Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1018 E. 2020/856 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1018 Esas
KARAR NO : 2020/856

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2019
KARAR TARİHİ : 10/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketlerin birbirleriyle bağlantılı şirketler olduğunu, davalı …’ın her iki şirketin de ortağı ve yetkilisi olduğunu, diğer davalı şahsın ise davalı şirketlerin çalışan ve yetkilisi olarak tanıttılığını, davalı şirketlerni gıda ve inşaat alanında faaliyet gösterdiklerini ve müvekkiliyle bu sayede irtibat kurduğunu, müvekkilinin ise Şili ve Ürdün ülkelerinden çifte vatandaşlık sahibi olduğunu, …’den aldığı gıda ürünlerini kendi ülkesinde sattığıın, bu bağlamda Türkiye’den ürün temin eden müvekkilinin davalı şirketlere gıda ürünlerini sattığını, bu ürünlerekarşılık müvekkili tarfındna davalı ……. firmasına kredi kartı ile 21.11.2018 tarihinde 1.899,87 USD ve 23.11.2018 tarihinde 957,13 USD, davalı şahıslara elden 01.12.2018 tarihinde 10.880,00 USD, konaklama bedeli olarak 1.170 USD, …. aracılığıyla 2.000 USD olmak üzere toplamda 16.107 USD ödediğini, ancak müvekkili aldığı ürünlerin teslim edilmediği gibi yapılan ödemelernide iadesinin yapılmadığını beyanla, davanın kabulü ile şimdilik 1.000,00- TL ‘ye ve 10.12.2019 tarihinden itibaren mahkemece uygun görülecek faizin işletilerek davalılardan tahsiline, yargılama giderleri vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … İnşaat Ticaret ünvanlı firmasının yalnızca toptan gıda satışı iş ile iştigal eden hissedarlarının Suriye uyruklu olduğu bir ticari işletme olduğunu, bir diğer davalı müvekkili … gıda isimli firmanın da hissedarları ve yetkilisinini Suriyeli olduğu bir ticari işletme olduğunu, bu firmaların her ikisinin de yetkilisi ve ortağı olan bir diğer davalı … adlı müvekkilinin de Suriye uyruklu olduğunu ve Türk vatandaşı olmadığını,, Türk vatandaşı olmayan …. İnşaat firmasında satış temsilcisi olarak sigortalı çalışan …. isimli davalının da Suriyeli olduğunu ve Türk vatandaşı olmadığını, müvekkillerinin Türk vatandaşı olmadığını belirtmelerinin nedeninin davacı vekilinin herhangi bir somut olaya dayandırmadan hukuki metinin ispatı için bir amaç taşımayan dava dilekçesinde belirtmiş olduğu ancak müvekkilleri tarafından söylenmesi abesle iştigal olacak olan sözde söylenmiş cümleye ilişkin olduğunu, ancak müvekkilleri tarafından söylenmemiş olduğunu açıklamak olduğunu, davacı şahsın … İnşaat Gıda Ticaret ünvanlı müvekkil şirketten son alışverişinden daha öncesinde bir takım alışverişler yaptığını ve ürünleri alıp yurt dışına ihraç ettiğini, ancak bu alışverişinden kalan bir miktar veresiyeyi …. üzerinden şirket çalışanı davalı müvekkili ….’a gönderdiğini, ,nitekim bu işlemde de herhangi bir açıklama ibaresi düşmemiş olması dahi davacının borç ödemesi yapmış olduğunu kanıtladığını, davacının iddia etmiş olduğu … ve 3. kişilere elden yaptığı ödemelerin kabul edilemez nitelikte olduğunu, bu şekilde bir ödemenin alınmadığını, davalı şirket … Gıda isimli müvekkil şirketin bir perakende satış noktası olduğunu, ihracat yapan bir firma olmadığını, davacı tarafın 2018 yılının 11. Ayında bir takım alışveriş yaptığını, dava dilekçesinde iddiasının aksine TL tutarı üzerinden ödemesini kredi kartı ile yaparak ürünlerini teslim aldığını, nitekim aksinin ispatının davacıya ait olduğunu, taraflar arasındaki ihtilafın nedeni olan konteynır gıda ürününün davacı tarafından sipariş edildiğini , gemi ile ihracı yapılmak üzere yola çıktığını, davacının her ne kadar gemi Şili limanına ulaşmadan ödemesini banka kanalı ile göndereceği söylemiş ise de ödemeyi yapmadığını ve geminin limana yanaşmasına sadece 3 gün kala bir önceki siparişteki malların bozuk çıktığını iddia ederek bu malların parasını göndermeyeceğini bildiren müvekkil şirkete ait konteynır son anda limana inişi yapılmadan gemi transfer şirketinden iadesi istendiğini ve müvekkilinin hem gidiş hem dönüş nakliye ücretini ödemek zorunda kalarak zarar girdiğini, bu durumu ayrıntılı şekilde açıklayacak tanık …. dinlenildiğinde gerçeğin apaçık şekilde ortaya çıkacağını, sonuç olarak davanın müvekkiller tarafından uğratılmış olduğu bir zararı bulunmadığı gibi müvekkil şirketi kandırmaya çalıştığını ve çok miktarda nakliye ücreti ödemek zorunda kaldığını beyanla, davanın usulden reddine, haksı ve hukuki mesnetten yoksun herhangi bir somut delil olmadan salt soyut beyanlar ile ikame edilmiş kötü niyetli iş bu davanın reddine, yargılama ücreti ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalılardan gıda ürünü satın alınmasına ilişkin sözleşme kapsamında yapılan ödemelere rağmen ürünlerin teslim edilmediği iddiasıyla, ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin alacak davasıdır.
Tüm dosya kapsam olarak değerlendirildiğinde, davacı tarafın gerçek kişi olduğu bu hali ile dava konusunun ticari iş olarak değerlendirilemeyeceği, ticari olmayan davalarda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması, Asliye Hukuk Mahkemesi ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisi olması, göreve ilişkin usul kurallarının HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartı olması hususları bir arada değerlendirildiğinde mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerektiği kanaati ile aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nın 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır