Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/319 E. 2019/1368 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/319 Esas
KARAR NO : 2019/1368

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 06/05/2019
KARAR TARİHİ : 12/12/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, medikal sektörde 2003 yılından itibaren “Tıbbi Laboratuvar” alanında hizmet veren saygın bir şirket olduğunu, müvekkilinin, Amerika Birleşik Devletleri’nin Virginia Eyaleti’nin … şehrinde bulunan dava dışı “….” firmasından toplam 7.780,50 USD bedelli Tıbbi Laboratuvar malzemeleri ile reaktifler satın aldığını, söz konusu tıbbi malzemeler ve reaktifleri içeren gönderinin teslimatı için müvekkili şirket müdürü ….’ın, uluslararası taşımacılık alanında faaliyet gösteren davalı şirket yetkilileri ile 29.09.2016 tarihinde elektronik posta yolu ile iletişime geçtiğini, davalı şirket yetkilileri ile yapılan yazışmalar ertesinde; teslim alınacak bir palet ebatlarında olan “bozulabilir, tehlikeli olmayan ve jel paketleri ihtiva eden” malzemenin ordino ve navlun dahil 850 USD bedel karşılığında …./….. adresinde mukim müvekkili şirkete teslimi hususunda anlaşmaya varıldığını, 29.09.2016 tarihinde davalı şirketin, Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan uzantısı olan “…” tarafından görevlendirilen kamyon şoförü “….” firmasından … Fatura Numaralı yukarıda sözü edilen malları teslim aldığını, ancak teslim alınan mallar Amerika Birleşik Devletleri’nden aktarmalı olarak Türkiye’ye gelecek olan “……….” uçuş kodlu uçağa teslim edilmesi gerekirken, bahse konu mallar uçağa teslim edilmediğini, kamyon şoförü, müvekkili şirketin hiçbir bilgisi veyahut onayı olmaksızın taşıma konusu malları 29.09.2016 tarihi ile 04.10.2016 tarihleri arasında kamyonda beklettiğini, 04.10.2016 tarihinde ise malları …. ……. Adresindeki fabrikasına geri getirerek iade ettiğini, …. yetkililerinin, Amerikan kalite güvence yönetmelikleri ( F.D.A ) gereği iade edilen malları alarak görsel muayene, teknik denetimler yapmış ve söz konusu malların tamamının satılamaz düzeyde bozulmuş olduğunu ve satışa sunulmasının imkansız olduğunu tespit ettiğini, müvekkili şirketin, taşıma işlemlerinin gerçekleşmediğini ve malların kamyon şoförü tarafından üreticiye iade edildiğini ….. yetkililerinden 04.10.2016 tarihinde öğrendiğini, …. yetkilileri, iade edilen malların “uygun ortamda saklanmaması nedeniyle bozulduğunu” tutanak altına almış ve Amerika Birleşik Devletleri (F.D.A.) hukukuna uygun olarak söz konusu malları imha ettiğini, Karşı tarafın hizmet kusurları neticesinde müvekkil şirketin, üretici … şirketine imha edilen ürünler için 7.850,50 USD ödemek zorunda kaldığını, bu hususların davalı tarafa 14.04.2017 tarihinde İstanbul …. Noterliğinin … Yevmiye Numaralı ihtarnamesi ile ihtar olunmasına rağmen, davalı tarafın müvekkil şirketin uğramış olduğu zararları gidermediğini, bunun üzerine davalı şirket aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü ‘nün … E. Numarası ile 27.231,75 TL bedelin tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız şekilde ödeme emrine itiraz etmesi ile takibin durduğunu, Türk Ticaret Kanunu madde 5/A kapsamında işbu dava ikame edilmeden arabulucuya başvurulduğunu, taraflar 18.03.2019 tarihli arabulucu görüşmesinde anlaşmaya varamadığını, bahse konu tüm bu sebepler neticesinde, müvekkil şirketin uğramış olduğu zararları tazmin amacıyla işbu davayı ikame etme zorunluluğu hasıl olduğunu, davalı …. Tic. A.Ş., gümrüklenmiş veya gümrüklenmemiş emtianın kara, hava ve deniz yolu ile yurt içinde ve dışındaki yerlere bizzat veya diğer nakliyeciler vasıtasıyla nakliyesinin yapılmasını, ithalat, ihracat, gümrükleme işleri ve nakliyat işleri ile ilgili komisyonculuk, mümessillik, temsilcilik, acentalık işlerinin ve kurye faaliyetlerinin sağlanmasını alanlarında faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirket ile davalı şirketin on yıldan daha fazla süredir çalıştığını, bu süreçte herhangi bir sıkıntı ile karşılaşılmamış olmasına rağmen müvekkil, … firmasından teslim alınacak bir palet ebatlarında olan “bozulabilir, tehlikeli olmayan ve jel paketleri ihtiva eden” malzemenin teslim edilmesi sürecinde ciddi sıkıntılar yaşamış ve maddi zarara uğradığını, davalı tarafın, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri ile 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca “borcunu gereği gibi ifa etmemiş, basiretli tacir gibi hareket etmeyerek özen ve bildirim yükümlülüklerini ihlal” ettiğini, davalı tarafın, Amerika’daki operasyon bölümü tarafından görevlendirilen kamyon şoförü, üretici firmadan aldığı “bozulabilir nitelikteki malları” 29.09.2016 tarihi ile 01.10.2016 tarihleri arasında herhangi bir önlem veya donanım olmaksızın “oda sıcaklığında” kamyonda bekletmiştir. Kamyon şoförünün söz konusu kusurlu fiili ertesinde tüm mallar “uygun ortam sıcaklığında saklanmaması” sebebi ile bozulmuş ve imha edildiğini, davalı tarafın hizmet kusurları neticesinde müvekkil şirket, üretici … şirketine imha edilen ürünler için 7.850,50 USD ödemek zorunda kaldığını, davalı tarafın, Amerika’daki operasyon bölümü tarafından görevlendirilen kamyon şoförünün kusurlu fiillerinden hukuken ve kanunen sorumlu olduğunu, davalı tarafından, Amerika’da görevlendirilen kamyon şoförü taşıma konusu bozulabilir nitelikteki malları 29.09.2016 ile 01.10.2016 tarihleri arasında hiçbir önlem ve donanım olmaksızın kamyonda bekletildiğini, Kamyon şoförünün bu kusurlu fiili neticesinde ise tüm mallar “uygun ortam sıcaklığında saklanmaması” nedeniyle zayi olmuş ve üretici firma tarafından Amerika Birleşik Devletleri hukukuna (F.D.A.) uygun olarak imha edildiğini, davalının, özen yükümlülüğünü ihlal eden kamyon şoförünün kusurlu fiillerinden tıpkı kendi kusur ve ihmalleri gibi sorum olduğunu, TTK ve TBK hükümleri uyarınca basiretli tacir gibi hareket etme yükümlülüğü bulunan davalı; özen ve bildirim yükümlülüklerine aykırı davranmış, borcunu gereği gibi ifa etmediğini bildirmiş, davanın kabulü ile, davalının borcunu gereği gibi ifa etmemesi sonucu üretici firmaya ödenmek zorunda kalınan 7.850,50 USD dahil, müvekkilinin uğramış olduğu tüm zararların 14.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faiz tutarı ile birlikte tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın talepleri tamamen haksız ve mesnetsiz olup, taraflarınca kesinlikle kabul edilmediğini, davaya konu konişmentoda, diğer taşıma belgelerinde ve yapılan yazışmalarda açıkça görüleceği üzere müvekkil …. Tic. A.Ş. söz konusu taşımada taşıyıcı şirket olmayıp, taşımayı yapan “……” isimli yabancı şirketin acentesi olduğunu, dolayısı ile doğrudan doğruya müvekkili şirket aleyhine dava açılayacağını, söz konusu dava müvekkili şirket hakkında ancak asıl taşıyıcı …… şirketine izafeten açılabileceğini, bu nedenle müvekkil şirket aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, her ne kadar yazılı bir acentelik sözleşmesi yoksa da gerek konişmento ile diğer taşıma belgelerinden ve gerekse müvekkil şirketin fiili olarak yapmış olduğu işlemlerden uygulamalı bir acentelik ilişkisi olduğu açıkça ortada olduğunu, bilindiği üzere acentelik ilişkisinin kurulması için yazılı bir acentelik sözleşmesine zaruret olmadığını, müvekkili şirketin söz konusu taşımada acente sıfatı ile hareket ettiğini ve sorumluluğunun bulunmadığını açıkça gösterdiğini, kaldı ki sadece navlun faturasının acente tarafından düzenlenmiş olması müvekkil şirketin taşıyan sıfatına haiz olduğuna delalet etmeyeceği gibi, dosyada bahsi geçen konişmentolarda da …. isimli şirketin asıl taşıyıcı olduğu anlaşıldığını, müvekkili şirketin acente olduğu mahkeme kararlarıyla da tevsik edildiğinden müvekkil aleyhine açılan işbu davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, müvekkili şirkete doğrudan kusur izafe edilememekle birlikte, müvekkil şirketin acenteliğini yaptığı ….’in de hasarın oluşmasında herhangi bir kusuru bulunmamakta olup, oluşan zarardan da sorumlu olmadığını, müvekkili şirket ve acenteliğini yaptığı … davaya konu taşımada üstüne düşen tüm yükümlülükleri tam ve eksiksiz olarak yerine getirmiş olup, her hangi bir sorumluluğu bulunmadığını, zira dava dilekçesinde belirtildiğinin aksine taşıması talep edilen malların “bozulabilir” olduğu ve “uygun ortam sıcaklığında saklanması” gerekliliği davacı tarafça müvekkilin acenteliğini yaptığı ……’ye bildirilmediğini, işbu husus davacı tarafın delil listesinde yer alan tüm taşıma belgeleri ve iki şirket arasındaki yazışmalardan da açıkça anlaşıldığını, müvekkilin acenteliğini yaptığı …… Taşıma konusunda gereken tüm özeni gösterdiğini, dava konusu malın hasara uğramasında kusur, taşıma öncesinde emtianın “bozulabilir” olduğu ve “uygun ortam sıcaklığında saklanması” gerekltiğini bildirmeyen davacı şirkete ait olacağını, bu nedenle meydana gelen zararla ilgili müvekkili şirketin ve müvekkilinin acenteliğini yaptığı …..’in hukuki sorumluluğunun doğmayacağı hususu izahtan vareste olduğunu, tüm bunlarla beraber, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için müvekkili şirketin sorumlu olduğu düşünülse dahi, bu sorumluluk; Türkiye’nin dahil olduğu ve uygulanması gereken Uluslararası Havayolu Taşımacılığını düzenleyen Varşova-Lahey Konvansiyonu ve Montreal Protokollerinin 22. Maddesi uyarınca sınırlı sorumluluk esasına tabi olduğunu, anılan madde uyarınca; “yük taşımasında, paket taşıyıcıya verilirken, gönderici varış yerinde teslimindeki menfaatine ilişkin özel bir bildirimde bulunmadıkça ve gerekiyorsa ek bir meblağ ödemedikçe taşıyıcının sorumluluğu kilogram başına 17 özel çekme hakkı (sdr) ile sınırlandırılmıştır.” denildiğini, bu nedenlerle, huzurdaki tamamen haksız ve mesnetsiz davanın reddedilmesini gerektiğini bildirmiş, davanın müvekkil şirketin acente olması nedeniyle husumetten reddine karar verilmesini talep etmiş, tamamen haksız ve mesnetsiz olan iş bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan hasar bedelinin tazmini istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın, tazminat talebine konu nakliye işinde meydana gelen hasar miktarından davalının sorumlu olup olmadığı, davalının acente olduğuna ilişkin husumet itirazlarının yerinde olup olmadığı, davalı sorumlu ise rücu edilebilecek tazminat miktarının ne olduğu hususlarındadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında taşıma bilirkişisinden rapor alınmasına karar verilmiş, alınan raporda özetle; davacının alıcısı olduğu emtia zayii sebebi ile iddia ettiği zarara katlandığının sabit olmadığı, öncelikle dava dışı satıcının düzenlediği satış faturası aslının, davacı ticari kayıtlarına işlendiğinin ve davacının bunun karşılığı yaptığı ödemenin ispatı gerektiği, dosya kapsamına göre, satış sözleşmesi şartları olarak değerlendirilebilecek proforma faturaya göre, havaalanına kadar taşımanın dava dışı satıcı tarafından organize edildiği, yurtdışı ABD’li taşıyıcı karşısında gönderen sıfatının satıcıya ait olduğunun anlaşıldığı, alıcı sıfatı ile davacının tazminat talep edebilmesi için Ex-W veya FCA teslim şekli gibi taşımayı alıcı yaptıracak şartlı malı satın aldığı ve taşıyıcıyı satıcı adresinden itibaren organize ettiğinin davalının tüm taşıma sürecini tek bir taşıma sözleşmesi ile üstlendiğinin ortaya konulması gerektiği, taşımaya verilen malın niteliğine ilişkin sorumluluktan yurt dışı taşıyıcının sorumlu tutulabilmesi için bu taşıyıcıyı davalının organize ettiğinin ve davalının taahhüdüne dahil olduğunun ispatı gerektiği, dosya kapsamına göre davalıya karşı doğrudan dava ikamesi bakımından sorumluluğunun sabit olmadığı; yurt dışı taşıyıcıya izafeten acente sıfatı ile ise dava ikame edilebileceği, öte yandan, dava dışı yurtdışı taşıyıcının davalı akdi sorumluluğu kapsamında taşıma yaptığı ve yükün niteliğine uygun taşıma taahhüt edildiğinin kabulü halinde, ayrıca davacının mal bedelini ödemiş olması veya yurtdışı satıcından temlik alması halinde; davalının 7.780,50 USD miktarında tüm zarardan sorumlu tutulabileceği kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekilince bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde sunulan; ödeme belgelerinden, davacının dava dışı “….” şirketine 27.09.2019 tarihinde 7.780,50 USD ödeme yaptığı, yine 12.05.2017 tarihinde 7.780,50 USD ödeme yaptığı, böylece iddiasına konu zayi olduğu iddia edilen ürünler için ödeme yapıldıktan sonra tekrar sipariş edilen ürünler için 7.780,50 USD daha ödeme yapıldığı anlaşılmış, buna göre davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davalıya husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği hususuna gelince; Yurt dışında satıcının adresinden havaalanı-havayolu taşıyıcısına kadar olan taşıma sürecini dava dışı ihracatçı gönderen, dava dışı ABD’de yerleşik … firması ise taşıyıcı olarak üstlendiği, davalının …. firması ile fiili taşıyıcı arasındaki ilişkileri yönetip yönlendirdiği, yürüttüğü bu aracılık hizmetinin acentelik olarak kabul edilmesinin gerektiği, hukuk sistemimizde acentenin taşımadan doğrudan sorumlu olamayacağı fakat asıl taşıyıcıya izaften acenteye karşı dava açılabileceği, bu durumda, hasarın meydana geldiği aşamada, davalının taşıyıcı sıfatı bulunmadığı, yurtdışı … firması için davalının Türkiye’de onu temsil ettiği, acente sıfatı olduğu, dava dışı ABD firması … firmasına ya da ona izafeten davalıya husumet yöneltebileceği bu nedenle, bu aşamada davalının da pasif husumet ehliyeti bakımından doğrudan değil, izafeten husumet yöneltebileceği sonucuna varılmakla davanın pasip husumet yokluğu nedeniyle reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Alınması gereken 44,40-TL’nin harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 465,06-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 420,66-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- 6235 sayılı Hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13 maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri olarak) davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 12/12/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır