Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/449 E. 2023/499 K. 12.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/449 Esas
KARAR NO : 2023/499

BİRLEŞEN DOSYA ESAS NO : Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas
BİRLEŞEN DOSYA KARAR NO :….

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
ASIL DOSYA DAVA TARİHİ : 18/06/2019
BİRLEŞEN DOSYA DAVA TARİHİ : 06/09/2019
KARAR TARİHİ : 12/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/06/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı, müvekkili firma aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine özgü icra takibi yolu ile takip yapıldığını, söz konusu takibe ilişkin Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi …. D. İş sayılı dosyasında tedbir kararı verildiğini, aynı zamanda İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas Sayılı dosyasında imza itirazında bulunulduğunu, söz konusu çekteki imza ve kaşenin müvekkil firmaya ait olmadığını, müvekkilinin ilgili çekten dolayı bir borcunun bulunmadığını, açıklanan nedenlerle müvekkili firmanın İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyası ve dayanağı olan 10.05.2019 ödeme tarih 192.000,00(yüzdoksanikibin)TL bedelli çekten dolayı davalıya borcu olmadığının tespiti ve takibin iptalini, dava konusu takibin açılmasında kötü niyetli olan davalının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve müvekkilinin dava sebebi ile uğradığı zararın tahsilini, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; sahte imza ve kaşe ile düzenlenen 10/08/2019 keşide tarihli … çek numaralı 194.015,36 TL bedelli çekten kaynaklı olarak borçlu olmadıklarının tespitini, dava konusu çekteki imza ve kaşenin müvekkiline ait olmadığını, dava konusu çekin çalıntı çeklerden olduğunu, çek hakkında gerek Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi, gerekse Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından alınmış tedbir kararının bulunduğunu, söz konusu hırsızlık olayına ilişkin ise Denizli Cumhuriyet Başsavcılığına da suç duyurusunda bulunulduğunu müvekkili firmanın sahte ciro ile borçlandırıldığı kişilerle hiçbir ticari ilişkisi bulunmadığını, çekin ödenmesi halinde telafisi imkansız zararların doğacağını, davalının dava konusu çeki bankaya ibrazdan önce çekteki cironun sahte olduğunu bildiğini, bu nedenle dava konusu çekten dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı vekilinin asıl ve birleşen dosyalardaki cevap ve beyan dilekçesinde özetle; müvekkilinin iyiniyetli olduğunu, davacının iddialarının müvekkile karşı ileri sürülemeyceğini, TTK madde 687/1’de de “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” denilmekle müvekkiline karşı davacının kendilerinden sonraki cirantalarla herhangi bir ticari ilişkisi olmadığı yönündeki itirazlarının ileri sürülebilmesi için hamilin kötü niyetli olması gerektiğinin vurgulandığını, oysaki müvekkilinin davaya konu çekte son hamil durumunda olup, çekin veriliş koşullarını ve verilme sebebini araştırmak durumunda olmadığını, bilebilecek bir durumda olmadığını, davacının dava konusu çekin rızası dışında elinden çıktığı iddiası bir an için kabul edilse dahi; dava konusu çekin cirolandığını, müvekkilinin davacının isnat edilen olayı bilmesi çekin ödeme aracı niteliğinden dolayı kendisinden beklenemeyeceği gibi hayatın olağan akışına göre mümkün olmadığını, nitekim davacının müvekkilin kötü niyetli veya ağır kusurlu hareket ettiği iddiasını ispata dair sunabildiği hiçbir delilin mevcut olmadığını, müvekkilin herhangi bir kötü niyet ya da kusuru bulunmadığını,çeki süresinde ibraz edip ödenmediğini tesbit ettiren hamilin, cirantalara, keşideciye ve diğer çek sorumlularına karşı müracaat hakkını kullanabileceğini, keşideci, lehdar ve ciranta arasındaki şahsi def’ilerin hamile karşı ileri sürülemeyeceğini, açıklanan nedenlerle müvekkile karşı açılan davanın reddini, aynı zamanda davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilerek, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı yana tahmiline karar verilmesini beyan ve talep ettiği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
-Asıl ve birleşen dava; Keşidecisi …. TİCARET A.Ş. olan …. Bankası A.Ş. …. Şubesine ait, 10.05.2019 keşide tarihli, …. seri no’lu 192.000.00 TL bedelli senet ile Keşidecisi …. TİCARET A.Ş. Olan …. Bankası A.Ş. …. Şubesine ait, 10.08.2019 keşide tarihli, …. çek numaralı, 194.015,36 TL bedelli senette lehtar sıfatına sahip olan davacının, senette ciranta sıfatıyla atılan imza ve kaşenin kendisine ait olmadığı iddiasıyla açılan menfi istemine ilişkindir.
-Mahkememizce davacı şirketin senetin keşide tarihi ve sonrasındaki temsile yetkili kişinin imza örnekleri alınmış, mukayeseye elverişli ıslak imzalı evrak asılları temin edilmiş ve bu belgeler doğrultusunda dava konusu çek üzerinde imza incelemesi yaptırılmıştır.
-Türk Ticaret Kanununun kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun, kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise ortak hükümlere yollama yapmakla yetinilmiştir (6102 TTK’nın 778, 818, eTTK. 690, 730).
-6102 sayılı TTK’nın 818. (eTTK’nun 730) maddesi yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken aynı yasanın 677. (eTTK’nun 589) maddesi uyarınca “bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzalar içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez”. İmzaların bağımsızlığı (istiklali şeklinde tanımlanan bu ilke, poliçeye atılan her geçerli imzanın (Keşidecinin, cirantanın avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzanın sahiplerini sorumlu kılmamalarına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçersiz bir imza sahibini bağlamaz, ancak ciro zincirini de koparmaz.
-Gerek doktrinde ve gerekse de uygulamada; “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekârlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”,“senedin zamanaşımına uğramış bulunması” gibi def’iler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir.
-Dosyada mevcut Adli Bilimler ve Adli Grafoloji Uzmanı tarafından celp edilen ıslak imzalı evrak asılları ile senet asıllarının incelenmesi ile düzenlenen kök ve ek raporlarda özetle; inceleme konusu … Bankası, … Şubesi’ne ait 10.05.2019 keşide tarihli …. seri nolu, 192.000 TL’lik ve 10.08.2019 keşide tarihli, ….. seri nolu, 194.015.36 TL’lik olmak üzere iki adet çekin arka yüzlerinde davacı şirketin eski ünvanını içerir kaşe izleri üzerine atılmış imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacı şirket yetkilileri …, …, …, …, …., …. ve ….’nun eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
-Tarafların iddia ve savunmalarına, dayandıkları delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre Mahkememizce yapılan değerlendirmede; dava konusu senette davacı şirketin lehtar sıfatına sahip olduğu ve senet metninde ilk cironun davacı şirketin isim ve imzası ile yapıldığı sabittir. Ancak senet üzerinde ciranta sıfatıyla davacı şirket adına atılan imzanın ticaret sicil kayıtlarına göre şirketi temsil etmeye yetkili olan ..,..,..,…, …., …. ve ….’na ait olmadığı alınan rapor ile sabit hale gelmiştir. Temsil yetkisi bulunmayan kişi tarafından atılan bir imzanın davacı şirketi bağlamayacağı, bu hususun herkese karşı ileri sürülebilen mutlak def’i niteliğinde olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir.
-Buna göre davacının kendisine ait olmayan imza nedeniyle takip konusu borçtan sorumlu tutulamayacağı, geçersiz imzanın sahibi bağlamayacağı anlaşılmakla asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı kabulüne karar vermek gerekmiştir.
-Davacının kötüniyet tazminatı bakımından yapılan değerlendirmede; davalıların senedi bilerek borçlunun zararına iktisap ettiğinin, başka bir söyleyişle kötüniyetli ve zararlandırma kastı ile iktisap ettiğinin mevcut bilgi ve belgelerle ispat edilemediği kanaatine varıldığından tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın kabulü ile;
a)Keşidecisi …. TİCARET A.Ş. olan … Bankası A.Ş. …. Şubesine ait, 10.05.2019 keşide tarihli, … seri no’lu 192.000.00 TL bedelli senet yönünden davacı tarafın davalıya borçlu olmadığının tespitine,
b)Şartları oluşmadığından davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
c)Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 13.115,52-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.638,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 9.477,22- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
d)Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 3.638,30-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e)Davacı tarafından yargılama sırasında yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 1.750,00 TL bilirkişi ücreti, 971,90 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere 2.766,30-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f)-Davalılar tarafından yargılama sırasında yapılan masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
g)-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 29.800,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
h)-Bakiye gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ve dosyada mevcut evrak asıllarının iadesinden sonra ilgili tarafa derhal iadesine,
2-Birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında açılan davanın kabulü ile;
a)Keşidecisi …. TİCARET A.Ş. Olan … Bankası A.Ş. …şimci Şubesine ait, 10.08.2019 keşide tarihli, …. çek numaralı, 194.015,36 TL bedelli senet yönünden davacı tarafın davalıya borçlu olmadığının tespitine,
b)Şartları oluşmadığından davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
c)Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 13.253,19-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.313,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 9.939,89- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
d)Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 3.313,30-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e)Davacı tarafından yargılama sırasında yatırılan 44,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f)Davalı tarafından yargılama sırasında yapılan masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
g)Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 30.102,30- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
h)-Bakiye gider/delil avansının karar kesinleştiğinde dosyada mevcut evrak asıllarının iadesinden sonra ilgili tarafa derhal iadesine,
3-Karar kesinleştiğinde dosyada mevcut evrak asıllarının ilgili kurumlara derhal iadesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin e-duruşma ortamında yüzlerine verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır