.01.2016 vadeli 2.768,00 TL bedelli, 25.05.2016 vadeli 5.000,00 TL bedelli, 30.08.2016 vadeli 5.000,00 TL bedelli çeklerin toplamından oluşan ve 17.11.2015 tarihinde 232,00 TL nakit olmak üzere toplam 15.500,00 TL’yi davalı şirkete ödemiş olmakla birlikte 15.500,00 -13.690,00 = 1.810,00 TL hesabıyla davalı şirketin müvekkiline fazla bakiye ödemesi olarak görülen 1.810,00 TL’yi geri ödemesi gerektiğini belirterek; müvekkili aleyhine davalı şirket tarafından 27.05.2016 tanzim, 27.06.2016 vade tarihli 10.000 TL bedelli bono münasebetiyle Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde müvekkilinin davalı şirkete işbu icra dosyasının asıl ve fer’ileri ile birlikte borcunun bulunmadığının tespitine, davalı şirketin %20 den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, mahkeme masrafları ve ücreti vekaletin davalı şirkete tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Tüketici Mahkemeleri görevli iken huzurdaki haksız olarak açılan iş bu davada Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olmayıp öncelikle davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafın müvekkili şirketin kendisinden teminat amaçlı 10.000 TL’lik bono aldığını iddia ettiğini, fakat davacı ile müvekkili şirket arasında Teminat Amacıyla Verilecek Herhangi Bir İlişki Bulunmadığını, davacının eğitim hizmetine karşılık verdiği ödeme amacıyla ödeme aracı olarak bono düzenleyip vermiş olduğunu, kaldı ki söz konusu icra takibine konu olan senet üzerinde teminat amaçlı olduğuna dair hiçbir kayıt da olmadığını, davacı tarafın 2015-2016 eğitim dönemine dair yaptığı ödemelerin toplamının 11.500,00 TL olduğunu, geriye ödenmeyen 2.190 TL’lik kısmın kaldığını belirterek; öncelikle davanın görev yönünden reddine, mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna kanaat verilmesi halinde davanın menfi tespit davası olması sebebiyle arabuluculuğa başvuru dava şartı olup davacı tarafça başvurulmamış olması sebebiyle dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine, usulü itirazlar kabul edilmemesi halinde davacı tarafın davasının esestan reddi ile icranın devamına ve davacı taraf aleyhine haksız itirazından ötürü %20 İcra İnkar Tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmisini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Menfi Tespit davasıdır. Dava, menfi tespit isteğine ilişkindir. Davacı, davalı okula kızının okul kaydı sonrasında teminat olarak verilen senedin, öğretim yılı başlamadan önce davalı okula yapılan kaydın iptali nedeniyle bedelsiz kaldığından senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti isteminde bulunmuştur.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 2. maddesi uyarınca ” her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar” bu kanun kapsamındadır. Kanunun 73/1. Maddesi uyarınca bu kanun kapsamında doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemesi görevlidir. 6502 sayılı kanunun 3/1-(k) maddesinde tüketici ” Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden ” gerçek veya tüzel kişi; tüketici işlemi ise ” mal veya hizmet piyasalarında ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına hareket eden kişilerle tüketiciler arasında kurulan her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tarif edilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. maddesine göre, tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi , tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileride dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73.maddesi bu Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. 6502 sayılı yasanın 83/2. fıkrasında “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” düzenlemesine yer verilmiştir, ilgili yasa maddesi ile görev konusunun tartışılmasının önüne geçilmiştir.
Davacının kızının eğitimi için, davalı kurumun teminat amaçlı olarak 10.000,00 TL lik bir bono almış olduğu yönündeki iddiası ile tüketicinin kanundaki tanımı birlikte değerlendirildiğinde; davacının ticari ve mesleki amaçla hareket etmediği, tüketici konumunda olduğu, davalının ise satıcı sağlayıcı konumunda olup ticari amaçla hareket ettiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın bu haliyle, eğitim hizmetine ilişkin olup 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre, uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesi görevlidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK.nın 114/1-c maddesi gereğince davacı tarafça açılan davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-Görevsizlik kararının İstinaf yasa yoluna başvurulmadan kesinleşmesi durumunda, kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkiliBakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE; Mahkememizin görevsizliğine dair kararın İstinaf yasa yolundan geçmek suretiyle kesinleşmesi durumunda, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde (HMK 20. maddesi) Mahkememize başvurması halinde ve talep halinde dosyanın görevli Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Süresinde müracaat edilmemesi halinde HMK 20/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme YAPILMASINA,
5-HMK’ nın 330/2 maddesi gereğince harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkeme tarafından DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve …. sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/11/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır