Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/989 E. 2020/509 K. 09.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/989
KARAR NO : 2020/509

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/06/2016
KARAR TARİHİ : 09/09/2020
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 22/09/2020
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; 09/06/2011 tarihinde müvekkili ile davalı arasında “kredi ve karşılıklı edim sözleşmesi” imzalandığını, sözleşmenin giriş bölümünde kredi alan davalı şirketin sahibi olduğu 5 adet taşınmazın eksiksiz şekilde yeniden inşaasına bağlı olarak 5 yıldızlı hotel inşaatının hedeflendiğini, müvekkilinin inşaat projesi kapsamında gerekli mimari izinlerin ve inşaat izinlerinin alınması için davalı kredi alanın hesabına 2.000.000. Amerikan doları transfer edeceği, 9 aylık kredi süresinin sonunda kredi alan tarafından müvekkiline geri ödeneceğinin kararlaştırıldığını, 30/09/2011 tarihinde taraflar arasında 09/06/2011 tarihli kredi ve karşılıklı edim sözleşmesine ek sözleşme imzalandığını, transfer edilecek rakamın 3.000.000’a çıkarıldığını, müvekkilinin 10/06/2011 tarihinde 867.750, 17/06/2011 tarihinde 1.132.250, 30/09/2011 tarihinde 1.000.000 Amerikan doları transfer ettiğini, kredi alanın sözleşmeye aykırı davrandığını, krediyi geri ödeme borcu doğmasına rağmen müvekkiline ödeme yapılmadığını, şirketlerin kurulması aşamasına geçilmediğini, sözleşmenin imzalanması aşamasında taşınmazların davalıya ait olmadığının ortaya çıktığını, müvekkili tarafından gönderilen krediden sonra edinildiğini, davalının köüniyetli olduğunu, Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasıyla başlatılan takibe itiraz edildiğini belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunmuş, imzalanan sözleşmenin çerçeve sözleşme olduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin temelini belirleyecek sözleşmelerin aktedilmediğini, anlaşmanın genel unsurları ve yapısının belirlenmediğini, davacının proje şirket 1’e 6 ay içerisinde 10.000.000 ABD doları transfer etmekle yükümlü olduğunu, davacının ödediği meblağ oranında azınlık hissesine sahip olması hususunda tarafların mutabık kaldığını, aradan 5 yıl geçtikten sonra işbu davanın açılmasının kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Taraflar arasında 09/06/2011 tarihli “kredi ve karşılıklı edim sözleşmesi” ile 30/09/2011 tarihinde kredi ve karşılıklı edim sözleşmesine ek sözleşme imzalandığı, davacı tarafça davalıya 3.000.000-USD ödeme yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmayıp uyuşmazlığın sözleşme ile taraflara yüklenen edimlerin ifa edilip edilmediği, ödeme yapılmış ise davacıya iade koşullarının oluşup oluşmadığı, davalı tarafça ödenen miktarın davacıya iade edilip edilmeyeceği, davacının davalıdan takibe konu miktar kadar alacaklı olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyası celbedilmiş olmakla tetkikinde davacı tarafından davalı aleyhine 3.000.000 USD asıl alacak ve 879.299,87 USD işlemiş faiz istemiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davanın yetki yönünden reddine dair verilen karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ……. Hukuk Dairesi kararı ile kaldırılmış ve yukarıdaki esasa kaydedilmiştir.
Dosyanın 3’lü bilirkişi heyetine tevdi ile sözleşme ile taraflara yüklenen edimlerin ifa edilip edilmediği, yapılan ödemenin davacıya iade koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor alınmasına karar verilmiştir.
SMMM ……., İnşaat Mühendisi ……. ve hukuk bilirkişisi ……. tarafından ibraz edilen kök raporda, davacı yabancı kredi veren ve yatırımcı tarafından davalı şirkete 09/06/2011 tarihli “Kredi ve Karşılıklı Edim Sözleşmesi ” ve 30/09/2011 tarihli ek sözleşmeye göre toplamda 3.000.000,00 kredi verildiği ve davalı şirket tarafından alındığı ve icra takip tarihine değin geri ödenmediği, 09/06/2011 tarihli “Kredi ve Karşılıklı Edim Sözleşmesi ile tarafların amaçladıkları işlemleri ve hedefleri aradan geçen 5 yıl içinde gerçekleştiremedikleri, sözleşmenin “21. Ve 2.2 ” maddesinde yazılı şartların da gerçekleşememesi karşısında kredi borcunun geri iade edilmesinin istenebileceği, bu konuda son takdirin mahkemeye ait olduğu, sözleşmenin imzalandığı 09/06/2011 tarihinden 06/06/2011 icra takip tarihine değin geçen 5 yıllık süre içinde tarafların karşı tarafça yerine getirilmesi gereken edimlerine yerine getirmedikleri gerekçesiyle diğer tarafı yöntemine uygun direnime düşürmedikleri, aynı şekilde yöntemine uygun şekilde sözleşmeyi fesih ettiklerini bildirdiklerini, davacı kredi verenin verdiği krediye geri isteyen bir bildirimi de davalıya göndermediği, taraflar arasında 2013 yılı başlarında yapılan e posta yazışmalarında sözleşmenin amaçlarına ulaşamaması nedeniyle karşılıklı birbirlerini suçladıklarını, bu yazışmalardan sonra aradan geçen 3 yıl içinde aralarındaki sorunun çözümü için nelerin yapıldığının dosya kapsamından anlaşılmadığı, davacı yatırımcı/ kredi verenin sözleşme uyarınca verdiği krediyi geri isteme iradesini ilk kez icra takibi başlatmak şekliyle gösterdiği, bu nedenle icra takip tarihinden önceki dönem için direnim faizi istenip istenmeyeceğinin takdirinin mahkemede olduğu, dava konusuna giren İstanbul, …… ilçesi, …… Mahallesindeki 20,21,25,27 ve 18 sayılı parsellere ait tapu kayıtlarının 2011 yılı başından bu yana tedavül kayıtlarının ve üzerlerine dava dışı kişiler lehine konulduğu bildirilen ipoteklerle ilgili ipotek resmi senetlerinin Fatih Tapu Müdürlüğünden istenilmesi halinde gelecek bilgilere göre davacı vekilinin davalı şirketin sözleşmeye aykırı davrandığına ilişkin iddialarının daha sağlıklı değerlendirilebileceği, Bakırköy …… İcra Hukuk Mahkemesinin ……. E ve ……. K sayılı dosyasında davalı vekilince açıla n davada mahkemece verilen “şikayetin reddine ” ilişkin kararın kesinleşip kesinleşmediğinin belirsiz olduğu belirtilmiştir.
Raporda belirtilen Fatih Tapu Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak …… İlçesi, …. Mahallesi, ….. Ada …… sayılı taşınmazın tedavüllü tapu kaydı ile ipotek akit tablolarının eksiksiz olarak celbi ve Bakırköy ……İcra Hukuk Mahkemesine müzekkere yazılarak …… Esas, …… karar sayılı kararın kesinleşip kesinleşmediğinin tespiti ile dosyanın taraf itirazları irdelenerek ek rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiştir.
Aynı heyetten alınan ek raporda, davacı yabancı kredi veren ve yatırımcı tarafından davalı şirkete 09/06/2011 tarihli “Kredi ve Karşılıklı Edim Sözleşmesi ” ve 30/09/2011 tarihli ek sözleşmeye göre toplamda 3.000.000,00 kredi verildiği ve davalı şirket tarafından alındığı ve icra takip tarihine değin geri ödenmediği, 09/06/2011 tarihli “Kredi ve Karşılıklı Edim Sözleşmesi ile tarafların amaçladıkları işlemleri ve hedefleri aradan geçen 5 yıl içinde gerçekleştiremedikleri, ayrıca sözleşmenin “21. Ve 2.2 ” maddesinde yazılı şartların da gerçekleşememesi karşısında kredi borcunun geri iade edilmesinin istenebileceği, bu konuda son takdirin mahkemeye ait olduğu, sözleşmenin imzalandığı 09/06/2011 tarihinden 06/06/2011 icra takip tarihine değin geçen 5 yıllık süre içinde tarafların karşı tarafça yerine getirilmesi gereken edimlerine yerine getirmedikleri gerekçesiyle diğer tarafı yöntemine uygun direnime düşürmedikleri, aynı şekilde yöntemine uygun şekilde sözleşmeyi fesih ettiklerini bildirdiklerini, davacı kredi verenin verdiği krediye geri isteyen bir bildirimi de davalıya göndermediği, taraflar arasında 2013 yılı başlarında yapılan e posta yazışmalarında sözleşmenin amaçlarına ulaşamaması nedeniyle karşılıklı birbirlerini suçladıklarını, bu yazışmalardan sonra aradan geçen 3 yıl içinde aralarındaki sorunun çözümü için nelerin yapıldığının dosya kapsamından anlaşılmadığı, davacı yatırımcı/ kredi verenin sözleşme uyarınca verdiği krediyi geri isteme iradesini ilk kez icra takibi başlatmak şekliyle gösterdiği, bu nedenle icra takip tarihinden önceki dönem için direnim faizi istenip istenmeyeceğinin takdirinin mahkemede olduğu” şeklindeki görüşlerinde bir değişiklik olmadığı, İngiliz Hukuku konusunda bir bilgi ve deneyimleri olmadığı için bu yönde bir inceleme ve değerlendirilme yapılmadığı belirtilmiştir.
Taraflar arasında aktedilen 05/06/2011 tarihli “kredi ve karşılıklı edim sözleşmesi” aktedildiği, davacının “yatırımcı ve kredi veren” davalının ise “kredi alan” sıfatlarını taşıdığı, kredi alan davalı şirketin Sultanahmet’deki 5 ayrı taşınmazın sahibi olduğu, taşınmazların eksiksiz bir şekilde yeniden inşaasına bağlı olarak 11.000 m2 yüz ölçümlü baş yıldızlı otel inşaatı projesinin geliştirilmesinin hedef aldığı, gerekli mimarı ve inşaat projelerinin geliştirilmesi ve onaylanma çalışmasının hızlandırılması amacıyla davacı yatırımcının davalı şirkete 2.000.000 USD transfer edeceği (m.1.1) Proje 1 ve proje 2 şirketlerinin kurulması konusunda tarafların mutabık olduğu (m.1.2) mümkün olan en kısa süre içerisinde ortakların proje 1 ve proje 2 ortaklar sözleşmesi ile her iki şirketin ortaklar sözleşmesinde öngörülmeyen ticari işin tüm yapısını ve diğer genel şartlarını ayrıntılı şekilde hazırlayacakları ve karşılıklı onaylacakları (m.1.3), madde 1.3’de yazılı tüm hususların onaylanmasından sonra kredi alanın lehdarlarının proje şirketi 1’i kuracakları (m.1.4), proje şirketi 1’in tek kurucu ya da çoğunluk kurucu olarak proje şirketi 2’yi kuracakları (m.1.5), kredi alanın taşınmazların tapusunu ticari defter değerleri üzerinden proje şirketi 2’ye devredeceği (m.1.6), taşınmazlarının tapusunu proje şirketi 2’ye devrinden sonra kredi alanın lehdarlarının proje şirketi 1’in % 50 hissesinin yeni yayımını ilk yayım hissesinin defter değerlerine çıkaracakları (m.1.7), yatırımcının proje şirketi 1’in hisselerinin% 50 hissesini 12.000,00 USD bedelle satın alacağı, proje şirketi 1 tarafından alınan fonların kullanım emrinin taraflarca onaylanacağı (m.1.8) 1.3 maddede belirtilen tüm hususların onaylanması ve proje şirketi 1 ve proje şirketi 2’nin kurulmasının ardından yatırımcının 6 ay içinde proje şirketi 1’in hisselerinin % 50’sinin satın alınmasına karşılık proje şirketi 1’i 10.000.000 USD tutarının kısmi olarak transfer edileceği (m.1.9), kredinin m.2.2’ye göre geri ödenmesinin ardından yatırımcının 1 ay içinde proje şirketi 1’in hisselerinin satın alınmasına karşılık proje şirketi 1’e 2.000.000 USD’yi son ödeme olarak transfer edeceği, 1.3 maddede belirtilen şartlardan en az birisinin işbu sözleşmenin yürürlüğe girmesinden itibaren 90 gün içinde yerine getirilmemesi durumunda, kredinin üç aylık sürenin tamamlanması ardından 7 banka işgünü içerisinde işlemiş faiz olmaksızın eksiksiz olarak kredi alan tarafından ödenmek zorunda olduğu (m.1.11), kredi süresinin 9 ay olduğu (m.1.12), madde 1.2, 1.7 ve 1.9’da yazılı şartların tamamlanmasının ardından kredinin geri alan tarafından geri ödenmesi ve zorunluluğunun bulunduğu (m.2.2) hususları kararlaştırılmıştır.
Taraflar arasında 30/09/2011 tarihli ek sözleşme yapılarak sözleşmenin 1.1 maddesinde yazılı olan 2.000.000 USD tutar 3.000.000 USD olarak tadil edilmiş olup, davacı tarafından davalı şirketin banka hesabına 10/06/2011 tarihinde 867.750,00 USD, 17/06/2011 tarihinde 1.132.250,00 USD, 30/09/2011 tarihinde 1.000.000 USD olmak üzere toplam 3.000.000 USD tranfer edilmiş olup, bedelin ödendiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davacı tarafça davalıya ödendiği konusunda ihtilaf bulunmayan 3.000.000 USD’nin davacıya iade edilmesinin gerekip gerekmediği ve davalı tarafın yargılama safahatında ödeme yaptıkları iddiasına ilişkin olarak ödemenin yapılıp yapılmadığı hususların ilişkindir.
Bilirkişi raporundaki tespitlere göre, 11.000 m2 yapı alanına sahip olabilecek beş yıldızlı otelin inşaası için öncelikle 5 ayrı parselin mülkiyetinin davalı şirkete geçirilmesi, bu parsellerin birleştirilerek tek parsel haline getirilmesi, imar planına uygun mimari projelerin hazırlanması, Belediye ve …… Kurulu’nun onayına sunulması vb işlemler ile sözleşme ile amaçlanan hedeflere ulaştıracak şirketlerin kurulması konularında bir ilerleme sağlanabildiğine ilişkin kanıtlar davalı tarafça dosyaya sunulamamış olup, taraflarca sözleşmenin fesih edildiğine ilişkin bir ihtarname de bulunmamaktadır. Bununla birlikte davalı vekili mahkememize ibraz ettiği 25/12/2019 tarihli dilekçesinde alacaklı ile ilişkilerinin şirket ortağı, Moskova’da yerleşik ……. aracılığıyla yürüttüklerini, ……. ‘un birlikte proje geliştirmekte olduklarını, Türkiye’deki projenin önünü açmak ve yurtdışı piyasalarda ticari itibarı sarsmamak amacıyla …… ile görüşmeler yaparak 3.000.000 USD’lik miktarı …..’a 2014 yılı Aralık ayı itibariyle ödediklerini belirtmiştir.
Öğretideki tanımlamalara göre ise, ikrar, görülmekte olan bir davada, taraflardan birinin, diğer tarafça ileri sürülen ve kendisi aleyhine hukuki sonuç doğurabilecek nitelik taşıyan maddi vakıanın doğruluğunu kabul etmesidir. Yargıtay uygulamasında da, ikrara bu anlam yüklenmektedir. (İkrar kavramının tanımı ve aşağıda ikrarın türlerine ilişkin olarak yapılan açıklamalar bakımından ayrıntılı bilgi için bakınız. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı C. II, Ankara 2001, s. 2037 vd.; İlhan E. Postacıoğlu/Sümer Altay, Medenî Usûl Hukuku Dersleri, İstanbul 2014, s. 595 vd.; Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, 7. Bası, C. 1- 2, İstanbul 2000, s. 628 vd.; Necip Bilge, Medeni Yargılama Hukuku Dersleri, 3. Baskı, Ankara 1978, s. 510 vd.; Hakan Pekcanıtez/Oğuz Atalay/Muhammet Özekes, Medenî Usûl Hukuku, 14. Baskı, Ankara 2013; s. 650 vd.; Baki Kuru/Ramazan Arslan/Ejder Yılmaz, Medenî Usul Hukuku Ders Kitabı, 32. Baskı, Ankara 2011, s. 382; Süha Tanrıver, Türk Medeni Yargılama Hukukunda İkrarın Bölünüp Bölünemeyeceği Sorunu, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 1993/2, s. 212 vd.).
İkrardan söz edilebilmesi için, bir tarafın bir vakıa ileri sürmüş olması, diğer tarafın da bu vakıanın doğru olduğunu bildirmesi gerekir. İkrarın konusu, ancak karşı tarafın ileri sürdüğü vakıalar olabilir. Bir tarafın, kendisinin ileri sürdüğü bir vakıanın doğruluğunu bildirmesi ikrar niteliği taşımayacağı gibi, karşı tarafın ileri sürdüğü hukuki sebepler de ikrara konu olamazlar.
İçeriği itibariyle ikrar ya basit (adi), ya vasıflı (mevsuf) ya da bileşik (mürekkep, karmaşık) nitelikte olabilir. Vasıflı ikrara, gerekçeli inkâr da denilmektedir.
Basit (adi) ikrar, karşı tarafça ileri sürülen bir vakıanın doğru olduğunun, herhangi bir kayıt veya şart bildirilmeksizin kabul edilmesidir. Basit ikrarda, onun konusunu oluşturan vakıalar artık tartışmalı olmaktan çıkarlar; dolayısıyla bunların ayrıca kanıtlanmasına gerek kalmaz.
Vasıflı ikrarda karşı tarafın ileri sürdüğü maddi vakıanın varlığı kabul edilmekle birlikte, onun hukuki niteliğinin (vasfının) ileri sürülenden başka olduğu bildirilir.
Bileşik (mürekkep) ikrarda ise, bir tarafın ileri sürdüğü vakıa karşı tarafça bütünüyle kabul edilmekle; eş söyleyişle, vakıanın doğru olduğu ve bildirilen vasıfta bulunduğu kabul edilmekle birlikte, ikrara öyle bir vakıa eklenir ki, eklenen bu vakıa, ya ikrar edilen vakıanın hukuksal sonuçlarının doğmasını engeller ya da onu hükümsüz kılar. Bileşik ikrar, ikrara konu olan vakıa ile, ona eklenen vakıa arasında bir bağlantı bulunup bulunmamasına göre, bağlantılı bileşik ikrar ve bağlantısız bileşik ikrar olarak ikiye ayrılır.
Davalı taraf sözleşme ile kararlaştırılan 3.000.000 USD’nin ödendiğini kabul etmekte ise de ……. ile görüşmeler yaparak 3.000.000 USD’lik miktarı ……’a 2014 yılı Aralık ayı itibariyle ödediklerini belirtmiş olup, bağlantılı bileşik ikrar mahiyetindedir. Ödeme iddiasının ispatı külfeti davalı taraftadır. Ödeme iddiasına karşı mahkememize sunulmuş belge ve delil bulunmamakta olup, cevap dilekçesinde yemin deliline dayanıldığından davalı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılmıştır. Davalı tarafça davacıya yemin teklif edilmiş, davacı asil yemin için belirlenen günde duruşmada hazır bulunmuştur. Davacı asil tercüman maarifetiyle alınan yeminli beyanında, davalı tarafa ödediği 3.000.000,00-USD ‘nin kendisine iade edilmediğini, projenin başında kendilerine aracılık eden ……. ile de karşılıklı anlaşma sağlanmadığını, paranın ……’a da verilmediğini, ……. ile ortaklığının olmadığını, …….’a para verilmiş ise de bunu kendisinin bilmesinin mümkün olmadığını, kendisinin verdiği paranın iade edilmediğini, alacaklı olan tarafın kendisi olduğunu, sonraki tarihlerde de ibralaşma olmadığını, 2014 yılı Aralık ayında da ……. ibralaşma olmadığını, ……den bir kuruş dahi tahsil etmiş olmadığını belirtmiş olmakla davalı tarafça ödeme iddiası ispatlanamamış olup, açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine, Bakırköy……. İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 3.000.000,00-USD asıl alacak kısmı yönünden iptaline, takibin 3.000.000,00-USD asıl alacak üzerinden devamına, takipte işlemiş faiz talep edilmiş ise de davalının takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne dair belge sunulmadığından bu talebi yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin kabulü ile asıl alacağın % 20’ı oranında 2.293.364,46-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-Bakırköy ….. İcra Müdürlüğün’ün ……. Esas sayılı dosyasında davalının 3.000.000,00-USD asıl alacak kısmı yönünden İTİRAZININ İPTALİNE, takibin 3.000.000,00-USD asıl alacak üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin kabulü ile asıl alacağın % 20’ı oranında 2.293.364,46-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 603.744,27 – TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 138.490,55 TL ‘nin mahsubu ile eksik kalan 465.253,72 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 138.519,75 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen tebligat müzekkere- bilirkişi gideri 7.878,10 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre takdir olunan 6.092,41 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 177.302,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 109.889,20 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.09/09/2020

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı