Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/245 E. 2021/550 K. 04.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/245 Esas
KARAR NO : 2021/550

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2019
KARAR TARİHİ : 04/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalıya karşı Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile cari hesaptan kaynaklı alacak için icra takibi başlatılmış olduğunu, davalı tarafın kendisine gönderilen ödeme emrine itiraz etmiş olduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamamış olduğunu, davalının itirazının haksız olup alacağın halen devam ettiğini beyanla; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte ödenmek üzere icra takibine yapılan itirazın iptaline, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete usulünce tebligat yapıldığı, ancak davaya cevap verilmediği görülmüştür.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup, davacı takip alacaklısı şirket tarafından davalı takip borçlusu şirket aleyhine 229.890,58 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusu şirketin vekili aracılığıyla takibe itiraz ettiği anlaşıldı.
İddia ve savunmalar değerlendirilmek üzere dosya üzerinde tarafların ticari kayıt ve belgeleride incelenerek, icra dosyasındaki itiraz ve tüm dosya kapsamı gözetilerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne olduğunu, ürün teslimlerinin davacı tarafça davalıya yapılıp yapılmadığının, Fatura tebliği ya da sevk irsaliyelerinin tespiti için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 21/10/2019 Günü, Saat 14.00 da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, SMMM bilirkişi … 30.12.2019 tarihli raporunda özetle; dava ve icra dosyası incelendiğinde taraflar arasında akdedilmiş herhangi bir yazılı sözleşmeye rastlanmamış olduğunu, öncelikle davalı şirketin ilk unvanının …. İnşaat Makine Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi, akabinde 04.01.2018 tarihinde yapılan tescil ile şirketin unvanının … Gıda İnşaat Sanayi Dış Ticaret Limited Şirketi, 29.08.2018 tarihinde yapılan tescil ile şirketin unvanının … Dış Ticaret Limited Şirketi olarak tadil edildiğinin www….org.tr. adlı internet sitesinden yapılan araştırma sonucunda tespit edilmiş olduğunu, davacı vekili tarafından incelemeye sunulan ve usulüne uygun tutulan 2015 ve 2016 yılları ticari defterler incelendiğinde; davalı ile olan ticari ilişkisini … numaralı cari hesap kodu altında takip etmekte olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 20.11.2013 tarihinde başladığını, davalıya düzenlemiş olduğu faturaları bu hesabın borcuna yani davalıyı borçlandıracak şekilde defterlerine kaydetmiş olduğunu, davalı tarafından yapılan ödemeleri ise bu hesabın alacağına yani davalıyı alacaklandıracak şekilde defterlerine kaydetmiş olduğunu, bu hesabın takip tarihi 31.12.2016 itibariyle 229.890,58 TL BORÇ bakiyesi verdiği tespit edilmiş olup, buna göre davacı yanın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerine göre 31.12.2016 itibariyle davalıdan 229.890,58 TL ALACAKLI durumda olduğunu neticeten; davacı tarafından sunulan ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde davacı tarafından davalıya sadece 3 adette 350.938,84 TL tutarında fatura düzenlenmiş olduğunu, bu faturalara karşılık davalı tarafından 20.11.2013 tarihinde 30.000,00 TL ödeme ve 10.05.2014 tarihinde 91.048,26 TL tutarında 1 adet faturanın düzenlenmiş olduğunu, bu tespitler ışığında davacının 31.12.2016 tarihi itibarıyla davalıdan 229.890,58 TL ALACAKLI durumda olduğunu, davalı yan incelemeye katılamadığından davalı şirketin ticari defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığını, mahkememizce Gelir İdaresi Başkanlığına müzekkere yazılarak tarafların 2016 yılına ait BA/BS formları talep edilmiş olup, davacıya ait ilgili döneme ait BA/BS formları sunulmuş ise de davacı tarafından davalıya düzenlenen faturalar 2013 ve 2014 yıllarına ait olması nedeniyle taraflarca gerekli bildirimlerinin yapılıp / yapılmadığı hususunda tespit yapılamadığını, incelenen davacı defterlerine göre davacı tarafından davalıya 3 adette toplam 350.938,84 TL tutarında faturalar düzenlenmiş olduğu anlaşılmakla birlikte gerek söz konusu faturalara ve gerekse faturalara konu emtia/hizmetin davalıya teslim edildiğine ilişkin dosya kapsamında herhangi bir veriye rastlanılmadığından davacının bu talebinin bu aşamada ispata muhtaç olduğunu bildirmiştir.
Davalı vekili 23/01/2020 tarihli bilirkişi raporuna ve davaya ilişkin cevap ve itiraz dilekçesinde özetle; Davacı yan’ın taraflar arasındaki İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı dosyası ve bu dosya üzerinden müvekkili lehine verilmiş kararı mahkememizden gizleyerek işbu davayı açmış olduğunu, işbu davada müvekkilinin davacı yandan 100.000 EURO ve 47.520 TL alacaklı olduğunun tespit edilmiş ve hüküm altına alınmış olduğunu, mahkeme kararıyla sabit olduğu üzere müvekkilinin davacı yana borçlu değil alacaklı olduğunu, kararın istinaf aşamasında olduğunu, davacı şirketin inşaat işi yapmakta olduğunu, davacının, Iğdır ilinde yapacağı inşaatı fınans edebilmek için işi müvekkili şirketle birlikle yapmak istemiş ve taraflar arasında ortaklık sözleşmesi imzalanmış olduğunu, işbu ortaklık sözleşmesi kapsamında müvekkili tarafından, davacı yana 100.000 EURO +180.000 TL ödeme yapılmış olduğunu, davacı yan’ın bu anlaşma çerçevesinde inşaata başlamış, inşaat süresince özellikle inşaat maliyeti ve yapılan harcamalarla ilgili müvekkiline bilgi ve belge vermekten sürekli kaçınmış olduğunu, bunun üzerine davacı yana noter aracılığıyla ihtarname gönderilmiş olduğunu, bu ihtarname üzerine tarafların bir araya gelmiş ve ek protokol imzalanmış olduklarını, iş bu protokolde müvekkilinin yapmış olduğu 100.000 EURO ve 180.000 TL’nin belirtilmiş olduğunu, davacı yan’ın taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı olarak müvekkilinin kar payını ve ortaklığa koymuş olduğu bedeli ödememesi üzerine kendilerince İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası üzerinden dava açılmış olduğunu, bu davada davacı yan’ın işbu davasındaki iddialarının aksine müvekkilinin 100.000 EURO ve 47.520 TL alacaklı olduğuna karar verilmiş olduğunu, İstanbul .. Asliye Ticaret Mahkemesi üzerinden alman raporda davacı yan’ın defter ve belgelerinin incelenmiş ve 20.10.2017 tarihli raporun 5. sayfasında ve …. sayfasındaki sonuç kısmında aynen; “Buna göre 2013 ve 2014 yıllarına ilişkin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerinin (envanter defterleri ibraz edilmediğinden) bu haliyle usulüne uygun olarak tutulmadığı ve sahibi lehine delil vasfının bulunmadığı, yine davalının 2015 yılına ilişkin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerinin (kebir ve envanter defteri ibraz edilmediğinden ve yevmiye defterinin noter kapanış tasdiki yaptırılmadığından) bu haliyle usulüne uygun olarak tutulmadığı ve sahibi lehine delil vasfının bulunmadığı, sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. ” şeklinde olduğunu, bu şekilde usulsüz tutulmuş davacıya ait defterlerde geçmiş yılları ait her ne kadar davacı lehine delil teşkil etmese de davacının kayıtlarında bir miktar alacak görüldüğünün de belirtilmiş olduğunu, davacı yan’ın İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunulan bu rapordaki değerlendirme sonrası kendi kayıtlarında usulsüz bir şekilde düzenlenmiş alacak vs. kayıtlarını kullanarak işbu davayı açarak haksız kazanç elde etmeye çalışmakta olduğunu, mahkememizin 16.09.2019 tarihli celsesinde ‘ürün teslimlerini yapıp yapmadığını, fatura tebliği ye da sevk irsaliyesinin tespitinin’ bilirkişiden istenmiş olduğunu, bu hususa ilişkin raporun son sayfasında aynen; “ incelenen davacı defterlerine göre davacı tarafından 3 adette toplam 350.938,84 TL tutarında fatura düzenlenmiş olduğu anlaşılmakla birlikte gerek söz konusu faturalara ve gerekse faturalara konu emtia/hizmetin davalıya teslim edildiğine ilişkin dosya kapsamında herhangi bir veriye rastlanmadığından davacının bu taleplerinin bu aşamada ispata muhtaç olduğu şeklinde olduğunu, görüldüğü üzere ortada müvekkiline teslim edilmiş bir mal, hizmet veya fatura olmadığını, kaldı ki davacı yan’ın dava dilekçesine bakıldığında da alacağının neye istinaden olduğunun dahi yazılı olmadığını, cari hesap şeklinde bir beyanla yetinmiş, hangi hizmet veya malı teslim ettiğine ilişkin bir beyanda bulunmaktan imtina etmiş olduğunu, Yargıtay’ın müstakar hale gelmiş içtihatlarına göre; davacının müvekkiline bir mal veya hizmet sunmuş olduğunu, teslim belgeleri ile ispatlaması gerektiğini, davacının salt kendi kendine düzenlediği TEK TARAFLI belgelerle davacı lehine hüküm kurulmasının mümkün olmadığını, raporda davacı tarafından sunulan defterlerin sahibi lehine delil vasfının olduğu belirtilmiş olduğunu, oysaki izah edildiği üzere İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi üzerinden alınan raporda defterlerin usul ve yasaya uygun düzenlenmediğinin ve davacı lehine delil vasfının olmadığının tespit edilmiş olduğunu, bu rapor esas alınarak müvekkili lehine hüküm tesis edilmiş olduğunu, bu nedenle raporun bu kısmının hatalı olduğunu, izah edildiği üzere işbu davanın red edilmesi gerektiğini, şayet (Farzımuhal) bir an için davanın mahkemece müspet olarak hükme bağlanması durumunda müvekkilininin arz olunacak alacaklarının, karşı tarafın talep ettiği alacak ile takas-mahsubuna, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, davacı yanın davasının bu nedenle de reddine karar verilmesini ettiklerini beyanla; davacı yan’ın iddia etmiş olduğu faturaların müvekkiline tebliğ edilmediği ve herhangi bir mal veya hizmet tesliminin olmadığı açıkça ortada olduğundan (bilirkişi raporuyla da bu durum tespit edildiğinden) davanın reddine, davacının iddialarının 2013-2014 yıllarına ilişkin olması, bu tarihten sonra taraflar arasında imzalan ortaklık sözleşmesi, ihtarname ve protokolde müvekkilinin alacaklı olduğu belirtilmesi nedeniyle davanın bu sebeple de reddine, işbu davadan önce müvekkili tarafından açılan ve müvekkilinin alacaklı olduğuna ilişkin karar verilen İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında; davacının defter ve belgelerinin usulsüz olduğu tespit edildiğinden davacının defterlerine itibar edilemeyeceğinden bu sebeple de davanın reddine, şayet bir an için davacının davasının kabulü halinde müvekkilinin İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı ilamından doğan Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden icra takibine konulmuş (son yapılan kapak hesabında) 924.915,69 TL alacağının (hesaplanacak sair faiz ve masrafları ile birlikte), davacı tarafın işbu davada ileri sürdüğü alacak iddiası (miktarı) ile takas ve mahsubu ile davanın bu nedenle reddine, yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna ve davaya beyan dilekçesinde belirttiği üzere Bakırköy … ATM’ye müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosyasının akıbeti sorulmuş, ilgili mahkemece verilen 30/09/2020 tarihli cevabi yazıda … Esas sayılı dosyanın karar çıkmış olup, istinaf incelemesi için BAM’a gönderilmiş olduğu, dosyada bulunan bilirkişi raporu ve gerekçeli kararın yazı ekinde gönderilmiş olduğu bildirilmiştir.
Dosyanın BA-BS formları değerlendirilmek üzere ek rapor için bilirkişiye tevdiine karar verilmiş olup, kök raporu hazırlayan bilirkişi 02/04/2021 tarihli ek raporunda özetle; davalıya ait BA formları incelendiğinde, davacı tarafından 2013 yılında düzenlenen 2 adette toplam 96.175,80 TL tutarlı faturalar ile 2014 yılında düzenlenen 1 adette toplam 201.230,00 TL tutarlı faturanın davalı tarafından ilgili vergi dairesine bildiriminin yapılmış olduğunu bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, davacının talebi 2013 ve 2014 yıllarında davalı adına düzenlenen faturalardan kaynaklı cari hesap alacağının tahsiline ilişkindir. Davacı taraf defterleri üzerinde yapılan inceleme ile davacının 229,890,58 TL cari hesap alacağının bulunduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar davacı tarafından fatura konusu ürünlerin davalı tarafa teslimini tevsik edici belge sunulmamış ise de davalı tarafından ilgili vergi dairesine beyan edilen BA kayıtlarında dava konusu faturaların yer aldığı görülmekle davalının fatura konusu malları teslim aldığını kabul etmek gerekmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan beyan dilekçesinde İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı ilamından doğan alacağın takas ve mahsubu talep edilmiş ise de ilgili dosyanın incelenmesinde davanın taşınmaz alım satımına dayalı alacak davası olduğu, istinaf incelemesi için BAM’a gönderildiği, kararın henüz kesinleşmediği görülmüştür. İş bu dosyanın cari hesaba dayalı itirazın iptali davası olması, takas mahsup talep edilen dosyanın henüz kesinleşmemiş olması hususları nazara alınarak TBK m.139’da belirtilen şartların oluşmadığı kanaati ile takas mahsup talebi dikkate alınmamıştır. Açıklanan bu nedenlerle davacı tarafın, takip talebinde belirtilen miktar itibari ile davalıdan alacaklı olduğunun kabulü ile belirlenebilir alacak yönünden icra inkar tazminatı talebinin kabulü gerektiği sonucuna varılarak aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1-Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. E sayılı dosyasında davalının İTİRAZININ İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
2-İcra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın yüzde 20’sine tekabül eden ‭45.978,116‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 15.703,83 TL harçtan peşin alınan 2.776,51 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.927,32 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 2.820,91 TL ile bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 884,90 TL olmak üzere toplam 3.705,81 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 24.542,34 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/06/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸