Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/217 E. 2019/1227 K. 13.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/217
KARAR NO : 2019/1227

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/10/2018
KARAR TARİHİ : 13/11/2019
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 13/11/2019
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davalılar ile müvekkilleri arasında 28/03/2018 tarihinde borç üstlenme sözleşmesi aktedildiğini, sözleşmeye göre 1.300.000,00 TL’nin 01/09/2018 tarihine kadar ödenmesi gerekir iken ödeme yapmadıklarını, Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün….. esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine itiraz ettiklerini, ödeme yapılmadığı halde ödeme iddiasında bulunduklarını ancak ödeme belgesi sunmadıklarını, sözleşmeye imza inkarında bulunmadıklarını, … borçtan sorumlu olmadığını iddia etmiş ise de kendilerinin de müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının açıkça yazılı olduğunu, faiz itirazlarının da geçersiz olduğunu, alacağın likit olduğunu belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalılar adına yapılan usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmamışlardır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dosyanın görevsizlik kararı ile Büyükçekmece …..Asliye Hukuk Mahkemesinden mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Büyükçekmece … icra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası celbedilmekle tetkikinde, davacı tarafından davalılar aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalıların itirazı ile takibin durduğu anlaşılmıştır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabının tetkikinde davalı … İnşaat Mimarlık ve Petrol Ürünleri ve … Mimarlık Gayrimenkul Ltd. Şti’nin sicil kayıtları ile 28/03/2018 tarihindeki temsil ve ilzam yetkili şahıslarını gösterir kayıtları celp edilmiştir.
Davanın ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasında 28/03/2018 tarihli borç üstlenme sözleşmesi imzalandığı konusunda uyuşmazlık bulunmayıp uyuşmazlığın davalı şahısların borç üstlenme sözleşmesine konu miktardan davalı şirketlerle birlikte sorumlu olup olmadıkları,icra takip tarihine kadar yapılmış ödeme olup olmadığı, davacıların bu sözleşme nedeniyle davalılardan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı, faiz ve icra inkar tazminatına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
6098 Sayılı TBK’nın Borca katılma başlıklı 201. maddesinde “Borca katılma, mevcut bir borca borçlunun yanında yer almak üzere, katılan ile alacaklı arasında yapılan ve katılanın, borçlu ile birlikte borçtan sorumlu olması sonucunu doğuran bir sözleşmedir. Borca katılan ile borçlu, alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olurlar.”;
6098 Sayılı TBK’nın Borcun Üstlenilmesi başlığı altında İç üstlenme sözleşmesini düzenleyen 195. maddesinde “Borçlu ile iç üstlenme sözleşmesi yapan kişi, borcu bizzat ifa ederek veya alacaklının rızasıyla borcu üstlenerek, borçluyu borcundan kurtarma yükümlülüğü altına girmiş olur. Borçlu, iç üstlenme sözleşmesinden doğan borçlarını ifa etmedikçe, diğer taraftan yükümlülüğünü yerine getirmesini isteyemez. Borçlu, borcundan kurtarılmamışsa, diğer taraftan güvence isteyebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
TBK’nın Dış üstlenme sözleşmesi başlıklı 196. maddesinde “Borçlunun yerine yenisinin geçmesi ve borcundan kurtarılması, borcu üstlenen ile alacaklı arasında yapılacak sözleşmeyle olur. İç üstlenme sözleşmesinin, üstlenen veya onun izni ile borçlu tarafından alacaklıya bildirilmesi, dış üstlenme sözleşmesinin yapılmasına ilişkin öneri anlamına gelir. Alacaklının kabulü açık veya örtülü olabilir. Alacaklı, çekince ileri sürmeksizin üstlenenin ifasını kabul eder veya onun borçlu sıfatı ile yaptığı diğer herhangi bir işleme rıza gösterirse, borcun üstlenilmesini kabul etmiş sayılır.”düzenlemesi yer almıştır.
Somut olayda, davacı taraf, 28/03/2018 tarihli sözleşme ile üstlenilen borcun ödenmediğinden bahisle başlattığı icra takibine itirazın iptalini talep etmiştir. Davalılar tarafından mahkememize cevap dilekçesi ibraz edilmemiş ise de, İcra Müdürlüğü’ne ibraz ettikleri itiraz dilekçelerinde, ……. ve … yönünden davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, borcun bu şahıslar tarafından üstlenilmediğini, imzanın şirket adına atıldığını, şirketler yönünden de borçlarının bulunmadığını, 450.000 TL’lik ödeme yapıldığını belirtmişlerdir. Sözleşmenin geçerli olduğu, …… İnşaat…Ltd.Şti’nin borcu üstlenilmek suretiyle 1300.000 TL ödeme taahhüdü altına girildiği konusunda uyuşmazlık bulunmayıp, uyuşmazlık davalı gerçek kişilerin sözleşme ile üstlenilen borçtan şahsen sorumlu olup olmadığı, davalılar tarafından sözleşmeye göre ödenen miktar bulunup bulunmadığı hususlarında toplanmaktadır. İcra takibine dayanak 28/03/2018 tarihli “borcu üstlenme sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin tetkikinde, borcu devreden firmanın …. İnşaat, borcu devralan şirketlerin … İnşaat…AŞ Adına …., … olduğu, “borcu üstlenen firmaların hakları ve borçları” başlıklı kısmın 6.maddesinde borcu üstlenen her iki firma ve sahiplerinin asıl borçlu …. Ltd.Şti ile birlikte bahsedilen alacaklıların tüm alacaklarına, müteselsilen ve müştereken sorumlu olduğu, yine “alacaklıların hakları ve borçları” kısmı 3.maddesinde …firma yöneticileri ile tüm ortakları hep birlikte alacaklılara karşı tüm alacak kalemleri bağlamında müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları düzenlenmiş ve sözleşme tüm taraflarınca imzalanmıştır. Tarafların sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde serbest iradeleriyle imzaladıkları sözleşmede, borçtan şirketlerin ve şirket adına işlem yapan yönetici ve ortakların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının düzenlendiği, sözleşmenin tamamının yorumunda tüm davalıların borçtan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun anlaşıldığı, itiraz dilekçelerinde ödeme yapıldığı belirtilmiş ise de, mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalılar tarafından sözleşmeye göre ifa edilmiş bir ödemenin iddia ve ispat edilmediği, bu haliyle sözleşmeye istinaden başlatılan icra takibinde davalıların asıl alacak miktarı olan 1.300.000 TL’yi ödemekle yükümlü oldukları anlaşılmıştır. İcra takibinde asıl alacak ile birlikte 1.923,29 TL işlemiş faiz talep edilmiş ise de, takip tarihinden önce davalıların temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir kayıt bulunmamaktadır. Bununla birlikte davacı dava dilekçesinde dava konusunu 1300.000 TL olarak göstermiş olmakla iptali istenen itirazlı kısmın 1300.000 TL olduğu, faiz miktarının iptale konu edilmediği değerlendirilmekle açılan davanın kabulü şeklinde hüküm kurulmuştur. Yine dava dilekçesinde itirazın iptali ile birlikte “alacağın tahsiline” ibaresi kullanılmış ise de, davacı vekilinin bu hususta beyanı alınmış, mahkememizin 13/11/2019 tarihli duruşmasında davayı itirazın iptali olarak açtığını belirtmiştir. Neticeten açılan davanın kabulü ile Büyükçekmece…. İcra Müdürlüğünün ….. E sayılı dosyasında davalıların 1.300.000 TL asıl alacak kısmına yönelik itirazlarının iptaline, takibin 1.300.000 TL asıl alacak üzerinden devamına, davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin kabulü ile asıl alacağın % 20’si oranında 260.000 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş ve aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE
1-Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün ….. E sayılı dosyasında davalıların 1.300.000 TL asıl alacak kısmına yönelik İTİRAZIN İPTALİNE, takibin 1.300.000 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin kabulü ile asıl alacağın % 20’si oranında 260.000 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
3-Alınması gereken 88.803 TL harçtan peşin alınan 15.691,13 TL ile icra peşin harcı 6.509,62 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 66.602,25 -TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
4-Dava ilk açılış harç gideri 22.236,65TL ile davetiye ve müzekkere gideri 527,71 TL olmak üzere toplam 22.764,36 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 62.950,00 -TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.13/11/2019

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı