Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/350 E. 2022/999 K. 02.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/350 Esas
KARAR NO : 2022/999

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/05/2019
KARAR TARİHİ : 02/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/12/2022
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …. Anonim Şirketinin, teminat altına alınan işyerinde meydana gelen hasarın karşılanması amacıyla sigortalısı …’e 23.12.2016 tarihinde 1.475,60 TL ödeme yaptığını, buna müteakip ekspertiz raporuna göre zararın sorumlusu olan …’ne icra takibi başlatıldığını, Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emri 05.03.2019 tarihinde borçlu davalıya tebliğ edildiğini, borçlu davalının 08.03.2019 tarihinde yetkiye, borca ve faize ferileriyle beraber itiraz ettiğini, müvekkili adına taraflarınca 06.05.2019 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğunu, 15.05.2019 tarihinde yapılan arabuluculuk toplantısında tarafların anlaşamadığını, borçlu davalının icra takibine itiraz dilekçesinde yapmış olduğu yetki itirazının hukuka aykırı olduğunu, …’nin kusurlu ve hukuka aykırı fiili sebebiyle müvekkili tarafından teminat altına alınan işyerinde hasar meydana gelmesi olduğundan, haksız fiilin işlendiği yer olan Küçükçekmece Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava konusunun Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. ile devamındaki maddeleri gereği mutlak ticari dava sayılması ve Küçükçekmece’de Ticaret Mahkemeleri’nin olmaması sebebiyle Bakırköy Ticaret Mahkemeleri’nin görevli ve yetkili olduğunu, müvekkilince teminat altına alınan işyerinde, ekspertiz raporu düzenlenen 22.12.2016 tarihinden önce, işyerinin bulunduğu caddede …’nin kanalizasyon hattında çökme yaşandığını, çökme sonucu suların geri tepmesi sebebiyle müvekkilince teminat altına alınan işyerini su bastığını, işyerinin duvar boyalarının ıslanarak zarar gördüğünü ve 2 adet camının kırıldığını, sigortalı …’ün talebi ile 22.11.2016 tarihinde ekspertiz raporu düzenlendiğini, … Limited Şirketi tarafından düzenlenen …. numaralı ekspertiz raporuna göre, hasar geri tepme olayı kaynaklı dahili su hasarıdır ve …’ne rücu imkanı olduğunu beyanla, sair hakları mahfuziyeti kaydıyla haksız ve hukuka aykırı olan itirazın iptali ile takibin asıl alacak, faiz ve ferileriyle beraber devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

YANIT:
Davalı vekili tarafından ibraz edilen cevap dilekçesinde özetle; sigorta şirketlerinin rücuen tazminat davalarını ödeme tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde açması gerektiğini, açılacak olan dava ya da icra takibinin en geç 23/12/2017 tarihinde ikame edilmesi gerekirken yaklaşık ödeme tarihinden 3 yıl sonra icra takibi açıldığını, bu nedenle yapılacak ilk inceleme neticesinde öncelikle zamanaşımından dolayı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın haksız fiilden kaynaklanan bir tazminat davası olmadığını, rücu ilişkisine dayalı bir tazminat davası olmadığını, yetkili mahkemenin İstanbul Ticaret Mahkemeleri olduğunu, idarelerindeki alo 185 arıza kayıt sisteminde yapılan incelemede hasarın meydana geldiği adresle ilgili olarak 0/10/2016-31/10/2016 tarihleri arasında bildirilmiş herhangi bir arıza kaydına rastlanılamadığını, davada talep edilen hasar bedelinin tek yanlı tespit ve beyanlara dayandığını, hazırlanan ekspertiz raporunun tamamen tek yanlı ve nesnel olduğunu, Abone Hizmetleri Tarife Ve Uygulama Yönetmeliği’nin 49 (ğ) maddesinde; ” binaların atıksuları, doğal akış ile şebeke kanalına akıtabilse dahi, taşınmaz sahibi parsel çıkış bacasında binaların su basman seviyesi altında kalan kısımlarında atıksuyun geri gelmesini önleyecek çek valf vb. Ekipman ile önlem alınmalıdır. İdarece onaylanan projede atıksuyun geri gelmesini önleyici tedbirlerin ilgilisince alınması gerektiğinin zorunlu tutulmasına rağmen uygulamada dikkate alınmamasından kaynaklı zarar ve ziyandan yapı sahipleri sorumludur.” hükmünün yer aldığını, esas yönelik inceleme yapılırken öncelikle davacı şirket sigortalısının, yükümlülükleri yerine getirip getirmediğinin araştırılması gerektiğini beyanla, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, vekalet ücreti ile dava masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalı aleyhine Küçükçekmece …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce icra dosyası, sigorta poliçesi, hasar dosyası, ödeme evrakları, kurum kayıtları celp edilerek incelenmiş ve diğer tüm deliller toplanmıştır.
Küçükçekmece … İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine 1.475,60 TL Asıl Alacak, 215,76 TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 1.691,36 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının “03/12/2016 tarihinde meydana gelen hasarla ilgili olarak sigortalıya 23/12/2016 tarihinden yapılan 1.475,60 TL ödemenin rücuen tahsili” olduğu, davalı borçlu tarafından süresinde itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
2004 Sayılı İİK 67. maddesi gereğince itirazın iptali davalarının görülüp hükme bağlanabilmesi için geçerli bir icra takibi bulunması, süresinde borca itiraz edilmesi ve 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması dava şartı niteliğindedir.
İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. 2017/19-1634 Esas – 2018/633 Karar sayılı ilamı).
Davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalı …’e ait iş yerinde meydana gelen hasarın, sigorta poliçesi kapsamında 23.12.2016 tarihinde ödendiği hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır.

Somut olayda taraflar arasında çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; davacı tarafından teminat altına alınan işyerinde meydana gelen hasar sebebiyle sigortalıya ödenen meblağın davalıdan tahsilinin mümkün olup olmadığı, tahsili mümkün ise miktarı, tarafların meydana olaydaki kusur durumları hususlarında toplanmaktadır.
TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.(eski TTK 1301.) maddesinde; “sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder” hükmüne yer verilmiştir.
Halefiyet ilkesi doktrinde ”zarar gören sıfati ile sigorta ettiren rizikonun gerçekleşmesi sebebiyle meydana gelen zararlar için üçüncü şahsa karşı harhangi bir hukuki sebebe binaen tazminat alacağına sahip ise, bu hakkı ödenen sigorta tazminatı miktarınca kanun icabı sigortacıya geçmesi hali” şeklinde tanımlanmıştır.
Halefiyet, bir kişinin hukuken diğerinin yerine geçmesi anlamına gelir. Yasal halefiyet zarar sigortalarında söz konusu olup, mal sigortaları bakımından TTK m. 1472 hükmünde, sorumluluk sigortaları bakımından TTK m. 1481 hükmünde düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücu davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir (Yargıtay HGK, 05/02/2019, E. 2017/17-1088, K. 2019/65 tarih ve sayılı kararı).
Davacı tarafından teminat altına alınan işyerinde meydana gelen hasar sebebiyle sigortalıya ödenen meblağın davalıdan tahsilinin mümkün olup olmadığı, tahsili mümkün ise miktarı, tarafların meydana olaydaki kusur durumlarının tespiti için dosya inşaat mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş olup, alınan bilirkişi raporunda özetle; taşınmazın bulunduğu adresteki ana hatta çökme veya bir tamirat mevcut ise, oluşan hasardan İSKİ’nin sorumlu olduğu, aksi durumda hasardan bina maliklerinin sorumlu olduğu, davacı tarafından teminat altına alınan işyerinde meydana gelen hasar sebebiyle sigortalıya ödenen meblağın davalıdan tahsilinin sayın mahkemenizce taşınmazın bulunduğu adresteki ana hatta çökme veya bir tamirat olduğu tespit edilmesi veya kanaatine varılması durumunda mümkün olduğu, hasar tazmin bedelinin 1.475,60TL olacağı, kanaatini bildirmiştir.
Hasarın yeri ve nedeninin tespiti, Deşarj Yönetmeliği hükümlerine göre şebeke bağlantılarında eksiklikler olup olmadığı, parsel çıkış bacasına atıksuyun geri gelmesini önleyecek tedbirlerin alınıp alınmadığı, bu tedbirler alınmamış ise zararın meydana gelmesindeki etkileri, sigortalının zararın meydana gelmesinde kusuru olup olmadığı, davalı ….’nin denetim yükümlüğünden kaynaklanan herhangi bir kusuru olup olmadığı hususlarında önceki bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, alınan bilirkişi ek raporunda özetle; .. 05/10/2021 tarihli yazısında adresten bir arıza kaydı bulunmadığı bildirilmişse de ekpertiz raporunda ana hatta çökme yaşandığından bahsedildiğinden … Sok. No:…. Küçükçekmece İstanbul adresinden geçen pis su hattında 01/09/2016-10/12/2016 dönemi arası hatta bir çökme yaşanıp yaşanmadığı veya bir çalışma yapılıp yapılmadığına dair bir cevap verilmediğini, taşınmazın bulunduğu adresteki ana hatta çökme veya bir tamirat mevcut ise, oluşan hasardan …’nin sorumlu olduğu, aksi durumda parsel bacasının, bodrum kattaki taşınmazın pis su bağlantısının yapılmasının, bakımının sorumluluğu bina maliklerinde olduğundan oluşan hasardan bina maliklerinin sorumlu olduğu kanaatine varıldığını, olay tarihinde parsel bacasında yapılan bir incelemeye ait bir rapor bulunmaması nedeni ile rapor yazım tarihi itibari ile yerinde inceleme yapılması ile tespit edilmesinin mümkün olmadığını, taşınmazın bulunduğu adresteki ana hatta çökme veya bir tamirat mevcut ise, oluşan hasardan …’nin sorumlu olduğunu, aksi durumda parsel bacasının, bodrum kattaki taşınmazın pis su bağlantısının yapılmasının, bakımının sorumluluğu bina maliklerinde olduğundan oluşan hasardan bina maliklerinin sorumlu olduğu kanaatini bildirmiştir.
İski’den temin edilen eksik evraklar doğrultusunda yeniden değerlendirme yapılması amacıyla dosya ek rapor için bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen ikinci ek raporda özetle; İski’den gelen cevaplarda ekspertiz raporunda geçen atıksu hattında bir çökmeye ilişkin bir arıza kaydına rastlanılmadığı, ancak ilgili adrese komşu parsellerde atıksu ve içmesuyu çalışmaları yapıldığı bildirildiğini, kök ve ek rapordaki görüşüm korunmakta olduğunu, komşu parsel yapılan çalışmadan dava konusu yerin etkilenmesi muhtemel olduğu kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Bu durumda, yapılan yargılamaya, toplanan delillere, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgulara, dosya kapsamına uygun   ve denetime elverişli bulunan bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre; davacı sigorta şirketi tarafından …. numaralı sigorta poliçesi kapsamında dava dışı 3. Kişi olan sigortalıya ait iş yerini pis su basmasından kaynaklı olarak meydana gelen zarara ilişkin ödeme yapıldığı, iş yerinin bulunduğu bölgede arıza kaydının bulunmadığı fakat aynı dönemde davalı kurum tarafından adrese komşu parsellerde atıksu ve içmesuyu çalışmaları yapıldığı, doğrudan dava dışı sigortalıya ait adreste çalışma yapılmasa da … Sok. No:… Küçükçekmece / İstanbul adresinde bulunan iş yerinin hemen komşu parselinde yapılan çalışmalar nedeniyle zararın meydana geldiği, aksinin kabulünün hayatın olağan akışına ve olayın şekline uygun olmadığı Mahkememizce kabul edilmiştir. Bu doğrultuda alınan bilirkişi raporlarıyla belirlenen ve dava konusu sigorta poliçesi kapsamında ödenen 1.475,60 TL bedelin olayın meydana geliş şekline ve meydana gelen hasara uygun olduğu, sigortalının haklarına halef olan davacı sigorta şirketinin rücu talebinin yerinde olduğu kanaatine varıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Her ne kadar takip dosyasında talep edilen alacak miktarı 1.475,60 TL asıl alacak ve 215,76 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.691,36 TL ise de davacı tarafından dava dilekçesi ile harca esas değerin 2.207,70 TL olarak belirlendiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekili, itirazın iptali talebi ile birlikte icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. Borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için likit ve belirlenebilir bir alacağın mevcut olması gerekmektedir. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması, böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir.
Buna göre davalı borçlu tarafından ekspertiz raporu ve ödeme evrakları ile sabit olan alacağın tereddütsüz bir şekilde likit ve belirlenebilir olması nedeni ile davalı borçlu aleyhine kabul edilen alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
-Küçükçekmece … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 1.475,60 TL asıl alacak, 215,76 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.691,36 TL alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz üzerinden devamına,
-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen miktarın %20’si üzerinden hesap edilen 338,27 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 115,54-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 71,14- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama sırasında yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 1.750,00 TL bilirkişi ücreti, 256,90 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere 2.051,30 TL yargılama giderinden davanın kabul red oranına (%76,61) göre hesap edilen 1.571,50-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 1.691,36-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddine karar verilen miktar üzerinden hesap edilen 516,34-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının ilgili tarafa derhal iadesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Bakırköy Arabuluculuk Bürosu’nun … numaralı arabuluculuk dosyasında suç üstü ödeneğinden karşılanarak ödenen 1.320,00 TL’nin davanın kabul red oranına (%76,61) göre hesap edilen 1.011,20-TL’sinin davalıdan, 308,80-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin (e-duruşma ortamında) yüzlerine karşı KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
02/12/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır