Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/444 E. 2020/153 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/444 Esas
KARAR NO : 2020/153

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/06/2019
KARAR TARİHİ : 11/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin inşaat alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirket ile davalı arasında hizmet ilişkisi mevcut olduğunu, iş bu hizmet ilişkisinin 20.07.2018 tarih, 7.800,00 TL (KDV Dahil) bedelli, … seri …. sıra no’lu, 21.07.2018 tarih, 5.200,01 TL (KDV Dahil) bedelli … Seri …. sıra no’lu, 25.07.2018 tarih 2.810,00 TL (KDV Dahil) bedelli … seri … sıra no’lu, 06.08.2018 tarih 2.100,02 TL (KDV Dahil) bedelli … seri … sıra no’lu, 08.08.2018 tarih 6.850,02 TL (KDV Dahil) bedelli … seri … sıra no’lu, irsaliyeli faturalarla da sabit olduğunu, işbu irsaliyeli faturalara ilişkin davalı borçlu tarafından ödeme yapılmamasından dolayı Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibine geçildiğini, başlatılan icra takibine ilişkin ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiğini ve borçlu tarafından itirazda bulunulmuş olduğunu, davalı borçlu tarafından yapılan haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle takibin durduğunu, davalı borçlu şirketin 11.10.2018 tarihli icra dosyasında mübrez 5 adet faturaya 8 günlük yasal süresi içinde itiraz etmemiş olduğunu, takibe dayanak sundukları borcu kabul etmiş olduğunu, davalı borçlunun faize ilişkin itirazının da yersiz olduğunu, müvekkili alacaklı şirket ile davalı borçlu tacir olup, yapılan alışverişte ticari bir iş olduğundan icra takibinde faiz oranı olarak takip tarihi itibari ile ticari temerrüt (avans) faizi dahi talep edilebileceğini, alacak likit ve muayyen olduğundan davalı borçlu aleyhine %20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini beyanla; itirazın iptali ile takibin devamına, alacak miktarının %20sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı borçlu üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği gibi müvekkilinin 24.760,05 TL tutarında bir borcu bulunmadığını, dava öncesinde mutabakata varılan 16.642,98 TL miktarındaki borcun müvekkiline ait olan borç olduğunu, müvekkili şirketin bu 16.642,98 TL borcu gerek icra takip sürecinde gerekse bu dava sürecinde kabul etmiş ve ödemek istemiş olduğunu, ancak davacı tarafın bu ödeme sürecini akamete uğrattığını, kendilerine gönderilen bir faturaya da yasal süresi içerisinde 31.10.2018 tarihinde itiraz edilmiş olduğunu beyanla; davanın reddine, davacının %20 oranında tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya Mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 24.760,05 TL asıl alacak, 999,03 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.759,08 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusu vekili tarafından takibe itiraz edildiği anlaşıldı.
Davacının iddiası, davalının savunması ve icra dosyasındaki itirazı, icra dosyası ile tüm dosya kapsamına göre, uyuşmazlığın taraflar arsındaki ticari ilişkisi kapsamında davacının davalıya verdiği hizmeti karşılığında icra takibine konu faturalar nedeniyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, reklamasyon faturası ve dekont ödemelerinin tespiti için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 25/11/2019 saat 14.30 da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup; Mali Müşavir bilirkişi …. 28/11/2019 tarihli raporunda özetle; davacının 2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (11.10.2018) itibariyle davacının davalıdan 16.642,92 TL alacaklı olduğunu, davalının 2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (11.10.2018) itibariyle davalının davacıya 16.982,44 TL borcunun bulunduğunu, taraf ticari defterlerinin karşılaştırılması neticesinde; takip tarihi (11.10.2018) itibariyle taraflara ait ticari defterlerdeki bakiyelerin davacının davalıdan 16.642,92 TL alacaklı olduğu yönünde birbirini teyit ettiğini, davacı tarafından düzenlenen takip konusu faturaların davalı ticari defterlerinde de kayıtlı olduğunu ve davacı tarafından yapılan ödemelerin de davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, neticeten; takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 16.642,92 TL alacaklı olduğunu, takip öncesi faiz talebinin dayanağının bulunmadığını bildirmiştir.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. Fatura karşı tarafça ticari defterlerine kayıt edilmiş ise, burada delil olan fatura değil ticari defterlerdir. Ticari defterler uyumlu olmadığı için lehe delil değeri bulunmasa da, karşı çıkılan faturanın ticari deftere kayıt edilmiş olması halinde ticari defter aleyhe delil oluşturacaktır. İtirazın iptâli davasında takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılması mümkün değildir (Örnek: Yargıtay HGK. 14.12.2011 T. 2011/19-617 E. 2011/749 K.). Faturalarda gösterilen işler belli iken fatura kapsamı dışındaki işler esas alınarak hesaplama yapılamaz.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller, bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde, davanın fatura alacağından kaynaklı başlatılan takibi itiraz nedeniyle açılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, dava konusu faturaların davacının defterlerinde kayıtlı olup, davacının ticari defterlerine göre 16.642,92 TL alacaklı olduğu, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, incelenen taraf ticari defter ve kayıtlarına göre takibe konu faturaların her iki yan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı yan ticari defterinde takip tarihi itibariyle davalıdan 16.642,92 TL alacaklı olduğu, davalı yan ticari defterinde ise davalının takip tarihi itibariyle davacıya 16.982,44 TL borçlu olduğu, yine davacı ticari defterinde davalı tarafça yapılan ödemelerin işlendiği tespit edilmiştir. Taraf ticari defterlerinin davacının takibi konu ettiği faturalar yönünden birbirini doğruladığı, davalı ticari defterlerinde fazla görünen 339,52 TL borca konu faturanın takibe konu edilmediği anlaşılmıştır. Takibe konu edilen faturaların her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, yapılan ödemelerin de kayıtlı olduğu takip tarihi itibariyle ödemeler düşüldüğünde davacının alacağının 16.642,92 TL olduğu, takibin faturaya dayalı olup, cari olarak takip başlatılmadığı tespit edilmiş olmakla açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasına davalının 16.642,92 TL’lik kısmına itirazın iptaline, takibin 16.642,92 TL üzerinden devamına, davacının davalıyı daha önce temerrüde düşürdüğüne ilişkin bilgi olmadığından faiz ve fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı tarafın icra icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki takibin 16.642,92 TL üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-16.642,92 TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gereken 1.136,88 TL harçtan peşin alınan 422,84 TL harcın mahsubu ile bakiye 714,04 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
6-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 467,24 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafça sarf edilen bilirkişi tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 687,20 TL’nin kabul oranı (%67,22) ret oranı (%32,78) dikkate alınarak hesaplanan 461,94TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
10-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/02/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır