Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/985 E. 2019/27 K. 14.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/985 Esas
KARAR NO : 2019/27

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2018
KARAR TARİHİ : 14/01/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının 12.09.2008 ile 31.12.2011 tarihleri arasında davalılar tarafından devir alınan ….ve Limited Şirketi’nde çalıştığını, haksız ve ihbarsız olarak iş akdinin feshedildiğini, bunun üzerine davacı müvekkili tarafından Bakırköy …. İş Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyasıyla işçilik alacaklarının tahsili talebiyle dava açıldığını ve dava sonunda kıdem, ihbar ve fazla çalışma alacakları taleplerinin kabulüne ilişkin karar verildiğini, davacı müvekkilinin alacağını tahsil için İstanbul ….. İcra Müd.’nün …. Esas sayılı dosyasıyla takip başlattığını, ancak söz konusu dosyaya herhangi bir ödeme yapılmadığını, çok daha sonra öğrendikleri üzere…. Hizmetleri Tic. Ve Ltd. Şti.’nin tasfiye sürecine girdiğini ve tasfiyenin Türk Ticaret Kanuna aykırı bir şekilde tamamlandığını, müvekkili davacının alacaklı olduğunun kesinleşmiş mahkeme kararıyla sabit olmasına ve iş sözleşmesinde müvekkilinin yerleşim yerinin açıkça yazmasına rağmen müvekkili davacıya herhangi bir taahhütlü mektup gönderilmediğini veya benzeri bir bildirim yapılmadığını, dolayısıyla müvekkili davacının kesinleşmiş mahkeme kararıyla sabit olan alacaklarının ödenmeden veya müvekkili davacıya herhangi bir taahhütlü mektup gönderilmeden TTK. m. 541’e aykırı bir şekilde şirketin tasfiye edilmesi nedeniyle TTK m. 553 gereği şirketin ortağı ve tasfiye memuru … ile şirketin diğer ortağı …’nun borçtan şahsen sorumlu hale geldiklerini, borcun ödenmesine ilişkin davalı borçlulara noter vasıtasıyla müvekkili davacının alacaklarının ödenmesi hususunda ihtar çekildiğini, davalı borçluların tebligatı almasına rağmen herhangi bir ödeme veya cevap eyleminde bulunmadıklarını, bunun üzerine davalı borçlular hakkında Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı borçluların haksız ve hukuka aykırı bir şekilde takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini beyanla davalı borçlular tarafından icra takibine vaki haksız ve mesnetsiz itirazların iptali ile takibin devamına davalı borçlular hakkında %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava tarihi itibariyle ticaret sicilden kaydı silinmiş olan…. Hizmetleri Tic. Ve Ltd. Şti.’nin ortağı ve tasfiye memuru olduğunu, tasfiye memuru olan müvekkilinin şirket defterinde kayıtlı alacaklılara mektup gönderdiğini ve Ticaret Sicil Gazete’sinde 10/09/2013, 17/09/2013 ve 24/09/2013 tarihinde üç defa ilan yaptırarak alacaklılara kayıt yaptırmaları için makul süre tanıdığını, 24/10/2014 tarihinde kayıt yaptıran alacaklı bulunmaması ve tasfiyeye konu malvarlığı, para, ortaya sunulmamış ortaklık payı vs bulunmaması sebebiyle bir dağıtım yapılmadan şirketin tasfiye süreci tamamlanarak Ticaret Sicil’den kaydının kapatıldığını, tasfiyesi yapılan şirketin tasfiye tarihi üzerinden beş yıldan fazla zaman geçmiş olduğunu, davacının tazminat isteme hakkının zamanaşımı nedeniyle de dolduğunu, davacının tasfiye memurunun tasfiyeyi kendisine mektupla bildirmemiş olması sebebiyle tasfiye sürecinin kanuna aykırı tamamlandığı iddiası ve bundan doğan tazminat talebinin zamanaşımına uğramış olduğunu, tazminatın ancak haksız ödenen paralar sebebiyle doğmakta olduğunu, malvarlığı vs. bulunmadığından herhangi bir ödeme yapılmaması sebebiyle konusuz kaldığını, tasfiye sürecinde alacağını kayıt ettirmemekte davacının kusurlu olduğunu, tasfiye sürecinin kanuna aykırı tamamlanması halinde alacak talebinin tüzel kişilik yeniden ihya edilerek şirkete yönetilmesi gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı …’na usulünce tebligat yapıldığı cevap verilmediği anlaşılmıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, ilamsız icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya Mahkememize fiziki olarak gönderilmiş olmakla; davacı takip alacaklısı tarafından davalı borçlular hakkında 27.350,37 TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu davalılar tarafından takibe itiraz edilerek takibin durmasına sebebiyet verildiği görülmüştür.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosya aslı, İstanbul….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasının uyap suretleri, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün cevabi yazısı dosya içerisine aldırılmıştır.
Dava İİK’nun 67. maddesine istinaden açılmış İtirazın İptali davasıdır.
TTK’nun 4/1 maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına da bakılmaksızın aynı maddenin alt bentlerinde yazılı istisna hallerin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olduğu hüküm altına alınmıştır. Söz konusu yasa maddesine göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte sayılabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi ya da söz konusu maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her safhasında re’sen gözetilmek zorundadır. HMK’nın 1.maddesinde görev konusunun kamu düzenine ilişkin olup resen gözetileceği, aynı yasanın 114/1-c, 115/1-2 maddeleri uyarınca mahkeme görevsiz olduğu durumlarda istemin usulden reddi gerektiği hususu düzenlenmiştir. Öte yandan, Türk Ticaret Kanunun 4.maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5.maddesinin 2.fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanunun 3. Maddesinde ise, ” Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlenmiştir.Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Somut olayda dava, taraflar arasındaki işçi alacağının ödenmemesi nedeniyle işçinin şirket yetkililerinden işçi alacağının ödenmesi talebine ilişkin açtığı dav olup, TTK’nun 4/1 bendinde yazılı davalardan olmadığı gibi aynı maddenin alt bentlerinde yazılı istisnalar kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında uyuşmazlığın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmekte olup HMK’nun 114/1.(c).b,115. Maddeleri gereğince davanın görev nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-6502 sayılı yasa ve HMK.nın 114/1-c maddesi gereğince davacı tarafça açılan davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-Görevsizlik kararının İstinaf yasa yoluna başvurulmadan kesinleşmesi durumunda, kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkiliBakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE; Mahkememizin görevsizliğine dair kararın İstinaf yasa yolundan geçmek suretiyle kesinleşmesi durumunda, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde (HMK 20. maddesi) Mahkememize başvurması halinde ve talep halinde dosyanın görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Süresinde müracaat edilmemesi halinde HMK 20/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme yapılmasına,
5-HMK’ nın 330/2 maddesi gereğince harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/01/2019

Katip …
¸.

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır