Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/168 E. 2019/240 K. 08.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/168
KARAR NO : 2019/240

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 08/03/2019
KARAR TARİHİ : 08/03/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/03/2019

DAVA;Davacı vekili mahkememiz …. esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesinde özetle; 2004 sayılı İİK’nun 285 ve devam eden maddeleri gereğince vade konkordatosu talebi ile, İİK’nun 287. Maddesi gereğince 3 aylık geçici mühlet kararının verilmesini, İİK 287/1, 288/1 ve 294. Maddeleri gereği talepte bulunan borçlu ve müteselsil kefillerin malvarlığının korunması ve alacaklarının cebri icra tehditlerinin durdurulmasına yönelik gerekli tedbir kararlarının verilmesini, İİK287/3. maddesi gereği geçici komiser tayini, İİK 288/1. Maddesi gereği gerekli ilanların yapılmasını, geçici mühlet içinde yapılacak inceleme neticesinde 1 yıllık kesin mühletin verilmesini, kesin mühlet içinde yapılacak konkordato anlaşmalarının akdedilmesi halinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememiz …. esas sayılı dosyasının 08/03/2019 tarihli duruşmasında davacı şirket yönünden dosyanın tefrikine karar verildiğinden, tefrik işlemi yapılarak mahkememiz yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Davacı….. AŞ’ye 18/10/2018 tarihinde 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmiş, bilahare sürenin dolduğu 18/01/2019 tarihinden itibaren geçici mühletin 2 ay süre ile uzatılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce atanan geçici komiser heyeti tarafından hazırlanan 2.raporda, şirketin kayden borca batık durumda olduğu, hazır değerlerde 936.000 TL’lik azalma olduğu, kasadaki ve bankadaki azalmanın çoğunluğunun 01/10/2018 tarihi ile 17/10/2018 tarihleri arasında gerçekleştiği, şirketin alacak kaleminde 1 milyon tutarında artışın sebebinin ortaklardan alacaklar hesabından kaynaklandığı, şirketin devlete ait vergi yükümlülüklerini yerine getirmediği, şirketin ticari mallarının lüks villalardan kaynaklanmakta olup bu süreçte satışın gerçekleşmediği, faaliyet gelirlerindeki artışın kur farkından ileri geldiği, şirket 30/11/2018 tarihi itibariyle toplamda (-) 3.550.158,67 TL dönem net zararı raporlamakla birlikte, 30/09/2018 tarihine göre 2 aylık dönemde net zararında 804.211,18 TL’lik azalma meydana geldiği şirketin raporlanan karının esas faaliyetlerinden değil, diğer olağan gelir ve karlarından kaynaklandığı, şirketin konkordato ön projesinde ihtiyatlı bir yaklaşımla 2 aylık dönemde zarar öngörmüşken diğer olağandışı gelir ve karlardan kaynaklı olarak da olsa karlı bir yapı sergilemesi ve özkaynaklarının rayiç değerlerden (+) 18.084.255,30 TL olması, sermaye artışı konusunda genel kurul kararı alınarak işlemlerin başlatılması, yeni müşteri portföyleri oluşturma girişimlerinin konkordatonun başarıya ulaşması ihtimalini arttırdığını, şirketin grup şirketlerinin kullandığı banka kredilerine olan kefaletinin finansman sıkıntısının başka bir sebebi olarak görüldüğü, şirketin grup şirketlerinden dolayı icra ve haciz baskısı altına girdiği, olası bir icra takibine maruz kalması halinde mevcut varlıklarının gerçek değerlerinin çok altında elden çıkarılacağından konkordato müessesesinden yararlanması gerektiği belirtilmiştir.
Mahkememizce atanan geçici komiser heyeti tarafından hazırlanan 3.raporda, 31/12/2018 tarihi itibariyle şirketin toplam (-) 3.769.428,69 TL zarar raporladığı, 3 aylık dönemde 584.941,16 TL kar elde edildiği, elde edilen karın şirketin esas faaliyetleri çerçevesinde değil, diğer olağan gelir ve karlardan kaynaklı olsa da, şirketin karlı bir yapı sergilemesinin olumlu bir gelişme olarak kaydedildiği, şirketin rayiç değerleri üzerinden borca batık olmadığı, personel maaşlarının düzenli olarak ödendiği, kamuya olan yükümlülüklerin yerine getirilmediği belirtilmiştir.
Dava, adi konkordato istemli olarak açılmış olup, İİK’nun 285.maddesine göre borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek suretiyle veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir.
İİK’nun 287.maddesinde borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimali “konkordatonun başarı şansı” olarak nitelendirilmiştir.
Mahkemenin kesin mühlet kararını verebilmesi için konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olması gerekmektedir.
İİK’nun 289/1 maddesinde mahkemenin kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içinde vereceği düzenlenmiştir.
İİK’nun 285.maddesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere “borca batık olmamakla birlikte borç ödemeden aciz halinde bulunan bir borçlunun vade konkordatosu istemesi mümkündür. Diğer bir deyişle, mevcudu borçlarının tamamını ödeyebilecek durumda olan bir borçlunun mallarını o anda satarak vadesi gelmiş bütün borçlarını ödemesi mümkün değilse, o zaman borçlu borçlarını yüzde yüz, yani tamamen ödeme taahhüdünde bulunarak alacaklılarından kendisine bir mühlet verilmesini isteyebilir (vade konkordatosu) Bu durumdaki bir borçlunun normal olarak tenzilat konkordatosu isteyebilmesi mümkün olmamak gerekir. Zira böyle bir teklif, ödenmesi “teklif edilen meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması” şartına uygun düşmez.”
Yine İİK’nun 305/1-a bendinde adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması, malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme halinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflas yoluyla tasfiye halinde elde edilebilecek bedelden faza olacağının anlaşılması, b bendinde teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması hükümleri birlikte değerlendirildiğinde tenzilat konkordatosunun borca batık borçluları için başvurulabilecek yol olduğu anlaşılmaktadır.
Borca batık olmayan borçlunun tenzilat konkordatosu teklif etmesi halinde bu teklif, bir taraftan teklif edilen tutarın borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olması (İİK m,305,f1,b(a)) şartı, diğer taraftan da teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (İİK m.305.f.1,b) şartı yerine gelmediğinden tasdik edilmeyecektir.(Selçuk Öztek/Ali Cem Budak./Müjgan Tunç Yücel/Serdar Kale/Bilgehan. Yeşilova,Yeni Konkordato Hukuku, Ankara 2018, s.122,123,124)
Yine vade konkordatosu bakımından “….borçluya vade konkordatosu yoluyla da olsa, uzun yıllar faizden kurtulmasını sağlayacak biçimde konkordato bağıtlamak olanağının tanınamayacağı açıktır….Özellikle, yüksek tutarlı borçları kapsayan konkordatolarda, borçlunun çalışarak borçlarını ödemesi uzun yıllara bağlıdır. Borçluya….uzun ödeme süreleri sağlayan bir konkordatonun aktifin borçları tamamen karşıladığı durumlarda kabulü sözkonusu olamaz….Bu gibi durumlarda ….uzun ödeme süresini içeren faizsiz ödeme tekliflerinin kabulüne imkan yoktur.” (Sümer Altay/ Ali Eskiocak, Konkordato ve Yeniden Yapılandırma Hukuku,3.Bası,İstanbul 2017,s.94-95)
Kesin mühletin değerlendirilmesi için verilen celse tarihinden kısa süre öncesinde mahkememize bir kısım taşınmazlara ilişkin satış vaadi sözleşmeleri sunulmuş, bilahare 3.kişilerle yapılan satış protokolleri sunularak satışa izin talep edilmiş ise de, satış protokolü yapılan …. Ada … parsel, ….bağımsız bölüm no’lu taşınmazın üzerinde….bank lehine kurulmuş 5.800.000,00 TL bedelli ipotek bulunduğu, yine satışına izin istenen …. Ada … parsel, … no’lu taşınmaz üzerinde …. Bankası lehine 6.000.000 TL bedelli ipotek ve alacaklı …. tarafından Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün…. esas sayılı dosyasından konulan 287.758,80 TL bedelli haciz bulunduğu, mahkememize ipotek alacaklıları ile anlaşma yapıldığına ilişkin protokol sunulmadığı anlaşılmakla bu hususta değerlendirme yapılmamıştır.
Davacı şirketin 30/09/2018 tarihi itibariyle kaydi değerlere göre özvarlık tutarının (-) 8.699.966,95 TL iken 30/11/2018 tarihi itibariyle (-) 7.895.785,77 TL olarak raporlanmış olup, hazır değerlerde 936.000,00 TL’lik azalış görüldüğü, kasadaki ve bankadaki azalmanın 01/10/2018 tarihi ile 17/10/2018 tarihleri arasında gerçekleştiği görülmüştür. Davacı tarafça 15/10/2018 tarihinde konkordato talebiyle mahkememize başvurulmuş olup, geçici mühlet kararı 18/10/2018 tarihinde verilmiş olup, kasa ve bankadaki azalmanın konkordato müracaatının hemen öncesinde gerçekleştiği anlaşılmıştır. Yine 17/10/2018 tarihinden önceki dönemde şirketin alacak kaleminde ortaklardan alacaklar hesabından kaynaklanan 1 milyon tutarında bir artış tespit edilmiştir. Şirketin faaliyet konusu ikamet amaçlı binaların inşaatı, alım ve satımıdır. Şirketin devam eden projesi bulunmamakta olup, ticari malları lüks villalardan oluşmaktadır. Şirkete nakit girdisinin sağlanmasının gayrimenkul satışı ile sağlanacağı belirtilmiş ise de, mahkememizce geçici mühlet kararının verildiği tarihten itibaren 5 aylık süreçte ciddi bir satış girişiminde bulunulmamıştır. Davacının devam eden faaliyeti bulunmadığından geçici mühlet içerisindeki karlılığı kur farkına dayanmaktadır. Kesin mühlet verilmesi halinde devam eden ya da devam edecek projesi bulunmayıp davacının konkordatodan beklediği amaç taşınmazların değerinin altında satışını önlemektir. Borçlu şirket 5 aylık süreçte 1 taşınmazın dahi satışını gerçekleştirmemiş olup, değerinin altında satış yapılacağı düşüncesiyle satıştan kaçınarak uzun yıllara dayanan vade konkordatosunun kabulünü beklemenin iyiniyetli bir yaklaşım olmadığı, konkordato kurumunun ruhu ile bağdaşmadığı açıktır.
Netice olarak borçlunun kesin mühlet alabilmesi, mali durumunu iyileştirebileceği veya konkordatonun tasdik edileceğinin inandırıcı şekilde ispat edilmesine bağlıdır. Dosya kapsamı, sunulan mali tablolar ve geçici komiser raporları birlikte somut olarak değerlendirildiğinde konkordatonun başarıya ulaşması ihtimalinin bulunduğunun inandırıcı şekilde ispatlanamadığı anlaşılmıştır. İİK’nun 288/1 maddesinde geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı, 292.maddede ise konkordatonun başarıya ulaşmayacağının anlaşılması halinde konkordato talebinin reddi ile iflasa karar verileceği düzenlenmiş ise de, davacı şirket hakkında tanzim olunan borca batıklık bilançosuna göre, rayiç değer bilançosuna göre borca batık durumda olmadığı anlaşıldığından davacının iflasına karar verilmesi şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine ve geçici mühletin kaldırılmasına karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı tespit edilmiş olmakla davanın REDDİNE,
2-Geçici mühletin kaldırılmasına ve İİK madde 288 gereğince geçici mühletin kaldırıldığının ilanına,
3-Hüküm tarihi itibariyle tedbirlerin kaldırılmasına,
4-Geçici komiser heyetinin görevine son verilmesine,
5-Alınması gereken 44,40-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Dair, davacı vekili ve bir kısım müdahil vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 08/03/2019

Başkan ..
¸e-imzalıdır
Üye ….
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip ….
¸e-imzalıdır