Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/362 E. 2020/457 K. 17.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/362 Esas
KARAR NO : 2020/457

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/05/2019
KARAR TARİHİ : 17/07/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkili şirket tarafından …. şaşi numaralı …. Model aracın 28/11/2017 tarihli ve … numaralı fatura ile davalıdan satın alındığını, söz konusu aracın 02/12/2017 tarihinde müvekkili şirkete teslim edildiğini, aracın kullanımı sırasında ön bölümünde yer alan panjurların yerinde oynadığının fark edildiği ve bu kısım dikkatli şekilde incelendiğinde panjurların sağlam olduğu, üzerinde herhagni bir deformasyon veya kırık ve çatlağın söz konusu olmadığının görüldüğü, fakat sonrasında, aracın panjurlarının arkasında yer alan bir kırık parçasının mevcut olduğunun fark edildiğini, bu kırığın aynı marka ve model başka bir araç ile yan yana getirilmek suretiyle karşılaştırıldığında, detaylı bir inceleme ve muayene sonucunda tespit edildiğini, bu kapsamda ilgili ayıbın araç üzerinde dışarından yapılan herhangi bir inceleme ve muayene ile tespit edilebilecek nitelikte olmadığının görüldüğünü, araçtaki ayıbın, müvekkili şirket tarafından tespit edilir edilmez gecikmeksizin 09/04/2018 tarihli e-posta ile davalı şirket yetkilisine bildirildiğini, işbu ayıp bildirimine ilişkin olarak davalı tarafın herhangi bir cevap vermediğini, bu nedenle, araçtaki gizli ayıp hakkında, müvekkili şirket tarafından davalı tarafa gönderilmek üzere Beyoğlu … Noterliği’nin 11/04/2018 tarihli ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, davalı tarafın, müvekkili şirket tarafından keşide edilen ihtarnameyi 12/04/2018 tarihinde tebellüğ ettiğini ve mezkur ihtarnameye karşı 19/04/2018 tarihli bir ihtarname ile cevap verdiğini, bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği üzere araç üzerindeki ayıp/hasarın teslim anında mevcut olduğunu ve gizli ayıp niteliğinde olduğunu, araçtaki ayıbın teslim anında mevcut olduğu ve davalı tarafından satışı gerçekleştirilen araç üzerindeki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğunun açıkça belirtildiğini, araçta teslim anında mevcut olan hasarın olağan bir inceleme ile tespit edilebilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin ayıbı tespit ettiği anda bildirim yükümlülüğünü yerine getirdiğini, araç üzerindeki ayıbın davalı tarafından hileli olarak gizlendiğini, teslim anında araçta var olan ayıbın garanti kapsamında olduğunu, davalı tarafın, araç üzerinde va olan ayıbın giderilmesi için müvekkili şirket tarafından yapılan onarım masraflarından ve yapılan onarım sonrası araç üzerinde meydana gelen değer kaybından sorumlu olduğunu, müvekkili şirket tarafından yapılmak zorunda kalınan 5.500,00-TL tutarındaki onarım masrafının, müvekkili şirket tarafından ödemenin yapıldığı tarih olan 18/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı tarafından ödenmesine, dava konusu aracın müvekkili şirkete davalı şirket tarafından gizli ayıplı olarak teslim edilmesine ve yapılan onarım nedeniyle araç üzerinde oluşan şimdilik 33.500,00-TL tutarındaki değer kaybının davalı tarafından ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafın yasanın öngördüğü ayıp ve ihbar yükümlülüğüne uygun davranmadığını, davaya konu araçta davacı iddialarının aksine üretimden kaynaklanan ve hukuken “ayıp” olarak nitelenebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, müvekkili şirketin dava konusu araca ilişkin kayıtlarının tetkiki neticesinde belirtilen arızanın satış esnasında bulunmadığı tespit edilmediğini, anılan arızanın dış etkene bağlı olarak meydana gelmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu, ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemekle birlikte aracın yetkili servis tarafından ve orijinal parçalarla onarılması halinde herhangi bir değer kaybının meydana gelmesinin söz konusu olmadığını, davacının ihbar yükümlülüklerine aykırı davranması nedeniyle derdest davanın öncelikle usulden reddine, esas yönünden haksız ve mesnetsiz olan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, satım sözleşmesine konu aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı hasar bedeli ve değer kaybı bedelinin tahsiline ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; dava konusu aracın ayıplı olup olmadığı, ayıp varsa davalının davacıya teslimi sırasında mı, yoksa sonrasında mı meydana geldiği, ayıplı ise gizli- açık ayıp mı olduğu, süresinde yapılmış ve usulüne uygun ayıp ihbarının bulunup bulunmadığı, ayıp söz konusu ise ve ayıp ihbarı süresinde ise davacının talep edebileceği ayıp onarım bedelinin ne kadar olduğu, aracın ayıp nedeniyle değer kaybının oluşup oluşmadığı, oluştuysa davacının talep edebileceği tutarın ne kadar olduğu hususlarındadır.
Küçükçekmece … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. D. İş sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiş, incelenmesinde; talep eden … Makine Takstil İnş San ve Tic Ltd. Şti., karşı tarafı …. Oto Servis ve Ticaret A.Ş. olan, dava konusu araca ilişkin hasarın nedeninin tespiti imkansız hale gelmeden bilirkişi marifetiyle tespitini talep ettiklerini bildirerek delil tespiti talebinde bulunulmuş, mahkemece delil tespitinin kabulüne karar verilmiş ve makine mühendisi bilirkişi tarafından sunulan bilirkişi raporunun da müzekkere ekinde gönderildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında dava konusu araç üzerinde keşif günü belirlenerek makina-otomotiv bilirkişileri ile hukukçu bilirkişiden oluşan heyetten bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, alınan bilirkişi heyeti raporunda özetle; Sözleşme konusu araç davalı tarafından davacıya gizli ayıplı olarak satılıp teslim edildiği, bu nedenle davacı, aracın ayıplı olması nedeniyle uğramış olduğu zararın tazminini davalıdan talebe hak kazandığı, davacının uğramış olduğu zarar, araçtaki ayıbın onarılması için yapmak zorunda kalmış olduğu masrafların tutarı kadar olduğu, dosyadaki belgelere göre, davacıya 5.502,38-TL bedelli onarım bedeli fatura düzenlenmiş olduğu, bu faturaya istinaden davacı 5.500,00-TL ödeme yaptığı, buna göre davacının davalıdan talebe hak kazanmış olduğu zarar alacağı tutarının 5.500,00-TL olduğu, davacı her ne kadar araçtaki değer kaybı nedeniyle de zarara uğradığını iddia etmişse de söz konusu onarım nedeniyle araçta değer kaybı meydana gelmeyeceği, bu nedenle davacının değer kaybı zararının tazminine ilişkin talebinin yerinde olmadığı, davacının yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığı için davalıyı ayıptan dolayı sorumlu tutma hakkını kaybettiği yönündeki davalı iddiasına gelince; her şeyden önce araçtaki ayıp gizli ayıp niteliğinde olduğu, dava dosyası içeriğinden, davacının gizli ayıbın varlığını öğrenmesinden sonra uygun bir süre içinde, önce e-posta mesajı ile sonrasında da noter ihtarnamesi ile ayıp ihbarında bulunduğu, dolayısıyla da yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunduğu kanaatine varıldığı, kaldı ki bir an için davacının yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığı farz edilse bile davalı davacıya 2 yıl garanti vermiş olduğundan, doktrinde haklı olarak kabul edildiği üzere, garanti süresi içinde ortaya çıkan ayıplar için yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunma zorunluluğu da olmadığı, yine kaldı ki davalı araçtaki ayıbı bilerek gizlemiş olduğundan, agır kusurlu olduğunu, bu nedenle davacının yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığını ileri sürmek suretiyle sorumluluktan kurtulamayacağı, yine kaldı ki davacı tazminat talebinde bulunmuş olduğundan, doktrinde çoğunlukla kabul edildiği üzere ayıp ihbarında bulunma zorunluluğunun olmadığı, davacının yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığı için davalıyı ayıptan sorumlu tutma hakkını kaybetti yönünden davalı iddiasının yerinde olmadığı kanaatine varıldığı, sonuç itibariyle; davacının davalıdan dava tarihi itibariyle 5.00,00-TL tazminat alacağının bulunduğu, bu alacağı talep gibi zararın meydana geldiği(onarım masrafı ödemesinin yapıldığı) 18/07/2018 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsili gerektiği kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu gerekçeli ve denetime elverişli olduğundan anlaşıldığından mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirilmiştir. Taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu aracın davacıya teslimden önce ayıplı olduğu, söz konusu ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, davacının talep ettiği hasar bedelinin rayiç bedellere uygun olduğu bilirkişi raporunda teknik olarak tespit edilmiştir. Bunun yanında davacı tarafça her ne kadar değer kaybı zararına ilişkin talepte bulunmuşsa da yine bilirkişi raporunda teknik olarak tespit edildiği üzere aracın hasar gören kısımları plastik tampon/parça onarımları kapsamında olup, Zorunlu Trafik Sigortası Genel Şartları’na göre değer kaybı talebi yönünden teminat dışı olduğundan davacının değer kaybı zararına ilişkin talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davacı taraf, gizli ayıbı öğrendikten sonra uygun bir süre içerisinde önce e-posta mesajı sonrasında da noter ihtarnamesi ile ayıp ihbarında bulunmuş olup, bunun yanında hasar ve ayıp ihbarı 2 yıllık garanti süresi içerisinde gerçekleştiğinden ayıp ihbarının da süresinde olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davacı hasar bedeline ilişkin talebinin kabulüne, değer kaybı zararına ilişkin talebinin reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
1- 5.500,00 TL hasar onarım bedelinin 18/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Değer kaybına ilişkin talebin reddine,
3-Alınması gereken 375,70-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 666,03-TL’den mahsubu ile bakiye kalan 290,33-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 44,40-TL başvurma harcı ile peşin harçtan alınması gereken için mahsup edilen 375,70-TL olmak üzere toplam 420,01-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak(3.200tl bilirkişi ücreti+314tl keşif ücreti+75,30tl posta, müzekkere, tebligat gideri olmak üzere) toplam 3.589,30TL’den kabul oranına göre(%14,10) hesaplanan 506,09-‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince tespit edilen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince tespit edilen 5.025,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/07/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır