Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/159 E. 2023/693 K. 23.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/159 Esas
KARAR NO : 2023/693

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/03/2017
KARAR TARİHİ : 23/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/08/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 23/12/2014 tarihinde saat 15:30 sıralarında … İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi …. Sokak, Kavşağında meydana gelen yaralamalı trafik kazasında davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan ve maliki … plakalı aracı ile müvekkili ….’a karşıdan karşıya geçmeye çalışırken çarptığını, kazaya sebep olan araç sürücüsü olduğunu, karşıdan karşıya geçmekte olan yaşlı ve bir ayağı sakat olan müvekkiline dikkat etmediğini, meydana gelen trafik kazası nedeniyle müvekkilinin vücudunun çeşitli bölgelerinden ve sağ bacağından yaralandığını, kaza öncesinde var olan protez bacağının davaya konu kaza sebebi ile kırıldığını, davalılardan … hakkında Küçükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile ceza davası açıldığını, alınan bilirkişi raporu ile …’ın asli kusurlu olduğunun tespst edildiğini, davalılardan … Sigorta A.Ş’ye 30/06/2018 tarihinde başvuru yapılarak maddi zararın karşılanmasının talep edildiğini, ancak davalının sigorta firmasının dosyayı bir süre oyalandıkyan sonra 05/01/2017 tarihinde taleplerinin reddedildiğini, açıklanan nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 12.350,00.- TL maddi. 5.000,00.- TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; manevi tazminat taleplerinin teminat kapsamında olduğunu, müvekkili şirkete yapılan başvuru sonucunda davacıda söz konusu trafik kazası sonucunda meydana geldiği iddia olunan maluliyet hali ile trafik kazası arasında illiyet bağının bulunmaması nedeniye haklı olarak reddedildiğini, davacıda söz konusu trafik kazası nedeniyle meydana geldiği iddia olunan maluliyet ile kaza arasında illiyet bağı bulunmadığından haksız davanın reddine, maddi tazminat taleplerinin açıklatılmasına kadar esasa ilişkin beyanda bulunma haklarının saklı tutulmasına, tüm delillerin toplanması ve adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesi tarafından kusur tespitinin yapılmasına,müvekkili şirkete sigortalı arcın kusurlu bulunması durumunda maluliyet oranının tespiti için davacının adli tıp kurumu …. ihtisas dairesine sevk edilmesine, kusurun ve maluliyet oranının tespiti halinde alanında uzman bilirkişilerce azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek sakatlıktan kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplanmasına, manevi tazminat taleplerinin teminat kapsamı dışında olması nedeniyle reddinei Sosyal Güvenlik Kurumuna müzekkere yazılarak davcı tarafa dava konusu kana sebebiyle rücuya tabi gelir bağlanıp bağlanmadığının sorulmasına, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini iddia ve talep ettiği görülmüştür.
Davalı …’ın süresi içerisinde davaya cevap vermediği, yargılama sırasındaki beyanlarında dava konusu kaza nedeniyle bir kusuru olmadığını, davacı tarafın taleplerinin fahiş olduğunu, davanın reddini talep ettiğini beyan ettiği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
-Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
-Gerçek kişi tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma yapılmış, davacının hastane kayıtları, SGK kayıtları ile tarafların dayandıkları tüm kayıtlar ilgili yerlerden celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
-Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. ve 5. maddeleri gereğince görev kurallarına; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 5 vd. maddelerinde belirtilen yetki kurallarına uygun olarak görevli ve yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmıştır.
-818 sayılı Borçlar Kanunun haksız fiili düzenleyen 41. maddesi: “Gerek kasten ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik haksız bir suretle diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur..” şeklindedir. Bu maddenin karşılığı 6098 Sayılı Türk Borçlar kanunun 49. Maddesidir. Bu madde hükmü ise şu şekildedir. “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” Buna göre bir kişi kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle (kasten, ihmal ederek, tedbirsiz davranarak) bir başkasını zarara uğratırsa zarar tazmini ile yükümlüdür. Zararın türü maddi ve manevi olabilir.
-6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanununun 54. maddesi ise bedensel zararların kapsamını şu şekilde tayin etmiştir.
“Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.”
-Yukarıdaki yasa maddelerinden de görüleceği üzere; trafik kazası sonucu şayet ölüm meydana gelmişse defin ve cenaze masrafları ile vefat eden mağdurun desteğinden yoksun kalan yakınlarının talep edebileceği destek yoksun kalma tazminatı talep edilebilecek zarar kalemlerini oluşturur. Trafik kazası sonucu yaralanma halinde ise tedavi giderleri, tedavi sırasında çalışılamayan günlere ilişkin zararlar, kalıcı bir maluliyet varsa, kalıcı maluliyetin getirdiği maddi gelir kaybı en önemli maddi tazminat kalemleridir. Ölümü halinde ise defin cenaze masrafları ve vefat eden mağdurun desteğinden yoksun kalan yakınlarının zarar talep edebilecek tazminat kalemleridir. Trafik kazasında mağdur olan kişinin kaza sırasında araç kullanıyor olması halinde aracında yada başka bir eşyasında kaza sebebi ile zarar meydana gelmişse bunlarda talep edebilecek tazminat kalemleri arasında sayılacaktır.
-Trafik kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle ortaya çıkan zararın tayininde zarar görenin elde ettiği gelir önem arz eden hususlardandır. Zarar miktarı tespit edilirken göz önünde bulundurulacak olan gelir, zarar verici olayın meydana geldiği andaki gelir olmakla birlikte bu gelire zarar görenin ileriki yıllarda elde edeceği terfileri, ücret ve maaş yükselmeleri gibi gelir artışları da eklenmelidir.
-Borçlar Kanunu Md. 47’ de ‘Hakim, hususi halleri nazara alarak cismani zarara düçar olan kimseye yahut adam öldüğü takdirde ölünün ailesine manevi zarar namiyle adalete muvafık bir tazminat verilmesine karar verebilir’ denilmiştir.
-6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunun bu hükme karşılık gelen 56. maddesi ise şöyledir:“Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
-Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
-Trafik kazalarında maddi zararın yanı sıra mağdurun manevi zararının da ortaya çıkacağı gerçektir. Kaza gibi asla istenmeyen maddi ve manevi varlığımızı ve bütünlüğümüzü tehlikeye sokan bir durumun bir takım manevi zararları da olacaktır. Çekilen acı, üzüntü, korku, endişe, manevi zarar olarak açıkladığımız olguların başında gelmektedir. Mağdur kaza sonucu yaralanmışsa kaza sebebi ile yaşadığı korkunun üzüntünün çektiği acılar onun manevi varlığında meydana getirdiği zararın tazmini talep edebilir.

-Mahkememizce dosya kusur oranının tespiti için Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş ; Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin …. tarihli raporunda özetle; davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki otomobille seyri sırasında yola gereken dikkatini vermesi, seyrini görüş alanını kontrol altında tutarak sürdürmesi, olay mahallinde kavşak başından karşıya geçmekte olan yayayı farkettiğinde aracını durdurup yayaya ilk geçiş hakkını vermesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, bu nedenle asli kusurlu olduğu, davacı yaya …’ın olay mahallinde kavşak başını kullanarak karşıya geçişi esnasında karşıya geçmekte iken yolu kontrol altında bulundurması, sol tarafından gelen otomobile karşı korunma tedbiri alması gerekirken bu hususlara riayet etmediğinden meydana gelen kazada tali kusurlu olduğu, bu doğrultuda davalı sürücünün %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğu, davacı yayanın ise %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
-Dosya davacının trafik kazası nedeniyle varsa iş göremezlik oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi’ne gönderilmiş, düzenlenen … tarihli raporunda özetle; davacı …’ın 23.12.2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 10 (on) güne kadar uzayabileceği yönünde görüş ve kanaatin bildirildiği görülmüştür.
– Mahkememiz dosyası mevcut iş göremezlik ve kusur tespitleri dikkate alınarak tazminat miktarının hesaplanması amacıyla aktüerya bilirkişiye tevdi edilmiş, aktüerya bilirkişi tarafından düzenlenen 28/07/2022 bilirkişi raporunda özetle; davacının nihai ve gerçek geçici İş göremezlik maddi zararının 217,88 TL olduğu, davacının talep edilen protez bedelinin alanında uzman tıp doktoru bilirkişi tarafından tespiti gerektiğinden değerlendirme yapılamadığının bildirildiği görülmüştür.
-Mahkememiz dosyası davacı tarafın dava konusu kaza nedeniyle protezinin zarar gördüğü ve bu nedenle yeni protez ihtiyacının doğduğu iddiasının irdelenebilmesi yönünden dava konusu 23.12.2014 tarihinde gerçekleşen trafik kazası nedeniyle tedavi ve raporların incelenerek davacının dava konusu araç dışı trafik kazasından önce kullandığı ve kaza nedeniyle zarar gördüğü belirtilen protezin yeniden kullanımı, tedavisi veya satın alınması halinde gerekli olan bedelin dava tarihi olan 23/03/2017 ve raporun düzenlendiği tarih itibariyle piyasa rayiçlerine göre ayrı ayrı belirlenmesi amacıyla ortopedi alanında uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 24/01/2023 tarihli raporda özetle; 23.12.2014 tarihinde gerçekleşen trafik kazası nedeniyle uygulanan tedavi ve raporların incelendiğini, davacının aynı gün kaza sonrası Acil Tıp Kliniği’ne sağ dizde ağrı şikayeti ile başvurması ve konsültasyon raporunda lezyon bulgusu olarak sağ dizde abrazyon (aşınma) olduğu belirtilmesi nedeniyle dava konusu araç dışı trafik kazasından önce kullandığı protezin, kaza sırasında zarar görmüş olabileceğini, söz konusu protezin davacı vekili tarafından dosyada sunulan fotoğraflarda görüldüğü kadarıyla fonksiyonel olmadığını ve yeni bir protezin satın alınması gerektiğini, …. Merkezi tarafından 08/10/2021 tarihli protez bedeline ilişkin teklif yazısında davacı …’ın ihtiyacı olduğu belirtilen …. Protez’in piyasa rayiçleri markaya göre değişkenlik göstermekle birlikte gerekli olan bedelin dava tarihi olan 23/03/2017’de 6.000 (altı bin) TL ile 15.000 (on beş bin) TL arasında değişkenlik gösterdiğini, belirtilen protezin raporun düzenlendiği tarih itibariyle güncel piyasa rayiçleri 35.000 (otuz beş bin) TL ile 70.000 (yetmiş bin) TL arasında değişkenlik gösterdiğini bildirdiği görülmüştür.
-Mahkememiz dosyası davacı tarafın kaza nedeniyle dişlerin zarar gördüğü ve bu nedenle tedavi olduğu iddiasının irdelenmesi, davacı murisin dava konusu kaza nedeniyle dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre kaza sırasında dişlerinde bir kırık veya hasarın bulunup bulunmadığı, varsa buna ilişkin zararların giderilmesi için davacı tarafın dava tarihi itibariyle piyasa rayiçlerine göre yapması gereken masrafın ne kadar olduğunun hesaplanması amacıyla diş hekimi bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 15/04/2023 tarihli raporda özetle; incelenen belgelerde kişinin kaza sonrasında herhangi bir diş kırığı tespitinin yapılmadığı, kaza nedenli kırılan dişi bulunsaydı yakın bölgelerde yer alan üst dudak ve burun bölgesindeki yaralanmaların muayenesi sırasında acil hekimi yada KBB hekiminin diş kırığı tespitinin kolaylıkla yapabileceği, dosyada kazayla ilgili illiyet bağı açısından değerlendirme yapılabilecek herhangi sonraki dönemde bu iddiayla ilgili uygulanmış bir tedavi varsa da bununla ilgili bir röntgen, epikriz vb belgenin bulunmadığı, davacı … ‘ın 16.10.2022 tarihinde vefat ettiği dolaysıyla muayenesinin yapılamadığı göz önüne alındığında iddia edilen 4 diş kaybının oluştuğuna dair dosyada tıbbi bir delil bulunmadığı, dişlerde kayıp varsa da kazayla illiyet bağının olup olmadığı yada hangi dişler olduğu ve nasıl restore edilebileceği hakkında yorumda bulunmanın mümkün olmadığı görüş ve kanaatinin bildirildiği görüşmüştür.
-Yargılama sırasında davacı muris …’ın ölümü nedeniyle davacı tarafça davacının mirasçılarını gösterir mirasçılık belgesinin ve mirasçılara ait vekaletnamelerin ibraz edildiği görülmüş, bu doğrultuda muris … mirasçıları …,… ve …tarafından mirasçı sıfatıyla davaya devam olunmuştur.
-Davacı vekilinin alınan raporlar doğrultusunda ıslah dilekçesini ibraz ettiği, ıslah dilekçesinde ; maddi tazminatın 17.350 TL den 28.650 TL ilavesiyle 46.000 TL ye çıkarılmasını, manevi tazminatın çekilen acı ve yüzdeki sabit kusur nedeniyle 10.000TL ye çıkarılmasını talep ettiği görülmüştür. Ve fakat ıslah ve/veya değer arttırım yoluyla manevi tazminat miktarının arttırılması mümkün olmadığından manevi tazminat talebi yönünden ıslah yapılmamış kabul edilerek, maddi tazminata ilişkin kalemler yönünden ıslah dilekçesi doğrultusunda değerlendirme yapılmıştır.
-Bu doğrultuda Mahkememizce yapılan değerlendirmede; 23.12.2014 günü saat 16:10 sıralarında davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı otomobille … Caddesini takiben seyir halinde iken olay mahalli kavşağa geldiğinde seyir istikametine göre sağ taraftan karşıya geçmek isteyen davacı yaya …’a otomobilinin sağ ön ve … kısımları ile çarpması sonucu, yaya …’ın yaralanması ile dava konusu trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmaktadır. Buna göre davalı sürücünün sevk ve idaresindeki otomobille seyri sırasında yola gereken dikkatini vermesi, seyrini görüş alanını kontrol altında tutarak sürdürmesi, olay mahallinde kavşak başından karşıya geçmekte olan yayayı farkettiğinde aracını durdurup yayaya ilk geçiş hakkını vermesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, davacı murisin ise olay mahallinde kavşak başını kullanarak karşıya geçişi esnasında karşıya geçmekte iken yolu kontrol altında bulundurması, sol tarafından gelen otomobile karşı korunma tedbiri alması gerekirken bu hususlara riayet etmediği, mevcut ihlal ve tutanaklara göre davacı murisin % 20 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücünün ise % 80 oranında kusurlu olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir.
-Alınan iş göremezlik raporuna göre ise davacı murisin dava konusu kaza nedeniyle kalıcı iş gücü kaybının bulunmadığı, kaza nedeniyle iyileşme süresinin ise kaza tarihinden itibaren 10 güne kadar uzayabileceği anlaşılmaktadır. Kusur oranlarına ve Adli Tıp Kurumu tarafından belirlenen iş göremezlik oranlarına göre aktüerya bilirkişi tarafından düzenlenen raporlar ile davacının gelir durumu vd. Hususlar nazara alındığında davacının dava konusu trafik kazası nedeniyle talep edebileceği iş göremezlik tazminatı miktarının 217,88 TL olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir.
-Davacının protez bedeline ilişkin yapılan değerlendirmede; alınan bilirkişi raporuyla da belirlendiği üzere davacı murisin kaza nedeniyle ertesi gün Acil Tıp Kliniği’ne sağ dizde ağrı şikayeti ile başvurması ve konsültasyon raporunda lezyon bulgusu olarak sağ dizde abrazyon (aşınma) olduğu, ilgili protezin kaza nedeniyle zarar gördüğünün mevcut fotoğraflar ve davacı murisin şikayetleri nazara alındığında sabittir. Bu nedenle davalıların iş bu protez bedelinden sorumlu oldukları Mahkememizce kabul edilmiş, dava tarihi itibariyle bilirkişi raporuyla belirlenen bedeller dikkate alınarak ortalama değer belirlenmiş, bu doğrultuda davacı murisin talep edebileceği protez bedelinin 10.500,00 TL olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir.
-Davacı tarafın dişlerinin kaza nedeniyle zarar gördüğüne ilişkin iddiaları yönünden yapılan değerlendirmede; alınan bilirkişi raporu ve dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre davacı murisin kaza nedeniyle dişlerinin zarar gördüğüne ilişkin bir tıbbi evrakın dosyada mevcut olmadığı, davacı murisin kaza sonrasındaki durumunda dişlerin zarar gördüğüne ilişkin bir sonuca mevcut evraklarlar varılmasının mümkün olmadığı, bu nedenle davacı tarafın bu yöndeki iddialarını ispat edemediği kanaatine varıldığından talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
-Davacının manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede; Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Aynı Kanunun 56. maddesine göre bedensel bütünlüğün zedelenmesi durumunda zarara uğrayana hakim bir miktar manevi tazminat verir. Yine aynı Kanunun 58. maddesine göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir.

-Davaya konu manevi tazminat, 22.06.1966 tarih ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da açıklandığı üzere, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarar uğrayanın manevi ısdırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araçtır. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK.’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.

-Somut olayda davacı tarafın manevi tazminat talebi dava konusu trafik kazası nedeniyle uğramış olduğu bedeni zarara dayanmaktadır. Alınan raporlar ve mevcut belgeler ile de sabit olduğu üzere davalı araç sürücüsünün kusurlu davranışlarıyla dava konusu kazanın meydana geldiği sabittir. Buna göre davaya konu olayda davalı araç sürücülerinin haksız fiil hükümlerine göre davacılara karşı sorumlu olduğunun kabulü gerekmektedir.

-Mahkememizce manevi tazminatın belirlenmesinde davacı … maddi gücü, davalı tarafın maddi durumu, davacının uğramış olduğu zararın niteliği ve davaya konu trafik kazasında kusur oranları göz önüne alınarak tazminat miktarının tespiti cihetine gidilmiştir. Bir tarafın zenginleştirilip diğer tarafın fakirleştirilmemesi gerektiği hususu nazara alınmış, bunun yanında manevi tazminatın caydırıcı ve cezalandırıcı boyutunun da olduğu göz önünde tutulmuş, bütün bunlar toplu halde biri diğerine üstün tutulmaksızın tüm ilkeler birlikte değerlendirilmek suretiyle manevi tazminatın hüküm kısmında belirtildiği şekilde takdir edilmesi uygun görülmüştür. Bu bağlamda davacı … manevi tazminat taleplerinin kısmen yerinde olduğundan kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
-Davacı tarafın dava ve ıslah dilekçesi ile faiz talebi bulunmadığından davacı lehine faize hükmedilmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının MADDİ TAZMİNAT TALEBİNİN KISMEN KABULÜ ile;
-10.500,00 TL protez bedeli ve 217,88 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere 10.717,88 TL maddi tazminatın davalılardan tahsili ile davacı muris …’ın mirasçılarına verilmesine,
-Fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine,
2-Davacının MANEVİ TAZMİNAT TALEBİNİN KISMEN KABULÜ ile;
-5.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’tan alınarak davacı muris …’ın mirasçılarına verilmesine,
-Fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
3-Maddi tazminat talebi yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 732,14-TL karar ve ilam harcından peşin olarak yatırılan 296,30-TL harç ile 105,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 401,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 330,84-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına, ( davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile),
4-Maddi tazminat talebi yönünden davacı tarafça peşin ve ıslah harcı olarak yatırılan toplam 401,30-TL harcın davalılardan alınarak tahsile ile davacı muris …’ın mirasçılarına verilmesine,( davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile )
5-Manevi tazminat talebi yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 341,55-TL karar ve ilam harcının davalı …’tan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Kabul edilen maddi tazminat miktarı yönünden davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ ne göre hesap edilen 9.200,00- TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı muris …’ın mirasçılarına verilmesine, ( davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile ),
7-Reddine karar verilen maddi tazminat miktarı yönünden davalı … Sigorta Anonim Şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesap edilen 5.000,00 TL tek vekalet ücretinin davacı muris …’ın mirasçılarından alınarak davalı … Sigorta Anonim Şirketi’ne verilmesine,
8-Kabul edilen manevi tazminat miktarı yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ ne göre hesap edilen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalı davalı …’tan alınarak davacı muris …’ın mirasçılarına verilmesine
9-Davacılar tarafından yargılama süresince sarf edilen 31,40 TL başvurma harcı, 4.900,00-TL bilirkişi ücreti, 820,00 TL Atk fatura bedeli, 700,40- TL tebligat gideri ve posta masrafı olmak üzere toplam 6.451,80 TL yargılama giderinin davanın kabul/red oranına (%38,33) göre hesaplanan 2.473,38-TL’sinin davalılardan tahsili ile davacı muris …’ın mirasçılarına verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına, (davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile )
10-Bakiye gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa derhal iadesine,

Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı asil …’ın yüzlerine karşı, diğerlerinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır