Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/276 E. 2021/444 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/276
KARAR NO : 2021/444

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/04/2019
KARAR TARİHİ : 21/04/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 22/04/2021
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; kullandırılan kredilerden kaynaklanan banka alacağının zamanında ödenmemesi üzerine davalılara ihtarnameler gönderildiğini, ihtarnamelerin davalılara tebliğ edilmesine rağmen, verilen süre içerisinde herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine borçlu aleyhine Büyükçekmece …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasından alacaklarının ödenmesi talebiyle takibe geçildiğini, davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, davalıların %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalılar vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinden … firması ile diğer müvekkillere gönderilen ihtarname tarihi aynı gün ve ard arda yevmiye numarası ile çekildiğini, ancak her halükarda tüm müvekkillerinin davacı bankaya karşı herhangi bir borcu bulunmadığını, çekilen kredi nedeniyle davacı bankaya teminat olarak çek ve senetler verildiğini, davacı banka tarafından da ilgili çek ve senetler hakkında işlemler yapılarak bir takım ödemelerin tahsil edildiğini, davacı bankanın yapmış olduğu tahsilatlar dikkate alınmadığı takdirde banka aynı miktarı iki kez tahsil etmiş olacağını, bu sebeple davacı bankanın kendisine teminat olarak verilen çek ve senetlerin yapmış oldukları tahsilat bilgileri ile birlikte tüm bilgilerini mahkemeye sunması gerektiğini beyanla, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı banka ve davalı ve kefiller arasında imzalanan genel kredi ve teminat sözleşmesi gereğince dava dışı şirketin kredi kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise davacı bankanın bu şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, davalıların müteselsil kefil sıfatıyla ödenmeyen kredi borcundan sorumlu olup olmayacağı, bankaya teminat olarak verilen çek ve senetlerin kredi borcu nedeniyle tahsilinin yapılıp yapılmadığı, ihtarların geçerli olup olmadığı hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tespiti amacıyla tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
SMMM ….. tarafından düzenlenen kök raporda, taraflar arasında çeşitli tarihlerde 6 adet Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, diğer davalıların bu sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzalamış olup, kefillerin kefalet miktarlarının yapılan takip için yeterli tutar olduğu, davalıların kredi borçlarının tamamından sorumlu olduğu, davalı şirketin akdedilen bu sözleşmeler kapsamında krediler kullandığı görülmüş olup, banka kayıtlarından cari hesap hareketlerinden Davacı Banka alacağı tespit edildiği, davacı Banka alacağını tahsil etmek amacı ile 24.09.2018 tarihinde ihtarnameler keşide etmiş olup, tüm davalılara 25.09.2018 tarihinde tebligatlar yapıldığı, davalıların bu tebligata 26.09.2018 tarihinde Noter vasıtası ile cevap vermediği, temerrüt 27.09.2018 tarihinde oluştuğu, teminat olarak verilmiş çekler bulunmakta olup takip tarihinden sonraki tarih olan 02.10.32018 tarihinden başlayarak 13.02.2019 (Dava tarihinden önceki bir tarih) 2.683.352,69 TL tahsilat yapıldığı, icra dosyasına bildirildiği ifade edilen (tarafımdan teyidi mümkün olmamıştır.) bu tahsilatın icra takibi kapak hesabında göz önünde bulundurulması gerektiği, davacı bankanın alacağı tamamen Banka kayıtlarına dayalı ve denetime açık olarak hesaplanmış olup, davalının talebinden küçük farklılıklar bulunduğu, davacı hesaplamamdan daha düşük bir talep yaptığından alacak talebe uyarlandığı, dava değeri 100.000,- TL olup değerlendirmenin mahkemenin takdirinde olduğu, bu çerçevede; davacının Davalıdan nakit alacağının talebe bağlı olarak toplam 5.250.993,49 TL olduğu, (Talepte bulunan maddi toplama hatası düzeltildikten sonra) talebe uyarlanan anapara alacak tutarı olan 5.104.579,00 TL ya takip tarihinden tahsil tarihine kadar sözleşme hükümleri uyarınca %40 temerrüt faizi talep edilebileceği, davacı bankanın teminat mektubundan 500.000,- TL, çek taahhüt bedellerinden 40.000,- TL olmak üzere 540.000,- TL gayrinakdi alacağı olduğu ve Banka nezdinde depo edilmesi gerektiği, takip tarihinden sonra yapılan tahsilat 2.863.252,69 TL nın tahsil tarihleri de dikkate alınarak icra dosyasına bildirilmesi ve kapak hesabının tahsil tarihleri de dikkate alınarak hesaplanması gerektiği, tahsildeki çeklerden yapılan 2.683.352,69 TL tahsilatın takip tarihi ile dava tarihi arasında olmasından kaynaklı ücreti vekâlet tayini hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, dava değerinin 100.000,- TL olmasının değerlendirilmesinin mahkemenin takdirinde olduğu belirtilmiştir. –
Dosyanın yeniden bilirkişiye tevdii ile mahallinde de inceleme yapılmak ve takip tarihinden sonra tahsil edilen nakit ve çek bedelleri de değerlendirilmek suretiyle bilirkişi raporu tanziminine karar verilmiştir.
Bankacı bilirkişisi … tarafından düzenlenen kök raporda, taraflar arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmeyi davalı/kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu, bahse konu sözleşmeye istinaden muhtelif krediler kullandırılmış olduğu, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler temin edilip dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği, Kefalet Limiti ve Davalı Kefillerin Sorumluluğu: Davalı kefillerin sözleşmede gösterilen kefalet limitlerinin 12.456.000,00 ve 6.150.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan nakdi kredi asıl borç tutarı 5.104.579,00 TL’sının kefalet limitinden daha DÜŞÜK SEVİYEDE olması nedeniyle, davalı kefillerin hem kendi ve hem de davalı kredi lehtarı şirketin temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından sorumlu oldukları nazara alınarak, borcun tamamından müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebilineceği, Davacı Bankanın TAKİP TARİHİ itibariyle Alacaklarının ; Nakdi Alacak Yönünden ; Asıl alacağın; talep edilen 5.104.579,00 TL, hesaplanan 5.104.579,00 TL, talep edilmesi gerekenin 5.104.579,00 TL, işlemiş faizin talep edilen 139.628,00 TL, hesaplanan 142.388,87 TL talep edilmesi gereken 139.628,00 TL, işlemiş faizin % BSMV talep edilen 6.786,49 TL, hesaplanan 7.119,44 TL , talep edilmesi gerekenin 6.786,49 TL ve toplam alacağın talep edilen 5.250,993,49 TL, hesaplanan 5.254.087,31 TL ve talep edilmesi gereken 5.250.993,49 TL olduğu, mahkemece raporun benimsenmesi halinde: alacağın az bile talep edilmiş olduğu nazara alınarak, TAKİP tarihinden itibaren; asıl alacak tutarı 5.104.579,00 TL’nın yıllık %40 oranında işleyecek sözleşmesel temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği, Gayrinakdi çek taahhüt badelinin DEPO Talebi yönünden dosya içeriğinde bulunan çek statü raporlarına göre, davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen ya da karşılıksız çıkıp da hamilleri tarafından garanti tutan talep edilmeyen (25) adet çek yaprağından dolayı toplam 40.000,00 TL’sını (1.600,00 TL x 25 adet çek yaprağı bedeli) faiz getirmeyen bir hesapta davalı kredi lehtarı şirketin (KEFİLLER HARİÇTİR) DEPO etmeleri gerektiği kanısına ulaşıldığı, Davacı Bankanın DAVA TARİHİ İtibariyle Alacaklarının; Asıl alacak (anapara): 3.709.521,75 TL, İşlemiş faiz 248.694,00 TL, BSMV 12.334.00 TL olmak üzere toplam alacağın 3.970.549,75 TL olduğu, mahkemece raporun benimsenmesi halinde; DAVA Tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 3.709.521,75 TL tamamen ödeninceye kadar yıllık %40 oranında işleyecek sözteşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği, Teminat Mektupları Tazmin Bedelleri Yönünden; toplam 500.000,00 TL olduğu, tabloda belirtildiği gibi (2) adet teminat mektubu bedelinin TAZMİN edildikleri tarihlerden itibaren %40 oranında işleyecek tem. faizi ve bunun %5 BSMV ile birlikte davalılardan talep edilebilecekten, DAVA TARİHİNDEN (17.04.2019) SONRA OLMAK ÜZERE; 30.01.2020 tarihinde 1.264.022,07 TL olmak üzere …A.Ş. tarafından TAZMİNAT ÖDEMESİ yapıldığı, davacı banka ile davalı … A.Ş. arasında akdedilen kefalet protokolü kapsamında, davacı bankanın sanki …’dan hiç tahsilat yapılmamış gibi takibe aynen devam etme hakkı bulunduğu belirtilmiştir.
Dosyanın bilirkişi heyetine tevdi ile davalılar vekilinin itirazına konu hususlarda ek rapor tanziminine karar verilmiştir.
Aynı bilirkişiden alınan ek raporda, Kök Raporda Dava Tarihi İtibariyle Revize yapıldığı, ayrıca davalının talebi doğrultusunda Islah Tarihi İtibariyle de Bir Hesaplama Daha yapıldığı, bunların Dışında Kök Raporu Revize Edebilecek Bankaca Bir Değişiklik yapılamadığı, taraflar arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmeyi davalı/kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu, bahse konu sözleşmeye istinaden muhtelif krediler kullandırılmış olduğu, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler temin edilip dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği, Kefalet Limiti ve Davalı Kefillerin Sorumluluğu: Davalı kefillerin sözleşmede gösterilen kefalet limitlerinin 12.456.000,00 ve 6.150.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan nakdi kredi asıl borç tutarı 5.104.579,00 TL’sının kefalet limitinden daha DÜŞÜK SEVİYEDE olması nedeniyle, davalı kefillerin hem kendi ve hem de davalı kredi lehtarı şirketin temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından sorumlu oldukları nazara alınarak, borcun tamamından müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebilineceği, takip tarihinden sonra yapılan kısmi ödemeler nazara alınarak hem takip ve hem dava ve hem de ıslah tarihi itibariyle yapılan terditli hesaplama sonuçlarına göre; Davacı Bankanın TAKİP TARİHİ itibariyle Alacaklarının ; Nakdi Alacak Yönünden ; Asıl alacağın; talep edilen 5.104.579,00 TL, hesaplanan 5.104.579,00 TL, talep edilmesi gerekenin 5.104.579,00 TL, işlemiş faizin talep edilen 139.628,00 TL, hesaplanan 142.388,87 TL talep edilmesi gereken 139.628,00 TL, işlemiş faizin % BSMV talep edilen 6.786,49 TL, hesaplanan 7.119,44 TL , talep edilmesi gerekenin 6.786,49 TL ve toplam alacağın talep edilen 5.250,993,49 TL, hesaplanan 5.254.087,31 TL ve talep edilmesi gereken 5.250.993,49 TL olduğu, mahkemece raporun benimsenmesi halinde: alacağın az bile talep edilmiş olduğu nazara alınarak, TAKİP tarihinden itibaren; asıl alacak tutarı 5.104.579,00 TL’nın yıllık %40 oranında işleyecek sözleşmesel temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği, Gayrinakdi çek taahhüt badelinin DEPO Talebi yönünden dosya içeriğinde bulunan çek statü raporlarına göre, davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen ya da karşılıksız çıkıp da hamilleri tarafından garanti tutan talep edilmeyen (25) adet çek yaprağından dolayı toplam 40.000,00 TL’sını (1.600,00 TL x 25 adet çek yaprağı bedeli) faiz getirmeyen bir hesapta davalı kredi lehtarı şirketin (KEFİLLER HARİÇTİR) DEPO etmeleri gerektiği kanısına ulaşıldığı, Davacı Bankanın DAVA TARİHİ İtibariyle Alacaklarının; Asıl alacak (anapara): 3.246.243,80 TL, İşlemiş faiz 220.567,00 TL, BSMV 11.028,00 TL olmak üzere toplam alacağın 3.477.838,80 TL olduğu, mahkemece raporun benimsenmesi halinde; DAVA Tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 3.246.243,80 TL tamamen ödeninceye kadar yıllık %40 oranında işleyecek sözteşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği, Davacı Bankanın Dava Islah Tarihi itibariyle Alacaklarının; Asıl alacak (anapara): 3.477.838,80 TL, İşlemiş faiz 892.939,00 TL, BSMV 44ç646.00 TL olmak üzere toplam alacağın 4.415.423,80 TL olduğu, mahkemece raporun benimsenmesi halinde; DAVA ISLAH Tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 3.477.838,80 TL tamamen ödeninceye kadar yıllık %40 oranında işleyecek sözteşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği, Teminat Mektupları Tazmin Bedelleri Yönünden; toplam 500.000,00 TL olduğu, tabloda belirtildiği gibi (2) adet teminat mektubu bedelinin TAZMİN edildikleri tarihlerden itibaren %40 oranında işleyecek tem. faizi ve bunun %5 BSMV ile birlikte davalılardan talep edilebilecekten, DAVA TARİHİNDEN (17.04.2019) SONRA OLMAK ÜZERE; 30.01.2020 tarihinde 1.264.022,07 TL olmak üzere … A.Ş. tarafından TAZMİNAT ÖDEMESİ yapıldığı, davacı banka ile davalı … A.Ş. arasında akdedilen kefalet protokolü kapsamında, davacı bankanın sanki ….’dan hiç tahsilat yapılmamış gibi takibe aynen devam etme hakkı bulunduğu belirtilmiştir.
Dava hukuki niteliği itibariyle, banka kredi alacağının tahsili için asıl borçlu ve kefil aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı banka ile davalı … San.ve Tic.Ltd Şti arasında toplam 12.456.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, işbu sözleşmeyi diğer davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, davalılar … ve …’nun kefalet limitlerinin 6.150.000,00 TL olduğu, diğer kefillerin kefalet limitinin ise 12.456.000,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. Dosya içeriğine göre davalı kredi lehdarına muhtelif nakdi krediler ile teminat mektubu ve çek taahhüt bedeli kredileri kullandırılmıştır.
Mahkememizce alınan ve itibar olunan bilirkişi raporu ile takip tarihi itibariyle davacının alacaklı olduğu tutar hesaplanmıştır.
Davacı taraf, 25/12/2019 tarihli dilekçesiyle dava değerini 5.820.555,02 TL olarak ıslah etmiş ve harcı ikmal etmiştir.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m. 67/1). Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği itiraz sebepleri dışında, itirazın iptali davasında başka itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi hâlinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır. Hemen belirtilmelidir ki alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkâr tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır. Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamışken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre, gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır. Bunun gibi takibe konu borcun kısmen ödendiği durumlarda da ödenmeyen borç tutarına yönelik itirazın iptali davasında, itirazdan sonra ödenmiş olan miktar bakımından itirazın iptalinin istenilmesinde hukuki yararın mevcut olmayacağı kuşkusuzdur (Hukuk Genel Kurulunun 09.02.2011 tarih ve 2011/13-29 E., 2011/56 K., 23.05.2018 tarih ve 2017/19-910 E., 2018/1111 K. sayılı kararları). Bu doğrultuda, icra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması hâlinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Dolayısıyla takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödemeler yönünden dava açılmasında, davacı tarafın hukuki yararı bulunmamaktadır. Takipten sonra, ancak davadan önce yapılan kısmi ödeme miktarı bakımından dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığından dava reddedilse veya kısmi ödeme miktarınca dava açılmasa bile, kısmi ödemenin yapıldığı icra takibi kendi yasal prosedürü içerisinde devam edecek, hatta asıl borç kalksa bile faiz ve ferileri yönünden takip sürebilecek, salt bu nedenle icra dosyasının kapanmasından söz edilemeyecektir. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 19.10.2011 tarih ve 2011/19-532 E., 2011/640 K., 23.05.2018 tarih ve 2017/19-910 E., 2018/1111 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Yargıtayın bu konuda koymuş olduğu kurallar çerçevesinde, alacağın kat tarihi itibariyle kayıtlardan tespit edilmesi, kat tarihinde bulunan alacağa temerrüt tarihine (kat ihtarının borçluya tebliği ile verilen sürenin sonu) kadar akti faiz ve ferîleri uygulanmalı, temerrüt tarihi itibariyle bulunan akti faiz ve ferîleri kapitalize edilerek temerrüt tarihinde borçlunun sorumlu olacağı asıl alacak tespit edilmelidir. Bu safhadan sonra temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar, daha önce belirlenen asıl alacağa temerrüt faizi ve ferîleri uygulanmalı ve takip tarihinde talep edilebilecek asıl alacak ile birlikte temerrüt faizi miktarı ve ferîleri ayrı ayrı tespit edilmelidir. Bulunacak bu rakam alacaklı bankanın borçludan takip tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarıdır. Şayet kat tarihi, temerrüt tarihi ve takip tarihi itibariyle hesaplanan bu miktarlar alacaklının taleplerinden fazla ise talep dikkate alınarak miktarlar belirlenmelidir. Ödemelerin alacaktan mahsubunda ise; takip tarihinde belirlenen asıl alacak, temerrüt faizi ve ferîleri toplamından mahsubu öncelikle Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak temerrüt faizinden yapılacaktır. Bir başka deyişle, her bir ödeme tarihine kadar takip tarihinde belirlenen asıl alacağa temerrüt faizi ve ferîleri uygulanıp bulunan ve takip öncesi işleyen temerrüt faizi toplamından ödemenin düşülmesi, fazlası var ise asıl alacaktan mahsup edilerek belirlenecek olan asıl alacak miktarı bulunmalıdır. Bu uygulama her bir ödeme için ayrı ayrı yapılmak zorundadır. Bu şekilde yapılan hesaplamaya göre son ödemeden sonra dava tarihine kadar hesaplanacak temerrüt faizi ve ferîleri ile birlikte alacaklının dava tarihindeki alacağı tespit edilmelidir.
Mahkememizce alınan bilirkişi ek raporları ile dava tarihi ve ıslah tarihi itibariyle toplam 2.683.352,19 TL çek bedeli tahsilatları düşülerek davacının alacaklı olduğu tutarlar tespit edilmiştir.
Davalı kredi lehdarı şirketin davacı bankadan …. AŞ kefalet teminatıyla nakdi kredi kullanmış olup, davacı bankaya 30/01/2020 tarihinde 1.264.020,07 TL olmak üzere … AŞ tarafından tazminat ödemesi yapılmıştır. 4749 Sayılı Kamu Finansmanı Kanunu’nun Geçici 20.maddesinde … alacakları kamu alacağı olarak tanımlanmış ve uygulanacak esasların düzenlenmesi yönünde Bakanlar Kurulu’na yetki verilmiştir. …. ile yapılan sözleşme ve “Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanacak Hazine Desteğine ilişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki ” …, …, …. ve … Sayılı Bakanlar Kurulu kararlarında, özellikle 31/10/2016 tarih ve … sayılı Bakanlar Kurulu kararının 6/4 maddesine göre “Kanuni takibe ilişkin işlemler kredi veren tarafından yürütülür ve kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde edecekleri tahsilatlar, tazmin edilen kefalet oranında kuruma aktarılır. Kanuni takip masrafları kredi veren ile kurum arasında sağlanan kefalet oranında paylaştırılır” hükmü bulunmaktadır. Neticeten … AŞ adına, davacı bankanın bu bedeli davalılardan tahsil etmekle yetkili ve yükümlü olduğu anlaşılmakla bu tahsilatlar davalı borcundan mahsup edilmemiştir.
Davacı bankanın çek bedeli tahsilatları tutarı mahsup edilmek suretiyle ıslah tarihi itibariyle alacaklı olduğu tutar asıl alacak 3.143.824,80 TL, işlemiş faiz 1.139.144,76 TL, BSMV 56.957,24 TL olmak üzere toplam 4.339.926,80 TL olup nakdi krediler yönünden (Takip tarihinden sonra yapılan ödemeler nazara alınarak) Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasında davalıların (25/12/2019 ISLAH TARİHİ İTİBARİYLE) asıl alacak 3.143.824,80 TL, işlemiş faiz 1.139.144,76 TL, BSMV 56.957,24 TL olmak üzere toplam 4.339.926,80 TL’lik kısım yönünden itirazın iptaline takibin asıl alacak 3.143.824,80 TL, işlemiş faiz 1.139.144,76 TL, BSMV 56.957,24 TL olmak üzere toplam 4.339.926,80 TL üzerinden devamına, asıl alacağa ıslah tarihi olan 25/12/2019 tarihinden itibaren yıllık % 40 temerrüt faizi ve % 5 BSMV işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile 867.985,36 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı bankanın asıl borçluya verilen çeklerle ilgili hamiline ödemek zorunda kalacağı yasal sorumluluk bedelleri yönünden kefilden depo talebinde bulunabilmesi için taraflar arasında düzenlenen sözleşmede kefilin sorumluluğuna dair açık hüküm bulunması gerekmektedir. Somut olayda imzalanan genel kredi sözleşmesinde bulunan kefalete ilişkin hükümlerde davalı kefillerin gayrinakdi kredilerin deposuna ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır (Yargıtay 19.HD’nin 19.03.2018 tarih, 2016/16369 E. 2018/1334 K. Sayılı ilamı).
Yargıtay … HD’nin .. tarih, … Esas ve … Karar sayılı ilamında da özetle; banka, taraflar arasındaki 2004 ve 2007 tarihli sözleşmelere istinaden verdiği çekler bakımından, sözleşmede hüküm bulunması nedeniyle, 3167 sayılı kanun uyarınca ödeme yapmamasına rağmen ödemekle yükümlü olduğu kısmın depo edilmesini talep edebilir. Ancak bu durumda davalı borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmez şeklinde değerlendirme yapıldığı görülmektedir.
Somut olay açısından, kredi sözleşmelerinde kefalete ilişkin hükümlerde kefilin gayri nakdi kredilerin deposuna ilişkin sorumluluğuna yönelik açık bir hüküm bulunmamakla, davalılar …, …, … ve …’a yönelik teminat mektubu tazmin ve gayrinakdi kredi tutarına ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
28/06/2012 tarihli … no’lu, 300.000 TL bedelli, 30/09/2014 tarihli, …. no’lu, 200.000 TL bedelli teminat mektuplarının 28/09/2018 tarihinde tazmin edilerek bedellerinin … Ofisi’ne ödendiği, depo edilecek bedelin bulunmadığı anlaşılmakla 28/06/2012 tarihli …. no’lu, 300.000 TL bedelli, 30/09/2014 tarihli, …. no’lu, 200.000 TL bedelli teminat mektuplarının 28/09/2018 tarihinde tazmin edildikleri anlaşılmakla tanzim tarihinden itibaren işleyecek % 40 oranında temerrüt faizi ve % 5 oranında BSMV ile birlikte davalı … San Tic Ltd Şti’den tahsili şeklinde takibin devamına karar verilmiştir.
Dava konusu edilen 25 adet çek yaprağından doğan davacı bankanın sorumlu olduğu miktarın, 5941 Sayılı Çek Kanunu’nu 2. ve 3.maddesi hükümlerine göre bankaya ibraz ya da iade edilmeyen 25 adet çek yaprağı bedeli 40.000 TL’nin davalı kredi lehdarı tarafından depo edilmesi gerektiğinden bu yöndeki talebin kabulü 25 adet çek yaprağı tutarı 40.000 TL’nin davalı … San Tic Ltd Şti tarafından davacı banka nezdinde açılacak faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-(Takip tarihinden sonra yapılan ödemeler nazara alınarak) Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında davalıların (25/12/2019 ISLAH TARİHİ İTİBARİYLE) asıl alacak 3.143.824,80 TL, işlemiş faiz 1.139.144,76 TL, BSMV 56.957,24 TL olmak üzere toplam 4.339.926,80 TL’lik kısım yönünden İTİRAZININ İPTALİNE, takibin asıl alacak 3.143.824,80 TL, işlemiş faiz 1.139.144,76 TL, BSMV 56.957,24 TL olmak üzere toplam 4.339.926,80 TL üzerinden DEVAMINA, asıl alacağa ıslah tarihi olan 25/12/2019 tarihinden itibaren yıllık % 40 temerrüt faizi ve % 5 BSMV işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile 867.985,36 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-28/06/2012 tarihli …. no’lu, 300.000 TL bedelli, 30/09/2014 tarihli, … no’lu, 200.000 TL bedelli teminat mektuplarının 28/09/2018 tarihinde tazmin edildikleri anlaşılmakla tanzim tarihinden itibaren işleyecek % 40 oranında temerrüt faizi ve % 5 oranında BSMV ile birlikte davalı …. San Tic Ltd Şti’den tahsili şeklinde takibin devamına,
4-25 adet çek yaprağı tutarı 40.000 TL’nin davalı …. San Tic Ltd Şti tarafından davacı banka nezdinde açılacak faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesine,
5-Davalılar …, … , … ve …’a yönelik teminat mektubu tazmin ve gayrinakdi kredi tutarına ilişkin taleplerin reddine,
6-Alınması gereken 296.460,39 TL karar harcından peşin alınan 44,40 TL ve ıslah harcı 71.400 TL’nin mahsubu ile eksik kalan bakiye 225.015,99 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 71.488,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yapılan davetiye, müzekkere ve bilirkişi gideri 2.384,70 TL yargılama giderinin kabul- red oranına göre hesaplanan 1.748,04 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına takdir edilen 132.024,27 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına takdir edilen 88.121,99 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
11-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
12-Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalılardan alınarak Hazine lehine gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 21/04/2021

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı