Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/453 E. 2019/1306 K. 04.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/453
KARAR NO : 2019/1306

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 05/08/2014
KARAR TARİHİ : 04/12/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 16/12/2019

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;müvekkili şirketin davalıdan olan sözleşme kapsamında faturalara dayalı cari hesap alacağınının tahisili amacıyla Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibinde bulunulduğunu, davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak hareket ettiğini, faturalar kapsamındaki malların sevk irsaliyesi kapsamında teslim edildiğini, davalı borçlunun itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek itirazın iptalini ve davalı borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;;taraflar arasında basit bir alım satım ilişkisinin bulunmadığını, atipik bir alım satım sözleşmesi olduğunu, taraflar arasındaki ilşikinin 16/04/2009 tarihli sözleşme kapsamında yürütüldüğünü, cari hesap kat edilmeden alacak talep edilemeyeceğini, mutakabatın sağlanması gerekeceğini, iade konusu mallar bulunduğunu, yine taraflar arasındaki sözleşmenin 5.maddesi kapsamında delil sözleşmesi olduğu, kendi defterlerindeki kayıtların esas alınması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, ticari satımdan doğan alacak bakiyesinin tahsili için başlatılan takibe karşı vaki itirazın iptali, takibin devamı ve % 40 icra inkar tazminatının tahsili talebine ilişkindir.
Dava konusu Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasından , davacı alacaklının faturaya dayalı cari hesap bakiyesi 415.361,97-TL asıl alacak, 17.825,95-TL de işlemiş faiz ki toplam 433.187,92-TL nin asıl alacağa uygulanacak yıllık % 15 oranındaki avans faizi ile birlikte tahsili için 05/10/2011 tarihinde davalı borçlu aleyhine ilamsız takip başlattığı ödeme emrinin tebliği üzerine davalı borçlu vekilinin borca ve ferilerine itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğu anlaşılmıştır.
YARGITAY 1. BOZMASI; Mahkememizin 17/06/2013 tarih ve … Esas …. Karar sayılı ilamı Yargıtay … Hukuk Dairesini 17/12/2013 Tarih …. esas …. Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
BOZMA ÜZERİNE MAHKEMEMİZİN GÖRÜŞÜ: Usul ve yasaya uygun olan Yargıtay …. Hukuk Dairesini 17/12/2013 Tarih …. esas ….. Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
YARGITAY 2. BOZMASI; Mahkememizin 02/03/2016 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı Yargıtay …. Hukuk Dairesini 08/12/2016 Tarih … esas …. Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
BOZMA ÜZERİNE MAHKEMEMİZİN GÖRÜŞÜ: Usul ve yasaya uygun olan Yargıtay …. Hukuk Dairesini 08/12/2016 Tarih …. esas … Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
YARGITAY 3. BOZMASI;Mahkeemizin 22/11/2017 tarih ve …. Esas …. sayılı kararı Yargıtay, … Hukuk Dairesi’nin …. Esas … karar sayılı 09/04/2019 tarihli ilamı ile bozulmuştur.
BOZMA ÜZERİNE MAHKEMEMİZİN GÖRÜŞÜ: Usul ve yasaya uygun olan Yargıtay, …. Hukuk Dairesi’nin … Esas … karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozmadan önce mahkememizce yapılan yargılamada; davacı taraf iade savunmasını kabul etmediğinden, davalının delil olarak dayanmış olduğu iade faturalarına ilişkin düzenlenen irsaliyelerin bir kısmında teslim alan isim ve imzası bulunduğundan teslim alan isim ve imzalar yönünden davacı şirketin yetkilisinin HMK.m.168 vd hükümleri kapsamında isticvabı cihetine gidilmiş, davalı şirket yetkilisi ise isticvap beyanında, davalı tarafın ibraz etmiş olduğu irsaliyelerdeki teslim alanların davacı şirket çalışanları olmadığını, fatura kapsamı mallarında davacı şirkete iade edilmediğini belirtmiştir.
Davalı tarafın delil olarak dayanmış olduğu iadeye ilişkin irsaliyeleri teslim alanların davacı çalışanı olup olmadıkları Sosyal Güvenlik Kurumu’ ndan sorulmuş ayrıca bu hususta araştırma yapılmak için Emniyet Müdürlüğüne de müzekkere yazılmıştır.
Sosyal Güvenlik kurumuna yazılan müzekkereye verilen cevapla birlikte gönderilen davacı şirket çalışanlarının listesinden, davalının dayanmış olduğu irsaliyelerden birini teslim alan …’ ın davacı çalışanı olduğu, teslim alan olarak görülen diğer kişilerin ise davacı çalışanları arasında bulunmadıkları görülmüştür. Emniyet Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta ise, …’ nin tanınmadığı, daha önce de davacı şirkette çalışıp çalışmadıklarının bilinmediğinin belirtildiği dolayısıyla bu kişilerin davacı çalışanı olup olmadığının tespit edilemediğinin belirtildiği görülmüştür.
Davacı çalışanı olduğu anlaşılan ….’ ın HMK.m.221 uyarınca tanık olarak dinlenmesi cihetine gidilmiş, tanık olarak dinlenen bu kişi özetle, 2008-2011 yılları arasında yaklaşık 3,5 yıl davacı şirkette satış müdürü olarak çalıştığını, irsaliyelerde teslim alan olarak ismi bulunan …., ….., ….., …., … ve ….’ yi tanımadığını, ancak kendisinin şirketteki tüm çalışanları da bilmediğini, üretimin farklı yerde yapıldığını, kendi isminin teslim alan olarak bulunduğu irsaleyelerdeki teslim alan yazı ve imzaların kendisine ait olduğunu ve teslimatı davacı adına aldığını, müşteriler tarafından iade edilecek ürünlerin bildirilmesi üzerine davacı şirketin araç gönderip, müşterinin iş yerinden iade (teslim ) aldırdığını, kendi imzasının bulunduğu irsaliyedeki ürünleri ise kendi aracıyla iade aldığını yeminle beyan etmiştir.

Bunun üzerine iadeye ilişkin sevk irsaliyelerinde teslim alan isim ve imzalarının tam olarak kimlere ait olduğunu açıkça belirtip bu hususta celse arası davacı vekilinin vermiş olduğu dilekçe de belirttiği durumları da açıklayıp bildirmesi ayrıca iadenin hangi vasıta ile ne surette yapıldığının da belirtilip buna ilişkin delillerini ibraz etmesi hususunda HMK.m. 245 uyarınca davalı vekiline yeniden iki hafta kesin süre verilmiş, ancak verilen kesin süre de davalı vekili ara kararda belirtilen hususlara açıklık getirmediği gibi ek delil de ibraz etmemiştir.
Bunun üzerine 23/12/2015 tarihli duruşmanın ara kararı gereği davalı vekili iadenin davacı tarafa yapıldığına dair davacıya yemin teklif edip yemin metnini verilen süre de ibraz etmiştir. Bu nedenle davacı şirket yetkilisine HMK.m.228 hükmüne havi ihtarlı yemin davetiyesi tebliğ edilmiş, davacı yetkilisi … ise belirtilen günde duruşmaya gelip teklif edilen yemini kabul ettiğini belirtip, HMK.m.233 kapsamında yaptırılan yemini üzerine, davalıya satmış oldukları ürünlerden iade edildiği belirtilen iade faturaları kapsamındaki 81.003,00-TL tutarında olan ürünü iade almadığını, yani bu ürünlerin kendilerine iade edilmediğini, diğer bir ifade ile ürünlerin yetkilisi olduğu şirkete iade edilmediğini beyan edip beyanında da ısrar etmiştir.
Bu durumda davalı taraf yalnızca iade ettiğini ileri sürdüğü ürünlerden davacı çalışanı ….’ ın teslim alan olarak imzası bulunan irsaliye kapsamındaki 200,22-TL tutarındaki ürünün iade edildiğini ispat etmiş, iade edildiğini belirttiği 81.003,49-TL tutarındaki ürünün iade edildiğini ise ispat edememiştir.
Uyulmasına karar verilen 08/12/2016 tarihli bozma ilamı sonrasında, davacı tarafa süre verilmiş, davacı taraf 02/05/2017 tarihli yazılı beyanı ile, 2010 ve 2011 yıllarına ait fatura ve sevk irsaliyelerini teslim alan şahısları bildirmiştir.
SGK’ya bozmadan sonra tekrar müzekkere yazılarak, davalı şirketin 2010 ve 2011 yıllarına ait tüm çalışanlarının dönem bordroları dosya arasına celp edilmiştir.
Davacı firmanın da 2010 ve 2011 yıllarına ait, çalışanlarına ait dönem bordroları dosya arasına celp edilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; uyulmasına karar verilen 08/12/2016 tarihli bozma ilamı gereğince, önce davalı taraftan fatura ve sevk irsaliyelerinin teslim alan şahısların isimlerinin bildirilmesi istenmiş, davalı taraf, 02/05/2017 tarihli yazılı beyanında teslim tesellüm belgelerinde adı geçen şahısların ….., …. ve …… olduğunu, sevk irsaliyelerinde adı geçen şahısların ise; …, ……, ……, …., ….., …., … …… ve…. olduğunu bildirmiştir. Mahkememizce yazılan müzekkereye Sgk tarafından verilen 25/07/2017 tarihli yazılı cevaptaki; 2010 ve 2011 yıllarına ait çalışan şahıslar arasında ismi belirtilen kişilerin olmadığı anlaşılmıştır. Bozma öncesinde 2008 ve 2009 yıllarına ait kayıtlar celbedilmiş ve o kayıtların içerisinde bu şahısların olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla mahkememizce verilen 02/03/2016 tarihli karar üzerine Yargıtay 08/12/2016 tarihli bozması sonrası yapılan araştırmada da, davacı iade edilen malların teslimine ilişkin iddiasını ispat edemediği anlaşılmaktadır. Davacı tacir olup, basiretli hareket etmekle yükümlüdür. Göndermiş olduğu mallarla ilgili teslimlerin usulüne uygun olup ve yazılı şekilde ispat etmesi gerekmektedir. Mahkememizce daha öncesinde davacının talebi de aşılarak, zabıta araştırması dahi yapılmıştır. Yine teslim ile ilgili iddiasını, bu araştırmayla dahi ispat edememiştir. Uyulmasına karar verilen son bozma ilamı sonrasında da tekrar zabıta araştırması yapılmamıştır. Zira davalı tarafın delilleri arasında bu yönde bir delili de bulunmamaktadır. Davacı tüm dosya kapsamına göre, bu yöndeki iddiasını ispat edemediği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla uyulmasına karar verilen 08/12/2016 tarihli bozma ilamı sonrasında yapılan araştırmada da teslim ile ilgili davacının, aşağıdaki hususlar dışındaki iddiası da ispat edemediği anlaşılmıştır.
Bozmadan önce toplanılan deliller alınan bilirkişi raporları ile bozmadan sonra yapılan araştırma ve toplanan delillerden, davalının iade ettiğini ileri sürdüğü ürünlerin 81.003,49-TL lik kısmının iadesini ispatlayamadığı, dolayısıyla bozmadan önce kabul edilen 324.389,16-TL alacak kısmı da dikkate alındığında takip tarihi itibariyle toplam davacı asıl alacağının 405.392,65-TL olduğu, davacının ihtarı üzerine temerrüdün oluştuğu 24/06/2011 tarihinden takip tarihine kadar bozmadan önce kabul edilen kısım için hesaplanan faizin 13.730,99-TL olduğu hususu dikkate alındığında, ispatlanamayan iade ürün bedelleri toplamı da dikkate alınmak suretiyle tespit edilen toplam 405.292,65-TL nin takip tarihine kadar işlemiş olan faizin ise 17.159,77-TL olarak mahkememizce resen hesaplandığı, dolayısıyla fazla talebin bulunduğu, alacağın likit olduğu davacının takibi başlatmakta kötü niyetinin bulunmadığı anlaşıldığından ispatlanan davanın kısmen kabulüne karar verilerek hüküm kurulmuş verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Yargıtay, …… Hukuk Dairesi’nin …… Esas ….. karar sayılı bozma ilamı ile; “bozma ilamına uyulmuş ise de bozma ilamının gereği kısmen yerine getirilmiştir. Dairemiz bozma kararında 2010 – 2011 yılına ilişkin fatura ve sevk irsaliyesinde imzası olan kişilerin davacı çalışanı olup olmadığı yönünde SGK’ya yazı yazılmasının yanında başkaca araştırma da yapılması istenmiştir. Ülkemizde SGK kayıt dışı istihdam olgusunun varlığı sosyal ve ekonomik bir gerçekliktir. Bu nedenle mahkemece 2010 – 2011 yıllarına ilişkin fatura ve sevk irsaliyelerinde imzası olan kişilerin davacı çalışanı olup olmadığı yönünde zabıta araştırması yaptırılarak tüm deliller toplandıktan sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.”denilerek mahkememiz hükmü bozulmuş ve dosya tekrar mahkememiz esasına alınarak yargılamaya devam olunmuştur.
Bozma ilamı gereği; Bahçelievler İlçe Emniyet Müdürlüğüne ve Küçükçekmece Emniyet müdürlüğünden ….,…., …, …, ….., …., ….,…..,…, ……, ….., …. isimli şahısların 2010-2011 yıllarında davacı çalışanı olup olmadığı hususunun tespiti için müzekkereler yazılmış yazılan yazılarak ikmalen cevap verilmiş gelen yazı cevapları ile; bahse konu kişilerin davacı şirketin çalışanları ya da şirketle bağlantılı kişiler olduğu hususlarının tespit edilemediğinin mahkememize bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, bozma ilamlarında işaret edilen hususlar ve yazılan müzekkerelere verilen cevabi yazıların birlikte değerlendirilmesinde, bu aşamada ihtilafın davalı tarafça iade edildiği iddia edilen 81.003,49 TL tutarındaki ürünün davacı tarafa iadesinin gerçekleşip gerçekleşmediği, iade faturası altındaki teslim alan imzalarının davacı çalışanlarına ait olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce SGK’ya yazılan müzekkerelere verilen cevabi yazılar ile iade faturası altındaki imzası bulunan şahısların davacının SGK’lı çalışanı olmadığı tespit edilmiştir. Bozma ilamı gereğince anılan şahısların davacı çalışanı olup olmadığı hususunda zabıta araştırması yaptırılmış olup, yapılan araştırmaya göre şahısların davacı çalışanı olduğuna yönelik bir tespitin bulunmadığı, şahısların davacı ile irtibatlarının tespit edilemediği görülmüş olmakla iade ettiğini ileri sürdüğü 81.003,49 TL’lik ürünün iadesi hususunun ispatlanamadığı, bozmadan önce kabul edilmiş bulunan 324.389,16 TL’lik alacak kısmı ve iade edildiği ispatlanamayan 81.003,49 TL’lik ürün bedeli ile birlikte davacı asıl alacağının 405.292,65 TL olduğu, temerrüt tarihi olan 24/06/2011 tarihine kadar işlemiş faiz miktarının 17.159,77 TL olduğu anlaşılmakla açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. E sayılı dosyasında asıl alacak 405.392,65 TL , işlemiş faiz 17.159,77 TL olmak üzere toplam 422.552,42 TL yönünden itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren yıllık % 15’i aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacak likit olduğundan icra inkar tazminat talebinin kabulü ile asıl alacağın % 40’ı oranında 162.157,06 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, takibin başlatılmasında davacının kötüniyetli olmadığı anlaşılmakla reddedilen kısım yönünden davalı lehine tazminat takdirine yer olmadığına karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
1-Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ….. E sayılı dosyasında asıl alacak 405.392,65 TL , işlemiş faiz 17.159,77 TL olmak üzere toplam 422.552,42 TL yönünden İTİRAZIN İPTALİNE, takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, takip tarihinden itibaren yıllık % 15’i aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin kabulü ile asıl alacağın % 40’ı oranında 162.157,06 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafın kötüniyetli olmadığı anlaşılmakla reddedilen kısım yönünden tazminat takdirine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 28.864,56-TL harçtan, peşin alınan 4.266,95-TL nin mahsubu ile bakiye 24.597,61-TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 4.291,15-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen tebligat ve müzekkere gideri 106,9TL ile bilirkişi sarf gideri 600,00-TL olmak üzere toplam 706,9TL ile kabul(%98) ve red oranı(%2,46) olmak üzere 689,54 -TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça sarf edilen tebligat ve müzekkere masrafı 150,00-TL ile bilirkişi sarf gideri 700,00-TL olmak üzere toplam 850,00-TLnin kabul (%97,54) ve red oranı(%2,46) olmak üzere 20,91-TL sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına takdir edilen 30.852,10-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına takdir edilen 2725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
110-Davalı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize müracaatla Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 04/12/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır