Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/297 E. 2019/477 K. 03.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/297 Esas
KARAR NO : 2019/477

DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 26/04/2019
KARAR TARİHİ : 03/05/2019
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 09/05/2019
Mahkememizde açılan Ticari Şirket davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin paydaşı olduğu …Asfalt ve Yalıtım Ürünleri AŞ ‘nin altı ortaklı Anonim Şirketi olduğunu, şirketin ayrıca dava dışı … Ambalaj San. AŞ’nde %83,22 oranında sermaye payına şahip olduunu, müvekkilinin şirkette mevcut beheri 10,00 TL nominal değerli 14.716 adet sermaye payı bulunduğunu, müvekkilinin üye kayıt numarası 9 ile 4. Ve 28. Sayfalarında şirket kayıtlarında gözüktüğünü, müvekkilin üyeliğe giriş tarihinin 1.1.1983 yılı olup 29.03.2016 yılında yapılan en son sermaye artırımı ile beraber 14.716 adet sermaye yapı ile defter kayıtlarında gözükmekte olup şirket payından hiçbir azalma veya devir olmadığını, davalının aynı zamanda şirketin başından beri yönetim kurulu başkanı ve hakim ortağı olduğunu, davalının şirketin nesiller boyu ailede kalması için, Şirket esas sözleşmesinin 9. Maddesinde T.T.K. maddeleri gereğince zorunlu olan” Şirketin işleri ve idaresi Genel Kurul tarafından T.T.K 359 ve 362 maddeleri hükümleri gereğince hissedarlar arasından seçilecek bir yönetim Kurulu tarafındna yürütülür” değişen T.T.K. nun igili maddesi gereğince yönetim kuruluna hissedar olmayanaların Yönetim Kuruluna seçilebilmesine olanak tanıması karşısında esas sözleşme değişikliğine gitmediğini , böylece aile tarafından yürütülmesini istediği şirketin hissedar ve idare kısmına dışıradan bir yabancının katılmasını engellediğini ,kısıtlı davalının kasasında çıkan hisse senetlerinden 14.716 adedi müvekkile ait olduğunu, şirket yetkililerinin imzası ile basılan hisse senetleri hiçbir şekilde ortaklara dağıtılmadığını ve teslim edilmediğini , şirketin hise senedi çıkarttığı tarihten beri hiçbir hisse senedini ortaklara dağıtmadığını, hisse senetlerini bizzat teslim alan kısıtlının elinde saklanması amacı ile kaldığını , davalı kısıtlının vasisi …. ‘in eşi davalının bu yöndeki tüm iradesini ve ayrıca müvekkiline ait hise senetlerinni aslı davalı kısıtlı tarafından satın alınmadığını bilmesine rağmen iki şirkette tek başına karar alabilmek için kasada bulunan hisse senetlerinni eşine ait olduğnu kötü niyetli olarak ileri sürdüğünü , davalının senetleri teslim aldığı tarihten sonra davalının başkanlığında 24.03.2017 tarihinde yapılan Genel Kurulda eski yönetim Kurulunun görevine devam etmesine karar verildiğini, görevlerine devam etmesi kararlaştırılan Yönetim Kurulunun 24.03.2017 tarihinde şirket hissedarları arasında seçilmesi zorunluluğu karşısında müvekkilinin davalının kısıtlı kaldığı zaman kadar ( ve sonrasında ) yönetim kurulu görevine devam ettiği gerçeği karşısında kısıtlının kasasında bulunan pay sahiplerine dağıtılmamış hisse senetlerinin müvekkili tarafından kısıtlı davalıya devredilmediğini ispatladığını, davalı kısıtlı vasisi tarafından müvekkile ait hisse senetlerini kısıtlının kasasında olması nedeni ile hisselerin sahibi olduklarını bildirmesi üzerine iş bu davanın açıldığını beyanla müvekkiline ait olan ve şirket pay defterine işlenmek sureti ile gözüken hisse senetlerinin müvekkile verilmesini, ayrıca, müvekkilin şirkette mevcut beheri 10,00TL. Nominal değerli 14.716 adet hisse senedi nedeni ile …Asfalt ve Yalıtım Ürünleri A.Ş. Şirketinin hissedarı olduğunun tespitine karar verilmesini, müvekkilinin davalı … Asfalt ve Yalıtım Ürünleri A.Ş. ‘de 147.160,00 – TL karşılığında 14.716 adet hisseye ve hisse senedine sahip olduğunun tespitine , iş bu tespitle birlikte halen davalı kısıtlı … ‘ e ait şahsi kasa içerisindek tutulan ve 147.160,00 -TL karşılığında 14.716 adet hise senedinin davalı …’den alınarak müvekkile teslimine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
HMK’nın 14/2. maddesi “Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” hükmünü içermektedir.
İş bu dava şirket ortağı tarafından şirkete ve diğer ortağa karşı açılan ve ortaklıktan ilişkisinden kaynaklanan bir dava olup, şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi HMK’nın 14/2 .maddesine göre kesin yetkili olup, kesin yetki kuralı mahkememizce re’sen gözününe alınması gerekmektedir. Davalı şirketin merkezi ” ….Mah. …. Cad. N:…. …./İstanbul” adresinde bulunup, adres itibariyle mahkememizin yetki alanı dışında olduğu anlaşılmakla davanın yetki yönünden usulden reddi ile karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin yetkili olmaması nedeniyle, yetki yönünden DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince davacının yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep etmesinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet yetkisizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 03/05/2019
Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı