Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/368 E. 2020/321 K. 19.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/368 Esas
KARAR NO : 2020/321

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2019
KARAR TARİHİ : 19/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Dava dışı müvekkil firma eski çalışanı … müvekkil firmada çalıştığı süre içerisinde kademeli olarak önce müşteri ilişkileri, sipariş alma takibi ve teslimi departmanı ve şirketin tüm muhasebe işlemlerini, muhasebe kayıtları müşteri iletişim bilgilerinin bulunduğu departmanda tek kişi olarak çalışmış dolayısı ile şirketin en önemli departmanlarında yer aldığını, yetkili şirkete ait olan bilgisayarın başına geçtiği sırada şirkete ait ….olan ekranı açık bilgisayar da davalıya ait …. hat üzerinden açılan … ekranındaki yazışmaları davacı firmaya rutin olarak gelen siparişler olduğunu düşündüğünü ve yazışmaları okumaya başladığını, müvekkil firma İstanbul merkez ofiste müvekkil firmanın eski çalışanı olan dava dışı ….TC:(…), şuan kendisi ve çalıştığı firmasından davacı oldukları (Şuan gerek kendisine gerek çalıştığı firmada İstanbul Asliye Ticaret mahkemesinde aleyhlerine dava açılmıştır.) kişi ve firmaile davalının ayartıp el ve iş birliği içerisinde olduğu kişi ile yazıştığını gördüğünü, davalının, müvekkil firma eski çalışanı olan dava dışı …. müvekkil firmada çalıştığı süre içerisinde bulunmuş olduğu departmanlarda, edinmiş olduğu şirket sırlarını ve müşteri çevresini müvekkil firmanın çalışanı olmasına rağmen davalı yan ile paylaştığını, müvekkil firmanın İŞ kaybına doğrudan ticari zararına sebebiyet verdiğini, davalı yan ile tüm Şirket sırlarını paylaştığını, davalının , davacı müvekkil aleyhine haksız rekabet oluşturacak eylemlerinin müvekkili zarara uğrattığını, bu durum değerlendirildiğinde haksız ve hukuka aykırı olan bu eylemler karşısında müvekkilin zararlarının tespiti ve tazmini için iş bu davayı açma zorunluluğu doğduğunu beyan ederek, arz ve izah edilen nedenler ve Mahkemece re’sen incelenecek nedenler neticesinde; haklı davanın kabulü ile , fazlaya dair tüm talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL maddi tazminat ile davacı müvekkil şirketin uğramış olduğu çöküntü nedeniyle 50.000 TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte, yargılama giderleri ve ücret-i vekâletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın, dosyaya iddia konusu vakıalara ilişkin somut deliller sunmadığını, İleri sürdüğü iddiaların somutlaştırılmadığını ve müvekkil şirketin ticari itibarını zedeleyici ithamlardan ibaret olduğunu, Müvekkil şirket haksız rekabete konu olacak hiçbir eylemde bulunmadığı gibi davacı taraf bu iddialarını ispatla mükellef olduğunu,
Yukarıda açıklanan nedenler ile müvekkil aleyhine açılan ispattan uzak, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiğini beyan ederek, müvekkil aleyhine açılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil edip etmediği, davacının bu sebeple bir zararının olup olmadığı ve zararı var ise miktarının tespiti hususlarına ilişkin olduğu anlaşıldı.
“Özen ve Sadakat Borcu” başlıklı 6098 sayılı TBK 396. maddesinin “İşçi, yüklendiği işi özenle yapmak ve işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmak zorundadır. İşçi, işverene ait makineleri, araç ve gereçleri, teknik sistemleri, tesisleri ve taşıtları usulüne uygun olarak kullanmak ve bunlarla birlikte işin görülmesi için kendisine teslim edilmiş olan malzemeye özen göstermekle yükümlüdür. İşçi, hizmet ilişkisi devam ettiği sürece, sadakat borcuna aykırı olarak bir ücret karşılığında üçüncü kişiye hizmette bulunamaz ve özellikle kendi işvereni ile rekabete girişemez. İşçi, iş gördüğü sırada öğrendiği, özellikle üretim ve iş sırları gibi bilgileri, hizmet ilişkisinin devamı süresince kendi yararına kullanamaz veya başkalarına açıklayamaz. İşverenin haklı menfaatinin korunması için gerekli olduğu ölçüde işçi, hizmet ilişkisinin sona ermesinden sonra da sır saklamakla yükümlüdür.” hükmünü ihtiva ettiği, buna göre sadakat borcunun taraflar arasında açıkça kararlaştırılmasa bile her iş sözleşmesinde varolduğu, rekabet etmeme borcunun ise ancak tarafların açıkça kararlaştırmaları halinde söz konusu olacağı, buna göre ise iş sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin, işverenle rekabet etmeme borcu ancak böyle bir yükümlülük sözleşme ile kararlaştırıldığı takdirde söz konusu olabileceği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar da dikkate alınarak dava konusu somut olaya gelindiğinde; davacı ve dava dışı …. arasında yapılan belirsiz süreli iş sözleşmesinde kararlaştırılan sır saklama, özen ve sadakat borcunun dava dışı Birsen Değirmi tarafından haksız rekabet oluşturacak eylemler ile ihlali suretiyle davacının uğradığını iddia ettiği maddi ve manevi zararın olup olmadığı hususunun ihtilaflı olduğu, davacı tarafın hem dava dilekçesinde hem de duruşmadaki beyanlarıyla dava dışı…ile müvekkili şirket arasında yapılan iş sözleşmesinde rekabet etmeme hükmüne aykırı davranılarak adı geçen kişinin davalı şirkette işe başlaması sebebiyle müvekkili şirketin uğradığı zararların tazminini talep etmiş olduğu, ancak davalı şirketin, davacı ile dava dışı …. arasında akdedilen ve rekabet etmeme borcu yükleyen belirsiz süreli iş sözleşmesinin tarafı olmadığı, sözleşmenin ise ancak taraflarını bağlayacağı anlaşılmakla davalı şirkete yönelik açılan davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine dair karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN HUSUMET YOKLUĞU SEBEBİYLE REDDİNE,
1-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
2-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat talebi bakımından karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT 7/2, 13/1 gereğince 1.500,00 TL ve manevi tazminat talebi bakımından karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT 10/3, 13/1 gereğince 3.400,00 TL olmak üzere toplamda 4.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/06/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır