Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/420 E. 2019/1081 K. 14.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/420 Esas
KARAR NO : 2019/1081

DAVA : Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ : 31/05/2019
KARAR TARİHİ : 14/10/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalının sermayesi 50 paya bölünmüş ve tek hissedarı kendisi olan …… Hizmetleri A.Ş.’yi 20.05.2013 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ederek kurmuş olduğunu, şirket kurulmadan önce 17.05.2013 tarihinde müvekkili ile yapılan ön protokolde yeni kurulacak olan şirketin %50 hissesinin müvekkiline devredileceği hususunun belirtilmiş olduğunu, işbu protokolün davalı ile müvekkili arasında birlikte imza altına alınmış olduğunu, davalının, sermeyesi paya bölünmüş olan şirket hissesinin 17’sini müvekkiline hisse devri sözleşmesi ile haricen devretmiş olduğunu geriye kalan 8 hisseyi ise devretmemiş olduğunu, müvekkilinin devredilmeyen hisselerin daha sonra devredeceğini düşünse dahi davalının müvekkilinin kalan hisselerini ona devretmemiş olduğunu, hatta kendi hisselerini başka kişilere devrederek aralarındaki protokole aykırı davranmış olduğunu beyanla; yapılan ön protokole aykırı olarak eksik devredilen hisselerin müvekkiline devrine, bu mümkün değilse payların itibari değerinin müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; yeni düzenlenen Türk Ticaret Kanunu Hükümleri uyarınca, konusu ve talep kısmı ile iş bu davada arabuluculuğa başvuru zorunlu olup dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, taraflar arasındaki alacak iddiasının ticari ortaklıktan doğmuş olduğunu talep edilebilir olsa dahi borçlar kanunu 147/4. md. hükmü gereği 5 yıllık zaman aşımına tabi olduğundan dava konusu alacak iddiası zaman aşımına uğramış olduğunu, dava konusu, …… Hizmetleri A.Ş. hisseleri yönünden müvekkilinin davacıya herhangi bir hisse devri ve başkaca ödeme borcu bulunmadığını, hiç bir şekilde hisse devir borcunu kabul etmemekle birlikte bir an için müvekkilinin bahsi geçin ön protokolle davacıya borçlu olduğunu düşünsek dahi protokol ve muvafakatname birlikte değerlendirildiğinde hisse devir borcunun muvafakatnamede bahsi geçen satış işlemi ile ortadan kalktığının anlaşıldığını, müvekkilinin şirketin tescilinden sonra dava dilekçesinde de belirtildiği gibi bir kısım hisseleri davacıya devretmiş olduğunu, daha sonraki süreçte şirketin borçlarının ödenmesi ve yapılandırılması için davacı ile davalının aralarında bir anlaşma yaparak 3. kişi olan …..’ın hisse satışı yoluna giderek bu muvafakatnameyi imzalamış olduğunu, taraflar arasındaki bu anlaşma gereği bu satıştan doğan gelirin şirket borçlarına ayrılmış olduğunu, tarafların bu satıştan herhangi bir gelir elde etmemiş olduklarını, müvekkilinin davacı ile aralarındaki anlaşma ve muvafakatname gereği davacıya devretmesi gereken kalan %8 hisse ile kendi hisselerinden %9 hisseyi (toplam%17) 3. kişi …..’a devrederek davacıya olan devir yükümlülüğünü de yerine getirmiş olduğunu, yani müvekkilinin davacı ile aralarındaki anlaşma gereği kendi hissesinden %9 olmak üzere davacıya devredeceği %8 hisseyle birlikte toplam %17 hisseyi 3.kişi …..’a satmış olduğunu, muvafakatname içeriğinden de anlaşılacağı üzere bu devirden doğan alacağın müvekkilinin cebine girmeyerek şirket borçlarına ayrılmış olduğunu, dolayısıyla devirden kaçındığı iddia edilen müvekkilinin şirket hisseleri yönünden uhdesinde bir artış söz konusu olmadığını belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, şirket ortakları arasındaki hisse devrine ilişkin uyuşmazlıktan kaynaklanan hisse devri talebine ilişkindir.
6102 Sayılı TTK ‘nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 114 maddesinde dava şartları açıkça sayılmış olup, mahkeme tarafından resen gözetilir.
Yapılan inceleme neticesinde, davanın şirket ortakları arasındaki hisse devrine ilişkin uyuşmazlıktan kaynaklı hisse devri istemine ilişkin olduğu, 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 Sayılı Yasanın 20.maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5/A maddesi olarak eklenen madde hükmü gereğince TTK’nun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlendiği, madde düzenlemesine aykırı olarak arabuluculuk kurumuna başvuru yapılmadan açılmış olması nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla davanın reddi ile aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- 7155 sayılı Yasa ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A maddesinin 1. fıkrası uyarınca arabuluculuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken harç peşin alındığından bu hususta başkaca harç alınmasına yer OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafça yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/10/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır