Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/280 E. 2019/1386 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/280 Esas
KARAR NO : 2019/1386

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 23/10/2017
KARAR TARİHİ : 17/12/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili (Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasına) vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalının ortağı olduğu … Yatırım İnş. San. ve Ltd. A.Ş. arasında ticari bir ilişki olduğunu, bu ticari ilişki çerçevesinde dava dışı şirkete 27/07/2011 keşide tarihli, … çek numaralı …. Bankası … Şubesine ait bir çek keşide edilerek verildiğini, çekin ödemesinin zamanında yapılmadığını, ancak 06/02/2012 tarihinde davalının …. Bankasında bulunan hesabına davacı şirketin muhasebe müdürü tarafından açıklama kısmına çeke dair bilgileri yazılarak ödeme yapıldığını, ancak dava dışı şirketin cari hesabına yansıtılarak çek borcundan mahsup edilmediğini, davalı uhdesinde kaldığını beyanla, ortağı olduğu şirket adına davaya konu ödemeyi alan ancak bu ödemeyi şirket kayıtlarına yatsıtmayarak şahsi mal varlığına dahil eden davalıdan bu ödemenin 06/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde davasına konu etmiş olduğu parayı müvekkilinin hesabına havale etmiş olan kişinin …. adlı bir şahıs olduğunu, bu şahsın dava açma hakkını kendisine temlik ettiğini beyan etmiş olduğunu, ancak davacı tarafın dosyaya herhangi bir belge sunmamış olduğunu, davaya konu edilmiş olan bedeli ödediğini iddia edenin davacı olmadığını, bu durumda davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacının haksız ve dayanaksız davasının husumet nedeni ile reddi gerektiğini, davacı tarafın dava konusu ettiği bedeli, muhasebe çalışanı eli ile 06.02.2012 tarihinde ödemiş olduğunu iddia etmekte olduğunu, davasını ise 06.11.2017 tarihinde açmış olduğunu, TBK. 82 maddesi gereğince sebepsiz zenginleşmeye ilişkin davaların 2 yıl içerisinde açılması gerektiğinin belirtildiğini, bu durumda davacının açmış olduğu işbu dava bakımından zamanaşımı gerçekleşmiş bulunduğunu, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeni ile reddini talep ettiklerini, davacı şirketin dava dışı ….. A.Ş. şirketine 27.07.2011 tarihli bir çek vermiş olduğunu iddia etmekle birlikte bu çekin verilmiş olduğuna ilişkin olarak hiçbir kayıt ibraz etmemiş olduklarını, söz konusu çekin dava dışı şirket kayıtlarına hiç bir zaman girmemiş olduğunu, davacı tarafın davasına dayanak yapmış olduğu dekontu dosyaya sunmamış olduğunu, dekont aslının ilgili bankadan celbi ve yine ilgili banka kayıtları ile doğrulanmasının şart olduğunu aksi halde bu dekont suretinin eğer varsa hiç bir delil değeri olmayacağını belirterek; davanın zamanaşımına uğramış olması nedeni ile reddine, usuli itirazlar kabul edilmediği takdirde davanın esastan reddine, tüm yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasıdır.
Dosyanın Mahkememize Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 24/10/2017 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı kesinleşmiş görevsizlik kararı ile tevzi edildiği anlaşıldı.
Başakşehir Sosyal Güvenlik Merkezi cevabi yazısı, …. Genel Müdürlüğü cevabi yazısı ve delil niteliğindeki tüm bilgi ve belgeler dosyamız içerisine aldırılmıştır.
Tüm dosya kapsamında yapılan incelemede, davanın, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 66. Maddesinde; sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkının, hak sahibinin geri isteme hakkının olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yılın geçmesi ile ; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 82. maddesinde ise, iki yılın ve her halde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesi ile zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. Her ne kadar davacı Bakırköy …. ATM dosyasındaki bilirkişi incelemesinden sonra sebepsiz zenginleşmeyi öğrendiğini iddia etmiş ise de, celse arası Bakırköy …. ATM dosyası üzerinde yapılan incelemede, Bakırköy … ATM dosyasındaki davanın dava açılma tarihi ile, mahkememizde açılan dava tarihinin aynı tarih olduğu, öğrenmenin bilirkişi incelemesi ile olmadığının sabit olduğu, davacının beyanlarında …. ATM dosyasındaki bilirkişi incelemesi neticesinde dava konusu çek nedeniyle borçlu olmadıklarını öğrendiklerine yönelik savunmasının, dava açılma tarihlerinin aynı olması nedeniyle öğrenme tarihi olarak dikkate alınamayacağı, ayrıca ödeme yapılan kişi ve sebebinin de belli olması nedeniyle basiretli tacir vasfında olan davacının bu ödemeyi kim ve ne için yaptığının ödeme tarihi ile belirlenebilir olduğu anlaşılmakla davanın zamanaşımından reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 1.468,67 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.424,27 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı tarafça sarf edilen 32,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/12/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır