Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/128 E. 2019/908 K. 16.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/128 Esas
KARAR NO : 2019/908

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/06/2017
KARAR TARİHİ : 16/09/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ambalaj malzemesi satımı konusunda anlaşma yapıldığını, davalıya bu sebeple çek verildiğini, malzeme verilmediğini belirterek davanın kabulü ile çekin iptaline, borçlu olmadığının tespitine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, çekin davacının cari borcuna karşılık olarak alındığını, çek konusu borcun karşı tarafa teslim edilmiş olan antifiriz, iade mal ve bozuk mala karşılık nefaset kesintisi olarak karşı tarafa faturalı olarak ödendiğini, dava dilekçesinde ambalaj alımına ait olduğu belirtilen çekin bu çek olmadığını, yine …’ya ait 30/08/2017 tarihli 25.000,00 TL tutarında çek olduğunu, bu çekin 30/05/2017 tarihinde …. no’lu fatura ile …’nın ortağı olduğu ….. firmasına üç litre siyah bidon ambalaj olarak ödendiğini belirterek davanın reddini , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir
Davacı vekili ibraz ettiği cevaba cevap dilekçesinde, cevap dilekçesinde belirtilen şirketlerin dava dışı olduğunu, müvekkiline ödenen fatura bulunmadığını, davalının beyanlarının gerçek dışı olduğunu belirtmiştir.
Davalı ikinci cevap dilekçesinde, davacının ortağı olduğu …… AŞ ve….. Ltd şirketlerinin borcuna karşılık bu şirketlere ait çek karnesi olmadığından dolayı şahsi çekini verdiğini, çeki kendilerine olan borcuna karşılık olarak …..’e verdiğini, bahsedilen …. Matbaa isimli şirketle ticari ilişkilerinin bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, çek nedeniyle menfi tespit/istirdat istemine ilişkin olup uyuşmazlığın, taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, davaya konu çekin hangi ticari ilişki kapsamında verildiği, çekin davacının ortağı olduğunun iddia edildiği….. şirketinin borcu için mi, gerçek kişi tacir olan davacının …. Matbaa isimli işyerinden ambalaj alımı için mi verildiği, çek bedelinin ödenip ödenmediği, davacının çek nedeniyle borçlu olup olmadığı, ödenen bedel bulunmakta ise istirdatının gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.

Davacı vekili ibraz ettiği dilekçesinde çek bedelinin ödendiğini belirterek davaya istirdat davası olarak devam edilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce …. bank ….. Şubesi, keşidecisi … olan, 18/06/2017 keşide tarihli, 24.900,00 TL bedelli çek bedelinin ödenip ödenmediği hususu sorulmuş olup, cevaben gönderilen yazıda çek bedelinin 19/06/2017 tarihinde ödendiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Dosya kül halinde bilirkişiye tevdi edilmiş olup, tanzim olunan bilirkişi raporunda özetle, davacı tarafça ibraz edilen ticari defterlerin sahibi lehine delil teşkil ettiği, davacı tarafından davalıya sipariş avansı mahiyetinde 24900,00 TL bedelli çek verildiği, çek işlemi haricinde davacı ve davalı arasında başkaca işlem tespit edilemediği, davacının ticari defterlerinde işbu çek nedeniyle alacaklı göründüğü belirtilmiştir.
Dava, çek nedeniyle menfi tespit/istirdat istemine ilişkin olup, davacı taraf çekin ambalaj alım satımına ilişkin olarak davalıya verildiğini, buna karşılık davalı tarafça edimin yerine getirilmediğinden bahisle çek nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti ve istirdat talebinde bulunmuş, davalı taraf ise ambalaj alımına ait olduğu belirtilen çekin bu çek olmadığını, belirtilen çekin …’ya ait 30/08/2017 tarihli 25.000,00 TL tutarında çek olduğunu, bu çekin 30/05/2017 tarihinde ….. no’lu fatura ile …’nın ortağı olduğu ….. firmasına üç litre siyah bidon ambalaj olarak ödendiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Yine davalı tarafça ibraz edilen 16/02/2018 tarihli dilekçede ve duruşmadaki beyanlarında davacı …. Matbaa ile ticari ilişkilerinin bulunmadığını, davacının ortağı olduğu….. ve …… firmaları ile ticari ilişkisinin bulunduğunu, çekin de bu ticari ilişki kapsamında verilerek ödendiğini iddia etmiştir.
Davaya konu çekin keşidecisi davacı, lehdarı ise davalıdır. Çek, ödeme aracı olup mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerekir. Bununla birlikte davalı taraf, çekin başka bir hukuki ilişki kapsamında verildiğini, çekin borçlusunun dava dışı şirket olduğunu ve edimin yerine getirildiğini iddia etmiştir. Bu durumda çekin bedeline hak kazandığını ispat yükü davalı tarafa ait olup, davalı tarafça iddialarını ispata yarar delil ibraz edilmemiştir. Tanık deliline dayanılmış ise de, dava değeri, davanın mahiyeti ve davacı tarafça açık muvafakatın olmadığı hususları nazara alınarak tanık dinlenmesi yönündeki talebin reddine karar verilmiş, davalı taraf cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmadığından bu hususta hatırlatma yapılmamıştır. Davacı tarafın çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti gerekmekte olup, dava tarihinden sonra 19/06/2017 tarihinde çek bedeli ödenmiş olmakla 24.900,00TL nin ödeme tarihi olan 19/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kötüniyet tazminatı talebi bakımından ise şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
Mahkememizden verilen 12/03/2018 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı ilamı İstinaf edilmiş olmakla; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 31/01/2019 tarih ve ,… Esas … Karar sayılı ilamı ile ” davacı vekilinin dava dilekçesinde yemin deliline dayandığını, ne var ki ilk derece mahkemesince anılan yeminin eda ettirilmesi bakımından davacıya süre ve imkan tanınmadığı gibi bu hususta ilk derece mahkemesince kararda da herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, uyuşmazlık konusu vakıanın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan etmiş olan taraf dahi yemin teklif edebilir (HMK madde 227/1) T.C. Anayasasının 36. maddesinde, herkes meşru vasıta ve yollarla mahkemelerde iddia ve savunma hakkına sahiptir. Yine, Türk Medeni Kanunun 6.maddesine göre, iddia eden iddiasını ispatla mükelleftir. Davacının iddiasını ispat bakımından yemin deliline de dayandığı anlaşıldığına göre, öncelikle davacı tarafa yemin teklif hakkını kullanmak isteyip istemediğinin sorulması, kullanmak istediği takdirde usulüne uygun bir biçimde davalının Hukuk Muhkameleri Kanununun 227 ve devamı maddeleri gereğince davet edilmesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yemine ilişkin hükümleri dikkate alınarak usulüne uygun bir biçimde yemin teklifini kabul ettiği takdirde elde edilecek sonuca göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince davacının delil listesinde yer alan ve davanın esasının çözümünde etkili bulunan yemin delili dikkate alınıp, yerine getirilmeden, kararda da bir değerlendirme yapılmadan ispat yükünün tayininde yanılgıya düşerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince bu hususun yerine getirilmesi amacıyla dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, İlk Derece Mahkemesi’nin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA” karar verilmiştir.
01/04/2019 tarihli celsede; Davacı tarafça yemin teklifine dayanılmış olmakla, davalı tarafa yemin teklifinde bulunup bulunmayacağı hususunda beyanda bulunmak, yemin teklif edecek ise yemin metnini ibraz etmek üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, verilen sürede beyan vermez ise yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtarına ve mevcut delillere karar verileceğinin ihtarına (ihtar edildi), yemin metni hazırlandığında davalı şirket yetkilisine tebliğine, bir sonraki celse yemin etmek üzere duruşma salonunda hazır olmasının ihtarına, yemin davetiyesine mazereti olmaksızın yemin için belirtilen günde hazır bulunmadığı ya da gelip de yeminden kaçındığı takdirde yemine konu vakaları ikrar etmiş sayılacağı hususunun yazılmasına ilişkin 1 nolu ara karar kurulmuş ise de; davacı tarafından verilen kesin süre içerisinde beyanda bulunulmadığı, yemin metninin ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
İddia, savunma, tespit ve yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları ve yukarıda anlatılanlar ile tüm dosya kapsamından, çekin, kıymetli evrak niteliğinde olduğu, kural olarak, çek bir ödeme aracı olup, mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulünün gerektiği, sebepten bağımsız olarak soyut bir hukuki işlem şeklinde olan çekten dolayı borç altına giren kişilerin bu çekin bedelsiz ya da çekten dolayı borçlu bulunmadığı iddiasında ispat külfetinin borçluya ait olduğu, diğer menfi tespit davalarından farklı olarak kıymetli evrak ilişkisinden kaynaklanan menfi tespit davalarında borç ikrar anlamı taşıyan çekten dolayı alacaklının alacağını ispat etmesi zorunluluğu bulunmadığı, davacı taraf çeklerin avans olarak olarak verildiği ve bedelsiz kaldığı iddiasına dayanmakta ise de bu iddasını aynı kuvvet ve mahiyette yazılı bir belge ya da delille ispatlaması gerektiği, davacı tarafça BAM kararı gereği, yemin delili hatırlatıldığı ancak davacı tarafın celse arası talebi ile yemin deliline dayanmadığı, davanın sübut bulmadığından reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 425,23 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 380,83 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince 2.988,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı tarafından yapılan 78,55 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/09/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır