Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/232 E. 2019/1379 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/232 Esas
KARAR NO : 2019/1379

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2019
KARAR TARİHİ : 17/12/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin torna tesviye işi yapmakta olduğunu, müvekkili ile davalı şirket arasında makine yedek parça malların alımı yönünde anlaşma yapılmış olduğunu, müvekkilinin davalı taraf ile kurulan anlaşma neticesinde, davalı şirkete 1.233,10 TL tutarında 31.10.2016 tarih ve …. numaralı fatura 9.327,90 TL tutarında 29.09.2016 tarih ve …. numaralı fatura 1.799,50 TL tutarında 22.09.2016 tarih ve …. numaralı fatura ve 2.846,16 TL tutarında 01.09.2016 tarih ve … numaralı fatura dahilindeki malları davalı şirkete teslim etmiş olduğunu, müvekkili şirketin davalı taraf ile aralarında kurdukları satış ilişkisinde kendisine ait borç ve yükümlülüklerini yerine getirmiş olduğunu, davalı şirketin TTK 21 uyarınca kendisine teslim edilen faturalara ilişkin 8 günlük hak düşürücü sürede faturaya veya faturanın içeriğine herhangi bir itirazda bulunmamış olduğunu, buna karşılık, davalı tarafın bu malların bedellerini tamamıyla ödememiş olduğunu ve 6.004,00 TL bakiye borcu kalmış olduğunu, davalı şirket ile yapılan tüm görüşmelerde bakiye borcu ödemeye yanaşmamış olduklarını, davalı tarafın 09.09.2016 tarihinde 2.846,00 TL 14.10.2016 tarihinde 2.900,00 TL 10.11.2016 tarihinde 1.400,00 TL ve 07.12.2016 tarihinde 2.056,00 TL olmak üzere toplamda 9.202,00 TL ödeme yapmış olduğunu, müvekkilinin davalı tarafa vermiş olduğu mal karşısında kesmiş olduğu fatura toplamının 15.206,00 TL olduğunu, dolayısıyla müvekkiline ödenmeyen 6.004,00 TL bakiye borç kaldığını beyanla; müvekkilinin 6.004,00 TL alacağının ticari avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, davanın kabulüne ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulünce tebligat yapıldığı, ancak davaya cevap verilmediği görülmüştür.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, cari hesap alacağından kaynaklanan bakiye alacağın tahsiline ilişkindir.
İddia ve savunmalar değerlendirilmek üzere dosya üzerinde tarafların ticari kayıt ve belgeleride incelenerek, icra dosyasındaki itiraz ve tüm dosya kapsamı gözetilerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne olduğunu, ürün teslimlerinin davacı tarafça davalıya yapılıp yapılmadığının, Fatura tebliği ya da sevk irsaliyelerinin tespiti için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde. 14/10/2019 Günü, Saat 14.00 da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup; Mali Müşavir bilirkişi … 01/11/2019 tarihli raporunda özetle; davalı ile davacı arasında, ticari alım satım işleri gerçekleştirilmiş olduğunu, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davacının kendi işyerinde tarafına ibraz etmiş olduğu kendilerine ait Yasal Faturalardan, Yasal Ticari Defterler ve belgelerden tespit edilmiş olduğunu, taraflar arasında, ticari bir sözleşme bulunmadığını, davacının davalıya satmış olduğu malları karşılığında e-fatura düzenlediğini, düzenlediği bu faturaları davalıya elden teslim ettiğini, davalı tarafça, davacının kesmiş bulunduğu faturalara kanuni süresi içerisinde itiraz etmediğini, davacının davalıdan 6.004,66 TL asıl alacağı, TL faiz alacağı 1.781,58 TL olmak üzere toplam 7.786,24 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmış olduğunu bildirmiştir.
Davacı tarafça alacak miktarına ilişkin 4 adet fatura ibraz edilmiş olup, faturalarda teslim alan isim ve imzasının bulunmadığı, faturaların tebliğine ilişkin belge ibraz edilmediği görülmüştür.
Tarafların dava konusu döneme ilişkin BA-BS kayıtları celbedilmiş olmakla tetkikinde, davacı tarafça bildirilen mal satışlarının beyan sınırının üstünde kalan kısmının davalı tarafça alım olarak bildirildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Fatura ve dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın m. 23/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. Fatura karşı tarafça ticari defterlerine kayıt edilmiş ise, burada delil olan fatura değil ticari defterlerdir. Ticari defterler uyumlu olmadığı için lehe delil değeri bulunmasa da, karşı çıkılan faturanın ticari deftere kayıt edilmiş olması halinde ticari defter aleyhe delil oluşturacaktır. İtirazın iptâli davasında takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılması mümkün değildir (Örnek: Yargıtay HGK. 14.12.2011 T. 2011/19-617 E. 2011/749 K.). Faturalarda gösterilen işler belli iken fatura kapsamı dışındaki işler esas alınarak hesaplama yapılamaz.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller, bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde, davanın fatura alacağından kaynaklı başlatılan takibi itiraz nedeniyle açılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davacı vekilinin ticari defter ve belgelerine dayandıklarını dava dilekçesinde belirttiği ve belirlenen bilirkişi inceleme gününde ise davacının ticari defter ve kayıtlarını ibraz ettiği, davalının ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği görülmüştür. Uyuşmazlık; davacının icra takibine konu alacağın varlığını kanıtlayıp kanıtlamadığı, tarafların BA-BS kayıtlarına göre değerlendirme yapılıp yapılmayacağı hususlarında toplanmıştır.
Ticari defterlerin delil niteliği yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nun 222.maddesinde;
” (1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” şeklinde düzenlenmiştir.
Dava, faturaya dayalı alacak istemine ilişkin olup, davacı tarafın incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre, davacının dava tarihi itibariyle davalıdan 6004,00 TL alacaklı olduğu, davalı tarafça yapılan ihtarata rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemiş olduğu anlaşılmıştır. Dava konusu faturalara konu malların teslim edildiği hususunda ispat yükü davacı taraftadır. Mahkememizce dosyaya celbedilen BA-BS kayıtları ile 22.09-01.09-23.09 2016 tarihli fatura konusu malların teslim edildiği kabul edilmiştir. 3 adet belge olarak davalının 9. aya ilişkin BA kayıtlarında KDV hariç 11.842,00 TL beyan edildiği, KDV eklendiğinde, 3 adet fatura toplamını karşıladığı, 31.10.2016 tarihli fatura konusu malın ise, BA sınırının altında kalması nedeniyle davacının ispatına muhtaç olduğu, davacı tarafa yemin teklifi hatırlatıldığı davacının yemin deliline dayanmadığı, davalının BA formlarında matrahı 5.000,00 TL’nin üzerindeki faturaları bildirilmiş olduğu, davanın 3 fatura yönünden ispatlandığı, 1.233,10 TL tutarında 31.10.2016 tarih ve … numaralı faturanın ise ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-4.770,90 TL’nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Alınması gereken 325,90 TL harçtan peşin alınan 102,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 223,36 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 146,94 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
6-Davacı tarafça yapılan bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 659,70 TL yargılama giderinin kabul oranı (%79,46) ret oranı (%20,54) dikkate alınarak hesaplanan 524,20TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 2.725,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/12/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır