Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1000 E. 2021/793 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1000 Esas
KARAR NO : 2021/793

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2019
KARAR TARİHİ : 14/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, …. markasının da içinde bulunduğu … gruba fason üretim yapmakta olduğunu, davalı tarafın ise … grubun …’deki tedarik zinciri içerisinde bulunan firmalardan biri olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında imzalanan 16.07.2019 tarihli, Mal Alım Sözleşmesi ile 3.900 metre Dali Kaplama Astarın sözleşmede belirlenen şartlarda üretimi ile tesliminin kararlaştırılmış olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmede yer alan “İşalan, sözleşmedeki kaliteden, SGS test labaratuarlarından MRM’nin istediği fiziksel ve kimyasal testleri her renginden yapmak zorundadır. İşalan ekte bulunan … kimyasal ve fiziksel değerlerin ürünlerinde olmadığını garanti eder. Çıkacak olumsuz test sonuçlarından İşalan sorumludur.” hükmü gereğince, üretilen kumaşların fiziksel ve kimyasal testlerinin davalı tarafça … Test Laboratuvarlarında yapılması ve sözleşmede belirlenen kalite ve standartta kumaşların müvekkiline teslim edilmesi gerektiğini, kendilerine teslim edilen kumaşların müvekkili şirket tarafından test ettirilmiş ve … test sonuçlarına göre, ürünlerin tamamında, sıfır değerde olması gereken Phenols değerinin yüksek çıktığının tespit edilmiş olduğunu, müvekkili şirket tarafından test sonuçlarının hatalı olması ihtimali değerlendirilerek aynı testlerin … firmasında tekrar yaptırılmış ve aynı sonuçların elde edilmiş olduğunu, bu kumaşlarla üretilen tekstil ürünlerinin …’de satılmasının yasal olarak mümkün olmadığı gibi, yurtdışına ihracının da söz konusu olmadığını, davalının sözleşmeye aykırı bu davranışı nedeniyle sözleşme konusu kumaşların kullanıldığı ürünler, üretim yapan atölyelerinde tekrar işleme tabi tutularak tamir edilmiş ve astarların değiştirilmiş olduğunu, bu durumun müvekkilinin ek malzeme, işçilik ve nakliye ücreti ödemesine neden olmuş ve müvekkilini zarara uğratmış olduğunu, bu zararın giderilmesi için davalı tarafa 09.08.2019 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarname gönderilmişse de; olumlu bir sonuç alınamamış olduğunu, öncelikle arabuluculuğa başvurulmuş, ancak görüşmeler sonucu anlaşma sağlanamamış olduğunu beyanla; fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile, ürünlerin ayıplı olarak teslim edilmesi nedeniyle oluşan ayıplı ürün değişimi malzeme, işçilik ve nakliye ücretine ilişkin 06.09.2019 tarih ve …. numaralı faturaya konu zararları için şimdilik 10.000,00 USD’nin dava tarihinden itibaren Amerikan Dolar kuru için işleyecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte, fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Her ne kadar davacı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle 10.000,00-ABD doları talepli kısmi dava açmışsa da, davacının eğer bir zararı varsa, bu zararın şimdiye kadar gerçekleşmiş bir zarar olup, miktarının belirli bir zarar olduğunu, kaldı ki zaten zarar miktarının 44.452,16-ABD Doları olduğu iddiası ile müvekkiline 06/09/2019 tarihli 44.452,16-ABD Doları bedelli faturanın, davacı tarafından gönderilmiş olduğunu, bu dahi davacının zarar ettiğine inanç getirdiği zarar miktarını gösteren delil olup, davacının kısmi dava açmakta somut ve korunmaya değer bir hukuki yararının olması gerekmekte olup, davacının kısmi dava açmakta hiç bir menfaati bulunmamakla , kısmi dava açılmasına muvafakatlerinin olmadığını, davacının, müvekkiline üretilen kumaşları 23/07/2019 tarihinde teslim almış ve ayıp ihbarının yasal süresi içerisinde yapılmamış olup hükümsüz olduğunu, 23/07/2019 tarihinde kumaşı teslim alan davacının 31/07/2019 tarihine kadar, gerekli testleri yaptırma sürecini tamamlayıp, 31/07/2019 tarihi itibariyle de eğer ayıp varsa müvekkiline ayıp ihbarında bulunması gerektiğini, ürünün ayıplı olduğunun müvekkili tarafından kabul edilmemekle birlikte BK 227 maddesinde, eğer üründe ayıp varsa, alıcının kullanabileceği seçimlik haklar dört maddede düzenlenmiş olduğunu, bu hakların; “1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.” şeklinde olduğunu, tüm seçimlik hakların, alıcının satın aldığı ürünü tüketmediği varsayımı üzerinden düzenlenmiş olduğunu, müvekkilinni davacıya teslim etmiş olduğu ürünlerin sözleşme gereklerine uygun nitelikte olup, aksinin kabulünün mümkün olmadığı gibi, bu konuda müvekkiline ulaştırılmış bir test sonucu bulunmadığı gibi, eğer bir test yapıldıysa da bu testin davacıya teslim edilen ürünlere ait olduğunu gösterir bir belge dahi mevcut olmadığını, davacının ayıplı olduğunu iddia ettiği kumaşa hiç bir test yaptırmaksızın imalata girişmiş olmasının tamamen kendi kusuru olup, davacının kendi kusurundan kaynaklanan zararı müvekkilinin karşılamasını talep etmekte olduğunu, müvekkili tarafından satılan kumaşın bedelinin 7.522,09-ABD Doları olup, davacının uğradığını iddia ettiği zararın 44.452,16-ABD Doları olup, kumaş bedelinin 6,5 katı olduğunu ve bu haliyle bir an için, asla kabul anlamına gelmemekle birlikte, kumaşları ayıplı kabul etsek dahi talep edilen miktarın fahiş olduğunu, haksız kazanç amacı taşıdığını, zarar olduğu iddia edilen miktarla, aynı kumaştan 6,5 kat fazla alım yapılabilmekte olduğunu beyanla; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, taraflar arasında akdedilen mal alım sözleşmesine konu ürünlerin davalı tarafça ayıplı ve sözleşmeye aykırı teslimi nedeniyle uğradıkların zararın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek taraflar arasındaki uyuşmazlığın aralarında imzalanan mal alım sözleşmesi gereği yerine getirilen edimlerin gereği gibi yapılıp yapılmadığı, teslim edilen malların ayıplı olup olmadığı, ayıplı olması halinde ayıbın gizli veya açık ayıp olup olmadığı, ayıp ihbarının zamanında yapılıp yapılmadığına ilişkin hususlarında mahkeme hakiminin katılımı olmaksızın HMK’nun 278/ son maddesi uyarınca bilirkişiye yetki verilmek suretiyle 07/12/2020 günü saat 14:00’de bilirkişi incelemesi yapılmasına karar vermiş olup, Tekstil Mühendisi bilirkişi … ve Mali Müşavir bilirkişi … 03/05/2021 tarihli raporlarında özetle; taraflar arasında 16.07.2019 tarihinde akdedilmiş bir Mal Alım Sözleşmesi’nin mevcut olduğunu, davacı tarafından sunulan ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğunu ve sunulan ticari defterlere göre davacının dava tarihi itibarıyla davalıdan 44.061,17 USD ALACAKLI durumda olduğunu, davalı tarafından sunulan ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğunu ve sunulan ticari defterlere göre davalının dava tarihi itibarıyla davacıdan 390,99 USD ALACAKLI durumda olduğunu, taraf defterlerinin karşılaştırılması sonucunda taraflar arasındaki farkın 44.452,16 USD olduğunu ve bu farkın davacı … tarafından davalı … Kumaşçılık ve Tekstil Dış Ticaret Limited Şirketi’ne 06.09.2019 tarihli, … numaralı ve 44.452,16 USD tutarlı faturadan kaynaklandığını, … Test Hizm. A.Ş.’nin 31.07.2019 tarihli …. nolu test raporuna ve SGS’nin 05.08.2019 tarihli …. nolu test raporuna göre davalının davacıya satmış olduğu 4.097 mt polyester kumaşın insan sağlığına zararlı fenol içerdiği tespit edildiğinden ayıplı olduğunu, kumaşta fenol içeriği ayıbının test yapılarak anlaşılabilecek bir ayıp olduğunu, davacının davalıdan kumaşları teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde test yaptırarak ayıbın farkına vardığını, ancak ayıp ihbarını 17 gün sonra yaptığını, ayıp ihbarının TTK 23/c maddesine göre süresinde olmadığını, işin olağan akışına göre davacının kumaşları kesmeden test yaptırması ve ayıplı çıkması halinde kumaşları kesip dikmemesi gerektiği halde, kumaşları kesip diktikten sonra ayıp ihbarında bulunduğunu, Borçlar Kanununa göre de ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, davalının dava tarihi itibarıyla davacıdan 390,99 USD karşılığı 1.207,81 TL alacaklı durumda olduğunu bildirmişlerdir.
Davacı, davalı ile aralarında yer alan mal alım sözleşmesine istinaden kendisine ayıplı mal teslim edilmesi sebebine dayalı olarak alacak talebinde bulunmaktadır. Davacı tarafından 24.07.2019 ve 31.07.2019 tarihlerinde yaptırılan testler ile davalıdan teslim alınan kumaşların insan sağlığına zararlı bileşenler içerdiği tespit edilmiştir. Yapılan testler ile ortaya çıkabilen ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu kabul edilmelidir. TTK’ nın 23/c maddesi uyarınca malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün içinde alıcı durumu satıcıya ihbar etmelidir. Şayet açıkça belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemeli veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbar ile yükümlüdür. 24.07.2019 tarihinde yapılan testin 31.07.2019 tarihinde sonuçlanması ile davalıdan teslim alınan ürünlerin ayıplı olduğu tespit edilmiştir. Davacı taraf ise, Beyoğlu …. Noterliğinin 09.08.2019 tarihli ihtarname ile ayıp ihbarında bulunulmuştur. Davacının malları teslim aldığı süre ile ayıp ihbarında bulunduğu süre dikkate alındığında TTK m.23/c hükmü gereği süresinde olmadığı anlaşılmaktadır. Dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerden de anlaşılacağı üzere davacı taraf, teslim almış olduğu ürünleri test işlemleri sonuçlanmadan kumaşları kesip dikmiştir. Açıklanan bu nedenlerle ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı, bu hali ile davacı tarafın ayıp sebebi ile alacak talebinde bulunamayacağı, davanın reddine karar vermek gerektiği kanaati ile aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 991,64 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 932,34 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
4-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 8.353,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/09/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸