Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/392 E. 2019/764 K. 10.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
.
ESAS NO : 2019/392
KARAR NO : 2019/764
.
DAVA : İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
DAVA TARİHİ : 26/05/2019
KARAR TARİHİ : 10/07/2019
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 11/07/2019

DAVA; Davacı vekili dava dilekçesini özetle; müvekkili şirketin mülkiyetinde bulunan taşınmazın davalı şirkete 01/10/2015 tarihinde kiraya verildiğini, 54.430,00 TL ödenmemiş kira alacağı olduğunu, bu kira alacağının 32.200,00 TL’lik kısmının kambiyo senedine dayalı olduğunu, İstanbul ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. esasına kayıtlı olarak takip başlatıldığını, kalan miktar için ise Büyükçekmece…….İcra Müdürlüğü’nün …… esasına kayıtlı olarak takip yapıldığını, hile ve sahtecilik yaparak icra müdürlüklerini ve mahkemeleri kandırmaya çalıştıklarını, mükerrer ödemelerin gösterildiğini belirterek davalıların İİK m.177/1-4 gereğince doğrudan iflaslarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı … vekili cevap dilekçesini özetle; alacağın kaynağı olan kira sözleşmesine taraf olmadığını, icra dosyasının kesinleşmediğini, İİK m.177 şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … ve…….Hiz. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesini özetle, davacıya borçlu olmadıklarını, İİK m.177 şartlarını taşımadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün yazı cevabı, Büyükçekmece…….İcra Müdürlüğü’nün ……esas sayılı dosya sureti, İstanbul …….İcra Müdürlüğü’nün……esas sayılı dosya sureti, İstanbul …….İcra Hukuk Mahkemesi’nin ……. Esas,……. ve ……. Esas……. karar sayılı ilamı celp ve tetkik olunmuştur.
Büyükçekmece ……İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyasının tetkikinde, davacı tarafından davalılar ….. ve … ile dava dışı şahsa karşı 27.135 TL’nin tahsili istemiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlular tarafından takibe itiraz edildiği anlaşılmıştır
İstanbul…….İcra Müdürlüğü’nün…… esas sayılı dosyasının tetkikinde, davacı tarafından davalıla aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, borçlu … ve …… yönünden İstanbul……İcra Hukuk Mahkemesi’nin ……. Esas, …… karar sayılı ilamı ile, …….yönünden ise İstanbul ……İcra Hukuk Mahkemesi’nin…… Esas, …… karar sayılı ilamı ile borca itirazlarının kabulüne, icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
İstanbul……İcra Hukuk Mahkemesi’nin……. Esas, ……. ve ……. Esas, ……. karar sayılı ilamının tetkikinde, İstanbul ……..İcra Müdürlüğü’nün ……..esas sayılı dosyasında borçluların borca itirazlarının kabulüne, icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Dava, İİK m.177/1-4 gereğince açılan doğrudan iflas istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın İİK m.177 şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkindir.
Davacı, davalı şirketlerle birlikte davalılar … ve …’ın de iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
Türk Hukukunda kural olarak yalnız tacirlerin iflasına karar verilebilir. Kimlerin tacir sayılabileceği dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 12., 14., 16. ve 17. (6762 sayılı TTK’nın 14., 16., 18. ve 19.) maddelerinde sayılmıştır. Sermaye şirketlerinin ortakları ve yöneticileri sadece bu sıfatları nedeniyle iflasa tabi tutulamazlar. Bu kişilerin ayrıca tacir olması halinde iflası istenebilir.
İflas davasına bakan ticaret mahkemesi, borçlunun iflasa tabi kişilerden olup olmadığını kendiliğinden araştırmak zorundadır. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, Ankara, 2013 sh.1100). (19. HD. 07.11.2006 tarih ve 8508 E., 11660 K., 22.09.2005 tarih ve 7382 E., 8994 K. 04.02.2013 tarih ve 2012/6644 E., 2013/516 K. sayılı ilamlar)
Mahkememizce davalılar … ve …’ın gerçek kişi tacir olup olmadıklarının tespiti için İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmış olup gerçek kişi tacir kayıtlarının olmadığı yönünde cevap verilmiştir. Davalı şirketlerin ortağı olduklarından bahisle dava açılmış ise de, sermaye şirketlerinin ortakları ve yöneticileri sadece bu sıfatları nedeniyle iflasa tabi tutulamayacaklarından bu davalılar bakımından bu sebeple davanın reddine karar verilmiştir.
İİK’nın alacaklının talebiyle doğrudan iflas hallerinin düzenlendiği 177. maddesi, “Aşağıdaki hallerde alacaklı evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebilir.
1-Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoliyle yapılan takip sırasında mallarını saklarsa;
2- Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa;…” hükmünü içermektedir.
Yine İİK’nun 177/4 maddesinde ilama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse alacaklı evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebilecektir.
Somut olayda, davacı taraf 54.430,00 TL ödenmemiş kira alacağı olduğunu, bu kira alacağının 32.200,00 TL’lik kısmının kambiyo senedine dayalı olduğunu, İstanbu……İcra Müdürlüğü’nün……. esasına kayıtlı olarak takip başlatıldığını, kalan miktar için ise Büyükçekmece …….İcra Müdürlüğü’nün…… esasına kayıtlı olarak takip yapıldığını, hile ve sahtecilik yaparak icra müdürlüklerini ve mahkemeleri kandırmaya çalıştıklarını, mükerrer ödemelerin gösterildiğini belirtmiştir. Celbedilen ……..İcra Müdürlüğü’nün……. esas sayılı dosyasının tetkikinde, davacı tarafından davalılar aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, borçlu … ve …. yönünden İstanbul …….İcra Hukuk Mahkemesi’nin …… Esas, …… karar sayılı ilamı ile, ……. yönünden ise İstanbul ……cra Hukuk Mahkemesi’nin……. Esas……. karar sayılı ilamı ile borca itirazlarının kabulüne, icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Bahsi geçen icra dosyaları iflas yolu ile takip olmadığı gibi, davacı tarafın bu yönde bir iddiası da bulunmamaktadır. Başlatılan icra takipleri ise İcra Mahkemesi tarafından durdurulmuş olup, İcra mahkemesine sunulan evrak nedeniyle hileli muamelede bulunulduğu iddiasıyla iflas talebinde bulunmak mümkün değildir. İcra takipleri sonuçlanmamış olup, İİK’nun 177/1 maddesi gereğince iflas talebinde bulunulamayacağı gibi, icra emriyle istenen bir alacak bulunmadığından 177/4 maddesi gereğince iflas talebinde bulunulması da mümkün değildir. Bu haliyle İİK’nun 177/1-4 maddesindeki koşullar oluşmuş değildir.
Diğer taraftan davacı, dava dilekçesinde, İİK nun 37. maddesini de belirterek İflas kararı verilmesini talep etmiştir. İİK 37. maddede, “haciz veya İflas istemek yetkisi“ başlığı ile, icra emrinde yazılı müddet geçtiği halde borcunu ödeyemeyenlerin mallarının haczolunacağı yahut borçlu iflasa tabi eşhastan olduğu takdirde alacaklının istediğinde yetkili ticaret mahkemesince iflasına karar verileceği belirtilmiştir. Düzenleme, yasanın müşterek hükümler bölümünde yer almakta olup, yasada, icra emrine rağmen borcunu ödemeyenlerden, yani icra borçluları söz konusu edilmekte olup, koşulları oluşmayan davanın tüm davalılar bakımından reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN REDDİNE
1-Harç peşin alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalılar kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı … ve …… vekillerinin yüzlerine karşı , diğer davalıların yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı 10/07/2019

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı