Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/346 E. 2020/420 K. 10.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/346 Esas
KARAR NO : 2020/420

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/05/2019
KARAR TARİHİ : 10/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;Davacı şirket tarafından satılan malların davalıya teslim edildikten sonra mal bedellerine karşılık olarak 30.12.2018 tarih, …… sıra numaralı ve 6.753,14 TL tutarlı fatura düzenlendiğini ve davalıya tebliğ edilmiş olduğunu, davacının bu faturadan kaynaklanan 6.753,14 TL alacağı bulunduğunu, davalı borçlunun işbu fatura borcuna karşılık ….. Bank AŞ …… Şubesine ait ….. sıra numaralı 6.753,00 TL tutarlı bir adet çek vermiş olduğunu, çekin vadesinde bankaya ibraz edildiğini, bankanın çekin karşılığının bulunmadığına dair 31.01.2019 tarihli kaşesini vurmuş olduğunu, çekle alacaklarının tahsil edilememiş olduğunu, faturadan kaynaklanan alacağın tahsil edilememesi üzerine davalı borçlu hakkında Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyası ile yasal takibe başlanmış olduğunu, icra dosyasına borçlu tarafından yapılan itiraz sonucunda takibin durmuş olduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, borçlunun takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış ancak davalı duruşmalara katılmamış olup, cevap dilekçesi de sunmamıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın taraflar arsındaki ticari ilişkisi kapsamında davacının, davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, varsa yapılan ödemeler, ödeme konusundaki tarafların beyan ve itirazları nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığı hususlarında olduğunun tespitine ilişkin olduğu anlaşıldı.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, davalının ticari defterlerini ibraz etmemesi üzerine sadece davacı şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi raporunda özetle; davacı yan vekili tarafından incelemeye sunulan 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğunu, sahibi lehine delil teşkil edebileceği, davalı yan tarafından ticari defterlerin incelemeye sunulmamış olduğunu, davalı yan hesapları ile ilgili inceleme imkanı olmadığını, davacı yanın incelenen ticari defterlerinde, davalı yandan 12/02/2019 takip tarihi itibariyle bir borç veya alacağının bulunmadığını, 30.12.2018 tarihli …… numaralı 6.753,14 TL’lik faturaya ilişkin, davalıdan alınan 31.01.2019 vadeli …… numaralı 6.753,14 TL tutarında …… bank çekinin karşılıksız çıkması sonucu davalı cari hesabına borç kaydının 31.01.2019 ya da 01.02.2019 tarihinde yapılması gerekirken 01.05.2019 tarihinde yapılmış olduğunu, 01.05.2019 tarihi itibariyle davacının, davalı yandan 6.753,14 TL alacağının bulunduğunu, 31.01.2019 vadeli karşılıksız çek çıkış kaydının sehven geç yapılmasından dolayı davacının alacağı olan 6.753,14 TL’nin 12/02/2019 tarihinden itibaren olduğunun değerlendirilebileceğini, davalının bağlı olduğu Beylikdüzü Vergi Dairesi’nden gelen cevap yazısı ekinde bulanan davalıya ait BA formlarında dava konusu 30.12.2018 tarihli …… numaralı Kdv dahil 6.753,14 TL’lik faturanın KDV matrahı olarak 5.675,00 TL olarak bildirimde bulunulmuş olduğunu, davacıya ait BS formlarında davacının söz konusu faturayı sehven ……. adına bildirmiş olduğunun tespit edildiğini, davacı yanın 3095 sayılı yasaya istinaden takip talebinde belirtilmiş olduğu üzere icra takip tarihi olan 12/02/2019 tarihinden itibaren 6.753,14 TL’lik asıl alacağına işleyecek yıllık %19,50 avans faizi talep edebileceğini bildirmiştir.
HMK 222 madde gereğince mahkeme ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Kanuni şartlara uygun olarak tutulan ticari defter ve kayıtların sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabulü gerekmektedir. Zira kanuni şartlara uygun tutulduğu anlaşılan tarafın ticari defter ve kayıtları ancak karşı tarafın kanuna uygun tutulduğu anlaşılan ticari defter ve kayıtlarının incelenmek suretiyle hükümden düşürülebilir.
Davacının alacağın kaynağını oluşturan kayıtları içeren ticari defterlerinin lehine kati delil teşkil ettiği, dava konusu faturaya ilişkin, davalı tarafından davacıya ….. banka ait 31.01.2019 vadeli …… numaralı 6.753,14 TL tutarında çek verildiği, bankanın yazı cevabına göre 31/01/2019 tarihinde ….. BANK AŞ tarafından elektronik takas ortamında ibraz edilen çekin hesap bakiyesi yetersiz olduğundan çek tutarının ödenmediği ve karşılıksız işlemine tabi tutulduğu, banka tarafından ödemekle yükümlü olunan tutarın hamil tarafından talep edilmediğinden çek tutarının tamamının karşılıksız kaldığı, çekin karşılıksız çıkması sonucu davalı cari hesabına borç kaydının 01/05/2019 tarihinde yapılmış olduğu, bu nedenle davacı yanın incelenen ticari defterlerinde davalı yandan 12/02/2019 takip tarihi itibariyle bir borç veya alacağının bulunmadığı, davalı tarafından söz konusu faturanın ödenmesi amacıyla çek verilmiş olduğu ve davalıya ait BA formları dikkate alındığında dava konusu edilen faturaya konu malların teslimi yönünden bir uyuşmazlığın bulunmadığı, davacının söz konusu çekin karşılıksız çıkması sebebiyle davalı cari hesabına borç kaydını takip tarihi olan 12/02/2019 tarihinden sonra 01/05/2019 tarihinde yapmış olmasının BA-BS formları ve banka cevabi yazısı dikkate alındığında davalıdan herhangi bir alacağının olmadığı şeklinde yorumlanamayacağı, icra takibine konu alacağın davacı tarafın alacağın kaynağını oluşturan kayıtları içeren ticari defter ve kayıtları, BA-BS formları, banka cevabi yazısı ve tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, hüküm vermeye elverişli olduğu değerlendirilen bilirkişi tarafından sunulan rapor da dikkate alınarak açılan davanın kabulü ile, Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin 6.753,14 TL asıl alacak üzerinden devamına, alacak likit olmakla icra inkar tazminatına ilişkin talebin kabulüne dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
AÇILAN DAVANIN KABULÜ İLE,
1-Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin 6.753,14 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
2-6.753,14 TL asıl alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 1.350,62 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin, davalı taraf arabuluculuk görüşmelerine katılmadığından tümünün davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Alınması gereken 461,30 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 115,33 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 345,97 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça sarf edilen 115,33 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı, 133,20 TL tebligat ve müzekkere gideri ile 700,00 TL bilirkişi sarf gideri olmak üzere toplam 992,93 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/07/2020

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır